GÜNDEM - 09 Mayıs 2022 Pazartesi 10:24

Savaşı duyunca Marmara Denizi'nde kalp krizi geçirdi, Ukraynalı gemici o anları anlattı

A
A
A
Savaşı duyunca Marmara Denizi'nde kalp krizi geçirdi, Ukraynalı gemici o anları anlattı

Ukrayna-Rusya savaşının başladığını sefer sırasında Marmara Denizi’ndeyken öğrenen 57 yaşındaki Ukraynalı kaptan Anatoliiy Ogrenich, yaşadığı büyük korku ve endişeyle kalp krizi geçirdi. Tedavisi sonrası o anları anlatan Ogrenich, “Savaş başladığında hepimiz şaşırdık, yıkıldık. Çok endişeliydik, o kadar kötü hissettim ki kalbimle ilgili sorun ortaya çıktı" dedi.

34 yıllık denizci olan 57 yaşındaki iki çocuk babası Ukraynalı kaptan Anatoliiy Ogrenich mesleği nedeniyle dünyanın dört bir yanını dolaştı. İki oğlu da kendisi gibi denizci olan kaptan, geçtiğimiz yıl 10 Aralık’ta başladığı sefer nedeniyle birçok ülke ve limana uğradı. Kaptan Ogrenich, Türk sularında seferine devam ederken 24 Şubat tarihinde internette haberlere baktığı sırada Ukrayna-Rusya savaşının başladığını öğrendi. Ailesi ve yakınları Ukrayna’da olan 19 yıllık kaptan, iki ülke arasında başlayan savaş sonrası büyük bir üzüntü yaşadı. Edinilen bilgiye göre Ogrenich’in kalbi yaşadığı endişe ve korkuya dayanamayınca Ukraynalı kaptan Marmara Denizi’nin ortasında kalp krizi geçirdi. Gemi mürettebatı kaptan için seferber olurken hemen en yakındaki hastanelerle irtibata geçildi. Ogrenich için gemi limana yanaşırken hemen bir hastaneye ulaşıldı ve tedavisine başlandı, gemi ise sefere devam etti. Ukraynalı kaptan için hastanede yapılan tetkiklerin ardından ameliyat yüksek riskli bulundu.

Savaşı duyunca denizde kalp krizi geçirdi, yaşadıklarını İHA’ya anlattı

Tedavisi ilaçlarla süren Ukraynalı kaptan Medicana International İstanbul Hastanesi’ne getirildi. Hastanın durumunu inceleyen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Arda Özyüksel, ameliyatın riskler taşımasına rağmen Ogrenich’in yaşayabileceği ikinci bir krize dayanamayabileceğini ifade etti. Bunun üzerine ameliyat olmak isteyen kaptan için hazırlıklara başlandı, 10 Nisan günü başarılı geçen operasyonla Ukraynalı kaptan ve kilometrelerce uzakta savaş bölgesinde olan ailesi büyük mutluluk yaşadı. Tedavisinin tamamlanmasının ardından taburcu edilen kaptan geçtiğimiz günlerde hastaneye kontrole geldi. Ogrenich denizin ortasında savaş haberini öğrendiğinde yaşadığı korkuyu ve geçirdiği kalp krizini İhlas Haber Ajansı’na anlattı.

“Savaşı duyunca o kadar kötü hissettim ki kalbimle ilgili sorun ortaya çıktı”

Ailesinin Ukrayna’da olduğunu ve savaş haberini aldıktan sonra yaşadığı büyük panikle kalp krizi geçirdiğini söyleyen 57 yaşındaki Ukraynalı kaptan Anatoliiy Ogrenich, ailesiyle sürekli görüntülü konuştuğunu anlattı. Ukraynalı kaptan, “İnternetten haberleri takip edebiliyorduk. Savaşın başladığında hepimiz şaşırdık ardından yıkıldık. Mürettebatımız ve aileleri oldukça endişeliydi. Ardından kalbimle ilgili sorun ortaya çıktı. Herkes çok fazla sigara içmeye başladı. Ben günde 2 buçuk paket sigara içiyordum. Her gün ailemle konuştum ve nasıl olduklarını soruyordum. Hep savaşın bitmesi düşüncesindeydim. Kalbimle ilgili operasyon başarılı geçti. Ülkem ve şirketim için daha fazla çalışabileceğimi umuyorum” ifadelerini kullandı.

