GÜNDEM - 01 Aralık 2012 Cumartesi 09:37

Şehit başsavcının eşinden özel açıklamalar

A
A
A
Şehit başsavcının eşinden özel açıklamalar

Tunceli’de 21 Eylül 2012 tarihinde başından vurularak şehit edilen Ovacık Cumhuriyet Başsavcısı Murat Uzun’un eşi hemşire Cihan Uzun, CHP Milletvekili Hüseyin Aygün’ün de dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi.

GÖKHAN İÇKİLLİ - HAKAN AKGÜN
SAMSUN

İlk kez İHA kamerasına konuşan Şehit Cumhuriyet Başsavcısı Murat Uzun’un eşi Cihan Uzun, önemli açıklamalarda bulundu. Gündemi takip ettiğini belirten Cihan Uzun, “Sinirlendim. Bu geç kalınmış yapılması gereken bir şey ama benim bu konuda kesinlikle bir talebim olacak. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ile sürekli görüşme halindeyiz. Hüseyin Aygün adlı CHP milletvekilinin de dokunulmazlığının kaldırılmasını kesinlikle istiyorum. Çünkü onun eşimin uğradığı o silahlı saldırıdaki faillerle ciddi anlamda ilişkili olduğunu düşünüyorum. Gerek bu konuda aldığım duyumlar olsun, gerekse de medyayı takip ediyorum. İlişkili olduğunu düşünüyorum. Onun da dokunulmazlığının kaldırılmasını istiyorum ki suç duyurusunda bulunacağım. Eşimin bu uğradığı saldırıyla alakalı kesinlikle ve kesinlikle ihmal olduğunu düşündüğüm için farklı yerlere farklı davalarım da olacak. Zamanla bunların hepsinin üstesinden geleceğim. Bununla ilgili gerekli hazırlıklarımı yaptım. Gerekli medyadan bilgilerimi topladım. Bunlarla alakalı şu andaki talebin Hüseyin Aygün’ün de fezlekeye dahil edilmesidir, dokunulmazlığının kaldırılmasıdır. Benim en azından adaleti görebilmem için yolumun açılmasıdır. Şu anda bunu istiyorum” dedi.

“AYGÜN’ÜN KAÇIRILMA KONUSUNDA ŞÜPHELERİM VAR”

Aygün’ün kaçırılma olayında şüphelerinin olduğunu ifade eden Uzun, “Hüseyin Aygün’ün kaçırılması yani kaçırılması oda kesin değil, onun hakkında da şüphelerim var ama bununla alakalı o olayın yaşandığında ben Tunceli’de eşimle beraber çalışıyorduk. Bizzat kendisini de Ovacık’ta gördüm. Kahvede halkla çay içtiğini, halkla çok rahat gezdiğin gördüm. Yakalanması konusunda yani kaçırıldı, yakalandı konusunda herkes de olduğu gibi şüphelerim var. Çünkü hiç kimse uymuyor. Hiç kimse de hani söylenen her şey ‘tamam bu doğru, bu şekildedir’ diyerek yatmıyor. Kesinlikle bundan eminim. Aklıma her şey geliyor. Eşimin uğradığı silahlı saldırıdan 1.5 ay önce Hüseyin Aygün adlı kişi kaçırılıyor. Ne hikmetse dağda birkaç gün çok güzel vakit geçiriyor. Kendi ifadeleri böyle. Sonra serbest bırakılıyor. Burada eşimle alakalı bir planda yapılmış olabilir. Onu bilemeyiz, hiç kimse bunu bilemez. İşte bunların hesabını verecek, tek cevabını verecek kişidir. Onun için suç duyurusunda bulunacağım.

