GÜNDEM - 04 Ekim 2021 Pazartesi 20:03

TOGG CEO’su Karakaş: 'Gelecek senenin sonunda seri üretime başlarız'

A
A
A
TOGG CEO’su Karakaş: 'Gelecek senenin sonunda seri üretime başlarız'

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş, “Önümüzdeki senenin ortasına kadar tesislerin ekipmanları tamamlandıktan sonra istasyon, bant bazında aracımızın üretime hazırlanması kalıyor. Gelecek senenin sonunda seri üretime başlarız” dedi.

Bursa Uludağ Üniversitesi 2021-2022 Akademik Yılı açılış töreni Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törene Bursa Valisi Yakup Canbolat, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, milletvekilleri, belediye başkanları, TOGG CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş ve akademisyenler katıldı. Törenin açılış konuşmasını yapan Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Üniversitelerin topluma sırtını dönen değil, topluma buyurgan tavırla yaklaşan değil, toplumun bir ferdi olan, toplumun ortak aklı görevini ifa eden bir üniversite hedefliyoruz. Bunun için de belediyelerle, merkezi yönetimlerle, STK’larla, kimden talep gelirse bu taleplere ‘hayır’ demiyoruz” diyerek yeni eğitim öğretim yılının hayırlı olmasını temenni etti.

“Siber güvenlik konusunda uzman yok”

TOGG CEO’su Mehmet Gürcan Karakaş akademik yılın açılışında ilk dersi verdi. Siber güvenlik konusuna değinen Karakaş, “Bu dijital dünyada siber güvenlik uzmanı şu anda kıt. Konuda uzman bulmak zor, ciddi bir boşluk var. Buraya odaklanmanızı tavsiye ederim. Eğer nesnelerin internetine, bulut bilişimine, siber güvenliğe hakimseniz geriye bir tane konu kalıyor; o da enerji. Temiz enerji çözümü” diye konuştu.

Entegre batarya üretim sisteminde elektrik ve elektronikle birleştiği her noktada dünyada ciddi potansiyellerin olduğunu ifade eden Karakaş, “Şöyle bir örnek vereyim. Avrupa’da 3 sene önce lityum batarya kapasitesi 50 megawatt (MW) saatin altındaydı. Şimdi 600’ün üzerinde ve bine doğru gidiyor” dedi.

“Dünyada araç üretiminde çip krizi yaşanıyor”

Dünyada araç üretiminde çip krizi yaşandığını aktaran Karakaş, "Eğer kapasite açıkları yeterince hızlı kapatılmazsa yakın zamanda hücre krizi de çıkar. Çünkü elektrikli araçlara o kadar hızlı dönüşüm oluyor ki bunun altını doldurmak şu an zor gözüküyor. Biz o nedenle doğru zamanda doğru bir yatırım yaptığımızı düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Biz pandemi sürecinde her türlü matematiksel modelleme, simülasyon ve uzaktan çalışma yöntemlerini sonuna kadar kullanarak aracımızı teknik tasarımlarına, ortak paydaşlarımızla beraber, geliştirdik” diyen Karakaş, “Numune ve portatif çalışmalar da devam ediyor. Hatta önceki günlerde çarpışma testleri dahil çalışmalar sürüyor ve bu sürecin şubat sonuna kadar devam etmesini bekliyoruz. Her testten sonra aldığımız raporlar sonunda aracımızı gerekirse optimize edeceğiz. Şu ana kadar buna ihtiyacımız olmadı. O anlamda da oldukça keyifliyiz” dedi.

TOGG tesislerinde sadece üretimin olmadığını sözlerine ekleyen Karakaş, “Tesisimizde sadece üretim yok. Bunun altını çizmek istiyorum. ‘Otomobil, fabrikadan fazlasını gerektirir’ demiştik. O yüzden bu tesisin içerisinde tasarım merkezi, prototiplerimizin testlerinin yapıldığı bir merkez olduğunu düşünüyoruz. Bir çatı altında bütün yetkinliklerini toplandığımız alan planlanıyor. Burada drone ile çektiğimiz fotoğrafta da görüldüğü gibi boyahanenin çatısının ve yan paletlerinin kapanmaya başladığını görüyorsunuz. Önümüzdeki günlerde zaten tesisin içerisine ekipmanlar yerleşmeye başlanacak. Bizim buradaki planımız şu şekilde, senenin sonuna doğru imalat kısmının çok büyük kısmı bitmiş olacak. Önümüzdeki senenin ortasına kadar da ekipmanlar tamamlandıktan sonra istasyon, bant bazında aracımızın üretime hazırlanması kalıyor. Gelecek senenin sonunda seri üretime başlarız” şeklinde konuştu.

