GÜNDEM - 11 Haziran 2023 Pazar 09:39

Vaadinden dönen patrona şok

A
A
A
Vaadinden dönen patrona şok

Çalıştığı iş yerinden daha iyi şartları vadeden başka bir işverenin iş yerine geçmek için istifa eden işçiye müjde niteliğinde bir karar geldi. Bölge Adliye Mahkemesi; yeni işverene güvenerek işinden istifa eden personelin işe başlatılmaması halinde, personelin mahrum kalınan kıdem tazminatı ile işe başlayana kadar doğan ücret alacağını işe almayan işverenden talep edebileceğine hükmetti.

İş hayatında kural olarak, işten kendi rızasıyla ayrılan yani istifa eden işçinin kıdem tazminatı talep etme hakkı olmadığı bilense de bazı durumlarda mağdur işçi hakkını mahkeme kapılarında arayabiliyor. Çalıştığı iş yerinden, daha iyi şartlarda çalıştırılma vaadine inanan B.K., istifa etti. Aradan geçen süreye rağmen vaatte bulunan işveren, B.K.'yi işe almadı. Hem işinden hem tazminatından olan mağdur işçi İş Mahkemesi'nin kapısını çaldı. Mahkeme, kıdem tazminatı ve diğer taleplerin kabulüne hükmetti. Davalı işveren kararı istinafa taşıdı. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Yeni işverene güvenerek işinden istifa eden personelin işe başlatılmaması halinde, personelin mahrum kalınan kıdem tazminatı ile işe başlayana kadar doğan ücret alacağını işe almayan işverenden talep edebileceğine hükmetti.

Kararda şu ifadelere yer verildi:

"Dava dosyasında yer alan icap ve kabul içeren ve HMK'nın 199 maddesine göre belge niteliğindeki içeriği inkar edilmeyen yazışmalara göre, davalının işinden istifasının istendiği ve davacının bu şekilde davrandığı ortadadır. Sözleşmenin imzası için istenen belgelerin sunulması ve göreve başlamasının bildirildiği ve bu aşamada işe alınmasından vazgeçildiğinden; davacının kıdem tazminat miktarı ile yeniden işe girdiği süre kadar ücret alacağına dayalı zararını tazminat olarak talep hakkı olup mahkemenin kararı isabetli bulunmuştur."

