SAĞLIK - 27 Ağustos 2020 Perşembe 18:52

Şampiyon sporcu Doğan Can Polat: ''Kaloriden korkmayın''

A
A
A
Şampiyon sporcu Doğan Can Polat: ''Kaloriden korkmayın''

Şampiyon sporcu Doğan Can Polat, ''Pandemi döneminde kilo almaktan korkulduğu için düşük kalorili beslenmek savunma sisteminin gücünü azaltıyor, bağışıklığı düşürüyor ve hastalanma riskimizi arttırıyor’’ dedi.

Vücut geliştirmede Türkiye’de şampiyonlar şampiyonu ( overall ) olup Balkanlar’da da Türk bayrağını dalgalandıran Doğan Can Polat pandemi döneminde evde oturup dışarı çıkamayanlar için besin ve egzersiz önerilerinde bulundu. Polat, kalori alımının azaltılmaması gerektiğini vurgularken, yeşil sebze ve bol su tüketimine dikkat çekti.

''Kaloriden korkmayın''

Kalori alımına dikkat çeken Doğan Can Polat, ''Evde oturduğunuz dönemlerde daha az hareket ediyoruz ve vücudumuzun yaşamsal faaliyetleri için gerekli enerji miktarı azalıyor. Bu azalan kalori sistemine güncel yaşantımızda olan diyet listelerini uyguladığımızda vücudu durağan sisteme alıştırıyor ve metabolizmamızı yavaşlatıyoruz. Kilo almaktan korkulduğu için düşük kalorili beslenmek savunma sisteminin gücünü azaltıyor, bağışıklığı düşürüyor ve hastalanma riskimizi arttırıyor'' dedi.

''Su olmazsa olmaz''

Polat, pandemi döneminde en çok dikkat edilmesi gereken konunun günlük içilen su miktarı olduğunu söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti: ''Su, vücudumuza giren her besinin taşınmasını sağlayan en büyük maddedir. Besinlerin doğru yere zamanında en hızlı şekilde taşıyan kan dolaşımı yetersiz sıvı tüketiminde yavaşlar ve besin kullanımı azalır. Yararlı vitamin ve minerallerin etkileri de buna bağlı olarak düşecektir. Kalp atış hızından, beyin fonksiyonlarının işleyişine kadar her mekanizma suya bağlı olarak çalışır. Yeteri kadar su içildiğinde tüm sistem sağlıklı şekilde çalışacaktır. Günlük en az 3lt suyu mutlaka tüketin''.

''Yeşil saplı sebze ve bitkiler en yararlı doğal etken''

Doğan Can Polat yeşilliğin bu dönemde en yararlı doğal etken olduğunun altını çizerek, ''Yeşil saplı her bitki tedavi edici ve koruyucu özelliğe sahiptir. Bu dönemde fazla ödem tutanların kurtarıcısı da gene yeşil saplı sebze ve bitkiler olacaktır. Özellikle maydanoz, dereotu ve nane gibi yeşillikler hem vücuttan hızlıca ödem atar hem de sindirim sistemini düzenler. Metabolizmayı hızlandıran, cildi yenileyen, bağışıklık sistemini güçlendiren sebze ve bitkileri gün içerisinde mutlaka tüketmeye çalışın'' şeklinde konuştu.

''Basit egzersizler yapın''

Polat, hareketsizliğin önüne geçmenin oldukça basit olduğunu söyleyerek sözlerine şu şekilde tamamladı: ''Hareketsiz kalmak birçok hastalık riskini de beraberinde getirir. Oturur pozisyondan kalkıp olduğunuz yerde çömelip kalkın, aynı anda kollarınızı yukarı aşağı indirin ve bunu sadece 5 dakika devam ettirin. Aynı şekilde günün farklı saatlerinde aynı hareketi beşer dakika tekrarlayın. Bu küçük egzersiz rutini bile size günlük yeterli miktarda hareket etme imkanı sağlayacaktır''.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.