SAĞLIK - 29 Aralık 2022 Perşembe 09:35

Mamografi işlemi ile ilgili efsaneler yeni cihazlarla son buldu

A
A
A
Mamografi işlemi ile ilgili efsaneler yeni cihazlarla son buldu

Meme kanseri teşhisi için önem arz eden mamografi işlemi ile ilgili, “çok ağrılı bir işlem” ya da “mamografi çektirmek meme kanseri yapıyor” gibi söylentilerin artık yeni cihazlarla birlikte son bulduğunu aktaran Radyoloji Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Süheyl Poçan, “Gelişen teknoloji ile birlikte cihazlar artık tamamen hasta dostu. Ayrıca eskiye nazaran çok daha az dozda radyasyonla daha ayrıntılı görüntüleme yapabiliyoruz” dedi.

Diğer bütün kanser türlerinde olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhis oldukça önemli bir yer tutuyor. Özellikle meme kanseri teşhisinde ve doğru tedavilerin uygulanması amacıyla yıllardır kullanılan mamografi cihazları teknoloji ile birlikte doğru orantılı olarak geliştirilmeye devam ediyor. Eski cihazlarda yaşanan bazı problemlerin artık yeni cihazlarda yaşanmadığına dikkat çeken BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Süheyl Poçan, yeni cihazların hasta dostu olduğunu söyledi. Süheyl Poçan ayrıca radyasyon oranlarının da minimuma indirilmesine rağmen görüntülemenin ise aksine daha detaylı ve ayrıntılı olduğunu söyledi.

“Cihazlar hasta kontrolünde oluyor olduğu için acı eşiklerine göre ilerleniyor”
X ışını ile çalışan mamografi cihazlarının artık son teknolojiye uyumlu olarak en küçük kitleleri bile erken dönemde fark edilmesini sağladığını ifade eden Süheyl Poçan ayrıca cihazların artık hasta kontrolünde olduğunu vurguladı. Eskisi gibi ağrılı bir işlem olarak adlandırılmayan mamografi ile ilgili Poçan, “Mamografi cihazı hem meme kanserinin tanısında hem de tarama amacıyla kullanılan bir cihaz. Oldukça küçük kitleleri erken dönemde fark etmemizi sağlayan bulgulardan yola çıkarak meme kanseri tanısı konuluyor. Bu cihaz hem American College Of Radyoloji hem de Türk Sağlık Bakanlığının meme taramasında kullanmasını önerdiği en önemli cihazlardan birisi. Hastanemizde kullanılan cihaz da dijital mamografi cihazıdır. Uluslararası kurumlar tarafından en düşük doz ile görüntüleme yapabileceği belgelenmiş, hastalara çok düşük dozlarda görüntüleme yapabilen bir cihaz. Aynı zamanda hasta ve kullanıcı dostu. Konvansiyonel mamografi dediğimiz önceki nesil mamografilerde memenin sıkıştırtma işlemini tekniker yapıyordu. Hastalar bu esnada ağrı duyduklarını söyleyerek sonraki mamografi çekimlerinden kaçındıklarını anladık. Ağrı duymamak için mamografi çekiminden imtina ediyorlardı. Fakat artık cihazın sahip olduğu kumanda hastanın kendi kontrolüne veriliyor. Böylece sıkıştırma işlemini hasta kendisi yapıyor. Hastalar bu sayede ağrı eşiğini biraz daha yükseltebiliyor. Yani daha fazla acıya katlanıyor. Böylelikle daha etkili görüntüleme yapıyoruz” dedi.