Zaten dün onun çiçek çocuklarının mağaradan çıkarılışlarını gördüm. Gerçekten çiçek gibi çocuklardı. Mağaradan üstleri başları çamur içersinde, yüzleri gözleri dağınık bir şekilde çıkmışlardı. Keşke o şekilde olmasalardı da okul sıralarında silahşör değil, kalemşör olsalardı. Hüseyin Aygün’e o noktada katıldım. O çocuklar çiçek gibi çocuklarmış. Mağaradan çıkarılışlarını gördüm. Eminim tüm Türkiye’de böyle düşünüyordur. O çocukların nasıl olduğu konusunda. Ama ciddi anlamda şüphelerim var. Bunun bir komplo olduğunu, bunun daha önceden hazırlanmış bir plan olduğunu düşünüyorum. Hüseyin Aygün’ün de bunun içinde olduğunu düşüyorum. Medyadan aldığım haberler olsun, duyumlarım olsun halen Ovacık ilçesinde görüştüğüm çok insan var. Onlardan aldığım bilgiler olsun, beni hep bu şekilde düşünmeye sevk ediyor. Bunların hesabı sorulacak. Böyle karanlık noktalarda kalmayacak. Şimdi 12 Eylül dosyaları nasıl çıkarılıp, yeniden gündeme gelip, bazı kişilere bazı şeylerin hesabı sorulduysa, mutlaka bununda bugün, bu yıl, 10 yıl sonra mutlaka bu olayın da hesabı sorulacak.

Gerekirse kapalı dosyalar açılıp, tekrar işleme konulacaktır. Ben adalete güveniyorum. Bu böyle olmak zorunda. Çünkü şehit edilen bir asker veya polis değil, bir Cumhuriyet Başsavcısı. Şimdi bu olaydan sonra benimde şaşırdığım bir nokta da o oldu. Türkiye’nin yerin yerden oynaması gerekirdi. Cumhuriyet başsavcısı şehit edildi. Alakalı kişilere herhangi bir şey sorulmadı. Herkes işine devam ediyor. Dokunulmazlık adı altında artık onamı sığınıyorlar, bilmiyorum herkes kendi rolünü çok güzel oynadı ve çekildi. Onlara göre, şimdi ortada acılı ve sıkıntılı bir aile kaldı. Ama öyle değiliz. ‘Mahvolduk, dağıldık, çok acı sıkıntı içindeyiz, başka bir şey görmeyeceğiz’ noktasına gelmedik. Hiçbir zaman bükülmedim. Bu konuda çok üzgünüm. ‘Giden gitti, bundan sonrasına bakalım’ demedim, demeyeceğim de asla. Şimdi bugün buradan başlıyorum. Başbakanımızın da bilgisi var. Onunla da görüştüm. Sürekli telefonla görüşüyoruz. Artık bazı şeyler için beklemeyeceğim. Çünkü 2 ay bekledim” diye konuştu.



“EŞİM ‘NE ZAMAN ALEX’TEN FARKLI TUTULACAK’ DİYE BEKLEDİM”Eşinin Başbakan’ın gündemine hiç gelmediğini kaydeden Uzun, “Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğüm zaman kendisine ‘muhatap arıyorum, sorumlu kim, kimlerin parmağı var’ dedim. Sadece tetik çeken değil, onlar beyinleri yıkanmış zavallı insanlar. Gerçekten hallerine acınacak insanlardır. Sadece onlar değil, onlara bunu yaptıranlar da sorumludur. ‘Bunlarla alakalı muhatap kimi alacağım’ diye sordum. Kendisi de ‘geleceğim, görüşeceğiz’ dedi. Başbakanımızı bu ay içersinde bekliyordum. Kasım bitene kadar da bekledim. Artık gündem tam yeri ve zamanıdır. Benim eşim cumhuriyet başsavcısı. Benim eşim ne zaman gündeme oturacak. Bir Alex’ten veya bir Kürt sempatizanından farklı tutulacak onu bekledim. Bekledim gündemde hiçbir zaman eşim olmadı. Yani bir Cumhuriyet Başsavcısı şehit edildi. Bu gündemde ‘araştırılıyor, soruşturuluyor’ denilip geçildi. Daha farklı bekliyordum. Çünkü bu o kadar kolay bir konu değil. Şehit ailesi olarak ‘vatan millet sağ olsun’ deyip kapacak değilim” şeklinde konuştu

"SİYASİ MALZEME YAPILMASIN"

