SAĞLIK - 13 Haziran 2021 Pazar 13:45

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Karadaş, Covid-19 sonrası geçmeyen ağrılar konusunda uyardı

A
A
A
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Karadaş, Covid-19 sonrası geçmeyen ağrılar konusunda uyardı

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Karadaş, Covid-19 enfeksiyonu sonrasında geçmeyen ağrıların dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak, “En önemli durumun, hatta sıkıntılı durumun, bu ağrılara müdahale etmemek olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bu ağrıların tedavisi ne kadar gecikirse ileriki dönemde daha şiddetli ve kronik olarak ve tedavisi daha zor olarak karşımıza çıkacaktır” dedi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Karadaş, Covid-19 enfeksiyonu atlatan bazı kişilerde geçmeyen ağrı şikayetleri olduğunu, bu ağrıların tedavi edilmezse kronikleşebileceğini ve zamanla daha tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini söyledi. Prof. Dr. Karadaş, Covid-19’un başlangıçta sadece enfeksiyon rahatsızlığı olarak algılandığını, ancak daha sonra santral sinir sistemini de etkilediğini gördüklerini belirterek, “Vaka sayıları arttıkça konular hakkında bilgilerimiz de artmaya başladı.

Öncelikle biz sadece bir santral sinir sistemi enfeksiyonunun da etkileri ve yan etkileri olabileceğini de düşünüyorduk. İlk etapta sadece ‘bir enfeksiyon sistem bulguları mı var’ diye düşünürken, artık santral sinir sistemini etkilediğini, periferik sinir sistemi dediğimiz sinirleri de etkilediğini gördük. Bunların içerisinde özellikle son dönemde ağrı, gerçekten pek çok korona enfeksiyonu geçiren ve koronayı atlattıktan sonra da birçok insanda gördüğümüz bir durum.

Bunların içerisinde özellikle akut dönem dediğimiz yani hastalığın kendi olduğu dönemde baş ağrılarını çok sık gördük. Ama bunların dışında sadece baş ağrıları değil, özellikle kas-eklem ağrıları, göğüs ağrıları, baş boyun bölgesindeki ağrıları alan sinirlerle ilgili pek çok ağrıyı da gördüğümüzü söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.

“Bu ağrıların tedavisi ne kadar gecikirse ileriki dönemde daha şiddetli ve kronik olarak ve tedavisi daha zor olarak karşımıza çıkacaktır”

Covid-19 hastalığı ile başlayan ağrıların hastalık atlatıldıktan sonra da devam etmesi durumunda bir uzmana başvurulması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Karadaş, “Bunların şöyle bir sıkıntısı var. Biz erken dönemde bunların önlemini alamazsak, bu ağrıların kronikleşebilmesinden dolayı, önümüzdeki yıllarda bu tür ağrı çeken kişilerin günlük yaşam aktivitelerinde önemli kısıtlamalar olacaktır. Zaten pandemi ile birlikte ağrı algısı da artıyor. Bu da şu demek.

Kişiden kişiye ağrı algısı değişmek ile birlikte, pandeminin getirdiği kısıtlamalar kişilerde strese neden olmakta. Bunlar da ağrı algısının daha çabuk olmasını sağlamakta. Dolayısıyla böyle bir ortamda kişiler bu ağrıları daha çabuk algılamakta ve ağrıların tekrarıyla da kronik ağrılara doğru bir gidiş var. Normalde biz bir doku hasarından sonra; bazı maddelerin salınması, bunların ağrı oluşturup bu ağrıların da beyinde algılanması yer bulması sonucunda olduğunu biliyoruz.

Ancak korona ile ilişkili birçok sistemi bir arada tuttuğu için, bu ağrıların da oluştuğunu, ama en önemli durumun ise hatta sıkıntılı durumun, bu ağrılara müdahale etmemek olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bu ağrıların tedavisi ne kadar gecikirse ileriki dönemde daha şiddetli ve kronik olarak ve tedavisi daha zor olarak karşımıza çıkacaktır” diye konuştu.

“Öncesinde ağrı atakları olmayan insanlarda da korona enfeksiyonu sonrası ağrıları görüyoruz”

Ağrıların kronikleşmeden tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizen Karadaş, “Kronik ağrı dediğimiz zaman bunun risk faktörleri var. Mesela Covid öncesinde ağrılarını çok yaşayan insanlarda Covid ile birlikte bu ağrıların daha da şiddetlendiğini, daha da uzadığını görüyoruz. Ancak yine de öncesinde ağrı atakları olmayan insanlarda da korona enfeksiyonu sonrası ağrıları görüyoruz.

