EKONOMİ - 04 Temmuz 2021 Pazar 10:41

Kilosu 500 lirayı bulan ıhlamurun hasadına başlandı

A
A
A
Kilosu 500 lirayı bulan ıhlamurun hasadına başlandı

Çiçek açan ıhlamurların olgunlaşmasıyla Rize’de ağaç sahipleri ıhlamur hasadına başladı.

Havaların güzelliği fırsat bilen Rizeliler bahçelerine girerek olgunlaşan ıhlamur için hasada başladı. Testere ve çay orağı yardımı ile itina ile kesilen dallar biriktirilirken, budama işi bittikten sonra geniş bir alana taşınan dallardan ıhlamurlar sıyrılarak kurutulmak üzere çuvallarına konuldu.

Sonrasında ıhlamurlar el marifeti ile özenle seçilerek geniş bir bezin üzerine serilerek güneş görmeyen yerlerde kurutulmaya başlandı.

Kış aylarında sıkça kullanılan ve insan sağlığına birden fazla faydası olduğu bilinen ıhlamur için yaz ayında hasat yapmaya başladıklarını ve hasadın ardından kurutma işlemi gerçekleştireceklerini dile getiren Mustafa Şimşek isimli çiftçi, “Ihlamur çiçeğinden dünyanın en güzel ballarından bir tanesi üretiliyor. Arılar ıhlamuru çok seviyor. Anzer balı kalitesinde bir bal oluyor. Ayriyeten ıhlamurun en çok kullanıldığı alan çay yapımıdır. Ihlamur ağacından toplanan yaprak ve çiçeklerle kış aylarında çay yapılır. Ihlamur çayı soğuk algınlığına çok iyi gelir. Ihlamurun kullanılmayan yaprakları da hayvanlara veriliyor. Bu yapraktan yiyen hayvanlar bol miktarda süt veriyor. Budadığımız dalları da yine kış aylarında yakacak olarak kullanıyoruz. Eğer ağaç yaşlanmışsa ve kesilmesi gerekiyorsa, ağacın gövdesini atölyeye götürüp kara kovan yapıyoruz. Bir ıhlamur ağacı 150 yıl yaşar. İnsanın ekonomisine de büyük katkılarda bulunur. Bu sene ürünümüz gayet bol. Allah bereket versin. Bu sene çok verimli ıhlamur oldu. İnşallah bundan sonrada böyle devam eder” ifadelerini kullandı.

Kilosu 500 lirayı bulan ıhlamurun hasadına başlandı

Hasat zamanı Haziran ve Temmuz

En verimli hasadın Haziran ve Temmuz ayının aşlarında gerçekleştiğini ifade eden Havva Şimşek ise “En güzel hasat Haziran ve Temmuz aylarında oluyor. Eğer daha geç toplarsanız tomurcuğu çok açar ve çayı güzel olmaz. Bu aylarda toplanması uygundur. Şu an çok güzel bir kokusu var. Dediğim gibi bu aylarda topluyoruz ve kış aylarında tüketiyoruz” şeklinde konuştu.

Kilosu 500 lirayı bulan ıhlamurun hasadına başlandı

‘Kilosu yaklaşık 500 lira’

Dededen kalma aktarlık mesleğini sürdüren Metin Karaca, Korona virüs salgınının baş göstermesiyle ıhlamur satışlarının arttığını ve halen devam ettiğini dile getirdi. Karaca “Yoldan geçen insanlara sorun ıhlamurun soğuk algınlığına ve gribal enfeksiyonlara iyi geldiğini söyleyebilir. Ihlamur çok tatlı bir şey. Hatta konuya da değinmek isterim. Çok eski yıllarda mahkeme binaları olmadan önce ıhlamur ağaçları altında mahkeme kurulurmuş. Ihlamur kutsal bir bitkidir. Pandemi döneminde maske takarak kendimizi koruduk. Geçen yıl pek ıhlamur satamadık çünkü maske dolayısıyla gribal enfeksiyon azaldı. İnsanlar ıhlamura ihtiyaç duymadı. Ihlamur eskiden beri soğuk algınlıklarına karşı evlerimizde olan bir bitkidir. Ihlamur aslında sinir sistemine de çok faydalıdır. Gün içerisinde insanı zinde tutar. Ihlamurun yeşilimsi olan türü vardır. Bunlar yaylalarda güneş almayan bölgelerde kurutulur. Bu biraz daha pahalı olanıdır. Birde sarıya yakın renkte olan ıhlamur vardır. Bunlar güneşte kurutulur. Bana soracak olursanız en değerlisi yeşil olanıdır. Fiyatları bu sene daha açıklanmadı ama yaprak ıhlamurun 200 liradan aşağı satış olacağını düşünmüyorum. Eski belediye başkanımız Reşat Kasap buranın kokusunu çok severdi. Sürekli gelirdi ve yerli ıhlamur alırdı. Ihlamur çayının en güzeli kaynamış suya bir tutam atılarak 15 dakika bekleyerek demlenir. Ihlamurun yanında başka türlü doğal gıda takviyeleri de alınarak daha sağlıklı ve kuvvetli hale getirilebilir. Barış Manço’nun şarkısında geçtiği gibi nane limon karışık misali ile yapılırsa daha faydalı olacağı görüşündeyim. En iyi ıhlamur tamamıyla renginden anlaşılır. Dediğim gibi yeşilimsi renginde olur. Fazla güneşe maruz kalmamış ıhlamur en kalitelisidir. Ihlamurun çiçeği daha faydalı ve doğaldır. Kilosu yaklaşık 500 liradır. Ayrı satılanı da vardır fakat çoğunlukla yaprakla karışık satılır. En sağlıklı olanı bunlardır” dedi.

