SPOR - 11 Nisan 2017 Salı 13:03

Milli sporcu Nazmiye Muratlı: "Ben engellerimi halterle kaldırıyorum"

A
A
A
Milli sporcu Nazmiye Muratlı: "Ben engellerimi halterle kaldırıyorum"

Doğuştan kalça çıkığı nedeniyle hiç yürüyemeyen milli halterci Nazmiye Muratlı, 2 yıllık spor yaşamına birçok madalya sığdırdı.

Nazmiye Muratlı... Doğuştan kalça çıkığı nedeniyle hiç yürüyemedi. Önüne çıkan tüm engelleri inatla gülerek, inanarak aştı. 37 yaşındaki başarılı sporcu 2 yıllık spor yaşamına bir çok madalya sığdırdı. Yapamazsın diyenlere inat, azmini hiç kaybetmedi. O halterin kraliçesi...

Rio 2016 Paralimpik Oyunları'nda Türk halterci Nazmiye Muratlı, 41 kiloda dünya rekoru kırarak altın madalya elde etti. Nazmiye Muratlı'nın yeni hedefi 2020 Tokyo Olimpiyatları.

Gülerek hayata tutundu

Doğuştan bedensel engelli milli sporcu Nazmiye Muratlı, başarılarla dolu hayat hikayesini yüzünde gülümsemesini hiç eksik etmeden anlatıyor. Çok güzel bir çocukluk geçirmiş Nazmiye Muratlı, ailesi desteğini hiç eksik etmemiş. Hiç umutsuzluğa düşmemiş ve hep gülerek hayatın içinde olmuş. Engel tanımayan Muratlı çocukluğunu şöyle anlattı:

“Çok güzel bir çocukluk geçirdim. Sürekli sokaklarda arkadaşlarımla birlikte oyun oynardım. Eve hiç girmezdim dersem daha doğru olur. Ellerimin üstünde çok yürürdüm, evde iş yapardım. Basketbol oynamayı çok seviyordum...”

İnşaatlardan dünya şampiyonluğuna

Nazmiye Muratlı halterle, çevresindekilerin spora yönlendirmesiyle ilk olarak 25 yaşında tanıştı. İlk halter salonuna girdiğinde, kendi kendine 'Nazmiye, sen bunu yapamazsın' dediğini anlatan sporcu, “Salona girdiğimde ağırlıklar vardı. Arkamı döndüm ve gittim. Babama anlattım. Babam bana 'Aman kızım inşaatta bana yardım ediyorsun. Tuğla taşıyorsun, harç çekiyorsun. Sen ağırlıktan korkmazsın' dedi. Annem de bana 'Sen ağırlıktan korkma, ağırlık senden korkusun' demişti. Şimdi ben ağırlıktan korkmuyorum. Ağırlık benden korkuyor. Güç varmış ve demek ki bu sporda çıktı" diye konuştu.

3 ay sonra bronz madalya kazandı

Nazmiye Muratlı, haltere başlamasından sadece üç ay sonra Avrupa Şampiyonası'nda bronz madalyayı kazandı. Pekin Paralimpik Ouyunları'nda 4. olması Nazmiye Muratlı için dönüm noktası oldu. Muratlı, “Dördüncü olunca orada, dedim ki, ölümüne idman yapacağım. Çok basite almıştım çünkü. Artık bu maçları hafife almayacağım dedim ve spor hayatımda bambaşka bir sayfa açtım" dedi.

Rekorları o belirliyor

Nazmiye Muratlı, 2010 yılında Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da Dünya Şampiyonu oldu, 2012'de Londra Paralimpik oyunlarında dünya rekoru kırdı ve altın madalya kazandı. 2014 yılı geldiğinde bu kez Dubai Dünya Şampiyonası'nda altın madalyayı boynuna taktı. Son olarak bu yıl Brezilya'nın Rio kentinde hem altın madalya kazandı hem de bir dünya rekoru daha kırdı. Londra'da 40 kiloda 109 kilo, Rio'da ise 41 kiloda 104 kilo kaldırarak kırılması gereken yeni dünya rekorlarını belirleyen isim oldu.

Erkeklerin yapamadıklarını yapıyorum

Nazmiye Muratlı özellikle Türkiye'de daha çok erkeklerle özdeşleşmiş halter sporuna başlarken karşısında önyargıları bulmuş. "Nazmiye, erkeklerle antrenman mı olur, onların yaptığını sen yapabilir misin?" diyenlere inat, hırsla çalıştığını anlatan sporcu, “Ben birçok erkeğe fark attım zaten. Kendileri de bunu biliyor. Erkeklerin yapamadığı dereceleri ben yapıyorum. Sadece halteri değil birçok önyargıyı da kaldırdım” diye konuştu.

