EKONOMİ - 07 Mart 2018 Çarşamba 14:16

Ümit Boyner: 'Kadına kadın, çocuğa çocuk diyoruz'

A
A
A
Ümit Boyner: 'Kadına kadın, çocuğa çocuk diyoruz'

Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’yle ilgili, "18 yaşından küçük herkes çocuktur. Çocukların büyüme hakkı vardır ve çocukların büyüme hakkı tıpkı bedenleri gibi kutsal ve dokunulmazdır. Her çocuğun oyunla, eğitimle, bilimle, sporla, kültürle ve sanatla büyümeye hakkı vardır. Biz büyüklerin görevi ise dokunulmaz ve kutsal olan bu hakkı ne pahasına olursa olsun korumak, bu hakkı çocuklarımıza verebilmektir" dedi.

Tüm Türkiye bu yıl, 18 yaşından küçük yüzlerce çocuğun hamile bırakılması, zorla evlendirilmesi haberleriyle sarsıldı. Kadınların hayatları ve bedenleri üzerinde kurulan baskı yetmezmiş gibi, bir de çocukların bedenlerine ulaşan taciz ve tecavüz haberleri toplumu derinden yaraladı. 2009 yılından bu yana her yıl kamuoyunda farkındalık oluşturacak bir Kadınlar Günü kampanyasına imza atan Boyner Grup bu yıl, kadına yönelik ayrımcılık ve kız çocuklarının büyüme hakkına dikkat çekti. 

"Tek kanatla uçamayız" 

Eğitimde, ekonomide, istihdamda, siyasette ve hayatın tüm alanlarındaki karar süreçlerinde nüfusunun yarısına diğer yarısından farklı haklar ve uygulamalar sunan bir toplumun gelişme ve ilerlemesinden bahsetmenin mümkün olmadığını belirten Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, "Toplum olarak kadınların yaşamın her alanına eşit katılımı olmadan, tek kanatlı kuş misali, uçamayız. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken toplumsal cinsiyet eşitliği meselesi ülkemizin demokrasi, adalet ve haklar alanındaki ana sorun maddelerinden biri olmayı sürdürüyor. Toplumda refahın tabana yayılmasının, kapsayıcı bir ekonomik büyüme ve toplumsal gelişimin gerçekleşebilmesi için hayatın her alanında kadın-erkek eşitliğini tesis etmenin bir zorunluluk olduğuna inanıyorum" dedi.

"Çocukların büyüme hakkı tıpkı bedenleri gibi kutsal ve dokunulmazdır" 

Hastanelere ulaşan hamile veya doğum yapan kız çocuğu sayısının ulaştığı boyutun ve bu durum karşısındaki kayıtsızlığın son derece sarsıcı ve korkutucu olduğunu belirten Ümit Boyner, "İnsanların evrensel haklarından hareketle, toplum olarak 'tartışılmaz' kabul etmemiz gereken konular olduğuna inanıyoruz. 18 yaşından küçük herkes çocuktur. Çocukların büyüme hakkı vardır ve çocukların büyüme hakkı tıpkı bedenleri gibi kutsal ve dokunulmazdır" açıklamasında bulundu.

"Toplumsal cinsiyet eşitliği kız çocukları özelinde başlar" 

Türkiye’de 18 yaşından küçük çocuklara taciz ve tecavüz vakalarında verilecek cezalardaki yaş düzenlemesi, 18 yaşından küçük çocukların evlendirilebilmesi ve bunun açık bir suç teşkil etmesi gibi konuların hala tartışıldığına dikkat çeken Ümit Boyner, "Tüm çocuklar hayallerini, masumiyetlerini ve çocukluklarını koruyarak büyüyebilmeli. Bu konuların bilhassa kız çocukları özelinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin başlangıcı, kimi durumlarda ise kaybedildiği nokta olduğunu düşünüyorum" dedi.

"Kadına kadın diyoruz, çocuğa çocuk diyoruz" 

Bu yılki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kampanyası kapsamında Boyner Grup özellikle kız çocuklarının 'büyüme hakkı'nı ön plana çıkarıyor. "Kadına kadın diyoruz, çocuğa çocuk" filmini kız çocukları ve tüm çocukların çocukluk ve büyüme hakkının dokunulmaz ve tartışılmaz olması gerektiğinden hareketle '#18denönceherkesçocuk #Nokta' diyerek bitirdi.