Osman Kubilay Küçükmustafa
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Yüksekova-Irak arasındaki turizm ağı genişliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesi sınır komşularıyla turizm ağını geliştirmeye devam ederken, Irak’tan gelecek olan 15 acente için bilgilendirme öncesi Başkan Cevdet Özgökçe başkanlığında toplantı yapıldı. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Doğu Anadolu Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Cevdet Özgökçe, Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Yüksekova Esnaf Sanatkârlar Odası (YESO) öncülüğünde başlatılan Iran-Yüksekova arasındaki turizm atağı için bir araya gelindi. İlçenin Cengiz Topel Caddesi üzerinde bulunan Zagroz İş Merkezi’nin Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odasında bir araya gelen STK’lar, iş adamları ve yerel esnaflarca, Irak’ın güney kenti ve Yüksekova arasındaki geliş-gidiş bağlantılarını hızlandırmak için 4 günlük ziyaret öncesi görüşme toplantısı yapıldı. Yapılan toplantıda, Hakkâri ve ilçelerine, Van’a Irak’ın güney kentinden gelen misafirler için görüşmeler yapıldı. Toplantıya, TÜRSAB Başkanı Cevdet Özgökçe, Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı İsmail Akboğa, Yüksekova Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Vedat Çoğaç, Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Gürdal, iş adamı ve Bubi Van Seyahat Acentasının Ebubekir Zirek ve çok sayıda esnaf katıldı. Yüksekova’nın büyümesi için yeni turizm rotasına başladıklarını belirten TÜRSAB Başkanı Cevdet Özgökçe, “Hakkari ve bölgesinin turizmini geliştirmeyi, büyütmeyi göz önüne alarak yola çıktık. Bölgedeki yeni rotaları oluşturmak için buradayız. Allah nasip ederse 21 Mayıs’ta Irak’ın güneyinde Arap bölgesinde 15 tane seyahat acentesinin Hakkâri’ye davet ettik. Acenteleri 2 gün Hakkâri ve 2 gün Van olmak üzere 4 gün ağırlayacağız. Yakın bir süreçte de buradaki sektörle bir araya gelip Türkiye’de iç pazarda kültür turları yapan büyük tur operatörleri ile acenteleri Yüksekova’ya davet edip coğrafyamızı tanıtmayı planlıyoruz. Bölgedeki turizmi mevsimsellikten çıkartıp 12 aya yaymak istiyoruz. Nitelikli turisti buraya getirebilmek için bugün buradayız. Bildiğiniz üzere geçen sene Yüksekova’ya Hilton oteli yapıldı. Çok güzel bir otel. Yaklaşık 170 tane odası var, bu da bizim elimizi güçlendiriyor. TÜRSAB olarak geçen yıl gibi bu yıl da ağırlığımızı bu bölgeye vereceğiz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Türk Hava Yolları, Taş Tepeler Projesi’nin ana sponsoru oldu Türk Hava Yolları 2024 – 2029 yılları arasında Taş Tepeler Projesi’nin ana sponsoru ve karşılama merkezi ile araştırma merkezinin isim sponsorluğunu üstlendi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy anlaşmayla ilgili olarak “Türk Hava Yolları ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasındaki işbirliğinin artarak devam edeceğine inanıyorum.” açıklamasında bulundu. Sponsorluk imza töreninde konuşan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat; "Özelde Göbeklitepe ve genelde ise 12 ayrı antik yerleşim yerinden oluşan Taş Tepeler yöresi sadece Türkiye’deki değil dünyadaki en önemli keşiflerden ve kazı alanlarından birisidir. Bildiğiniz üzere Türk Hava Yolları olarak dünyanın birçok farklı bölgesinde ülkemiz turizmine katkı sağlamak ve ülkemizi tanıtmak için etkinlikler düzenliyoruz. Amerika’dan Uzakdoğu’ya ve Avustralya’ya uzanan bir