EĞİTİM - 06 Eylül 2019 Cuma 10:22

Veliler “Okul Fobisi” karşısında neler yapmalı?

A
A
A
Veliler “Okul Fobisi” karşısında neler yapmalı?

Anaokulu, ilkokul 1, 5 ve 9. sınıf öğrencilerine yönelik hazırlanan okula uyum programıyla öğrencilerin “öğrenmeye uyum” sürecini tüm eğitim-öğretim yılına yayılmasının amaçlandığını ifade eden Doğa Koleji Rehberlik Koordinatörü Sibel İzgiman, okulu reddeden çocuğun suçlanmaması, ayıplanmaması gerektiğini belirterek, bu sürecin daha rahat atlatılması adına ebeveynlere önemli uyarılarda bulundu.

  Türkiye genelindeki anaokulu, ilkokul 1, 5 ve 9. sınıf öğrencileri için uygulamaya konulan “Okula Uyum Programı” bu yıl 5-6 Eylül olarak belirlendi. Öğrenciler, uyum programı kapsamında ders içerikleri hakkında bilgi edinerek, oyun yoluyla deneyim kazandı. Okul öncesi oryantasyon programı, öğrencileri; yeni döneme daha uyumlu bir şekilde başlamaları için hazırladı. Ancak bazı öğrencilerin, okula alışmak ve uyum sağlamak için biraz daha zamana ihtiyaç duyabileceğini kaydeden Doğa Koleji Rehberlik Koordinatörü Sibel İzgiman, “Çocuk, öncelikle öğretmenine ve okuldaki diğer yetişkinlere güven duymalı. Bu güvenin oluşması için de çocuğun okulda daha çok zaman geçirmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

                   Veliler “Okul Fobisi” karşısında neler yapmalı?

“Vedalaşmaları kısa tutun”

Sibel İzgiman, çocuğun okulun ilk günlerinde kaygı yaşamasının son derece normal bir davranış olduğunu söyleyerek, “Yetişkinler için dahi; yeni bir eve taşınmak, iş değiştirmek, yeni bir iş ortamına alışmak ya da düzen kurmak biraz stresli ve zaman alıcı olabiliyor. Ağlayan, okulu reddeden bir çocuk ayıplanmamalı, eleştirilmemeli, suçlanmamalıdır. Ebeveynlerinden ayrılmak istemeyen çocuk vedalaşmaları uzatmak isteyebilir, ancak vedalaşmalar kısa tutulmalıdır” dedi.

  “Okula kademeli olarak alıştırın”

  İzgiman, öğrencinin; ailesinin sınıfta yanında olmasını talep etmesi durumunda izlenecek adımları şöyle açıkladı: “Okul ortamında anne-babanın varlığı, çocuğun okula alışmasını, okulda bir birey olarak diğer çocuklar gibi hareket etmesini; dolayısıyla okul uyumunu güçleştirir. Aileler, okulu reddeden küçük çocuklarının okulda yanında bulunmak yerine; onları kademeli olarak okula alıştırabilir. İlk gün yarım gün, sonra biraz daha uzun, sonra tam gün gibi” şeklinde konuştu.

  “Tutarlı ve kararlı olun”

 Aşırı kaygı duyan çocuklarda somatik belirtiler görülebileceğini ifade eden İzgiman, “Kaygı yaşayan pek çok çocuk “karnım ağrıyor, midem bulanıyor” gibi şikayetlerle okula gitmek istemez ya da ağlayarak direnç gösterebilir. Hatta bu süreçte “Bugün okula gitmeyeyim, yarın giderim” gibi sözlerle ebeveynlerini ikna etmeye çalışabilirler. Ailelerin tutarlı ve kararlı davranması önem taşır. “Ağlama, üzülme” demek yerine duygularını anlamaya çalışmak “Şu an endişe duyuyorsun ama geçecek” diyerek destek olmak daha doğru olacaktır” diye ifade etti.