Mamografi işlemi ile ilgili efsaneler yeni cihazlarla son buldu

Saniyeler içinde veriler uzmanlara iletiliyor ve ömür boyu saklanıyor
Cihazların dijitalleşmesi ile birlikte verilerin dakikalar içinde uzmanlara iletildiğini ve kaybolmadığını da söyleyen Poçan, “Teknolojinin gelişmesi ile birlikte cihazların üretim anlayışı ve görüntülemenin teknolojisi da gelişti. Eskiden konvansiyonel filmler üzerine basılıyordu. Şimdi dijital teknoloji ile görüntüyü konu hakkında uzman kişiye saniyeler içinde göndermek mümkün oluyor ve sonsuza dek saklama imkanı sağlıyor. Böylelikle daha sonraki mamografi çekimlerinde kıyaslama imkanı sunuyor. Tespit ettiğimiz anormalliğin öncesine ve sonrasına bakarak hastalığın süreci hakkında fikir sahibi olabiliyoruz. Ayrıca modern teknoloji ile üretilmiş mamografi cihazlarının görüntü değerlendirme iş istasyonları var. Bu iş istasyonlarında yapay zeka yazılımlarından faydalanıyoruz. Gözümüzün ayırt edemeyeceği derecede küçüklükteki kireçlenme parçacıklarını cihaza tespit ettirmek mümkün. Cihaz bize o bölgeye özellikle bakmamızı yönlendirerek tanısal doğruluğumuzu arttırıyor” şeklinde konuştu.

“Önümüzdeki yıllarda radyasyon oranı en aza indirilecek”
İki poz çekim ile 1 yılda alınan radyasyonun çok daha altında bir radyasyona maruz kalındığını ve ilerleyen yıllarda bu oranın daha da indirileceğini dile getiren Poçan sözlerine şöyle devam etti:
“Bu cihaz sadece meme kanseri teşhisinde değil çok düşük dozda çalışmasından dolayı bebeklerde ve çocuklarda da kullanımına imkan sağlıyor. Çok hassas çalışabilen, gözden kaçabilecek küçük kırıkları, çıkıkları yine mamografide değerlendirebiliyoruz. Cihaz üreticileri de öncelikle hasta güvenliğini korumak adına çok daha düşük doz radyasyon ile çekim işini başarabilecek cihaz üretimine ağırlık veriyorlar. İki poz mamografi ile 3,5 miligrey seviyesinde radyasyon alıyorsunuz ki Dünya Sağlık Örgütünün bir kişinin yılda alabileceği radyasyonun çok çok altında bir oran. Teknoloji ile birlikte çok daha düşük dozda radyasyon yayan cihazlar üretilecektir.”

