GÜNDEM - 15 Ağustos 2022 Pazartesi 07:23

Misafiri 'Kapı tokmağı' sesinden tanıyorlar

A
A
A
Misafiri 'Kapı tokmağı' sesinden tanıyorlar

Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde sadece bir demirci ustası tarafından üretilen kapı tokmakları motifleri ve sesleriyle bin yıllık bir tarihin kapısını aralıyor.

Tarihe açılan kapılardaki bu sırrı tekrar yaşatmaya çalışan Mustafa Demirci, yok olmakla yüz yüze olan bir geleneği yaşatmaya çalışıyor. İlçe sakinleri evlerin kapılarına takılan tokmaklar sayesinde ev sahipleri, kapıyı çalan misafirlerini görmeden kadın ya da erkek olup olmadığını anlayabiliyor.

Derin kanyonlar arasında uzanan bir vadiye yerleştirilmiş küçük ve şirin bir ilçe olan Kemaliye’de asırlardır yaşatılan ve Türklerin Şamanizm'e inandığı dönemdeki geleneklerden olan çeşitli motiflerle kapı süsleme ve demir kapı tokmağı üretimi geleneği, ilçedeki Mustafa Demirci usta tarafından yaşatılıyor.

Erzincan'a 150 kilometre uzaklıkta bulunan 2 bin nüfuslu Kemaliye'de yazları nüfus 15 bini buluyor. İnsanların genelde yürüyerek bir yere gitmeyi tercih ettiği ilçede hiç trafik olmuyor. İlçeye dışarıdan gelenlerin gözüne ilk çarpan şey ahşap yapılar ve bu yapıların kapıları üzerindeki tokmaklar oluyor.

Kemaliye’nin binlerce yıllık tarihini ve sosyolojik yapısını anlatan kapı tokmakları kentin göze çarpan en belirgin özelliklerinden biri. Geleneklere göre bir eve gelen misafir kapı tokmağını çalışına göre karşılanıyor. Ev sahibi tokmak sesine göre misafirin kim olduğunu anlıyor. Kapı tokmağının sesi gelenin kadın mı yoksa erkek mi olduğunu haber veriyor. Eğer misafir büyük tokmağı kullanır ve ses tok ve gür çıkarsa gelen kişi erkek ama diğerine göre ince daha az sesi olan küçük tokmak kullanılırsa gelen kişi kadındır.

Misafiri 'Kapı tokmağı' sesinden tanıyorlar

Her motifin bir anlamı var

Kapı tokmaklarının mesajları bunlarla sınırlı değil. Tokmaklar üzerindeki motiflerin de bir anlamı var. Örneğin lamba motifli bir kapı tokmağı evin ocağı sönmesin hayat daim olsun anlamını taşıyor. Kuş motifi kullanılmışsa bu da ev sahibinin gurbette bir yakınının olduğu ve haber beklediği anlamına geliyor. Sağa sola ayrılan ve kuş kafasını andıran motifler evin Müslüman bir aileye ait olduğunu vurguluyor. Öküz motifi ise ailenin birlik olduğunu simgeliyor. Kapı tokmaklarında akrep yılan gibi motiflerde var. Bu motifler Şaman kültüründen kalma. Yılan motifleri genellikle anahtar delikleri çevresinde bulunuyor ve bu motifteki kilide anahtar sokulunca şeytanın o eve giremeyeceğine inanılıyor. Akrep motifi olan evlerde ise cinin şeytanın barınamayacağı inancı var. Günümüzde Kemaliye’de kapı tokmakları yapan kişi 6 kuşaktır geleneklere bağlı olarak bu işi yapan Demirci ailesinden Mustafa Demirci. Yaklaşık 120 yıl aradan sonra tekrar 1996 yılında bu geleneği sürdürme kararı alan Demirci ailesinin bu kararı sadece kaybolmakta olan bir geleneği yaşatmak değil aynı zamanda bu tokmakların işleneceği kapıları yapan marangozları ve buna bağlı olarak da eski taş ustalarını hayata bağlamış. Pek kimsenin rağbet etmediği marangozluk ve taş ustacılığı da kapı tokmakları sayesinde yeniden nefes almaya başlamış.

‘Kopya maneviyatı bozar’

Yıllar önce Kemaliye’de kapı tokmağı yapan yaklaşık 350 kişinin olduğunu ifade eden Mustafa Demirci, “Tabi o zaman kimse birbirinin yaptığını kopya etmezmiş. Ama bir süre sonra kopyalama başlamış. Kopya işin içine girince işin kalitesi düşmüş ve ustalar da artık kendi yaptıklarından zevk alamaz duruma gelmişler ve işi bırakmışlar. 120 yıldır kimse yapmıyordu. Biz 1996’da tekrar başladık” diye konuştu.
Kopyanın yapılmasının işin kalitesini bozacağını ifade eden Demirci, “Yaptığı ürüne maneviyat vermeli kişi. Bir tokmak 3-4 günümüzü alıyor. Fiyatları ise 200 liradan başlıyor 750 liraya kadar çıkıyor.” dedi.