Karakaş, şu an üniversitelerden yeni mezun almadıklarını ama önümüzdeki süreçlerde yeni mezun ve stajyer konusunda da alımların olabileceğinin mesajını verdi. İlk dersin ardından plaket töreni ile program sona erdi.

Samet Doğru - Abdullah Çibir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" düzenlendi Van İl Sağlık Müdürlüğü tarafından mide kanserine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" gerçekleştirildi. İpekyolu İlçe Kütüphanesi’nde düzenlenen seminerde, mide kanserinin risk faktörleri, erken tanının önemi ve korunma yolları ele alındı. Program kapsamında halka yönelik bilgilendirici sunumlar yapıldı. Programda endoskopi taramaları hakkında bilgilendirme yapılırken, seminere katılan muhtarlar ve vatandaşlar da merak ettikleri konular hakkında uzman hekimlerden bilgi alma imkânı buldu. Seminerde konuşan Van İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, halkla bire bir temas halinde olan muhtarların toplumun doğru şekilde bilgilendirilmesinde çok önemli bir role sahip olduğunu belirtti. İl Müdürü Op. Dr. Tosun, "Bu nedenle öncelikle muhtarlarımızı bilgilendirerek, onların halkla temasını artırmayı; vatandaşlarımızın bu kanser türüne yakalanmadan önce neler yapması gerektiğini ve hastalığa yakalanmış bireylerin nasıl takip edilmesi gerektiğini anlatmayı amaçlıyoruz. Bugün bu konuları, kıymetli hocalarımız bizlere aktaracak. Sizlerle birlikte bizler de bu eğitimden faydalanacağız. Van özelinde halk sağlığını doğrudan etkileyen bu ve benzeri önemli konularda, paydaşlarımızla birlikte eğitim ve bilgilendirme çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi. "Sıcak çay masum çıktı" Bölgeye özgü mide kanseri risk faktörlerinden bahseden Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrah Prof. Dr. Sabahattin Çelik ise "Mide kanseri için araştırdığımız birkaç faktör vardı. Bunlardan ilki otlu peynir, tuzlu balık, sıcak çay ve tandır maruziyetiydi. Bu çalışmada sıcak çay masum çıktı; bu faktörle ilgili herhangi bir olumsuzluk tespit edilmedi. Ancak otlu peynirin günlük 150 gramdan fazla tüketilmesinin kanser riskini iki kat artırdığı belirlendi. Bu çalışma, birçok dergide yayımlandı" diye konuştu. Genel Cerrah Dr. Ezgi Sönmez’in sunumuyla devam eden seminer, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remzi Kızıltan, Dr. M. Salim Demirci ve Radyasyon Onkolojisi Uzman Dr. İlyas Anıl Kılınç’ın yöneltilen soruları yanıtlamasıyla sona erdi. Seminere İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, akademisyenler, uzman hekimler, sağlık personeli ve muhtarlar katıldı.
Muğla Menteşe’de çocuklar İngilizceyi eğlenerek öğreniyor Muğla Menteşe’de faaliyet gösteren Uluslararası Gençlik Merkezi, çocukların dil gelişimine ve akademik başarılarına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği İngilizce Konuşma Kulübü ve Akademik Destek programını başarıyla tamamladı. Menteşe Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü bünyesindeki Uluslararası Gençlik Merkezi, çocuklara yönelik örnek bir eğitim çalışmasına imza attı. Program iki temel sütun üzerine inşa edildi: Pratik iletişim becerileri ve okul müfredatına uyumlu akademik destek. Konuşma kulübü etkinliklerinde çocuklar; oyunlar, grup çalışmaları ve günlük hayat senaryolarıyla İngilizceyi teoriden pratiğe döktü. Bu etkinliklerle öğrencilerin Kelime dağarcıklarının zenginleştirilmesi, Doğru telaffuz alışkanlığı kazanmaları, Yabancı dilde özgüvenli iletişim kurmaları sağlandı. Programın diğer ayağında ise öğrencilerin okul derslerindeki performanslarını artırmaya yönelik çalışmalar yürütüldü. Dil bilgisi, okuma-anlama ve kelime pekiştirme seanslarıyla öğrencilerin okuldaki sınav başarılarına doğrudan katkı sunuldu. Bireysel ihtiyaçlara