GÜNDEM - 27 Eylül 2021 Pazartesi 10:33

Yangın söndürme gönüllülerinden nefes kesen tatbikat

A
A
A
Yangın söndürme gönüllülerinden nefes kesen tatbikat

Orman yangınlarında resmi ekiplerin yanı sıra görev alan gönüllülerin sayısı artmaya devam ediyor. İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü tarafından verilen eğitimin ardından yazılı sınavı geçen 150 kişi daha yangın söndürme gönüllüsü olmaya hak kazandı. Gönüllerin aldığı eğitim ve alevlere müdahale anı ise havadan görüntülendi. İstanbul Orman Bölge Müdürü Yusuf Şahin, “Şu an eğitimleri tamamlanmış 750 gönüllü var. Toplam müracaat sayısı 2 bin. Son zamanlarda bir artış görülmekte” dedi.

Son dönemde artan orman yangınlarına resmi ekiplerin yoğun müdahalesinin yanı sıra, vatandaşlar ve yangın söndürme gönüllülerinin de ilgisi büyük takdir toplamıştı. Orman Genel Müdürlüğü tarafından 2019 yılında yangınlara etkin müdahale sağlamak için yangın söndürme gönüllüleri projesi başlatıldı. Proje kapsamında, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü’nde yangın gönüllüsü olarak için başvuru yapan vatandaşlara eğitim verilmeye devam ediliyor.

Sarıyer’de yangın söndürme gönüllüsü olmak için başvuru yapan 150 adaya eğitim verildi. Adaylara, eğitimler İstanbul Orman Bölge Müdürü Yusuf Şahin, İstanbul Orman Bölge Müdür Yardımcısı Erdal Şahan ve İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü, Orman Yangınlarıyla Mücadele Şube Müdürü İkram Çelik tarafından verildi.

Yangın söndürme gönüllülerinden nefes kesen tatbikat

150 yangın söndürme gönüllüsü ile yangın tatbikatı

Eğitimde adaylara yangına müdahale, iş güvenliği, orman yangınlarında kullanılan araçlarla ilgili teorik ve uygulamalı bilgiler aktarıldı. Teorik eğitim bittikten sonra 150 adayla yangın söndürme tatbikatı yapıldı. Alana küçük bir ateş yakılarak gönüllülerin olası bir yangında orman kahramanlarının gözetimi altında alevlere nasıl müdahale etmeleri gerektiği anlatıldı. Tatbikatta yangın anında neler yapılması ve ekipmanların nasıl kullanılması gerektiği de aktarıldı. Tatbikat sonuna yazılı sınavdan 70 ve üzeri not alan adaylar, yangın söndürme gönüllüsü olmaya hak kazandı. Yangın gönüllülerinin eğitim ve alevlere müdahale ediş anı ise, havadan görüntülendi. İstanbul’da şu anda eğitimlerini tamamlamış 750 gönüllü var. İstanbul’da toplam müraacat sayısı ise 2 bin.

Yangın gönüllüsünde aranan şartlardan bahseden İstanbul Orman Bölge Müdürü Yusuf Şahin, “Kabul edecek kişilerde aranan özellikler öncelikle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak. En az ilk okul mezunu olmak. 18 yaşını bitirmiş olmak. Adli sicil kaydı temiz olanlardan seçimlerimizi yaparak eğitim çalışmalarına başlıyoruz. Eğitimlerimizi Orman yangınlarının önlenmesi ve söndürülmesiyle ilgili dört ana başlıkta topladığımız konularla ilgili veriyoruz. Orman yangınları ile mücadelede gerekli bilgiler, koruyucu tedbirler, önleyici tedbirler ve orman yangınlarının söndürülmesi başlıkları adı altında çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Teorik bilgiler içerisinde orman yangını nedir yangının çıkması için gerekli olan şartlar ve faktörlerin neler olduğu, yangınların türleri hakkında bilgi veriyoruz. Yangınların çıkış nedenleri hakkında bilgi veriyoruz. Bu gerekli bilgileri aldıktan sonra yangın söndürmesiyle ilgili yapacak olacakları iş ve işlemleri de teorik olarak hem de tatbiki uygulama olarak gerçekleştiriyoruz” dedi.

Yangın söndürme gönüllülerinden nefes kesen tatbikat

İstanbul’da eğitimlerini tamamlamış 750 gönüllü olduğunu belirten Şahin, “Eğitimler tamamlandıktan sonra yazılı bir sınavdan geçiyorlar. Sınavı kazananlar gönüllü olmaya hak etmiş oluyorlar. Sınavdan geçmeleri için 70 puan almaları gerekiyor. Şu an eğitimleri tamamlanmış 750 gönüllü var. Toplam müracaat sayısı 2 bin. Son zamanlarda bir artış görülmekte. Bunun daha da artacağını düşünmekteyiz. Şu an 150 kişiye eğitim verilmekte. Heybeliada da çıkan yangına bizim eğitimizden geçen yangın söndürme gönüllüleri de bizimle birlikte çalışmalara katıldılar. Yangın çıktığında yangın söndürme gönüllülerinin grup başkanlarına yangının çıktığı haber veriliyor. Grup başkanı kendi içerisindeki iletişimi sağlayarak gönüllülerin yangın mahalline gelmesini sağlıyor. Yangın maline gelen yangın söndürme gönüllüleri orman idaresi yönetimine girerek oradaki yangın amirinin vermiş olduğu talimatlar doğrultusunda söndürme çalışmalarını katılmış oluyorlar” diye konuştu.

Köyceğiz yangınında da bulunduğunu ifade eden Hayati Arslan, “Köyceğiz yangınına müdahale etmek için gittiğimizde ekiplerimiz buradan pazartesi günü yola çıkmıştı. Burada en son Pazar günü verilmiş olan bir eğitim vardı. 25 kişilik gönüllümüz burada orman şeflerinden ve orman eğitmenlerinden yangın söndürme eğitimlerini almışlardı. Onlar bölgeye geldiklerinde arazözleri tanıyorlardı. O arkadaşlar hortumları bir birine eklemeyi biliyorlardı. Dolayısıyla onlar içimize gelip katıldıklarında sahadaki çalışma farklılaştı. Bizim burada eğitim almış olan gönüllülerimizde, buradan almış oldukları eğitimi bizim diğer gönüllülerimizi de yansıttılar. Biz bunun faydasını gördük. Ciğerlerimiz yanmasın. Ormandaki yangın eğitimi çok farklı. Dolayısıyla da, özellikle Orman Bölge Müdürlüğü’müzün açmış olduğu eğitim için kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.

Eğitimin öneminden bahseden ev hanımı Zeynep Çınar, “Yangın gönüllüsü olmaya iten sebep? Başlangıçta yangınların sebebiyet vermesine insan faktörünü çok öne aldık. İnsan faktöründe tekrar insanın eğitilirse bu faktörün ortadan kalkacağına inandığım için buradayım. İnsan eğitilirse veya eğitim alırsa çevresine çok daha duyarlı olur. Buradaki eğitimler benim bilinçli ve duyarlı olamama vesile oldu. Bu anlamda çok faydalı olduğuna inanıyorum” dedi.

Zöhre Alagöz - Ahmet Faruk Sarıkoç
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.