Adaletin mutlaka yerini bulacağını söyleyen Uzun, “Şu anda 20-25 kişi yakalanmış. Hüseyin Aygün’ün ifadesine göre Dersim dağlarında yakalanmış. Bunların eşimin failleriyle alakalı olmadığı duydum. Keşke yakalanmasalar da oralarda hak ettikleri şekilde, layıkıyla leşlerini görebilsek. Yakalanıp cezaevlerinde bakılmasalar. Bunu isterim çünkü onlara yakışanı budur. Başbakanımız ile görüşüyoruz. Başbakanım böyle düşündüğümü de biliyor. Adaleti savunuyorum. Adalet mutlaka yerini bulacaktır. Adalet ve Kalkınma Partisi mutlaka adaleti sağlayıp, bazı konularda halkı kalkındıracaktır. Temennim budur. Ben ‘A’ veya ‘B’ partisi şeklinde konuşmuyorum. Partici değilim. Eşimin uğradığı silahlı saldırıyı siyasi malzeme olarak kimsenin kullanmasına da izin vermem. Başbakanımızdan özellikle bir beklentim ve isteğim yok” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uyuşturucu soruşturmasında Ezgi Eyüpoğlu’nun da aralarında bulunduğu 8 şüpheli gözaltına alındı İstanbul’da ünlü isimlere yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında, aralarında Ezgi Eyüpoğlu’nun da bulunduğu 8 şüpheli gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ünlü isimlere yönelik yürütülen ’uyuşturucu’ soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında şüpheliler Ezgi Eyüpoğlu ’kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak’ suçundan, Eser Küçükerol ile hakkında yakalama kararı bulunan Kasım Garipoğlu’nun şoförü İsmail Ahmet Akçay ’uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti’ suçundan, Yiğit Macit, Mehmet Ali Gül, Gizem Türedi ve Mehmet Güçlü ’fuhuşa teşvik ve aracılık etme’ suçundan ve Saim Macit ’ruhsatsız silah bulundurmak’ suçundan haklarında operasyon düzenlendi. Düzenlenen operasyon sonucu 8 şüpheli de yakalanarak gözaltına alındı. Sorusturma çerçevesinde, şüpheli Kasım Garipoğlu’nun Sarıyer’de bulunan ikametinde yapılan aramalarda ise 1 adet ruhsatlı tabanca, 1 adet kuru sıkı tabanca, 8 adet uyuşturucu hap, 4 parça kristal şeklinde uyuşturucu madde, 51 adet üzerinde ’Trıbu spirit’ ibaresi bulunan içerisinde uyuşturucu madde olduğu değerlendirilen kartuş kutu, 5 adet uyuşturucu madde olduğu değerlendirilen likit, çok sayıda uyuşturucu madde kullanmaya yarayan aparatlar ile uyuşturucu madde öğütücüsü, 9 deste üstünde ve altında yüzer dolar bulunan boş kağıtların bulunduğu deste ve 19 adet orta kısımları kesik sahte dolar ele geçirildi.
Ankara AK Parti Milli Dayanışma, kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu raporunu TBMM’ye teslim etti AK Parti Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu raporunu TBMM’ye teslim etti. AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Müstakil ve geçici bir kanun olması yönünde bir önerimiz var. Geçiş kanunu geçiş hukuku anlamında değil bir geçici kanun ve müstakil bir kanun bu döneme ilişkin söz konusu" dedi. AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen ve Adalet Komisyonu raporunu teslim etti. Gül, teslim ettikten sonra yaptığı açıklamada, raporlarını Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen ve Adalet Komisyonu başkanı Cüneyt Yüksel ile birlikte terörsüz Türkiye’ye ilişkin AK Parti grubunun komisyondaki üyelerin katkılarıyla Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla AK Parti grubu partinin görüş ve önerilerini TBMM’ye sunduklarını belirterek, "Çok önemli bir süreç. Bu sürecin, terörsüz Türkiye süreci için kararlı, siyaset liderliği ile yol