göre yapılan yönlendirmeler sayesinde çocuklar, zorlandıkları konuları uzmanlar eşliğinde aşma fırsatı buldu. Gençlik Merkezi yetkilileri, erken yaşta yabancı dil öğreniminin kişisel gelişimdeki kritik rolüne dikkat çekerek şunları kaydetti: "Çocuklarımızın yabancı dile karşı olumlu bir tutum geliştirmesi en büyük önceliğimiz. Eğlenceli ve etkileşimli yöntemlerle hem derslerine destek oluyor hem de dünya ile iletişim kurabilecekleri bir kapı aralıyoruz. Bu tür gelişim odaklı projelerimiz önümüzdeki dönemde de artarak devam edecek "ifadesi kullanıldı.
Samsun 800 milyonluk umut, depresyon riski taşıyor Yılbaşı ikramiyesi beklentisiyle kurulan hayallerin psikolojik zararlarına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, "İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. Umut satın almak, küçük gibi görünse de çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir" dedi. Yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 800 milyon TL olarak belirlenmesini ve bunun insanların psikolojisine etkisini değerlendiren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, ikramiyenin çıkmaması durumunda bazı kişilerin ruh halinde ümitsizlik ve yoğun hayal kırıklığı yaşanabileceğini söyledi. "Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor" Dr. Taşdemir, "Piyango bileti satın almak, altında ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel nedenleri olan bir davranış biçimidir. İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. İnsanlar istatistiksel olarak o paranın kendilerine çıkma ihtimalinin farkındadırlar. Umut satın almak küçük görünse bile çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. İnsanlar bu umudu ucuza satın aldıkları için bir hayal kuruyorlar. Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor. ’Bu bilet bana çıkarsa borçlarımı öderim, yeni bir iş kurabilirim, çevremdeki insanların hayatını değiştirebilirim’ gibi hayal kurmak insanları mutlu edebiliyor. İnsanlar, ’almayacağım bilete ikramiye çıkarsa’ diye kaçırma korkusuyla da yöneliyorlar. Bundan dolayı birçok insan hayal kırıklığına uğruyor" diye konuştu. "Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir" İkramiyenin çıkmamasının herkeste aynı etkiyi oluşturmadığını belirten Taşdemir, "Aslında birçok insanda o ikramiyenin çıkmaması derin bir hayal kırıklığı oluşturmuyor. O biletin üstüne kurduğu hayaller boşa gittiğinde ilk başta derin bir iç çekiş ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Birçok insan bunu mantıkla onarır. ’Zaten bana çıkma ihtimali çok düşüktü, hayırlısı böyleymiş’ diye düşünebilir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir. Bardak dolmuştur ve taşmak için son bir damlayı bekliyordur. Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir. Bu, insanların çok azında görülen bir durumdur" şeklinde konuştu. "Umut ile bağımlılık arasındaki çizgi çok ince" Yoksulluk süresi uzadıkça insanların risk algısının değişebildiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Taşdemir, "Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça, maalesef başka bir çıkış yolu ümidi insanların zihninde kalmıyor. Birikim veya çalışma ile bu gidişatı değiştiremeyeceklerini düşünüyorlar. Kısa bir yoldan çıkış arayışına giriyorlar. Bu durum, insanların bu umuda sıkı sarılmasına sebep olabiliyor. Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça onların risk algıları da değişebiliyor. ’Battı balık yan gider’ misali ’son parayı da buna harcayayım’ diye düşünebilirler. İkramiye çıkmayınca diğer bilet tarihini bekleyerek, ’bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olabilir’ diyerek boş bir ümide tekrar kapılabilirler. Umutla bağımlılık arasındaki kısa çizgi budur" ifadelerini kullandı.