SPOR - 15 Eylül 2017 Cuma 18:24

Kuyt: 'Fenerbahçe’de oynadığım dönemlerden gurur duyuyorum'

A
A
A
Kuyt: 'Fenerbahçe’de oynadığım dönemlerden gurur duyuyorum'

Fenerbahçe’nin eski futbolcu Dirk Kuyt, sarı-lacivertlilerde çok saygı gördüğünü söyleyerek, “Fenerbahçe’de oynadığım dönemlerden gurur duyuyorum” dedi. Meireles ise Fenerbahçe’nin çok büyük bir kulüp olduğunu belirtti.

Özel işleri için İstanbul'a gelen Fenerbahçe’nin eski futbolcuları Dirk Kuyt ve Raul Meireles, futbol takımının Can Bartu Tesisleri’nde yaptığı antrenmanın bir bölümünü de izledi. Tesisleri gezen ve yöneticilerimiz, teknik heyet, eski takım arkadaşları ve Samandıra personeli ile hasret gideren Dirk Kuyt ve Raul Meireles, ziyaretle ilgili de kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu.

Dirk Kuyt: “Burada çok büyük saygı gördüm ve görüyorum”

Burada tekrar olduğu için mutlu olduğunu söyleyen Kuyt, “Fenerbahçe’de 3 harika yıl geçirdim. Tekrar burada olmak benim içim büyük bir keyif. Geçtiğimiz yıl UEFA Avrupa Ligi’nde Feyenoord forması ile Fenerbahçe’ye karşı maçlar oynamıştık. Burada oynanan maçın ardından da tesisleri ziyaret etme fırsatı bulmuştum. Şu anda ise özel sebeplerden dolayı burada bulunuyorum. Tekrardan burada olduğum için, bu tesisleri görme fırsatı yakaladığım için çok mutluyum. Burada çok fazla tanıdık yüz gördüm. Buraya her geldiğimde kendimi evimde gibi hissediyorum” şeklinde konuştu..

“Beni Fenerbahçe’ye Aykut Kocaman getirdi”

Teknik Direktör Aykut Kocaman ile ilgili de ayrı bir parantez açan Kuyt, “Aykut hocamızı tekrar görmek, harika bir duygu. Beni Fenerbahçe’ye getiren teknik direktördü. Ona bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Beni böyle harika bir takıma getirdiği için. Çok güzel tecrübeler edindim. Böyle tecrübeli hocanın tekrar Fenerbahçe’nin başında olması da Fenerbahçe için son derece büyük bir mutluluk kaynağı” şeklinde konuştu.

“Fenerbahçe’yi hala takip ediyorum”

Takımdaki potansiyeli vurgulayan Hollandalı oyuncu, “Burada yeni bir takım var. Beraber oynadığım birkaç arkadaşım var ve bana göre harika bir takım kurulmuş. Fenerbahçe’yi hala takip ediyorum. Beraberlikler ve mağlubiyet aldığımız maç oldu ama bu takımın hala zamanı ihtiyacı var. Benim geldiğim sezonda da sezon başı iyi bir başlangıç yapmamıştık, bunu da arkadaşlarıma hatırlattım. Zor bir sezon başı olmuştu ama takım birbiriyle o bağlantıyı iyi bir şekilde kurduktan sonra devamı gelmişti. Aynı dileklerimi bu takıma da ilettim. Umuyorum çok başarılı bir yıl geçirirler. Antrenmanın da bir bölümünü izleme fırsatı bulduk.Takım çok çalışıyor ve büyük bir potansiyeli var” diye konuştu.