açan Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyoruz. Yine Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyoruz. Yine süreçteki yapıcı üslubuyla Başkanlığıyla Meclis Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş‘a çok teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı. Gül şöyle konuştu: "Rapor 15 başlıkta 60 sayfalık bir rapor. Çok yoğun bir çalışmayla tüm komisyon üyesi arkadaşlarımızın, partideki yetkili ilgili kurumlarımızla birlikte değerlendirmemizi yaptık, Meclis Başkanımıza sunduk. Burada başlıkları özetlemek gerekirse Türkiye’deki yapılan çalışmaları AK Parti’nin meseleye bakışı, bir diğer başlık AK Parti’nin döneminde atılan tarihi adımları hatırlatan çözüm arayışları, bir diğer başlık özellikle AK Parti hükümeti döneminde yapılan çözüm arayışlarına da vurgu yapan başlık. Türkiye yüzyılı ve terörsüz Türkiye bir başlık. Tespit ve teyit mekanizması olması ve bu mekanizmanın nasıl oluşacağı ne yapacağına ilişkin önerimiz bir diğer başlık. Kamu düzeni ve sürece süreç terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge. Yine ekonomik etkileri uluslararası tecrübeler ve Türkiye modeli ve bu modelin Türkiye’ye özgü Türkiye’nin kendi dinamikleri ile bu çözüme ilişkin nasıl bir model ortaya koyuyor bir diğer başlık. Müstakil ve geçici bir kanun olması yönünde bir önerimiz var. geçiş kanunu geçiş hukuku anlamında değil bir geçici kanun ve müstakil bir kanun bu döneme ilişkin söz konusu. Toplumsal uyum yine bir diğer başlığımız ve tasfiye sonrası da demokratikleşme anlamında Türkiye’nin daha ileri demokrasiye ulaşması anlamında atılması gereken adımlar sayın Cumhurbaşkanımızın Türk, Kürt, Arap hem ülkeye hem bölgeye coğrafyaya nasıl katkıda bulunduğunu anlatan terörsüz Türkiye sürecini başarıya ulaşmasını anlatan sonuç kısmı var."
Muğla ORKÖY’den kırsal mahallelere sıfır faizli 36 traktör Orman Genel Müdürlüğü, Orman ve Köy İşleri Dairesi Başkanlığı (ORKÖY) kedisi ile alınan bir iş makinesi ve 36 traktör Muğla’nın Menteşe ilçesinde düzenlenen tören ile hak sahiplerine teslim edildi. Traktörlerden 29’u Muğla, 7’si ise Aydın iline dağıtımı yapıldı. Orman köylüsünün desteklenmesi ve ekonomik olarak güçlendirilmesini amaçlayan, aynı zamanda kırsaldan kente göçün önüne geçilmesi amacıyla ORKÖY tarafından orman köylülerine yönelik yapılan hibe ve destek programı çerçevesinde gerçekleştirilen iş makinesi ve traktörlerin teslimi töreninde konuşan Muğla Orman Bölge Müdürü Mustafa Ülküdür, Muğla orman Bölge Müdürlüğü olarak 2025 yılında 228 aile ve 1 tarımsal kalkınma kooperatifine toplam 98 milyon 23 bin TL kredi desteği sağladıklarını açıkladı. Türkiye’de ilk defa ORKÖY kredisi ile Ekskavatör alındı Muğla Orman Bölge Müdürü Mustafa Ülküdür, "Muğla orman bölge müdürlüğü olarak orman köylümüzü ORKÖY kredileriyle desteklemeye devam ediyoruz. Muğla ilimizde, 145 aileye ve 1 tarımsal kalkınma kooperatifine 65 milyon 943 bin TL, Aydın ilimizde ise 83 aileye 32 milyon 80 bin TL olmak üzere; Bölge Müdürlüğümüzde 2025 yılında 228 aile ve 1 tarımsal kalkınma kooperatifine toplam 98 milyon 23 bin TL kredi desteği sağladık. Yapmış olduğumuz ORKÖY kredi desteklerinin yüzde 20’si (19 milyon 604 bin TL) hibe, yüzde 80’i (78 milyon 419 bin) sıfır faizle 4 ile 7 yıl arası geri ödeme planıyla verilmiştir. Bugüne kadarki verdiğimiz (süt sığırcılığı, fenni arıcılık, güneş enerjisi, traktör ve tambur) gibi ferdi ORKÖY kredi desteklerinin yanında ilk kez bir Tarımsal Kalkınma Kooperatifine iş makinesi (ekskavatör) alımında ORKÖY kredi desteği