Cesaret veren kadınlar kampanya filminde rol aldı 

Filmde Türkiye’nin örnek aldığı, yaptıkları ve ürettikleriyle diğer kadınlara ilham ve cesaret veren kadınlar da rol alıyor. Türkiye Aile Planlaması Vakfı Başkanı Caroline Koç, Hrant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, Sosyal Hizmet Uzmanı İclal Nergis, Oyuncu Demet Evgar, Blogger Billur Saatçi, Oyuncu ve Sanatçı Ayta Sözeri, Sosyal Dayanışma Ağı Genel Sekreteri Şirin Mine Kılıç, KAOSGL Derneği Başkanı Yasemin Öz, Tasarımcı Meral Saatçi, Vücut Geliştirme Türkiye Şampiyonu Merve Akkaya da kampanyaya destek veriyorlar.
Film Boyner Grup şirketleri Altınyıldız, A&Y Marka Mağazacılık, Beymen, Boyner Büyük Mağazacılık, BR Mağazacılık, Hopi ve Morhipo tarafından da mağaza ekranları ve web sitelerinden yayınlanıyor.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul 6. Esenler Film Festivali ’Onur Ödülleri’ ile başladı Esenler Belediyesi tarafından bu yıl 6.’sı düzenlenen Esenler Film Festivali, düzenlenen açılış programıyla başladı. 23 Aralık’a kadar devam edecek festivalin açılış töreninde ’Onur Ödülleri’ sahiplerini buldu. Gecenin sonunda Türkiye’den ve dünyadan birçok ünlü film müziğinin seslendirildiği konser, kulakların pasını sildi. Esenler Belediyesi ev sahipliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ile Ziraat Katılım’ın destekleriyle düzenlenen 6. Esenler Film Festivali başladı. "Dijital Hayat" temasıyla dopdolu bir içeriği sinemaseverlerle buluşturan festivalin açılış töreni, Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Festivalin açılış törenine, Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu’nun yanı sıra İstanbul Vali Yardımcısı Elif Canan Tuncer, Esenler Kaymakamı Süleyman Özçakıcı, siyasi parti temsilcileri, ’Onur Ödülü’ sahipleri oyuncu Altan Erkekli, oyuncu Rıza Naci ve yönetmen Rıza Mirkerimi ile sinema yazarları, kültür sanat gazetecileri, yapımcı ve yönetmenlerle çok sayıda sinemasever katıldı. Başak Şengül’ün sunuculuğunu üstlendiği gecede geçtiğimiz yıllarda düzenlenen film festivalleri ile bu yıl sinemaseverleri bekleyen sürprizleri konu alan sinevizyon gösterimi meraklıların ilgisine sunuldu. Göksu: "Sinema sihirli bir perdedir" Programın açılış konuşmalarını gerçekleştiren Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, sinemanın sanatın çok farklı bir penceresi olduğunu belirterek, "Bu beyaz perde, kültürel dejenerasyon için, bazen kültürel ihya, bazen de kültürel değişim için kullanılır. Bu anlamda sihirli bir perdedir" dedi. Göksu, bu çağda teknolojiyle birlikte insanlarda duyguların yok edilmeye çalışıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Esenler Film Festivalimiz, artık bir sanat klasiği haline gelmiştir. Bu yıl festivalimizin teması ’Dijital Hayat.’ Bugün, yapay zekâ ile bilgiye ulaşabilirsiniz, hayatın bütün unsurlarına da hükmedebilirsiniz; ancak hiçbir zaman duyguyu veremezsiniz. İşte bu yıl dijitalin hayatımıza nasıl yansıdığını beyaz perde aracılığı ile anlatacağız, çünkü sinema insana duyguyu veren en önemli vesile ve sanatın duygu yüklü bölümüdür. Onun için 16 yıldır yoğun bir emek vererek bu işin emektarı ve işçisi olmaya çalışıyoruz. Esenler’de bu işi kurgularken ilk olarak ’kadın’ temasıyla yola çıktık. Daha sonra göç, umut, aile temalarıyla devam ettik ve her festivalimizde bir temayı anlamaya çalıştık. Bu yıl da festivalimizi kurgularken dijital hayatı sorgulama düşüncesiyle yola çıktık. Çünkü dijital, hayatın vazgeçilmez ve anlamlı bir şekilde okunması gereken bir parçası." Festival Direktörü Suat Köçer de etkinliğe destek veren herkese, seyircilere teşekkür ederek, "Lütfen, bundan sonra da sinemanın can damarı olan bu festivallere desteğiniz devam etsin" diye konuştu. Erkekli: "Bu organizasyon Türkiye’ye örnek olsun" Programda birçok önemli yapımda ve tiyatro oyununda rol alan, aynı zamanda seslendirme sanatçısı Altan Erkekli’ye "Onur Ödülü" takdim edildi. Ödülünü Azerbaycanlı yönetmen Elçin Musaoğlu’ndan alan Erkekli, "Festivalin bu yıl altıncısını düzenliyorsunuz. İnşallah 66’ncısında da burada olalım. Bu güzellik devam etsin. Genci, yaşlısı, herkes burada. Bu organizasyonda en büyük katkı Esenler Belediyesinin. Onlara bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu kalabalık, İstanbul’da hayatın içine anlam katan bu organizasyonun hem İstanbul’un diğer ilçelerine hem de tüm Türkiye’ye örnek olması, gelişmesi dileğiyle" ifadelerini kullandı. Bu yıl ayrıca "Onur Ödülü"ne