EĞİTİM - 28 Ağustos 2015 Cuma 12:43

Nişantaşı Üniversitesi'nde mezuniyet coşkusu

A
A
A
Nişantaşı Üniversitesi'nde mezuniyet coşkusu

Nişantaşı Üniversitesi, 2015 yılı mezunlarını vermenin coşkusunu yaşadı.

Haliç Kongre Merkezi Nişantaşı Üniversitesi mezuniyet töreninde renkli görüntülere sahne oldu. Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan'ın açılış konuşmasıyla başlayan tören okul ve bölüm birincilerinin ödül almasıyla devam etti. Törenin sonunda Haliç'in kenarında keplerini atan öğrencilerin heyecanı yüzlerinden okunuyordu. Törende konuşan Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan "Bugün burada meslek yüksekokulumuzdan 36 programdan mezuniyet başarısını göstererek diploma almaya hak kazanan öğrencilerimizi hayatın yeni bir kesimine uğurluyoruz" dedi. Öğrencilerin elde ettikleri başarılarla kendilerini çok mutlu ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Murat Barkan "Enerjimizi artırdılar ve elde edilmiş başarı sonuçları bizi geleceğe yönelik olarak daha çok motive ediyor. Mezuniyet törenleri bir bitiş ama aynı zamanda bir başlangıç. Bütün hedefimiz onları yeni hayata sağlam basar hale getirmekti. Umarım başarmışızdır çünkü Nişantaşı Üniversitesiöğrencileri bunu fazlasıyla hak ediyor" açıklamalarında bulundu. Gençlerin öğrencilik dönemindeki zorluklarına değinen Prof. Dr. Barkan "En az 18 yıllarını harcıyorlar üniversite öğrencisi olabilmek için. Girip çıkmadıkları sınav, gögüslemedikleri zorluk kalmıyor. Ve bunun sonrasında pırıl pırıl mutluluk dolu bir geleceği hakediyorlar. Umarım haketttiklerini elde etmeleri için gerekli bilimsel donanımı aktarabilmişizdir" diye konuştu.

"NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ, ÖĞRENCİLERİNE SAYGI DUYAN BİR KURUM"
Nişantaşı Üniversitesi'ni benzerlerinden ayıran en büyük özelliğin öğrencilerine saygı duyması olduğunu vurgulayan Barkan açıklamalarına şöyle devam etti: "Bu mezuniyet, eğitim aşamasındaki kalitemizi ortaya koyuyor. İddialarımız büyük. Öğrencisine saygı duymayı ilke edinmiş bir üniversitenin akademik programlarından mezun olacaklar ve bu saygın kişiliklerini bundan sonraki hayatlarına da aktarabileceklerini umut ediyorum. Bundan sonra yolumuz inşallah bir şekilde onlarla kesişecek, o zaman onlarla tekrar işbirliği yapmaktan büyük mutluluk duyacağız. Bugün bu mutluluğun başlangıç günü. Yolları bahtları açık olsun. Onların mutluluk ve başarı mesajlarını almaya devam etmeyi çok istiyoruz. Gerçek hayatlarında, aile hayatlarında ve toplum hayatlarında elde ettikleri sonuçlardan bizleri haberdar ederlerse verdiğimiz emeğin boşa gitmediğini idrak edeceğiz ve yeni gelen kuşakları daha büyük bir şevkle mutlu etmek için uğraşacağız. Yaşam boyu özellikle kariyerlerinde pırıl pırıl bir geleceğe gitmelerini temenni ediyorum."