“Hastamız oldukça riskli bir bypass hastası”

Hastasının durumuna ilişkin bilgi veren Medicana International İstanbul Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Arda Özyüksel, “Hastamız bize nisan başında başvurdu. Kendisi 30 yılı aşkındır dünya denizlerini gezmiş, dünyanın farklı sularında taşımacılık yapan, çocukları da kendisi gibi denizci olan Ukraynalı bir gemi kaptanı. 24 Şubat’ta Ukrayna-Rusya arasındaki bu talihsiz olaylar gerçekleşiyor. Bu olayların sonucunda hastamız gemide kalp krizi geçiriyor. Ailesi, çocukları orada ülkesi savaş altında, kendisi burada. İlk etapta hastamız bir hastaneye götürülüyor. Orada ameliyat yüksek riskli bulunduğu için bir süre ilaç tedavisi veriliyor. Daha sonra kendileri bize ulaştılar, hastamızı buraya aldık. Hastamız genel olarak oldukça riskli bir bypass hastasıydı. Normal şartlarda kalbin kasılması yüzde 60-65 dediğimiz bir değerde olması gerekirken hastamızda bu değer yüzde 10’du. Hastamıza ameliyat olması ve olmaması durumundaki mevcut riskleri anlattık, kendisi de bize güvenerek ameliyat olmayı kabul etti. İhtimal tüm senaryolar için hazırlıklarımızı tamamlayarak ameliyatı gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.

“Savaş haberini alıyor kalp krizi geçiriyor”

Zor bir operasyonun başarıyla gerçekleştirildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Arda Özyüksel, “Beş damar bypass yaptık. Bugün yapılan ekokardiyografide kalbin ameliyat öncesi yüzde 10’a gerileyen kasılma gücünün yüzde 30’lara yaklaştığını gördük. Bu kendisinin bundan sonraki hayatını devam ettirmesi ve isterse denizlere tekrar dönebilmesi için ona yetecek. Şu anda çok iyi gidiyoruz. Çok ağır bir kalp krizi geçirmişti ama müdahale etmememiz durumunda ihtimal bir kalp krizi daha geçirirse hastamızı kaybetme ihtimalimiz yüksekti. Kalp kasılması ileri derecede bozuktu, ameliyat yapmadan da toparlama şansı yoktu. Zor hastalar bunlar, sonucunun hemen bilinemeyeceği hastalar, ciddi bir ameliyat öncesi ve sonrası bakım ve değerlendirme gereken hastalar. Bugün ameliyat sonrası kontrolünde her şeyin yolunda gittiğini gördük. Hastamız Türk kara sularındayken seyahati devam ederken kaptan olarak görev yaptığı gemide Rusya-Ukrayna arasındaki savaş şubat ayı sonunda patlak verdiğinde bu haberi alıyor ve bir kalp krizi geçiriyor. Gittiği ilk hastaneden sonra bize gelerek çok riskli ve tehlikeli bir durumda ameliyata alınarak bugün sağ salim her şey yolunda” ifadelerini kullandı.