değer görülen "Kurtlar Vadisi" ve "Bir Zamanlar Çukurova" gibi dizilerde aldığı rollerle tanınan Serpil Tamur, küçük bir kaza sebebiyle programa katılamadı. Tamur adına ödülü, festival yarışmasının jüri üyesi ve görüntü yönetmeni Cevahir Şahin aldı. Mirkerimi: "Kendi ülkemdeymiş gibi hissediyorum" Festivalin uluslararası "Onur Ödülü"ne bu yıl İran’dan ünlü oyuncu Rıza Naci ile senarist ve yönetmen Rıza Mirkerimi değer görüldü. Ödülünü oyuncu Nursel Köse’den alan Naci, bunu kendisine layık gören herkese teşekkür etti. Yönetmen ve senarist Handan İpekçi’nin ödülünü takdim ettiği Mirkerimi de ödül için teşekkür ederek, "Ne zaman Türkiye’ye gelsem, davet edilsem, kendimi ülkemdeymişim gibi hissederim" dedi. Programın sonunda Fi Orkestrası, "Titanic", "Game Of Thrones" ve "Selvi Boylum Al Yazmalım"ın arasında olduğu Türkiye’den ve dünyadan birçok ünlü filmin müziğini seslendirildi.
Muğla Muğla Büyükşehir’den 13 ilçede çevre temizliği seferberliği Muğla Büyükşehir Belediyesi, çevre bilincini artırmak ve daha temiz bir kent oluşturmak amacıyla 13 ilçede eş zamanlı olarak yürütülecek çevre temizliği seferberliğinin ilk etabını geçtiğimiz haftalarda Ula Göleti’nde başlatmıştı. Seferberliğin ikinci durağı ise Yatağan oldu. Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Yatağan Belediyesi koordinasyonunda gerçekleştirilen çevre temizliğine; Yatağan Belediye Başkanı Mesut Günay, Muğla Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Hicran Karabıyık ile çok sayıda vatandaş katıldı. Temizlik çalışmalarında süpürge araçları, su tankerleri, çöp taksi araçları ve temizlik personelleri görev aldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Hicran Karabıyık, "Ula’da başlattığımız temizlik seferberliğini bugün Yatağan’da, Yatağan Belediyemizle birlikte sürdürüyoruz. Amacımız Muğla’nın tüm ilçelerinde çevre temizliğini toplumsal bir harekete dönüştürmek ve çevre farkındalığını artırmak. Bugün burada bizimle birlikte olan emekçi arkadaşlarımıza ve çevre duyarlılığı gösteren vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu imkânı sağlayan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’a ve Yatağan Belediye Başkanımız Sayın Mesut Günay’a teşekkür ederiz" dedi. Başkan Aras "Temiz bir çevre, ortak sorumluluğumuzdur" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Muğla’mızın doğasını, sokaklarını ve yaşam alanlarını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur. 13 ilçemizi kapsayan çevre temizliği seferberliğimizle yalnızca temizlik çalışması yapmıyor, aynı zamanda çevre bilincini artırmayı hedefliyoruz. Ula’da başlattığımız bu çalışmayı Yatağan’da sürdürerek tüm ilçelerimize yayacağız. Büyükşehir ve ilçe belediyelerimizin iş birliğiyle, vatandaşlarımızın da desteğiyle daha temiz, daha yaşanabilir bir Muğla için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Karabük KBÜ’de TÜBİTAK 2209 başvuruları 4 yılda 66’dan 755’e çıktı Karabük Üniversitesi’nde (KBÜ) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 2209-A ve 2209-B programlarına yapılan başvurular, son dört yılda 11 kat artarak 755’e ulaştı. Karabük Üniversitesi, proje ve araştırma temelli akademik yaklaşım doğrultusunda TÜBİTAK 2209-A ve 2209-B Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destek Programlarına yönelik başvurularda önemli bir artış kaydetti. Verilere göre KBÜ’den 2022 yılında 66 proje başvurusu yapılırken, bu sayı 2023’te 348’e, 2024’te 505’e yükseldi. 2025 yılında ise başvuru sayısı 755’e ulaşarak bugüne kadarki en yüksek seviyeye çıktı. Destek almaya hak kazanan proje sayısı da yıllar itibarıyla artış gösterdi. 2022’de 35 proje desteklenirken, 2023’te kabul edilen proje sayısı 158 oldu. 2024 yılında ise 200 proje TÜBİTAK desteği almaya hak kazandı. 2025 yılına ilişkin değerlendirme süreci devam ediyor. KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, başvurulardaki artışına dikkat çekerek, "Karabük Üniversitesi’nde araştırma ve proje üretimini stratejik bir öncelik olarak ele alıyoruz. Oluşturduğumuz proje geliştirme ekosistemi, akademik rehberlik faaliyetleri ve kurumsal destek mekanizmaları sayesinde öğrencilerimizin TÜBİTAK programlarına ilgisi her yıl artıyor" ifadelerini kullandı. Kırışık, lisans düzeyinde araştırma odaklı düşünme kültürünün üniversitenin bilimsel üretim kapasitesini güçlendirdiğini belirterek, "Proje temelli akademik yaklaşımımızı önümüzdeki dönemde de kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi.