GÜNDEM - 26 Ekim 2015 Pazartesi 08:52

Sare Davutoğlu: 'Babam başımı örtmeme karşı çıkmıştı'

A
A
A
Sare Davutoğlu: 'Babam başımı örtmeme karşı çıkmıştı'

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu verdiği bir röportajda babasının başını örtmesine karşı çıktığını söyledi. Sare Davutoğlu, "Ablamla ben başımızı örttüğümüzde babam karşı çıkmıştı. 1980 öncesi çok politik bir ortam vardı, bir şekilde zarar verilir veya eğitimimize mani olur diye endişe etti." dedi.

Habertürk gazetesinden Kübra Par, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu'yla röportaj yaptı. Sare Davutoğlu, çocukluğundan bugüne kadar olan hayatını anlattı. Davutoğlu "Ablamla ben başımızı örttüğümüzde babam karşı çıkmıştı. 1980 öncesi çok politik bir ortam vardı, bir şekilde zarar verilir veya eğitimimize mani olur diye endişe etti." dedi. 

‘BABAM BAŞIMI ÖRTMEME KARŞI ÇIKMIŞTI’

-Nasıl bir ailede büyüdünüz?

Merhamet ve muhabbet ortamında büyüdüm diyebilirim. 7 yaşımda annemi kaybettim. Hakikatten çok özel bir insandı. Babamsa çok disiplinli ve ölçülüydü. Aynı zamanda bize çok düşkündü. Her hafta sonu bizi mutlaka gezdirirdi. Her şeyimizle çok yakından ilgilenirdi. Bir de temel insani değerleri bize çok küçük yaşta kazandırdı. Mesela, okula giderken kalabalık otobüslerde biletçi yanımıza gelemezse, ertesi gün çift bilet almamızı tembihlerdi ve bize ‘Aman yavrum bunda saçı bitmedik yetimin hakkı var’ derdi.

-Kim büyüttü sizi?
Annemi kaybedince babaannemler bir süre yanımızda kaldı. Sonra babam evlendi.

-Kaç kardeştiniz?
İkinci annemden olan kardeşimle birlikte 4 kardeşiz.

-Mütedeyyin bir aile miydi?
Babam mütedeyyinden ziyade geleneksel ve muhafazakârdı. Mesela ablamla ben başımızı örttüğümüzde karşı çıkmıştı. 1980 öncesi çok politik bir ortam vardı, bir şekilde zarar verilir veya eğitimimize mani olur diye endişe etti sanırım.

-Başınızı örtmeye nasıl karar verdiniz?
O dönem herkesin çok okuduğu bir dönemdi. Herkes kendince “Türkiye nasıl kurtulur?” sorusuna cevap arıyordu. O dönemde birçok toplantılara katıldık, birçok okumalar yaptık. Hatta ablam önce sol akımlara ilgi duydu. Sonra baktık ki özde bir sıkıntı var. Allah’a imanın gereklerini yerine getirmeliyiz, diye düşündük. Bunu öyle güçlü hissettik ki babamızı üzmeyi bile göze alabildik. Sonrasında zaten en büyük desteğimiz yine babam oldu.

-Eskişehir’de o dönem ortam baskıcı mıydı?
Hayır, değildi. Eskişehir’de çok özgür bir atmosfer vardı. Zaten çok kozmopolit bir yerdir. Küçük İstanbul gibidir. Bizim büyüdüğümüz yıllarda okuma-yazma oranının en yüksek olduğu ilimizdi.

HASTALARIMLA İLGİLENMEK RUHUMU DİNLENDİRİYOR

-Eşinizin görevine rağmen hastalarınızı bırakmamışsınız. Zor olmuyor mu?
Tabi ki zor oluyor. Mesela dün akşam Ahmet Bey “Ben eve geçiyorum, misafir çağırdım, sen evde misin?” diye sordu. Biraz suçluluk duyarak “Yok ben işteyim” dedim. “Nereden çıktı? Hani gitmeyecektin?” dedi. Ben de dengelemeye çalışıyorum. Onun programı başlayınca mümkünse ben hemen muayenehaneye geçiyorum. Mesela bugün Ahmet Bey’le birlikte yoğun bir programımız var ama bir ara hastaneye uğramam lazım, küçük bir müdahalem var.

-Bu durum stres yaratmıyor mu?
Hastaneye ulaştığımda stresim ortadan kalkıyor. Çok şükür o anda işime, hastama odaklanıyorum. Bazen böyle çok yoğun günlerde artık farklı bir formatta mı çalışsam diye düşündüğüm oluyor ama hastalarım özellikle de gebelerimle bir araya gelince rahatlıyorum. Onlarla ilgilenmek ruhumu dinlendiriyor. Nasıl yol arkadaşlığı, asker arkadaşlığı unutulmazsa, hamilelik ve doğum da çok özel bir yol arkadaşlığı. Hekim ve hasta birlikte bu süreci gerçekten güzel bir şekilde yaşayınca, sağlam bir dostluk kuruluyor. Elbette bazı hastalarımın doğumunda bulunamıyorum. Ama birlikte çalıştığım değerli hekim arkadaşım, sevgili ebemiz ve hatta muayenehanedeki asistanımızla birlikte bir ekip olduğumuzu ve doğumda yanlarında olamasam da süreci yakinen takip ettiğimi, onlar için dua ettiğimi, sürekli bilgi aldığımı ve bana ihtiyaç duydukları her an ulaşabileceklerini bilmeleri aramızdaki güven ilişkisini pekiştiriyor.

-Çok hastanız var mı?
Bakanlık döneminden itibaren ağırlıklı olarak Ankara’da bulunsam da, İstanbul’da bir çalışma düzeni oturttum. Sürekli burada bulunmadığım için ilk kez gelecek hastalar tercih etmez, doğumlar da azalır diye tahmin ediyordum fakat öyle olmadı. Biraz güven meselesi. İnsanlar özellikle benim alanımda bildiği, güvendiği doktora gitmek istiyor.