“Fenerbahçe’de oynadığım dönemlerden gurur duyuyorum”

Sarı-lacivertli taraftarları da unutmadığını söyleyen Kuyt, “3 yıl boyunca bana burada göstermiş oldukları büyük saygı için çok teşekkür ediyorum. Ama bu saygı sadece 3 yılla sınırlı kalmadı. Fenerbahçe’den ayrıldığım günden itibaren bir gün yok ki onlar bana destek mesajlarını iletmesinler. Fenerbahçe taraftarı her zaman bana saygı gösteriyor. Sosyal medya üzerinden mesajlar alıyorum. Hala bu ailenin bir parçası olduğumu hissettiriyorlar ve hala gerçekten kendimi bu aileye ait hissediyorum. Fenerbahçe’den ayrılalı 2 yıl oldu ama Fenerbahçe’de oynadığım dönemlerden gurur duyuyorum. İnsanların göstermiş olduğu sevgi büyük mutluluk. Buradaki kapıların bana her zaman açık olduğunu hissetiriyorlar. Sadece Başkanımız, sadece burada çalışan antrenörler, futbolcular ve çalışanlar değil; aynı zamanda taraftarlarda İstanbul’a geldiğim andan itibaren yine bana çok sıcak davrandılar ve bana yaptıklarım için teşekkür ettiler. Tek söyleyebileceğim şey, asıl ben onlara teşekkür ediyorum. Çok büyük saygı gösterdiler ve gösteriyorlar. Bende bu yüzden onlar için kulübe her şeyimi verdim” değerlendirmesinde bulundu.

Meireles: “Kendimi evimde gibi hissediyorum”

Portekizli eski milli oyuncu Raul Meireles de, “Buraya geldiğim ilk andan itibaren kendimi gerçekten evimde hissettim. Arkadaşlarımı ve burada birlikte çalıştığımız insanları görmek çok güzel. İçimde bir hasret vardı ve onu gidermeye çalışıyorum. Fenerbahçe’de 4 yıl geçirdim ve bu insanlarla tekrar bir arada olmak güzel bir his” dedi.

“Fenerbahçe çok büyük bir kulüp”