Mamografi ile ilgili doğru bilinen yanlışlar
Son olarak mamografi işlemi için toplum arasında doğru bilinen yanlışlara da değinen Poçan, “Özellikle iki yanlışa değinmek istiyorum, ilki Mamografi çektirmenin meme kanseri yapacağı söylemi var, bu kesinlikle yanlış. Diğer husus da mamografi işleminin çok ağrılı bir işlem olduğu. Bu şehir efsanesi şeklinde kadınlar arasında yaygın bir söylem. Bunun da çok aslı yoktur. Modern cihazlar hasta kontrolündedir ve meme sıkıştırma işlemini de kendisi yapar. Hasta ağrı duyduğu noktada sıkıştırma işlemini sonlandırabiliyor. Yani mamografi işleminden bu söylentilerden dolayı kaçınmasınlar” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum ETSO’dan meslek lisesine destek talebi ETSO Vakfı’na ait olan arazide meslek lisesi kurulması için yapılan çalışmalar hakkında Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin’e bilgi verildi ve destek istendi. Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, AK Parti Erzurum Milletvekilleri Selami Altınok ve Abdurrahim Fırat, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Ak Parti İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu, ilçe belediye Başkanları, kamu kurum ve kuruluşların temsilcileri ve beraberindeki heyetle birlikte, Erzurum-Aziziye Karayolu üzerinde mülkiyeti ETSO Vakfı’na ait olan arazide meslek lisesi kurulması çalışmaları hakkında detaylı incelemelerde bulundu. Bu arazi, 1. ve 2. Organize Sanayi Bölgelerine yakınlığı ile dikkat çekmekte olup, bu sanayi bölgelerindeki fabrikalara ara ve teknik eleman yetiştirme noktasında önemli bir ihtiyacı karşılamayı hedefliyor. Mesleki Teknik Lise yapımı için ETSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, ETSO Yönetim Kurulu Üyesi ve 2. OSB Müdürü Fırat Karakaya ve ETSO Meclis Üyesi Abdullah Samancı, Bakan Tekin’e proje hakkında bir sunum yaptılar. Sunumda, okulun, bölgenin sanayi ihtiyaçlarına yönelik olarak özel mesleklere dair müfredatlarla eğitim vereceği ve öğrencilerin hem teorik hem de pratik bilgiyle donatılacağı vurgulandı. Başkan Özakalın, meslek lisesinin kurulmasının, sanayi sektöründeki kalifiye eleman açığını kapatmada kritik bir rol oynayacağını belirtti. Özakalın, ayrıca, bu projenin gençlerin istihdam edilebilirliğini artırarak, bölgenin ekonomik kalkınmasına önemli katkılar sağlayacağını ifade etti. Bakan Tekin’den bu önemli projeye destek beklediklerini dile getirerek, okulun modern atölyeler, laboratuvarlar ve sınıflar ile donatılacağını, böylece öğrencilerin en güncel teknolojilerle eğitim alma fırsatına sahip olacaklarını belirtti. Ziyaretin sonunda, Bakan Tekin ve beraberindeki heyet, arazide yapılacak çalışmalar hakkında bilgi alarak, projeyle ilgili görüş alışverişinde bulundu. Bu kapsamlı proje ile Erzurum’un sanayi ve eğitim alanında önemli bir merkez haline gelmesi hedefleniyor.
Kars Kars’ta bayramda 2 bin 527 polis ve jandarma görevlendirildi Kars’ta 9 günlük bayram tatili süresince bin 124 emniyet, bin 403 jandarma olmak üzere 2 bin 527 personel görevlendirildi. Vali Ziya Polat, uygulama noktalarına gelerek yapılan uygulamalara eşlik etti. Polat vatandaşlara hayırlı bayramlar dileklerinde bulundu. Kars Valiliği, trafik kazalarının önüne geçmek için "Hızını düşür, yolun sonu bayram olsun" mottosuyla çeşitli önlemler aldı ve tatilde yola çıkacak vatandaşları uyardı. 9 günlük bayram tatili boyunca görev yapacak personel denetimlere başladı. Kars Valiliği, bayram tatili süresince il genelinde kritik yol güzergahlarında ve trafik yoğunluğunun olduğu bölgelerde trafik ve güvenlik denetimleri yapıyor. Ekipler noktalarda durdurdukları araç sürücülerine dikkatli olmaları konusunda uyarıda bulunurken, vatandaşların da GBT’si sorgulanıyor. Cadde ve sokaklarda yaya ve motorize ekiplerle uygulamalar gerçekleştiren ekipler, kentte bayramın olaysız bir şekilde geçirilmesi için gayret gösteriyor. Ayrıca Kars’ta mezarlıklar gibi halkın yoğun olduğu yerlerde, kurban kesim ve satış alanlarında, cami önlerinde, şehir içindeki ticari taksilerde, toplu taşıma araçlarında ve şehirlerarası otobüs terminalinde gerekli güvenlik tedbirleri alındı. Kars Valiliği, 9 günlük Kurban Bayramı tatili öncesinde her türlü tedbiri alarak, vatandaşların huzur ve güven içerisinde bir bayram geçirmesini amaçlıyor. Kent genelinde yapılan uygulamalara Vali Ziya Polat’ta eşlik etti. Polat, vatandaşlara hayırlı bayramlar dileklerinde bulundu.