Misafiri 'Kapı tokmağı' sesinden tanıyorlar

Misafiri kapı tokmağı sesinden tanıyorlar”

Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde, evlerin kapılarına takılan tokmaklar sayesinde ev sahipleri, kapıyı çalan misafirlerini görmeden kadın ya da erkek olup olmadığını anlayabiliyor.

Şamanizm geleneğine göre, geçmişte hane halkını şeytana karşı koruduğu düşüncesiyle kapılara yapılan yılan figürü gibi süslemeleri kapı ve kapı tokmaklarına işleyen ustalar, Türklerin İslam'a geçişinin ardından uygulanan kapılara iki farklı tokmak takma geleneğini de yaşatmaya çalışıyor.
Özellikle İslam geleneğinde ev halkının evlerine gelen misafirlerin cinsiyetine göre kıyafetlerine dikkat etmesini sağlamak amacıyla ustalarca yapılıp kapılara takılan iki farklı tokmak, eve gelen misafirin cinsiyeti konusunda ev sahibine bilgi veriyor.

İlçe sakinleri, geçmişte adeta görüntülü kapı sistemi olan bu yöntemi kullanmaya devam ediyor.
Kapı tokmağı imalatçılığının unutulmaya yüz tutan bir meslek dalı olduğuna işaret eden Mustafa Demirci, kendi çocuklarını ve torunlarını yetiştirmeye çalışıyor.

Bu tür kapı tokmaklarının halen rağbet gördüğüne işaret eden Demirci, el emeği göz nuruyla uzun uğraşlar sonucunda ürettiği kapı tokmaklarının üzerine farklı anlamlara gelen motifler de işlediklerini sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Hozat Kadın Kooperatifi doğal üretimle hem toprağı hem kadını güçlendiriyor Tunceli’nin Hozat ilçesinde faaliyet gösteren Hozat Kadın Kooperatifi, bölgenin doğal ürünlerini işleyerek üretime kazandırıyor; kadınların ekonomik bağımsızlığına ve yerel kalkınmaya önemli katkı sunuyor. Tunceli’nin Hozat ilçesinde kadın emeğiyle şekillenen örnek bir üretim hikayesi dikkat çekiyor. Yıllardır doğayla iç içe sürdürülen geleneksel üretim anlayışı, Hozat Kadın Kooperatifi çatısı altında daha güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuştu. Bölgenin dağlarında ve bahçelerinde yetişen meyveler, kadınların ortak emeğiyle marmelat, reçel, kurutmalık ve sirke gibi doğal ürünlere dönüştürülüyor. Kooperatif, yalnızca doğal üretime katkı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda kırsalda kadınların sınırlı olan çalışma ve ekonomik alanlarını genişleterek toplumsal hayatta daha görünür olmalarını sağlıyor. Önceden arkadaşlarıyla kendi aralarında üretim yaptıklarını daha sonra kooperatifleşmeye karar verdiklerini belirten Hozat Kadın Kooperatifi Başkanı Nermin Akbalık, "Kooperatifi kurmadan önce bizim burada zaten üretimimiz vardı, 6 yıl öncesine dayanıyor. Kadınlarla beraber başladık. Daha sonra ‘kooperatifleşelim’ dedik. Burada kapanmak üzere olan bir kadın kooperatifi vardı. Yeni bir kooperatif kuracağımızı onu devralmak istedik. 5-6 arkadaşla beraber ona üye olduk. Ardından devraldık, 2-3 yıldır devam ediyoruz. Burada, bölgede yetişen meyveleri değerlendirmek için işe başladık. Dağda ya da bahçede yetişen meyvelerimizi toplayıp getiriyoruz, ayıklayıp temizliyoruz. Marmelat, reçel, kuru, sirke yapıyoruz. Bu şekilde değerlendiriyoruz. Bostan ekimi olduğunda turşularımızı yapıyoruz. Daha çok doğal şeyler yapmaya çalışıyoruz. Zaten meyvelerimiz de hep doğal, çoğunlukla yabani meyveleri kullanıyoruz. Kadınların bölgede ekonomik bağımsızlık ve çalışma imkanları bakımında kısıtlı alanımız var. O yüzden bizler de burada kendi çabamızla, yapabildiğimiz kadar üretime katkı sağlıyoruz. Tarım, hayvancılık, bağ bahçe olsun genellikle böyle şeylerle uğraşırdık ama bunu biraz daha ilerletelim dedik. Tunceli’de diğer illerimize göre kadına biraz daha fazla önem veriliyor, kadın erkek eşitliği daha çok ön plana çıkıyor. O yüzden biz bu konularda biraz daha aktifiz ve üretimin içerisinde bulunuyoruz" dedi.