Taraftarlar içinse Meireles, “Taraftarların bu kulübe ne kadar tutkulu olduklarını gayet iyi biliyorum. Çok büyük bir kulüp burası ve onlar gibi taraftarlar bulmak da kolay değil. Bu takıma verdikleri desteğe aynı şekilde devam etsinler. Fenerbahçe çok büyük bir kulüp ve onların desteğini fazlasıyla hak ediyor. Taraftarların desteğiyle Fenerbahçe çok daha güzel yerlere gelecektir. Bir yandan da onlara çok teşekkür ediyorum. Burada bulunduğum 4 yıl boyunca her zaman beni çok iyi bir şekilde ağırladılar. Bana hep iyi davrandılar ve desteklerini hep hissettirdiler” diye konuştu. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Ayvalık’ta GMKA destekliyor kadınlar güçleniyor Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) bölgesindeki kadın girişimcileri destekleyerek yerel düzeyde üretkenliği artırıyor aynı zamanda kadın istihdamına da katkıda bulunuyor. GMKA’nın Kırsal Ekonominin Desteklenmesi Programı ile destek olduğu “Geçmişten Geleceğe Pamuk ve Yünün Mekikle Dansı” projesinde kadınlar yeni tezgâhlar ile kurulan atölyede dokuma üretim kapasitesini artırdı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyetlerini yürüten GMKA, desteklediği proje ile Balıkesir Ayvalık’ta faaliyetlerini yürüten Kadın Emeğini Destekleme İşliği Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi’nin ortak iş yapma kültürünü geliştirirken, geleneksel dokuma teknikleri ile el emeği ürünler üreterek somut olmayan kültürel mirası da yaşatıyor. Bölge kadınları üretime değer katıyor Bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılmasına katkı sağlama amacını güden proje ile kırsal alanda üretilen ürünlerin katma değerinin artırılması, kırsalda faaliyet gösteren üreticilerin örgütlenme kapasitelerinin geliştirilmesi ve ürün çeşitliliğini arttırarak daha fazla kadına iş olanağı sağlamak hedefleniyor. Eko sisteme zarar vermeyen ürünlerin üretilmesine ve kullanılmasına katkı sağlamak da projenin amaçları arasında yer alıyor. Kooperatif bu proje ile kurumsal kimlik oluşturarak markalaşmayı başarmak, sedefli battaniye için coğrafi işaret alma konusunda girişimde bulunmak, aynı zamanda üretim süreçlerimizi kısaltarak verimi arttırmak, toptan satış kabiliyeti kazanmak, bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlamak, kullanılan el eğirmesi kökboyalı yün sayesinde hayvancılığı desteklemeyi de amaç ediniyor. Artan kapasite ile birlikte kooperatif bünyesine daha fazla kadının katılması bekleniyor. Hedeflere güç birliği yaparak ulaşılacağı düşünülen projede, ülke kaynaklarını verimli kullanarak ve ekolojik sisteme zarar vermeyen sağlıklı malzemelerden üretilen ürünlerinulusal ve uluslararası pazarlarda yer alması bekleniyor. “Sürdürülebilir Bir Kalkınmaya İvme Kazandırıyoruz” GMKA Genel Sekreteri Onur Adıyaman, “Ajansımızın desteklediği projeler, kadın girişimcilerin güçlenmesine ve yerel ekonominin canlanmasına büyük katkı sağlıyor. Genel Müdürlüğümüzün de bu sene belirlemiş olduğu ’Kadın İstihdamı’ teması doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu projede de kadınların el emeği ürünlerini geleneksel dokuma teknikleriyle üretmelerine seçenek tanıyarak kültürel mirasın yaşatılmasına ve ekonomik değer oluşturulmasına katkı sağladığımız için mutluyuz. Bu projeler kırsal alandaki üreticilerin örgütlenmesini güçlendirerek kadınlara iş şartları sunuyor ve ekolojik sürdürülebilirliği destekliyor. GMKA’nın kadın kooperatiflerini destekleme ve güçlendirme çabaları, bölgedeki kadınların ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesine önemli bir katkı sağlıyor. Bu projeler ile bölge ekonomisine de katkıda bulunarak sürdürülebilir bir kalkınmaya ivme kazandırıyoruz.” diye konuştu. GMKA ilan ettiği Kırsal Ekonominin Geliştirilmesi Mali Destek Programı ve Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı ile kooperatifler vasıtasıyla kadınların ortak iş yapma kültürünü geliştirmeye devam ederken Güney Marmara Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi Programı ile de kadın kooperatiflerinin kapasitelerini güçlendirmeye devam ediyor.