İşte buradaki mekanizma, beyinde bir duyarlılaşma, beyinin etkilenmesinden kaynaklanıyor. Aslında biz ağrıları kendi aralarında basitçe ikiye ayırıyoruz. Bunlar nosiseptif ağrılar dediğimiz ağrı türleri ve nöropatik ağrılar dediğimiz ağrı türleri. Nöropatik ağrılar genellikle beyin bölgesini, yani santral sistem dediğimiz duyarlılaşmanın biraz daha ön planda olduğu, beynin etkilendiği durumlardaki ağrılar. Bu ağrıların tedavisi daha zor.

Uzun süreli olarak karşımıza çıkmakta. O yüzden daha en başta, erken ağrıların yani nosiseptif ağrıların çıktığı dönemde bunların uygun tedavilerle ortadan kaldırılması, ileriki dönemde oluşabilecek uzamış ağrıların da ortadan kaldırılması anlamına gelebilir” şeklinde konuştu.

“Basit tedavilerden karmaşık tedavilere doğru bir tedavi skalamız var”

Tedavi yöntemlerinden de bahseden Prof. Dr. Karadaş, “Tedavilerini bakacak olduğumuz zaman basit tedavilerden karmaşık tedavilere doğru bir tedavi skalamız var. Bu ne demek? Basit ağrı kesicilerden başlayarak daha sonra dirençli bir ağrı varsa bu hastalara bizim bazı anti depresan türlerimiz var.

O ilaçların kullanılması, yine bazı antiepileptik ilaçların bu ağrılara etkili olduğunu biliyoruz. Sadece bunlar değil, bunun dışında sinir blokajlarının da bu medikal tedavilere eklenerek, bu ağrıların kronikleşmesinin engellenebileceğini söyleyebiliriz. Ama son dönemlerde bütün bu kombine tedavilere rağmen yine ağrısı devam eden insanlara bizim bu tedavi protokollerine psikolojik destek de verilmesini öneriyoruz” dedi.