"KÜRSÜDE HEYECANDAN TİTRİYORDUM"
Kürsüye çıktığımda heyecandan titriyordum diyen Nişantaşı Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği Bölümü mezunu Fatma Koçak ise "Okul ikincisi ve bölüm birincisi olarak mezun oldum, çok heyecanlıyım. Kürsüye çıktığımda heyecandan titriyordum. Benim için çok güzel bir duygu, Nişantaşı Üniversiteli olmak ayrıca güzel bir duygu" dedi. Nişantaşı Üniversitesi'nin eğitim yönünden hayatına çok şey kattığını belirten Koçak, "Hocalarımız bize her zaman arkadaşça yaklaştılar. İş hayatında karşılağacağımız zorluklarda nasıl önlemler alacağımızı öğrettiler. Hem iş olanağı hem eğitim sağladılar. DGS sınavına girdim, Tercih yapacağım, ön lisans mezunuyum 4 yıllığa tamamlamayı düşünüyorum. İş bulma konusunda okulum çok imkan sağladı 2 sene boyunca staj yaptım. Hem çalışıp hem okuyan arkadaşlarımız çoktu" ifadelerini kullandı.

Yeni bir hayata atıldığını ve çok heyecanlı olduğunu dile getiren Nişantaşı Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği Bölümü mezunu Ahmet Esen "Şimdi bizi büyük sorumluluklar bekliyor. Hayatın içine giriyoruz. Eğitimime sağlık turizmi ve yatırım alanlarında devam ediyorum. Bir yandan da iş hayatına atılacağım. Alanımda en üst seviyeye çıkmayı planlıyorum. Bu üniversitenin prestijiyle en iyi yerlere gelebileceğimi biliyorum" diye konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Ada Kıyafet Evi Kuşadası’nda dayanışmanın örneği oluyor Kuşadası Belediyesi tarafından ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına ücretsiz yeni giysiler sağlamak amacıyla açılan Ada Kıyafet Evi, kentte dayanışma kültürünün sergilendiği en güzel örneklerinden biri oldu. Ada Kıyafet Evi’ne katkıda bulunan bağışçılara teşekkür eden Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Ayşegül Dağlı, "Çocuklarımızın sıcacık yeni kıyafetlere kavuşması ve yüzlerindeki gülümseme bizi çok mutlu ediyor" dedi. Kuşadası Belediyesi, ihtiyaç sahibi ailelerin 3-12 yaş arasındaki çocuklarına ücretsiz yeni kıyafetler sağlamak amacıyla geçen 25 Kasım’da ’Ada Kıyafet Evi’ni açtı. Sosyal Belediyecilik alanında dikkat çeken proje, kentte gösterilen dayanışma ruhu ve kültürünün de en güzel örneklerinden biri olurken, Ada Kıyafet Evi’nde çocuklar, tıpkı bir mağazada olduğu gibi kendi beğendikleri 3 parça kıyafeti seçebiliyor. Ada Kıyafet Evi’nin sunduğu hizmetten yararlanmak isteyen ihtiyaç sahibi aileler, başvurularını AdaMobil veya belediyenin internet sitesi üzerinden yapabiliyor. Ada Kıyafet Evi’nde yer alan hiç kullanılmamış giysiler ise bağışçıların destekleriyle temin ediliyor. Ada Kıyafet Evi’ne katkıda bulunan bağışçılara teşekkür eden Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Ayşegül Dağlı, "Öncelikle Belediye Başkanımız Ömer Günel öncülüğünde çok doğru ve değerli bir projeyi hayata geçirdiğimiz için gurur duyuyoruz. Kuşadası halkı da bağışlarıyla projemize sahip çıkıyor. Türkiye’deki ekonomik şartların her geçen gün zorlaştığını düşündüğümüzde çocuklarımızın sıcacık yeni kıyafetlere kavuşması, yüzlerindeki gülümseme bizi çok mutlu ediyor. Sosyal belediyecilikten asla taviz vermeyeceğiz" dedi.