“Heyecanınızı yansıtmayın”

  Çocuklarını ilk defa okula gönderen anne-babalar için de aynı heyecan söz konusu olabileceği için, Rehberlik Koordinatörü İzgiman, velilerin kaygılarını çocuğa yansıtmamasının önemine dikkat çekti.
  İzgiman, çocuğu okula başlayacak olan ebeveynlere; “Acaba okula kolay alışacak mı? Okulunu sevecek mi? Okulda ya yemek yemezse? Temel ihtiyaçlarını tek başına karşılayabilecek mi? gibi düşüncelere kapılmayın. Unutmayın ki kendi ebeveynlerini kaygılı gören çocuk, okula karşı bir tedirginlik yaşayacaktır” diye uyarılarda bulundu.

Özellikle küçük yaş gruplarında, bazı çocukların annelerinden ya da bakımını üstlenen kişilerden ayrılmalarının daha zor olabildiğini söyleyen İzgiman, “Kendini güvende hissettiği ve alıştığı mutlu ev ortamından ayrılarak daha önce hiç tanımadığı insanlarla bilmediği bir ortamda günün önemli bir bölümünü geçirmek çocuklar için endişe verici olabilir” dedi.

“Çocuğunuzu cesaretlendirin”

 İzgiman, “Okula ve öğrenmeye hazır olmak demek; okulu, dersleri, öğretmen ve arkadaşları sevmek demektir. Aileler, çocuklarını öğretmenlerine soru sorma ve yardım isteme konusunda cesaretlendirmelidir. Öğretmeninden destek isteyebilen, arkadaşına soru sorabilen çocuk okulda daha aktif olacağı için, öğrenme de keyifli hale gelecektir” dedi.

  Uyum programında öğrenciyi neler bekliyor?

  Öğrencilerin okulu tanıması ve okula alışması için yapılan oryantasyon programlarının önemine dikkat çeken İzgiman, sözlerini “Öğrencilerimiz; yemekhanenin, lavabonun, kütüphanenin, revirin, bahçe ve oyun alanlarının yerini öğrendiği için; okul içinde nasıl hareket edeceklerini de öğreniyorlar. Okulun fiziksel yapısını tanırken, sınıf arkadaşları ve öğretmenleriyle tanışıp onlarla iletişim kurmaya başlıyorlar” şeklinde sürdürdü.

Çocukların birkaç hafta içinde okula tam anlamıyla alışmasının beklendiğini ifade eden İzgiman, “Eğer devam eden bir kaygı varsa uzman desteği almak fayda sağlayabilir. Uyum problemleri ciddiye alınmalı, okul ve aile iş birliği içinde öğrenciye destek olunmalı ve okul oryantasyonu sağlanmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.