yelpazede düzenlediğimiz bu etkinliklerde Taş Tepeler’in tanıtımına özel ihtimam gösteriyor bu güzide belgeyi tanıtmak ve turizme katkı sağlamak için çalışıyoruz. Türk Hava Yolları olarak Taş Tepeler projesinin sponsorluğunu üstlendiğimizi bildirmekten gurur ve mutluluk duyuyorum. Türk Hava Yolları olarak Taş Tepeler projesinin ana sponsoru ve Karşılama ile Araştırma Merkezi’nin isim sponsoru oluyoruz. Uzun soluklu bir proje olan Taş Tepeler projesine hep birlikte katkı sağlamaya Taş Tepeler’i, Şanlıurfa’yı ve ülkemizi dünyanın dört bir tarafına tanıtmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı. Taş Tepeler anlaşmasına dair açıklamalarda bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Özellikle Anadolu Arkeoloji konusunda çok büyük bir envantere sahip. 2018’den itibaren bu arkeolojik değerlerin gün yüzüne çıkarılması ve çıkarılan envanterin korunması açısından yeni bir politika uyguluyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak çok yoğun çalışmalara öncelik ediyoruz. Türkiye geneline baktığımızda 144 noktada yerli kazı başkanlığı, 32 noktada yabancı kazı başkanlığı vardı. Bu sene yeni projemizle birlikte hem kazı başkanlıklarının tamamı yabancı kazı başkanlıklarının olduğu yerlerde, yerli kazı başkanlıklarıyla takviye edildi hem de ekip, ekipman ve bütçe olarak desteklenerek 12 aylık kazı programın alındı. Burada sevinerek söylemem gerekiyor ki Taş Tepeler projesi geleceğe miras kapsamına alınmış projelerin başında geliyor. Geçen sene Türkiye’de 720 noktada kazı ve kurtarma çalışması yapıldı ve bu dünyada rekordur. En çok yıllık kurtarma çalışması yapılan ülke olduk. 2024’te bu sayıyı 750’ye çıkartmaya çalışıyoruz. 2026’da da yıllık 800’lük kazı çalışması projelendirerek bu süreci arttırarak dünya genelindeki liderliğimizi devam etmek istiyoruz.” dedi Konuşmasına Taş Tepeler projesi çalışmalarından söz ederek devam eden Bakan Ersoy, “Özellikle 2021 yılında başlatılan Taş Tepeler projesiyle daha önceleri sizin Göbeklitepe olarak bildiğiniz projeyi çok daha geniş bir alana yaydık. Özellikle Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe veya Harbetsuvan gibi 11 ayrı bölgeye yayılarak çalışmalar devam ediliyor. Burada Karahantepe ve Göbeklitepe’de özellikle Taş Tepeler projesinde Şanlıurfa müzemizin denetiminde İstanbul Üniversitesi arkeoloji ana bilim dalıyla birlikte detaylı bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmalar sadece bir üniversite ile sınırlı değil. Şu anda 21 tanesi yabancı olmak üzere yaklaşık 32 tane üniversite ve enstitü birçok akademik kurumla iş birliği yaparak bu çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Şu anda arkeoloji konusunda Türkiye’deki en geniş kapsamlı arkeoloji projesi olarak da bu benimsenmiş durumda. Hatta Karahantepe özelinde 2023 yılında 32 ülkeden 970 hakemin katıldığı bir süreçte. Dünyanın en önemli 9 projesinden biri olarak kabul edildi.” ifadelerini kullandı. Konuşmanın sonlarında Türk Hava Yolları ile yapılan anlaşmanın önemine vurgu yapan Ersoy, ”Bu sponsorluk çok önemli. Türk Hava Yolları ile yaptığımız bu çalışmalar kapsamında bu yıl içinde laboratuvarların da olduğu bir araştırma merkezini hayata geçireceğiz. Karahantepe’de önümüzdeki sene ziyaretçi merkezini oluşturacağız. Geçen sene deprem sebebiyle ertelemiş olduğumuz Dünya Neolitik Kongresi’ni 4 – 8 Kasım tarihlerinde Harran Üniversitesi’nde gerçekleştireceğiz. Ben Türk Hava Yolları