sağladık. Yemişendere-Fadıl Tarımsal Kalkınma Kooperatifine ORKÖY kredi desteği ile 5 milyon 373 bin TL verilmiş olup, Kooperatifimize 1 adet 14 tonluk iş makinesi (ekskavatör) kazandırılmıştır" dedi. "Orman köylüsüne verilen desteklerde faiz kaldırıldı" Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, "Bu verdiğimiz desteklerde, faiz tamamen kaldırıldı. Yüzde 20’si hibe olarak kendilerine sunuluyor. Kalan kısmı da faizsiz olarak 4 yıl, 5 yıl geri ödemedi krediler sunuyoruz kendilerine. Ayrıca ev hanımlarına, sadece ev hanımlarına verdiğimiz, mikrokredi diye ifade ettiğimiz bir kredi çeşidimiz de var. 36 tane traktör inşallah yeni sahiplerini bulacak. Biz köylülerimizin bu traktörleri kullanırken kazasız belasız inşallah kendilerine veya bir başkasına zarar vermeden kullanmalarını bu vesileyle kazançlarını arttırmalarını ve mutlu ve bulundukları yerde yaşamalarını arz ediyoruz" dedi. "Alınan traktörler orman köylüsünün gelirine büyük katkı sağlayacak" Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, "Muğla’nın potansiyeli yüksek, hakikaten turizm ekonominin lokomotifi olmakla beraber tarımda da, ormanda da, madende, mermercilikte, su ürünlerinde her alanda Türkiye’de ilk beşe girecek verimli sektörlerimiz var. Böylelikle tabi bu ORKÖY kredileriyle, faizsiz kredilerle verilen traktörler, yapılan diğer projeler, köylerimizin ekonomik gelirine büyük katkı yapacak ama bizim hayatımızda en önemli parçası olan ormanlarımızın da korunmasında onlara ekstra bir ayrı moral gücü olacak" dedi. Konuşmaların ardından 29’u Muğla, 7’si Aydın iline olmak üzere 36 adet traktör ve bir iş makinesinin anahtarları Vali ve diğer protokol tarafından hak sahiplerine teslim edildi.
Tekirdağ Tekirdağ’da Kasım ayında 3 bin 637 konut satıldı Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2025 yılı Kasım ayında Tekirdağ’da toplam 3 bin 637 konut satışı gerçekleştirildi. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan 2025 yılı Kasım Ayı Konut Satış İstatistiklerine göre, Türkiye genelinde konut satışları bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 7,8 oranında azalarak 141 bin 100 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller 24 bin 234 ile İstanbul, 12 bin 706 ile Ankara ve 8 bin 540 ile İzmir olurken, en az konut satışı yapılan iller 78 ile Ardahan, 131 ile Bayburt ve 152 ile Artvin olarak kayıtlara geçti. Tekirdağ’da Kasım ayında ipotekli konut satış sayısı 752 olarak gerçekleşti. Türkiye genelinde ipotekli konut satışları aynı dönemde bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,4 oranında azalarak 21 bin 499 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 15,2 olarak hesaplandı. Ocak-Kasım döneminde Türkiye genelinde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53,5 oranında artarak 207 bin 519’a ulaştı. Tekirdağ’da diğer satış türleri kapsamında 2 bin 885 konut el değiştirdi. Türkiye genelinde Kasım ayında diğer konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,8 oranında azalarak 119 bin 601 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 84,8 olarak gerçekleşirken, Ocak-Kasım döneminde diğer konut satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,5 artarak 1 milyon 226 bin 614 olarak kaydedildi. Tekirdağ’da Kasım ayında gerçekleşen 3 bin 637 konut satışının 1 bin 412’si ilk satış, 2 bin 225’i ise ikinci el satış olarak gerçekleşti. Türkiye genelindeki 141 bin 100 konut satışının 46 bin 589’u ilk satış, 94 bin 511’i ise ikinci el satışlardan oluştu.