Ankara Gazi Üniversitesi’nde Filistin eylemi Gazi Üniversitesi öğrencileri, üç dilde yaptıkları basın açıklaması ile Gazze’deki soykırıma tepki göstererek, ABD üniversitelerindeki barışçıl eylemlere destek verdi. Gazi Üniversitesi öğrencileri, üniversite kampüsü içinde bulunan Hoca Ahmet Yesevi Camii’nde bir araya gelerek, ‘Gazze’deki Soykırıma Tepki ve Amerikan Üniversitelerindeki Barışçıl Eylemlere Destek’ başlıklı bir açıklama yaptı. Cuma namazının ardından yapılan basın açıklamasına Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız, öğrenciler ve akademisyenler katıldı. Açıklama üniversite öğrencilerinden Ahmet Kartal, Zübeyir Kaan Durmuşoğlu ve Ahmed Alhila tarafından Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak üç dilde yapıldı. “Burada bulunan bizler bu vahşete karşı asla duyarsız olmayacağız” Türkçesi üniversite öğrencisi Ahmet Kartal tarafından yapılan açıklamada, Gazze’de yaşananlara Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversitelerin de sessiz kalmadığı hatırlatıldı. Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin yanlısı gösterilerin diğer üniversitelere de yayıldığı belirtilen açıklamada, “Gazze’deki bu soykırıma Amerika Birleşik Devletleri’nde yer alan üniversiteler de sessiz kalmamış, Columbia Üniversitesi’nde başlayan Filistin yanlısı gösteriler diğer üniversitelere de yayılmıştır. Bu gösterilerle İsrail’in gerçekleştirdiği soykırımın bir an önce durdurulması sorumluluğu tüm insanlığa hatırlatılmıştır. Üniversite öğrencilerinin bu tepkilerine öğretim elemanları da destek vermiştir. Ancak vahşice işlenen soykırıma karşı insani ve vicdani sorumluluk bilinciyle hareket eden üniversite öğrencileri ve öğretim elemanlarının bu barışçıl gösterileri antidemokratik bir şekilde ve sert müdahalelerle bastırılmaya çalışılmaktadır. Bu barışçıl eylemlere karşı uygulanan orantısız şiddeti ve baskıyı kınıyor, vicdanının sesini dinleyen ve bu zulme seyirci kalmayan üniversite öğrencilerinin ve öğretim elemanlarının yanlarında olduğumuzu beyan ediyoruz. Bu vahşete Türk milleti olarak sessiz kalamayız. Hatta bugün burada bulunan bizler bu vahşete karşı asla duyarsız olmayacağız. Caydırıcı yaptırım ve müdahalelerle İsrail baskısı ve zulmü bir an önce sonlandırılmalıdır. Tüm insanlığı bir an önce Gazze’de uygulanan vahşeti durdurmaya ve barış yanlısı öğrenci ve öğretim üyelerine uygulanan şiddete karşı harekete geçmeye davet ediyoruz” denildi.
Eskişehir Sıtma 24 saat içinde tedavi edilmeli Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Uluğ, son dönemde daha yaygın görülmeye başlanan Sıtma hastalığı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirdi. Sıtmayı sivrisineklerin plazmodium adlı paraziti insanlara bulaştırması yoluyla oluşan ateşli bir enfeksiyon hastalığı olarak tanımlayan Özel Ümit Batıkent Hastanesi Doktoru Mehmet Uluğ, “Sıtma, dişi anofel sivrisineklerinin ısırmasıyla bulaşır. Dişi sivrisinekler yumurtalarını beslemek için bir kan emerler. Bulaşma, sivrisineklerin sayısına ve hayatta kalmasını etkileyebilecek iklim şartlarına da bağlıdır” dedi. "24 saat içinde tedavi edilmeli" Dr. Uluğ, “Sıtma salgınlarının, uygun şartların oluşması halinde, sıtmaya karşı bağışıklığın düşük olduğu bölgelerde veya insanların iş bulmak için mülteci olarak yoğun sıtma bulaşan bölgelere geçtiğinde ortaya çıkabilir. Sıtma, göç alan ve mültecilerin yoğun olduğu bölgelerde daha çok görülen akut ateşli bir hastalıktır. Semptomlar genellikle enfektif sivrisineğin ısırmasından 10-15 gün sonra ortaya çıkar. İlk belirtiler ateş, baş ağrısı ve titremedir” diye konuştu. "Önlenebilir ve tedavi edilebilir" P. falciparum sıtmasının 24 saat içinde tedavi edilmezse ciddi bir hastalığa dönüşebileceğine dikkat çeken Dr. Uluğ, bunun sıklıkla ölüme yol açabileceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Çocuklarda: şiddetli anemi, metabolic asidoz ile ilişkili solunum sıkıntısı veya serebral sıtma bulgularından bir veya daha fazlası görülebilir. Yetişkinlerde, çoklu organ yetmezliği sık görülür. Hayatı tehdit eden sıtma hastalığı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü, tüm sıtma şüpheli vakalarında tedavi uygulanmadan once mikroskopi veya hızlı tanı testi kullanılarak tanının doğrulanmasını önerir. Sıtma ilaçların etkinliğinin korunması, sıtma kontrolü ve eliminasyonu için kritik öneme sahiptir.” Korunma yolları ve aşı Hasta bireylerin tedavi edilmesi ve vektör kontrolünün sıtma iletimini önlemenin ve azaltmanın ana yolu olduğunu dile getiren Dr. Uluğ, “Hasta olan herkes özenle tedavi edildiğinde bulaş zinciri kırılacağı için enfeksiyon sayıları azalacaktır. Vektör kontrolünde ise; böcek ilacı uygulanmış cibinliklerin kullanılması ve iç mekanların ilaçlanması etkilidir. Riskli bölgelere yolculuk yapanlar da kemoprofilaksi ile sıtma önlenebilir. Sıtma parazitinin karmaşık yapısının aşı geliştirilmesini çok zor bir iş haline getiriyor. Ancak RTS, S/AS01 (RTS, S), Afrikalı çocuklarda sıtmayı önemli ölçüde azaltan ilk ve bugüne kadar ki tek aşıdır. Sadece en sık ve ölümcül sıtma paraziti olan P. falciparum’a karşı etkilidir” ifadelerini kullandı.