Sema Fison 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Okul müdürü ve oğlu otobüste darp etmişti: O yaşlı adam hayatını kaybetti Mersin’de geçen yıl sonunda otobüste okul müdürü ve oğlu tarafından darp edilmesiyle gündeme gelen çiftten engelli yaşlı adam hayatını kaybetti. 15 Aralık 2023’te Mersin Şehir Hastanesine giden otobüste, Tarsus ilçesinde bir lisenin müdürü olduğu öğrenilen İsmet T. ile oğlu A.O.T. (17), kalp pili takılı olan, felçli olduğu için vücudunun sağ kısmını tam olarak kullanamayan ve böbrek yetmezliği çeken Ramazan Polat (77) ve eşi Hamdiye Polat’ı (71) darp etmişti. Güvenlik kamerasına yansıyan olayda mağdur olan 77 yaşındaki Ramazan Polat’tan bugün acı haber geldi. Yaklaşık 2 haftadır Mersin Üniversitesi Hastanesi’nde yoğun bakımda olan Polat, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Otopsi işlemlerinin ardından kesin ölüm nedeni belirlenecek olan Polat’ın daha sonra cenazesinin defin edileceği belirtildi. Olayın geçmişi Olay, 15 Aralık 2023’te merkez Toroslar ilçesinde Mersin Şehir Hastanesine giden otobüste meydana geldi. Tarsus ilçesinde bir lisenin müdürü olduğu öğrenilen İsmet T. ile oğlu A.O.T. (17), kalp pili takılı olan, felçli olduğu için vücudunun sağ kısmını tam olarak kullanamayan ve böbrek yetmezliği çeken Ramazan Polat (77) ve eşi Hamdiye Polat ile (71) tartışmış, bu sırada önce A.O.T., ardından da babası yaşlı çifte saldırmıştı. Otobüsün güvenlik kamerasına saniye saniye yansıyan olayın ardından 17 Ocak 2024 tarihinde okul müdürü İsmet T. tutuklanırken, 28 Şubat 2024 tarihinde darpla ilgili görüntülerin ortaya çıkmasının ardından müdürün oğlu A.O.T. tekrar gözaltına alınmış ve emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü de olayla ilgili Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bilgi verilmesini müteakip adı geçen okul müdürünün 17 Ocak itibarıyla açığa alındığını ve idari tahkikat başlattırıldığını bildirmişti. Baba 3 yıl 1 ay 15 gün ceza almıştı Daha sonra görülen davanın duruşmasında tutuklu sanıklardan okul müdürü İsmet T., 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılırken, tutuklulukta geçirmiş olduğu süre nazara alınarak tahliyesine karar verilmişti. Oğlu A.O.T. için ise 2. Çocuk Mahkemesinde açılan dava devam ediyor.
Çorum İsmet Taşdemir: “Bu sonuç hiçbir şeyin garantisi değil” Bodrum FK Teknik Direktörü İsmet Taşdemir, Çorum FK ile oynanan maçla ilgili, “Bu sonuç hiçbir şeyin garantisi değil” dedi. Trendyol 1. Lig Play-Off yarı final ilk maçında Çorum FK, sahasında karşılaştığı Bodrum FK ile 1-1 berabere kaldı. Müsabakanın ardından değerlendirmede bulunan Bodrum FK Teknik Direktörü İsmet Taşdemir, maçın zor olduğunu belirterek, lige bu yıl renk katan iki takım arasında iyi bir mücadele olduğunu söyledi. Kırmızı karta kadar seyri çok keyifli bir maç olduğunu anlatan Taşdemir, “İki kalede pozisyonlar, geçişler, iyi savunmalardan dolayı iki takımı da tebrik ediyorum. Bunlar 180 dakikalık maçlar. Şu anda biz ilk yarısını bitirdik ve berabere sona erdi. İkinci yarısını ben de merakla bekliyorum. Çok iyi futbol oynayan iki takımdan birisine yazık olacak. Futbolun kuralı bu. Dolayısıyla bir 90 dakikamız kaldı. Dört günlük bir süre var. Orada da maça iyi hazırlanıp turu geçerek finale kalmak istiyoruz. Ama bizim kadar turu geçmek ve finale kalmak isteyen bir takımla karşılaşacağız. İşimiz kolay değil ve zoru başarmaya çalışacağız” diye konuştu. Daha önce Çorum FK’da teknik direktörlük görevinde bulunduğu hatırlatılan Taşdemir, “Burada güzel günlerim geçti. Pandemi döneminde güzel işler yaptık ancak sonunu getiremedik. Buradan gittiğimden beri kalbimin bir tarafı burada diyebilirim. Güzel dostluklarım var. Halen görüştüğüm insanlar var. Burada kötü hiçbir şey yaşamadım. Geldik rakibimiz. Sporun doğasında var” ifadelerini kullandı. "Çorum’da alınan sonuç mutlu etti mi?" yönündeki soruya ise Taşdemir, “Bu sonuç yenilmekten iyidir. Ama hiçbir şeyin garantisi değil. Turu geçmiş olmanın garantisi değil. Çorum FK ve Bodrum FK bu lige renk katan iki takım. Ne oynadığını bilen iki takım var. Mücadele gücü yüksek iki takım. Kendi adımıza söyleyeceksek bizim bu lige çıktığımızdan beri mücadele gücümüzü en üst seviyede tutmak zorundayız. Mücadele gücümüz düşük olursa çok sorun yaşarız. Bugün buradaysa bundan dolayı buradayız. Oyuncularımız sakınmıyor. Neyi var, neyi yok ortaya koyuyorlar” yanıtını verdi.