Yarışmadan çekilecekti

2016 Rio Olimpiyatları'nda yarışmaya çıkmadan bir gün önce rahatsızlandığını anlatan Nazmiye Muratlı, “Gece çok ağrım oldu. Sabaha kadar doktorlarım ağırımı gidermeye çalıştı. Yarışmadan çekilmeyi düşündüm. Ama ülke çok zor günlerden geçiyordu. Gözümün önüne bayrak geldi. Yarışmadan çekilmekten vazgeçtim. Barın altına yerleştiğimde de çok ağrım vardı. 'Nazmiye sen yaparsın' dedim kendi kendime. Ülke var bayrak var. Ve kaldırışım geçerli sayıldığında hissettiklerimi anlatamam. Bayrak en güzel yerinde duruyor. Göklere çekiliyor. Bambaşka bir duygu...”

Engellerimi halterle kaldırıyorum

Yeni hedefinin 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda da altın madalya olduğunu söyleyen Nazmiye Muratlı, “Sağlığım el verdiği sürece bu hedeften vazgeçmeyeceğim. Ben engellerimi halterle kaldırıyorum. Engellilere güveniyorum. Devletimizin, Gençlik ve Spor Bakanlığı'mızın desteğini güçlü bir şekilde hissediyorum. İnanıyorum ki 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda daha çok altın madalya elde edeceğiz” açıklamasını yaptı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" düzenlendi Van İl Sağlık Müdürlüğü tarafından mide kanserine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" gerçekleştirildi. İpekyolu İlçe Kütüphanesi’nde düzenlenen seminerde, mide kanserinin risk faktörleri, erken tanının önemi ve korunma yolları ele alındı. Program kapsamında halka yönelik bilgilendirici sunumlar yapıldı. Programda endoskopi taramaları hakkında bilgilendirme yapılırken, seminere katılan muhtarlar ve vatandaşlar da merak ettikleri konular hakkında uzman hekimlerden bilgi alma imkânı buldu. Seminerde konuşan Van İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, halkla bire bir temas halinde olan muhtarların toplumun doğru şekilde bilgilendirilmesinde çok önemli bir role sahip olduğunu belirtti. İl Müdürü Op. Dr. Tosun, "Bu nedenle öncelikle muhtarlarımızı bilgilendirerek, onların halkla temasını artırmayı; vatandaşlarımızın bu kanser türüne yakalanmadan önce neler yapması gerektiğini ve hastalığa yakalanmış bireylerin nasıl takip edilmesi gerektiğini anlatmayı amaçlıyoruz. Bugün bu konuları, kıymetli hocalarımız bizlere aktaracak. Sizlerle birlikte bizler de bu eğitimden faydalanacağız. Van özelinde halk sağlığını doğrudan etkileyen bu ve benzeri önemli konularda, paydaşlarımızla birlikte eğitim ve bilgilendirme çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi. "Sıcak çay masum çıktı" Bölgeye özgü mide kanseri risk faktörlerinden bahseden Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrah Prof. Dr. Sabahattin Çelik ise "Mide kanseri için araştırdığımız birkaç faktör vardı. Bunlardan ilki otlu peynir, tuzlu balık, sıcak çay ve tandır maruziyetiydi. Bu çalışmada sıcak çay masum çıktı; bu faktörle ilgili herhangi bir olumsuzluk tespit edilmedi. Ancak otlu peynirin günlük 150 gramdan fazla tüketilmesinin kanser riskini iki kat artırdığı belirlendi. Bu çalışma, birçok dergide yayımlandı" diye konuştu. Genel Cerrah Dr. Ezgi Sönmez’in sunumuyla devam eden seminer, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remzi Kızıltan, Dr. M. Salim Demirci ve Radyasyon Onkolojisi Uzman Dr. İlyas Anıl Kılınç’ın yöneltilen soruları yanıtlamasıyla sona erdi. Seminere İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, akademisyenler, uzman hekimler, sağlık personeli ve muhtarlar katıldı.
Muğla Menteşe’de çocuklar İngilizceyi eğlenerek öğreniyor Muğla Menteşe’de faaliyet gösteren Uluslararası Gençlik Merkezi, çocukların dil gelişimine ve akademik başarılarına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği İngilizce Konuşma Kulübü ve Akademik Destek programını başarıyla tamamladı. Menteşe Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü bünyesindeki Uluslararası Gençlik Merkezi, çocuklara yönelik örnek bir eğitim çalışmasına imza attı. Program iki temel sütun üzerine inşa edildi: Pratik iletişim becerileri ve okul müfredatına uyumlu akademik destek. Konuşma kulübü etkinliklerinde çocuklar; oyunlar, grup çalışmaları ve günlük hayat senaryolarıyla İngilizceyi teoriden pratiğe döktü. Bu etkinliklerle