Aydın EKODOSD Başkanı Sürücü: “Dikkat, yüreğimiz yanmasın” Yaban hayatının son sığınağı konumunda bulunan Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın orman yangınına kurban edilmemesi için açıklama yapan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, 9 günlük bayram tatiline dikkat çekerek “Bölgemizin en önemli doğal miras alanının korunması için dikkat edelim, yüreğimiz yanmasın” dedi. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD), Türkiye’de eşsiz özelliklere sahip olan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda yangın tehdidin ortadan kaldırılması amacıyla duyarlılık çağrısında bulundu. Kurban Bayramı ile birlikte başlayan 9 günlük tatil sürecinde Milli Park’ta yaşanabilecek yoğunluğa dikkat çeken doğaseverler, orman yangınlarına sebep olabilecek durumlara karşı dikkatli olunması gerektiği çağrısında bulundu. Doğal miras alanının korunması için dikkat edilmesi çağrısında bulunan EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü; “Uzun bir bayram tatiline giriyoruz. Kuşadası yine yoğun bir tatilci nüfusuna ev sahipliği yapacak. Yemyeşil ormanları, masmavi deniziyle ülkemizin en önemli doğa koruma alanlarından biri olan Dilek Yarımadası Milli Parkı, en cazip alan olarak ziyaretçi akınına uğrayacaktır. Milli Park bir rekreasyon alanı, kent ormanı ya da millet bahçesi gibi düşünülmemeli ve kullanılmamalıdır. Aydın’da birinci derece korunması gereken, zengin biyolojik çeşitliliği, kültürel varlıkları, ulusal ve uluslararası önem taşıyan doğal bir miras alanı olduğu unutulmamalıdır. Barındırmış olduğu benzersiz biyolojik çeşitliliği nedeniyle Avrupa Konseyi tarafından ‘Flora Biogenetik Rezevr Alanı’ olarak kabul edilen milli park ve aynı özellikleriyle devamlılık gösteren Samson Dağları hem bölgemiz hem de ülkemiz için çok önemli doğa alanlarıdır. Her iki doğa alanı Akdeniz İkliminin hakim olduğu ve bitki örtüsünün orman yangınlarına karşı en hassas bölgesinde bulunduğu görülmektedir. Değişik bölgelerden gelen yangın haberleri, yangın için birinci derece hassas bölgede yer alan Dilek Yarımadası ve Samson Dağları’nı da riskli günler içine girdiğini göstermektedir. Davutlar, Güzelçamlı arasındaki Samson Dağları’nda 14 asker ve 1 orman işçisinin yaşamını yitirdiği 1985 yangını ile milli parkın Karina bölgesinde meydana gelen 1996 yangını unutulmamalıdır. Milli park içine giren binlerce insanın denetlenmesi ve kontrolü çok zordur. Ziyaretçi kapasitesi dolduğunda, içeri girilmemesi ve görevlilere baskı oluşturulmaması gerekir. Duyarlı her ziyaretçi yangına neden olabilecek olumsuz bir durum gördüğünde, ateş ve ateşli alet kullanan bilinçsiz kişileri uyarmalı ve milli park görevlileri ya da jandarmaya bildirmelidir. Kesinlikle orman içine girilmemeli, yol güzergahlarında araç bırakılmamalıdır. Aslında yaz aylarında milli park içinde sigara yasağı olmalıdır. Yasak olmadığından ziyaretçiler istedikleri alanda sigaralarını içmektedir. Hatta milli park içinde araç seyir halindeyken bile sigara içildiği görülmektedir. Bu yangın için çok riskli bir durumdur. Bu konuya herkesin dikkat etmesi gerekmektedir. Burada yapılacak en küçük bir ihmal, birbiri içine girmiş bitki örtüsünün, endemik türlerin, birçok canlının yaşadığı yaban hayatının son sığınağı olan bir coğrafyanın ve Türkiye’nin çok önemli bir doğal değerinin yok olmasına neden olabilir. Aşırı sıcaklar yaşayacağımız söylendiği bugünlerde, yangın olmadan önce gerekli tüm tedbirler alınmalı, gerekirse her türlü ağır kuralları koyulmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır. Bölgemizin en önemli doğal miras alanının korunması için bu zorunludur” dedi.