Hasibe Karadağ-Harun Özcüler
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi eden cihaz geliştirildi Hitit Üniversitesinde yürütülen proje ile nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi edebilen cihaz geliştirildi. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, nörolojik hastalıkları ilaçsız tedavi edebilmek amacıyla çalışma başlattı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında desteklenen proje çerçevesinde hastaları ilaçların toksik doz ve yan etkisine maruz kalmadan tedavi edebilecek yerli ve milli cihaz üretildi. Cihazın geliştirilmesi için yürütülen çalışmalarda Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Işık ve Doktor Öğretim Üyesi Serkan Dişlitaş yer aldı. Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, geliştirdikleri cihaz ile beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmadan beyindeki oluşacak olan elektrik uyarısıyla nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi amaçladıklarını söyledi. Nöromodülasyon (sinir dokularının yeniden düzenlenmesi) yönteminde 1950’li yıllardan itibaren ses, elektrik uyarısı ve manyetik uyarılardan faydalanmaya başlandığını ifade eden Akçay, bu tedavi yönteminin invaziv ve non-invaziv olarak iki şekle ayrıldığını kaydetti. Akçay, non-invaziv (kesi yapılmadan) olarak adlandırılan; beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmayan tedavi yönteminde beyinde oluşacak elektrik uyarısıyla tedavinin amaçlandığını belirterek 2000’li yıllardan sonra bu tedavi yönteminin klinikte yer almaya başladığını ifade etti. “Beyine elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesini hedefliyoruz” Geliştirdikleri cihaz ile beyne elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Akçay, şunları söyledi: “Beyne elektrik uyarısı vererek yapacağımız bu tedavi yöntemini diğer tedavi yöntemleriyle kıyasladığımız zaman; örneğin ilaçlarda toksik doz veya yan etkisi gibi durumlar olurken bu tedavi yönteminde ise yan etkisi diğerlerine göre neredeyse yok denecek kadar çok az olup avantajları, tedavi etkinliği daha yüksektir. Klinik çalışmalara daha fazla ihtiyaç olduğundan dolayı ekibimizin geliştirmiş olduğu cihazla yapılan tedavi yönteminin preklinik çalışmaları tamamlanmış olup şimdi ki aşamalarımızda ise klinikteki çalışmalarımızı özellikle epilepsi, nöropatik hastalarında Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Sinan Eliaçık hocamız ile uygulamayı amaçlamaktayız.” Yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz Geliştirilen cihazın tamamen yerli ve milli olduğunu vurgulayan Akçay, “Yurt dışında üretilen cihazların Türkiye’ye maliyeti ortalama 30 bin dolar civarında. Yerli üretim olanlarda ise yaklaşık maliyet 5-6 bin dolar civarında. Biz ise cihazı yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz. Yapmış olduğumuz cihazı diğerlerinden farklı olacak şekilde ürettik. Sabit bir akım vermek yerine beyindeki elektrik direnci ve kafa direnci ölçülerek bu dirence uygun olan yani tedavideki etkin ilaç diye tabir edebileceğimiz gerçek elektrik değerini verip beyne modüle ederek hastalarımızın tedavisini amaçlıyoruz. Böylelikle sabit bir tedavi değil bireye özgü elektrik uyarısı vererek tedavi hedeflenmiş oluyor. Bu amaçla da tedavinin etkinliği daha da arttırmayı sağlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Denizli PAÜ Hukuk Fakültesinde ‘Meclis Simülasyonu’ etkinliği düzenlendi Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hukuk Fakültesi ve Hukuk Topluluğu tarafından öğrencilerin yasama faaliyetini deneyimledikleri ve yasa yapım sürecine tanık oldukları, hoşgörü ve uzlaşma ortamında ideal meclisin nasıl gerçekleşeceğini görüp, pratikte uygulayabildikleri bir etkinlik olan Meclis Simülasyonu etkinliği düzenledi. 