öğrencilerin Kelime dağarcıklarının zenginleştirilmesi, Doğru telaffuz alışkanlığı kazanmaları, Yabancı dilde özgüvenli iletişim kurmaları sağlandı. Programın diğer ayağında ise öğrencilerin okul derslerindeki performanslarını artırmaya yönelik çalışmalar yürütüldü. Dil bilgisi, okuma-anlama ve kelime pekiştirme seanslarıyla öğrencilerin okuldaki sınav başarılarına doğrudan katkı sunuldu. Bireysel ihtiyaçlara göre yapılan yönlendirmeler sayesinde çocuklar, zorlandıkları konuları uzmanlar eşliğinde aşma fırsatı buldu. Gençlik Merkezi yetkilileri, erken yaşta yabancı dil öğreniminin kişisel gelişimdeki kritik rolüne dikkat çekerek şunları kaydetti: "Çocuklarımızın yabancı dile karşı olumlu bir tutum geliştirmesi en büyük önceliğimiz. Eğlenceli ve etkileşimli yöntemlerle hem derslerine destek oluyor hem de dünya ile iletişim kurabilecekleri bir kapı aralıyoruz. Bu tür gelişim odaklı projelerimiz önümüzdeki dönemde de artarak devam edecek "ifadesi kullanıldı.
Samsun 800 milyonluk umut, depresyon riski taşıyor Yılbaşı ikramiyesi beklentisiyle kurulan hayallerin psikolojik zararlarına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, "İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. Umut satın almak, küçük gibi görünse de çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir" dedi. Yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 800 milyon TL olarak belirlenmesini ve bunun insanların psikolojisine etkisini değerlendiren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, ikramiyenin çıkmaması durumunda bazı kişilerin ruh halinde ümitsizlik ve yoğun hayal kırıklığı yaşanabileceğini söyledi. "Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor" Dr. Taşdemir, "Piyango bileti satın almak, altında ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel nedenleri olan bir davranış biçimidir. İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. İnsanlar istatistiksel olarak o paranın kendilerine çıkma ihtimalinin farkındadırlar. Umut satın almak küçük görünse bile çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. İnsanlar bu umudu ucuza satın aldıkları için bir hayal kuruyorlar. Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor. ’Bu bilet bana çıkarsa borçlarımı öderim, yeni bir iş kurabilirim, çevremdeki insanların hayatını değiştirebilirim’ gibi hayal kurmak insanları mutlu edebiliyor. İnsanlar, ’almayacağım bilete ikramiye çıkarsa’ diye kaçırma korkusuyla da yöneliyorlar. Bundan dolayı birçok insan hayal kırıklığına uğruyor" diye konuştu. "Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir" İkramiyenin çıkmamasının herkeste aynı etkiyi oluşturmadığını belirten Taşdemir, "Aslında birçok insanda o ikramiyenin çıkmaması derin bir hayal kırıklığı oluşturmuyor. O biletin üstüne kurduğu hayaller boşa gittiğinde ilk başta derin bir iç çekiş ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Birçok insan bunu mantıkla onarır. ’Zaten bana çıkma ihtimali çok düşüktü, hayırlısı böyleymiş’ diye düşünebilir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir. Bardak dolmuştur ve taşmak için son bir damlayı bekliyordur. Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir. Bu, insanların çok azında görülen bir durumdur" şeklinde konuştu. "Umut ile bağımlılık arasındaki çizgi çok ince" Yoksulluk süresi uzadıkça insanların risk algısının değişebildiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Taşdemir, "Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça, maalesef başka bir çıkış yolu ümidi insanların zihninde kalmıyor. Birikim veya çalışma ile bu gidişatı değiştiremeyeceklerini düşünüyorlar. Kısa bir yoldan çıkış arayışına giriyorlar. Bu durum, insanların bu umuda sıkı sarılmasına sebep olabiliyor. Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça onların risk algıları da değişebiliyor. ’Battı balık yan gider’ misali ’son parayı da buna harcayayım’ diye düşünebilirler. İkramiye çıkmayınca diğer bilet tarihini bekleyerek, ’bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olabilir’ diyerek boş bir ümide tekrar kapılabilirler. Umutla bağımlılık arasındaki kısa çizgi budur" ifadelerini kullandı.