Samsun Türk dünyası Samsun’da buluştu: 9 ülkeden kültür şöleni "Dünya Türk Dili Ailesi Günü", Samsun’da uluslararası nitelikte düzenlenen renkli bir kültür programıyla kutlandı. Samsun Büyükşehir Belediyesi ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin(OMÜ) katkılarıyla gerçekleştirilen etkinlikte, Türk dili ailesine mensup 9 ülkeden gelen katılımcılar kültürlerini Samsunlularla buluşturdu. SBB Çok Amaçlı Salon’da düzenlenen programda Azerbaycan, Kazakistan, Güney Türkistan gibi birçok Türk dünyası ülkesinin kültürel değerleri tanıtıldı. Halk oyunları gösterileri, geleneksel müzik dinletileri ve yöresel lezzetlerin sunulduğu etkinlik izleyicilerden büyük ilgi gördü. Türk dünyasının ortak dili, kültürü ve tarihine dikkat çekilen programda, sahnelenen gösteriler salondakilere görsel bir şölen yaşattı. Farklı coğrafyalardan gelen sanatçılar, sergiledikleri performanslarla kültürel bağların gücünü bir kez daha ortaya koydu. Program, Türk dünyasının zengin kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılması açısından önemli bir organizasyon olarak değerlendirildi. "Kimliksizleştirme çağrısına kollarımızı makas gibi açıyoruz" Programda protokol konuşmaları da yapıldı. Organizasyonun tertip komitesi adına konuşan Emre Başoğlu, "Maalesef kimliksizleşen, köksüzleşen, mazisini ve tarihini unutan bu anlamda küresel güçler tarafından propaganda yapılan bir çağda yaşıyoruz. Biz bu programı bu yüzden çok önemsiyoruz. Diyoruz ki küresel sistemin köksüzleştirme ve kimliksizleştirme çağrısına kollarımızı makas gibi açıyoruz" ifadelerini kullandı. "Bundan yarım asır önce böyle bir manzarayı nesiller belki de hayal edemezdi" OMÜ Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serkan Şen, "Türklük artık dünyanın yükselen yıldızı olarak söylenen değil, söyleyen olma hürriyetine doğru hızla ilerliyor. Samsun ilk adımın şehridir. Samsun başlangıçların şehridir. Bu şehirde böylesinde anlamlı bir günü kutlamanın, dünyanın dört bir tarafından gelen öğrencilerle buluşmanın hazzını yaşıyoruz. Bundan yarım asır önce böyle bir manzarayı nesiller belki de hayal edemezdi" dedi. "Bunun sonuçlarını çok güzel yaşayacağız ve hissedeceğiz" Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Çamaş, "Belki 1940 yıllarda Türklük kelimesini ifade ettiğimiz zaman, Türk dünyasını ifade ettiğimiz zaman zindanlara atılan büyüklerimizden, bugün salonları dolduran gençlerimize selam olsun. 300 milyonluk bir nüfus. Hangisine giderseniz gidin kendinizi yabancı hissetmeyeceğiniz ülkeler. Bunların bir araya geldiği, diri olduğu, iri olduğu zaman dilimi çok yakın. Bu zaman dilimi müjdesini karşımda görüyorum. Bunun sonuçlarını çok güzel yaşayacağız ve hissedeceğiz" şeklinde konuştu. "Düşmanın ülkesi viran olacak, Türkiye büyüyecek, Turan olacak" AK Parti İl Başkanı Mehmet Köse ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Ziya Gökalp, ‘Düşmanın ülkesi viran olacak, Türkiye büyüyecek, Turan olacak’ demişti. Hasret ve vuslat duyguları vardır; biz bütün hasreti vuslat için yaşarız. Bugün burada görüyorum ki, çok büyük bir hasret artık vuslata ermiş durumda. Ancak buna rağmen hasret duygusu hâlâ canlılığını koruyor." Programa katılan öğrencilere verilen teşekkür belgesi ile organizasyon sona erdi.
Aydın ADÜ’den sürdürülebilirlik odaklı örnek proje Aydın Adnan Menderes Üniversitesi tarafından hazırlanan ve Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından desteklenen proje ile üniversite ve lise öğrencileri sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm odağında bir araya gelecek. Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen "Gençlerle Sürdürülebilir Yaşayan Bir Ekosistem İçin El Ele" başlıklı proje, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Buharkent Meslek Yüksekokulu tarafından hazırlanarak onaylandı ve uygulama sürecine alındı. "G-1092 Gençlerle Sürdürülebilir Yaşayan Bir Ekosistem İçin El Ele" adlı proje, ADÜ Buharkent Meslek Yüksekokulu Malzeme ve Malzeme İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Görevlisi Tuba Top yürütücülüğünde hayata geçirilecek. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın "Gönüllüyüz Biz" Proje Destek Programı kapsamında kabul edilen proje, üniversite ve ortaöğretim öğrencilerini sürdürülebilirlik ve çevresel farkındalık odağında bir araya getirmeyi amaçlıyor. Buharkent Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Mehmet Kaya’nın destekleriyle yürütülecek projede, Dr. Öğr. Üyesi Ramiz Boy teknik danışman, Öğr. Gör. Dr. Gözde Çetin ise atık yönetimi danışmanı olarak görev alıyor. Proje kapsamında, atıkların çevreye zarar vermeden önce kaynağında ayrıştırılması ve etkin biçimde yönetilmesi yaklaşımı esas alınıyor. Buharkent İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de katkılarıyla, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde yürütülecek faaliyetlerde, Buharkent MYO bünyesinde oluşturulan "Buharkent Gönüllüleri" ekibi ile Buharkent Anadolu Lisesi öğrencileri ortak çalışmalara katılacak. İl Gençlik ve Spor Müdürlüğünün onayıyla gerçekleştirilecek uygulama sürecinde, lise öğrencilerine üniversite öğrencileri tarafından atık yönetimi ve geri dönüşüm konularında teorik ve uygulamalı eğitimler verilecek. Eğitimlerin ardından sahaya çıkan öğrenciler tarafından toplanan plastik atıklar, Buharkent MYO Polimer Teknolojisi Laboratuvarı’nda enjeksiyonla kalıplama yöntemi kullanılarak işlenecek. Geri dönüşüm sürecinin sonunda elde edilen plastik malzemeler, anahtarlık ve bardak altlığı gibi günlük kullanım ürünlerine dönüştürülerek geri dönüşüm uygulamalarının somut ve işlevsel çıktıları ortaya konacak. Proje ile gençlerin çevresel sorumluluk bilincinin artırılması, sürdürülebilir üretim anlayışının yaygınlaştırılması ve üniversite-toplum iş birliğinin güçlendirilmesi hedefleniyor.
Amasya Ferhat diyarı Amasya’da pekmez için dağı deldiler, gören şaştı kaldı Ferhat’ın Şirin uğruna dağları deldiği aşk efsanesinin yaşandığı Amasya’da bu kez pekmez için açılan mağaralar gündem oldu. Yol kenarındaki kayalık alanda kazmayla açılan oyuklar, görenleri şaşkına çevirirken işin aslı sonradan ortaya çıktı. Şeyhcui Mahallesi’nde orman yolu olarak bilinen mevkide üstü ağaçlık kayalık alanda kazılan mağaralar her geçen yıl genişledi. İçerisine birden çok insanın rahatlıkla sığabileceği hale dönüştü. Bölgeden geçenler durumu araştırdı. Mağaraların üzüm pekmezi yapımında kullanılan killi toprağın temini için kazıldığı anlaşıldı. Son 3 yıldır daha da genişledi Zaman zaman insanların buradan toprak götürdüklerini gördüklerini belirten mahalle sakinlerinden Sevgi Taşağıl, "İlk başta toprak kayması gibi düşündüm. Sonra pekmez için kazıldığını öğrendik" dedi. Esra Başkol da, kazılan alanın son 3 yıldır daha da genişlediğini söyledi. "Buraları Ferhat gibi kazmışlar" Üzüm pekmezi yapımında bu tür toprağın kullanıldığını anlatan Ercan Eftelioğlu, "Buraları Ferhat gibi kazmışlar. Ama pekmez toprağı için kazmışlar. Bu toprak kullanılmazsa pekmezin kıvamı istenildiği gibi tutmuyor. Üzüm pekmezinde kullanılıyor. Pekmez aşkı böyle böyle şey" diye konuştu. Yoldan geçerken karşılaştığı bu durumun tehlike oluşturduğuna işaret eden Cem Yeni ise, "Ağaçların kökleri dışarı çıkmış. Eğer biraz daha kazarlarsa ağaçlar yolun kıyısındaki elektrik tellerinin üstüne devrilebilir. Yetkililerin önlem alması gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.