-Peki, bu koşuşturma içerisinde çocukları görme fırsatınız oluyor mu?
Yani, en önemli sıkıntı o tabi ki… Bu konuda küçük kızımız ve oğlumuzun ciddi şikâyetleri var, biz de zaman zaman vicdan azabı duyuyoruz ama birlikte olduğumuz her anı çok iyi değerlendirmeye çalışıyoruz.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Fethiye Ölüdeniz’de 328 milyonluk yatırımın 4. etabı tamamlandı Muğla Büyükşehir Belediyesi, Fethiye-Ölüdeniz yolunda 328 milyon TL’lik yatırımla yürüttüğü yol ve altyapı çalışmaları kapsamında 4. Etap Ölüdeniz-Kayaköy yolunda çalışmalarını tamamladı, 2. Etap Ovacık-Şehir içi güzergâhında ise çalışmalar devam ediyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Fethiye-Ölüdeniz bölgesinde başlattığı yol, altyapı ve çevre düzenleme çalışmaları, mahallelerde büyük bir dönüşümle devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği yatırımlar hem ulaşım güvenliğini artırıyor hem de bölgenin turizm potansiyeline katkı sağlıyor. 328 milyon TL’lik yatırımla yürütülen 4. Etap Ölüdeniz-Kayaköy yolunda 2 bin 500 metre binder serimi tamamlanırken yatay ve düşey işaretleme çalışmaları başladı. 4. etap tamamlandı, 2. etapta çalışmalar devam ediyor 1. etap Patlangıç-Ovacık, 3. etap Hisarönü-Ölüdeniz ve 4. etap Ölüdeniz-Kayaköy yolunda çalışmalar tamamlanırken, 2. Etap Ovacık-Şehir içi güzergâhında ise çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. 2. Etap Ovacık-Şehir içi kapsamında; 7 bin metre uzunluğunda yağmur suyu hattı, kaldırım düzenlemeleri, 3 bin sıcak asfalt serimi, istinat duvarı yapımı ve dönel kavşak düzenlemeleri yapılıyor. Genel proje kapsamında 11 bin metre sıcak asfalt serimi, 4 bin 200 metre içme suyu hattı, 7 bin metre yağmursuyu hattı ve 4 bin 500 metre çelik oto korkuluk yapımı yer alıyor. Başkan Aras: "Fethiye-Ölüdeniz hattını geleceğe hazırlıyoruz" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Fethiye-Ölüdeniz hattı, hem hemşehrilerimizin günlük yaşamında hem de kentimizin turizm kimliğinde çok önemli bir yere sahip. Bu güzergahta hayata geçirdiğimiz çalışmalarla sadece yolları yenilemiyor; güvenli, konforlu ve estetik bir ulaşım altyapısını bölgemize kazandırıyoruz. Mahallelerimizin ihtiyaçlarını gözeten, çevreyle uyumlu ve uzun yıllar hizmet edecek bir dönüşümü adım adım gerçekleştiriyoruz. Amacımız, Fethiye’yi ve Ölüdeniz’i hem yaşayanlar hem de ziyaret edenler için daha erişilebilir, güvenli ve çağdaş bir noktaya taşımak" dedi.
Ordu Karadeniz’deki kar yağışı, fındık ve diğer tarım ürünlerine yaradı Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, Karadeniz Bölgesi’nde etkili olan kar yağışının fındık başta olmak üzere tarım ürünleri için yararlı olduğunu söyledi. Bölgede geçen haftalarda yüksek kesimlerde kar yağışı etkili oldu. Hafta sonu ise kar yağışı 400 rakım ve üzerinde görüldü. Yağışın ardından bu yükseklikteki alanlar karla kaplandı. Tarım alanları ve fındık bahçelerinin de kar altında kaldığı bölgede yağışın, tarım ürünleri için faydalı, soğuklama dönemini yaşaması açısından önemli olduğu belirtildi. "Tüm ürünler için faydalı oldu" Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, "Bu aylarda özellikle fındık ve diğer tarım ürünleri için kar yağışı bekliyorduk. Geçen günlerde yaklaşık 800 rakım ve üzeri yüksek kesimlerde kar yağışı etkili oldu ama hafta sonu yeniden bir yağış gerçekleşti. Bu kar yağışı 400 rakıma kadar indi ve başta fındık olmak üzere tarım ürünleri için iyi oldu" dedi. "Soğuklama dönemini yaşaması açısından çok önemli" Kar yağdığında fındığın hem bir soğuklama dönemini yaşaması, hem de toprak yapısının düzenlenmesi ve su ihtiyacının karşılanması gibi konuların karşılandığını ifade eden Soydan, "Daha güçlü olması anlamında kar yağışı önemli. Kar yağışı aralıklarla etkili olduğu zaman önümüzdeki aylarda erken yapraklanmayı da geciktirecektir. O açıdan önemli, inşallah aralıklarla kar yağışı etkili olur ve mevsim normal bir şekilde devam eder" şeklinde konuştu. Soydan ayrıca, 2025 yılında ülke genelinde etkili olan zirai don olayının 2026 yılında yaşanmamasını temenni ettiklerini de kaydetti.
Ordu Ordu Büyükşehir, Fatsa’nın 30 yıldır temizlenmeyen altyapısına indi Ordu Büyükşehir Belediyesi, uzun yıllar her şiddetli yağışta taşkınlara maruz kalan Fatsa ilçesinde, 30 yılı aşkın süredir hiç temizlenmeyen kapalı dere ve menfezleri 6 ay süren çalışmalarla açarken, kronik hale gelen su taşkını sorunu da kalıcı çözüme kavuşturdu. İl genelinde muhtemel su taşkınlarına karşı sürekli olarak teyakkuzda olan Ordu Büyükşehir Belediyesi, Fen İşleri Dairesi Başkanlığı ekipleriyle riskli bölgelerde önleyici çalışmalar yürütüyor. Türkiye’de sayılı belediyede bulunan kanal temizleme aracı sayesinde tıkanan altyapı hatları hızlı ve etkili şekilde açılıyor. Bu kapsamda yıllardır her şiddetli yağışta taşkınlara maruz kalan Fatsa ilçesinde çalışma yapan ekipler, 30 yılı aşkın bir süredir hiç temizlenmeyen, menfezler, dere yatakları, bakslar ve yağmur suyu hatlarında çalışma gerçekleştirdi. Menfezler, dere yatakları, bakslar ve yağmur suyu hatlarında biriken çakıl, toprak, taş ve odun gibi atıklar yüksek basınçlı suyla parçalanarak, rögar bacalarına taşındı, ardından vakum sistemiyle temizlendi. 6 ay süren çalışmalar sonucunda altyapı hatları tamamen temizlenirken muhtemel su taşkınlarının önüne geçildi. Öte yandan Ordu Büyükşehir Belediyesi ekipleri, kapalı dere, menfez ve kanal temizlik çalışmalarını 19 ilçede eş zamanlı olarak sürdürüyor.