Utku Şimşek - Erdinç Türkcan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Çiçek sürprizi yapmak isteyen bu otomata geliyor Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi kampüsünün içine yerleştirilen çiçek otomatı görenlerin dikkatini çekiyor. Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü’nde rektörlük binasına yakın bir noktaya çiçek otomatı konumlandırıldı. Eskişehir’de faaliyet gösteren çiçekçi tarafından kampüse yerleştirilen otomat içindeki çiçekleri görenle, oldukça şaşırarak inceleme yapıyor. Kredi kartı ile yapılan ödeme sonrasında alınan çiçeklerin genellikle fiyatı 750 ile bin 250 TL arasında değişiyor. Özellikle kız öğrencilerin çok yakından incelediği otomat dikkat çekiyor. "Fiyatlar çiçekçilere göre biraz daha yüksek sanki" Anadolu Üniversitesi’nde öğrenci olan 19 yaşındaki İrem Duş, "Daha önce böyle bir şey görmemiştim. Bunu da çeşitli sosyal medya kaynaklarında gördüm. Gerçekten çok hoşuma gitti, tatlı duruyor. Ben bunun tutacağını düşünüyorum. Çünkü çok güzel ama 14 Şubat’a doğru yapılsa bence daha mantıklı olabilirdi. Şu anda da güzel bence. Çiçekler çok güzel duruyorlar. Fiyatlar çiçekçilere göre biraz daha yüksek sanki. Umarım buradan bir çiçek bekliyorum" dedi. "Beğenen buradan alır, beğenmeyen yine gider kendi çiçekçisinden alır" Otomatın alışverişi kolaylaştırdığını söyleyen 21 yaşındaki Emirhan Ballı, "İlk gördüğümüzde şaşırdık. Böyle bir uygulama yapılmasını beklemiyordum. Bir anda buraya getirildi. Bence sevgililer, çiftler ve özel günler için güzel bir uygulama. Tabii artık günümüzde teknoloji de geliştiği için, çiçekleri böyle aletlerin içinden alabiliyoruz. Aslında daha da kolaylaştırıyorlar. Beğenen buradan alır, beğenmeyen yine gider kendi çiçekçisinden alır. Bu anlamda çok bir şeyi etkileyeceğini sanmıyorum" diye konuştu. "Daha düşük bir fiyatta olabilirdi" Otomatın dükkana göre çok daha az maliyetli olduğunu dile getirip fiyatların daha uygun olabileceğine vurgu yapan Anadolu Üniversitesi’nde öğrenci olan Şule Keskin, "Ben bunun daha önce yurt dışında yapıldığını bir yerde okumuştum. Aynı şeyin Türkiye’de de yapılması hoş olmuş. Biz öğrenciyiz ama fiyatlar çok pahalı gözüküyor. Burada dükkânların ödediği elektrik, su ve doğal gaz gibi faturaları yok. O yüzden daha düşük bir fiyatta olabilirdi."
Gaziantep Gaziantep Büyükşehir, kar yağışına karşı tam kadro sahada Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, gece saatlerinde başlayan ve etkisini artıran kar yağışına karşı şehir genelinde ulaşımın aksamaması, vatandaşların güvenliğinin sağlanması ve buzlanma risklerinin en aza indirilmesi amacıyla tüm ekipleriyle sahada görev yapıyor. Meteorolojiden gelen bilgiler doğrultusunda kar yağışı öncesinde hazırlıklarını tamamlayan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, kritik güzergahlarda önleyici tuzlama ve yol güvenliği uygulamalarını devreye alarak çalışmalara gece boyunca aralıksız devam etti. Kışla mücadele kapsamında güçlü araç filosu ve teknik altyapısıyla sahada olan ekipler, özellikle ana arterler ile riskli bölgelerde yoğun mesai harcıyor. Bu kapsamda 45 tuzlama robotu, 17 greyder, 16 loder, 35 beko loder ve 21 kürekli ekip aracıyla kentin farklı noktalarında eş zamanlı çalışma yürütülüyor. Kent genelindeki yol durumu, Trafik Kontrol Merkezi tarafından anlık olarak takip edilirken olumsuzluk yaşanması muhtemel noktalara ekipler hızlı bir şekilde yönlendiriliyor. Böylece kar birikimi ve buzlanma ihtimaline karşı gerekli müdahaleler zamanında gerçekleştirilerek ulaşımın güvenli şekilde sürdürülmesi hedefleniyor. Öte yandan Büyükşehir ekipleri, sabah saatlerinde vatandaşların istikametlerine güvenle gidebilmesi için başta ana arterler, toplu taşıma güzergahları, hastane yolları ve yoğun kullanılan bölgeler olmak üzere ulaşım akslarını açık tutacak şekilde yolları hazır hale getirdi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, kış süresince vatandaşların can ve mal güvenliğini önceleyen çalışmalarıyla sahada olmaya, kar yağışı ve buzlanma riskine karşı planlı ve hızlı müdahale anlayışıyla görevini sürdürmeye devam edecek.
Sakarya SAÜ, Engelsiz Üniversite Program Nişanı’nda Türkiye birincisi oldu Sakarya Üniversitesi (SAÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen Engelsiz Üniversite Ödülleri’nde 40 program nişanı alarak Türkiye genelinde en fazla nişana sahip üniversite oldu. YÖK tarafından 2025 yılı Engelsiz Üniversite Ödülleri sonuçları açıklandı. 112 üniversiteden yapılan bin 768 başvurunun değerlendirildiği programda Sakarya Üniversitesi; eğitim-öğretim süreçleri, fiziki mekanlar ve dijital erişim alanındaki uygulamalarıyla 40 "Engelsiz Üniversite Program Nişanı" almaya hak kazandı. Ödüller, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar tarafından SAÜ Rektörü Prof. Dr. Hamza Al’a takdim edildi. 40 farklı programda erişilebilirlik tescili Üniversite bünyesindeki programlar; görme, işitme, zihinsel, kas-iskelet sistemi, otizm spektrum bozukluğu ve diğer engel kategorilerinde değerlendirildi. Görme engelli kategorisinde 15, işitme engelli kategorisinde 6, kas ve iskelet sistemi kategorisinde 8 program nişan alırken; hukuk, kamu hukuku ve özel hukuk programları birden fazla kategoride erişilebilirlik nişanına layık görüldü. Alınan bu sonuçla SAÜ 40 nişanla ilk sırada yer alırken, Dokuz Eylül Üniversitesi 25 nişanla ikinci, Marmara Üniversitesi ise 19 nişanla üçüncü oldu. "Temel sorumluluk olarak görüyoruz" Törende konuşan SAÜ Rektörü Prof. Dr. Hamza Al, erişilebilirliği bir politika alanı olarak ele aldıklarını belirterek, "Engelsiz üniversite vizyonunu üniversitemizin temel sorumluluk alanlarından biri olarak görüyoruz. Bu alandaki çalışmalarımızı program, fakülte ve kurumsal düzeyde sürdürülebilir şekilde yürütmeye devam edeceğiz" dedi. Öte yandan SAÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, sosyo-kültürel faaliyetler alanında "Mavi Bayrak" adayı olarak değerlendirildi.