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Organik çilek üretiminin merkezi Hüyük’te başlangıç fiyatları üreticileri memnun etmedi Türkiye’nin çilek üretiminde önde gelen merkezlerinden Konya’nın Hüyük ilçesinde yaz dönemi yaklaşırken yetiştirilen organik çileğin başlangıç fiyatları üreticiyi memnun etmedi. İlçede bu yıl mevsim şartları dolayısıyla çilek üretimi önceki yıllara göre daha erken başladı. Üretimdeki bolluk üreticiyi sevindirirken, alım fiyatları ise henüz beklentileri karşılamadı. İlçeden yurt içinin yanı sıra dış pazarlara da ihraç edilen coğrafi işaret tescil belgeli Hüyük çileği yüksek aroması nedeniyle tercih ediliyor. Ürün sofralık olarak marketlerde yerini almaya başlarken, fabrikalara da gönderiliyor. Fabrikalara gönderilen küçük çilekler kilosu 20 liradan alıcı bulurken, sofralık olan daha irileri ise 35-40 lira arasında değişen fiyatlardan satılıyor. "Fiyatların daha da yükselmesini bekliyoruz" Hüyük’te çilek üretimi yapan Sabit Altınyazar, üç farklı cinste üretim yaptığını anlatarak ilçede yetiştirilen organik çileğin hem iç pazar hem de dış ülkelere gönderildiğini aktardı. Kendisinin de 20 dekarlık bir alanda çilek yetiştiriciliği yaptığını vurgulayan Altınyazar, üretimin başlaması ile birlikte başlangıç fiyatlarının makul olduğunu ancak beklentilerinin altında kaldığını dile getirdi. Beklentilerinin artan maliyetler nedeniyle daha yüksek olduğunun altını çizen Altınyazar, Türkiye’deki diğer bölgelerde önümüzdeki haftalarda çilek üretiminin azalmasıyla Hüyük çileğinin gerçek değerini bulacağına inandığını belirterek, “Fiyatların daha da yükselmesini bekliyoruz. Şu anda benim bahçemdeki ürünümden bu yıl için 40-45 ton civarında bir rekolte beklentim var” dedi. Çilek üreticisi Neslihan Çetin ise çilek yetiştiriciliğinin zor olmasına rağmen karşılığını yeterince alamadıklarını savundu. Çetin, “Aracılar arada para yiyor. Şu an ki fiyatlar beklediğimiz fiyatlar değil. Böyle giderse bırakacağız. Çünkü emeğimizin karşılığını alamamaya başladık. 12 yıldır bu işi yapıyorum ama iki yıldır çöp ettiler çileği. Oysa son iki yıla kadar güzeldi, iyi gelirler elde ediyorduk” ifadelerini kullandı. Çilek üreticisi Ahmet Çetin ise, son dönemde maliyetlerin arttığını kaydetti. Çetin “Her şey pahalandı ama çilek fiyatları yerinde sayıyor. Bu kadar çalışmaya, bu kadar emeğe bu fiyatlar kurtarmıyor. Çilek üretimi öylesine kolay olmuyor. Sadece gündüz değil, gece de çalışıyor, sulamasını yapıyoruz. Bu kadar emeğe, bu fiyatlar bizlere de yazık” diye konuştu.
Ankara Çocukların yetiştirdiği meşe fideleri doğayla buluştu Ankara Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan 18 adet "Çocuk Etkinlik Merkezi"nin geliştirdikleri ağaçlandırma projesi kapsamında yaklaşık 400 çocuk, filizlendirdikleri meşeleri BAKAP’ta toprakla buluşturarak fidanlık oluşturdu. Ankara Büyükşehir Belediyesi, çocuklarda çevre bilinci oluşturmak, doğa ve ağaç sevgisi aşılamak amacıyla çeşitli projelere imza atıyor. Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren 18 adet "Çocuk Etkinlik Merkezi", Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma (TEMA) Vakfı iş birliğiyle Başkent Kalkınma Projesi’nde (BAKAP) fidanlık oluşturdu. Proje kapsamında 2023 Kasım ayında “Meşe Palamudu Tüpleme” etkinliği sonrasında filizlenen meşeler BAKAP’ta doğayla bütünleşti. Yaklaşık 400 çocuğun bakımını üstlendikleri meşeler, yine çocuklar tarafından toprakla buluşturuldu. Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı Çocuk Hizmetleri Şube Koordinatörü Nagehan Turpçu, amaçlarının doğayı seven, doğa dostu çocuklar yetiştirmek olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Fideye dönüşen meşe palamutlarını bugün toprakla buluşturduk. Bu projemizi her sene TEMA Vakfı’yla birlikte meşe palamutlarını tüpleyerek Ankara’nın farklı bölgelerinde toprakla buluşturacağız. Amacımız çocuklara yeşil bir Ankara bırakmak. Fidanlarımızı toprakla buluşturmak için Ankara’da çok önemli bir merkez olan BAKAP’ı tercih ettik. Burada Çocuk Hizmetleri Şube Müdürlüğünün bir ormanı olsun istedik. Bugün burada can suyu verdiğimiz fidanlar, çocuklarımızla birlikte büyüyecekler.”
Ankara Büro Memur-Sen: “Şiddete karşı bütün memurlar korunsun” Büro Memurları Sendikası (Büro Memur-Sen) Genel Başkanı Yusuf Yazgan, şiddet konusunda bütün kamu görevlilerini ve kamu hizmetini yerine getiren çalışanları koruyacak bir düzenleme yapılması gerektiğini söyledi. Büro Memur-Sen, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’na gönderdiği yazı ile kamu görevlilerine şiddet konusunda yapılacak düzenlemenin bütün kamu görevlilerini kapsaması talebini iletti. Konuyla ilgili bilgi veren Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını, sağlıkçıya da, eğitimciye de, gümrük memuruna da yapılan saldırıları kınadıklarını söyledi. Şiddete yönelik Ceza Kanunu’nda düzenlemeler olmasına karşın kamu görevini yerine getirenlere karşı ek düzenlemelerin ihtiyaç haline geldiğini belirten Yazgan, “İlk sağlık çalışanlarına yönelik olarak yapılan, şimdi de eğitim çalışanlarına yönelik yapılması hazırlığında bulunulan şiddetle mücadele konusunda daha kapsayıcı ve sorunu bütün olarak çözen bir adım atılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu. Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi aşamasında vatandaşlarla yüz yüze görev yapan kamu görevlilerinin şiddete maruz kalma oranlarının daha yüksek olduğunu belirten Yazgan, bunların başında ise adliye, maliye, SGK, İŞKUR, valilik çalışanları, nüfus memurları, Ticaret Bakanlığı, gümrük çalışanları, Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesindeki kamu görevlilerinin geldiğini ifade etti. Her meslek grubuna yönelik şiddete her zaman karşı çıktıklarını ve mağdurların yanında yer aldıklarını belirten Yazgan, kamu görevlilerine yönelik şiddete karşı devletin koruyucu girişimlerini bu açıdan önemsediklerini söyledi. Yapılacak düzenlemenin bütün kamu görevlilerini kapsayıcı şekilde olması taleplerine ilişkin de Yazgan, “Sağlık çalışanları şiddete maruz kaldığında toplumsal olarak tepki gösterdik, sağlıkta şiddet yasası ve buna bağlı olarak tutuklu yargılama düzenlemesi yapıldı. Bütün toplumu ayağa kaldıran bir menfur olay yaşandı ve bir okul müdürümüz öğrencinin saldırısıyla hayatını kaybetti. Haklı olarak eğitimcilere yönelik şiddetin önlenmesi çağrıları yapıldı ve bu çağrıya olumlu cevap geldi. Bu çağrıların karşılık bulması sorunların çözümüne yaklaşım açısından çok önemlidir. Biz meseleyi bütüncül olarak çözmek için sesleniyoruz: Her meslek grubunun başına bir şey geldikçe bir yasal düzenleme yapmak yerine, bütün kamu görevlilerini ve kamu hizmetini yerine getiren çalışanları şiddetten koruyacak, tutuklu yargılama dahil birçok caydırıcı müeyyideyi içeren bir düzenleme hayata geçirilmelidir. Bir kez yapılacak düzenlemeyle kamu görevlilerine ve kamu hizmetlerine karşı şiddetle mücadelede önemli bir adım atmış oluruz” ifadelerini kullandı.