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan ve Denizli’de ilk kez düzenlenen Pamukkale Üniversitesi Meclis simülasyonu etkinliği Eğitim Fakültesi Melek Sözkesen Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış töreni ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program açılış konuşmaları ile devam etti. Adalet Demokrasi ve Hukuk Orjinli Çalışmalar (ADHOC) Derneği Koordinatörü Şebboy Deren Güçlü yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Burada Pamukkale Üniversitesi ekibine baktığımda 5-6 aylık inanılmaz bir organizasyon sonucunda gerek divan üyeleri olsun gerek akademi ekibi organizasyon ekibimiz olsun, sponsorluk ekibimiz olsun gerçekten çok güzel bir çalışma ortaya koydular ve gerçekten çok güzel de bir organizasyon ortaya çıkaracaklar. Önümüzdeki dört gün boyunca bunu deneyimliyor olacaksınız. Dilerim ki gerçekten çok güzel bir şekilde eğlenirsiniz ve keyif alırsınız demek istiyorum. Burada dört gün boyunca hepiniz milletvekili olacaksınız. Farklı farklı partileri temsil edeceksiniz. Ancak burada unutmamız gereken bir şey var ki hiçbirimiz birbirimizi kırmadan gerçekten dostluk çerçevesinde hep beraber tanışarak ve keyifli vakit geçirerek buradaki arkadaşlığımızın baki kalacağını umut ederek ve olmasını sağlayarak da keyifli vakitler geçirmenizi istiyorum. Lütfen birbirinizi genel kurulda olsun komisyonlarda olsun birer parti için kırmayın. Gerçekten çok güzel bir organizasyona imza atılacağına eminim. Şimdiden herkese keyifli bir yasama dönemi diliyorum.” “Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın işlevini öğrenecektir.” Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Hukuk fakültesi olarak amacımız, Evrensel hukuk ilkelerini ve insan haklarını benimseyerek, hukuki sorunları teorik ve pratik anlamda çözme yetkinliğine sahip hukukçular yetiştirmektir. Bu nedenle meclis simülasyonu çok önemlidir. Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın İşlevini öğrenecektir. Öğrencilerimizin yasama faaliyetlerinde bizzat bulunmalar ve etkin rol almaları, fikirlerini özgür bir şekilde dile getirmeleri önemlidir. Meclis simülasyonu etkinliğinde farklı fakültelerden milletvekilleri ver almaktadır. Ancak sunu da belirtmeliyim ki hukukçuların milletvekilliğine ilgisi fazladır. 28. Dönem Milletvekillerinin Meslekleri incelendiğinde; TBMM’de en fazla iş insanı, avukat ve akademisyenin yer aldığı görülmektedir. Milletvekillerinin %20’sinin hukukçu olması bu ilginin kanıtıdır. Gerek Öğrenci Topluluklarımız gerekse Dekanlığımız yıl içinde sayısız akademik, sosyal, kültürel ve benzeri alanlarda çalıştay, panel, eğitim, konferanslar ve geziler düzenlenmektedir. Fakültemizin gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ve başarılı etkinlikler, üniversite ve eğitime katkı veren ilgili kamu kurum ve kuruluşların, Rektörlüğümüz ve Denizli Barosunun uyumlu iş birliği ve ortak çabanın sonucudur. Fakültemizin gerek daha iyi Fiziki alana kavuşması için gerekse akademik kadrolar noktasında verdikleri büyük destek ve etkinliklerimize gösterdiği ilgi için rektörümüz sayın Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a, teşekkür ederim. Hukuk Topluluğu Danışmanı Öğr. Üyesi Fatih, Yurtlu’ya ve Hukuk Topluluğu öğrencilerine böyle bir etkinliği düzenledikleri için teşekkür ediyor ve meclis simülasyonunun verimli geçmesini diliyorum.” Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Hukuk fakültelerindeki kaliteli eğitimin kamu yönetimine etkisini bizzat meslek itibariyle gören bir durumdayız. Kaliteli hâkim ve savcı yargı kararlarını okurken bizlerin içini açıyor. Yine, avukatlık hizmetinde verilen kaliteli bir hukuk eğitiminin de toplum yaşamından adaletin tecellisine katkısı hiçbir zaman yadırganamaz. Bu faaliyetin düzenlenmesinde emeği geçen tüm öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” “Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte” Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Pamukkale Üniversitesi, son akreditasyonla 208 üniversiteden 70 üniversitenin arasına girmiştir. Bu gurur, üniversitemizdeki tüm akademik-idari personelinin ve tüm öğrencilerinin katkısı ile olmuştur. Ben bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Akreditasyon, Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun vermiş olduğu bir belge. Bu belge “Kurumsal Akreditasyon” belgesi. Bu belge ile Üniversitemiz, ÖSYM kılavuzunda akredite olan üniversiteler içerisinde yer almış oldu. Bu ne demek? Bu yarın Pamukkale Üniversitesi’nden alınan diplomalar, Avrupa ve Amerika geçerli demek. Dolayısıyla, böyle bir sevinci bu etkinlikte paylaşmak istedim. Çünkü Pamukkale Üniversitesi hak ettiği yer hali hazırda bulunduğu yer değil. Daha yükseklere çıkması gereken bir üniversite. Çünkü Denizli, Türkiye’de ilk onda yer alıyor, Pamukkale Üniversitesi ilk onda yer alması abartılı olur diyorum, yirminci sırayı kollaması gerekiyor. Bunun için biz elimizden geleni yapacağız ama geleceğimiz olan bu gençler belki bu yirmili sıraları bizlere gösterirler. Çünkü yapmış oldukları etkinlikler gerçekten muhteşem. Ben, üniversitemizin öğrenci toplulukları ile çok gurur duyuyorum. Topluluklarla buluşalım dediğimizde hemen buluşabiliyoruz. Topluluk başkanları geliyor, yardımcıları geliyor. Bu bizim çok aktif bir üniversite olduğumuzu ve öğrencilerimizin çok bilinçli olduğunu gösteriyor. Şimdi mesela, Filistin yürüyüşü yapacağız. Dün yirmi iki topluluk hemen geldi iki saat içerisinde geldiler ve neler yapacağımızı beraber konuştuk. Ben çok gurur duyuyorum. Demek ki öğrencilerimiz şu andaki Pamukkale Üniversitesi’nin seviyesinden memnun değiller. Onların bu yapmış oldukları çalışmalar inşallah Üniversitemizi ilk yirmilere çıkaracak ve bizler de onlarla gurur duyacağız. Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözüyle kendini tescil etmiş bir kurumdur TBMM. TBMM Milli Mücadele kahramanı olduğu gibi 15 Temmuz’un da kahramanıdır. TBMM ile gurur duyuyorum, ebediyen var olsun diyorum. Diğer taraftan küçük bir anımı paylaşayım. 1996’da Amerika’ya gittim. Tabi Amerika’da gittiğimiz yerde ormanlık alanlar, şehirle doğa ile bir bütün halindeydi. Bana dediler ki: Hocam, burada yanına sincaplar gelir oturur bir şey yapma onlara. Bunlara bir şey yapmanın çok büyük cezaları vardır. Nasıl bir özgür dünyaymış burası dedim. Gerçekten hayran olmamak elde değil ama son zamanlarda gördüğümüz gibi şu anda yaşanan Amerikan üniversitelerde Filistin mitinglerinin nasıl bir karşılık bulduğunu da hepimiz gözler önünde seyrediyoruz. Bu durum, demokrasinin de yine her yerde her zaman aynı olmadığını da bize göstermiş oldu. Dolayısıyla, milletler kendi varlıklarını koruyabilmek için devletlerin idamesini sağlayabilmek için ciddi kararlar alabilmekteler” Açılış konuşmalarının ardından program, milletvekili yeminlerini gerçekleştirmek üzere simülasyonun divan başkanı PAÜ öğrencisi Aleyna Ece Sönmez’in, tüm milletvekilleri ile birlikte ettiği yemin ile sona erdi. Etkinliğin devamında program sergi salonunun gezilmesi ile sona erdi.