ile Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğinin ilerleyen yıllarda artarak devam edeceğini düşünüyorum. Zaten turizm açısından da bakıldığı zaman 330’dan fazla noktaya direkt uçuşuyla Türk Hava Yolları inanılmaz bir hizmet sunuyor. İnşallah bu sinerjiyi katlayarak devam ettireceğiz. Bugün imzalayacağımız anlaşmanın protokolünün de daha nice hayırlı protokollere vesile olmasını diliyor, teşekkür ediyorum.” dedi. Bakan Ersoy’un konuşmasının ardından karşılıklı olarak imzalanan anlaşma sonrası ikili basın mensuplarına poz verdi. Program “Connect To Türkiye” Etkinliği ile devam etti.
Balıkesir Ulusal doğal gaz boru hattı Dursunbey’e geliyor Taşımalı CNG sistem ile 2021 yılında Dursunbey’e kazandırılan doğal gaz, 2025 yılında Dursunbey’e ulusal hat ile gelecek. Orhaneli üzerinden gelecek olan hatta çalışmalar başladı. Dursunbey’de gerçekleştirdiği projeler ile isminden sıklıkla söz ettiren Belediye Başkanı Ramazan Bahçavan, sözünü verdiği doğal gaz ulusal boru hattı projesine, BOTAŞ yetkililerinin de katıldığı törende start verdi. Dursunbey 2. Etap TOKİ konutları üzerinde bulunan şantiye alanından başlayan projenin açılış törenine Belediye Başkanı Ramazan Bahçavan, BOTAŞ Kontrolör Amiri Abdullah Kılıç, Belediye Meclis üyeleri, ilçe muhtarları, STK temsilcileri, yüklenici firma yetkilileri, çeşitli kurum ve kuruluşlardan yetkililer ile çok sayıda vatandaş katıldı. Açılış konuşmasını yapan Başkan Bahçavan, yıllardır hayalini kurmuş oldukları bir projenin gerçekleşmesine bu törende şahitlik ettiklerini belirtti. Dursunbey’in yüzde yetmişinin ormanlarla kaplı olduğu halde hava kirliliğinin yaşandığını söyleyen Bahçavan; “Allaha şükür çabalarımız sonuç verdi. Burada BOTAŞ’ın yetkilileri var, onların nezdinde Enerji Bakanlığımıza ve BOTAŞ Genel Müdürümüze çok teşekkür ediyorum. İlk etapta bakanlığımızın çabaları, bizlerin onlara defalarca gidip gelmemizle taşımalı sistem doğal gaza kavuştuk. Tabi o da bir yere kadar. Tüm Dursunbey’in daha konforlu doğal gaza kavuşması, OSB’mizde de doğal gaz ihtiyacı olması nedeni ile ulusal doğalgaz için de girişimlerimiz oldu. 37,5 kilometrelik bu hatta Büyükorhan’a doğru çalışmalar hızlı bir şekilde başladı. Ben bu çalışmalara vesile olan en başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Enerji Bakanımıza, BOTAŞ Genel Müdürümüze, BOTAŞ yetkililerine ve elini taşın altına koyan kıymetli müteahhidimize çok teşekkür ediyorum” dedi. Çalışmalar hakkında teknik bilgi veren BOTAŞ Kontrolör Amiri Abdullah Kılıç ise “Büyükorhan ilçesinden aldığımız doğal gazı Dursunbey’de yapacağımız PİG istasyonuna yaklaşık 38 kilometrelik bir hatla getireceğiz. Projemizin yer teslimi 27 Mart 2024’te yapıldı. Toplam yapım süresi 1 yıl olacak. Projemizin bitiş süresi ise 27 Mart 2025 olarak belirlendi. Ama biz bu projeyi bir yıl kadar uzatmak istemiyoruz. Mümkün olan en kısa sürede inşallah Kasım ayı gibi bitirmeyi planlıyoruz. Güzergâh açma çalışmalarımız başladı. Bu sürede yaklaşık olarak 3 km güzergâh açtık. Güzergâh açma çalışmalarımız devam ederken önümüzdeki hafta itibari ile boru dizmeye ve kaynak yapmaya başlayacağız. Yapılacak olan testlerin ardından yıl sonuna doğru bu hatta gazı vermeyi planlıyoruz” dedi. Konuşmaların ardından Dursunbey Müftüsü Ali, Öztürk tarafından dua yapılırken, sonrasında ise kurban kesildi. Törenin ardından güzergâhta incelemelerde bulunan katılımcılar, yüklenici firma yetkililerine kolaylıklar diledi.