GÜNDEM - 06 Mart 2018 Salı 21:15

Yeni ehliyet için randevu alma nasıl yapılır? Ehliyet randevu için gerekli belgeler

A
A
A
Yeni ehliyet için randevu alma nasıl yapılır? Ehliyet randevu için gerekli belgeler

Yeni ehliyet için randevu alma nasıl yapılır? Bu haberimizde ehliyetini yenileyecek olanların aklındaki soru işaretlerinin yanıtlarını haberimizde bulabilirsiniz. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından eski tip ehliyetlerin, yeni tip ehliyetlere dönüştürülme işlemleri devam ediyor. 1 Ocak 2016'da başlayan bu işlem 5 yıl süresince devam edecek anacak vatandaşlar bir an önce ehliyetlerini değiştirmek istiyor. Peki Yeni ehliyet için randevu alma nasıl yapılır? Gerekli belgeler neler? İşte detaylar...

Yeni ehliyet için randevu alma nasıl yapılır? Son zamanlarda arama mototrlarında en çok aranan konulardan biri. Eski tip sürücü belgeleri, 1 Ocak 2016 tarihi itibariyle yeni tip sürücü belgeleri ile değiştirilmeye başlandı. Sürücü belgeleri 5 yıl içerisinde değiştirilebilecek. Ancak vatandaşlar bir an önce ehliyetlerini değiştirmek istiyor. Emniyet Genel Müdürlüğünce ise ehliyet sahiplerinin işlerini kolaylaştırmak amacıyla online randevu sistemi hizmete soktu. Vatandaşlarımız, Emniyet Genel Müdürlüğüne ait (surucurandevu.egm.gov.tr) internet adresinden online randevu aldıktan sonra, il/ilçe trafik tescil birimlerinde yeni tip sürücü belgesi işlemlerini gerçekleştirebilecek. İşte Yeni ehliyet için randevu alma ve gerekli belgelerle ilgili tüm detaylar...

YENİ EHLİYET İÇİN RANDEVU ALMA NASIL YAPILIR?

Gerekli bilgi ve belgeleri hazırladıktan sonra randevu sisteminden başvuru yaparak herhangi bir trafik tescil kuruluşundan işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Sürücü belgesi randevu sistemi üzerinden giriş yapabilmek için mutlaka bir e-posta adresinin bulunması gerekmektedir. Formda istenen bilgiler eksik veya yanlış girildiğinde başvuru iptal edilecektir.

RANDEVU ALMAK İÇİN TIKLAYIN

EHLİYET YENİLEME İÇİN GEREKLİ BELGELER

- Eski sürücü belgeniz

-Sürücü olur sağlık raporu

- Nufüs cüzdanı veya pasaport

- 2 Adet biyometrik fotoğraf

- Parmak izi verilecek (Emniyette)

- Sürücü belgesi değerli kağıt bedeli ve hizmet bedelinin ödendiğine dair banka dekontu (15 TL)

- Kan gurubunu belgeleyen belge veya beyan(eski sürücü belgenizde kan grubunuz yazıyorsa herhangi bir işlem yapmanıza gerek yok)Sürücü belgeleri ne zaman teslim edilir?

Yeni ehliyet için randevu alma nasıl yapılır? Ehliyet randevu için gerekli belgeler

SÜRÜCÜ BELGEMİ BİR YAKINIM TESLİM ALABİLİR Mİ?

Sürücü belgesinin, sürücü belgesi müracaat formunda kimlik bilgileri belirtilen kişi tarafından teslim alınması gerekmektedir.

SÜRÜCÜ BELGESİNİN GEÇERLİLİK SÜRESİ NE KADAR?

M, A1, A2, A, B1, B, BE, F ve G sınıfı sürücü belgeleri 10 yıl, C1, C1E, C, CE, D1, D1E, D ve DE sınıfı sürücü belgeleri ise 5 yıl süreyle geçerli olarak düzenlenmektedir. Mevcut olan eski sürücü belgeniz ise yeni tip sürücü belgeleri verilmeye başlandığı tarihten itibaren 5 yıl geçerli olup, 5 yıl içinde yeni tip sürücü belgesi ile değiştirmeniz gerekmektedir. Ayrıca, sürücü belgesinin yenilenmesi sırasında sürücü olur sağlık raporu alınması zorunludur.

SÜRÜCÜ BELGEMİ KAYBETTİĞİMDE NE YAPMALIYIM?

Kaybettiğinizi bildirdiğiniz sürücü belgenizin başkaları tarafından kullanılmasının önlenmesi ve bilgisayar kayıtlarına zayi kaydının girilmesini teminen herhangi bir İl/İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube/Büro Müdürlüğüne/Amirliğine müracaat etmeniz ve bu hususta yazılı beyanınızın alınmasını müteakip, sürücü belgesi değerli kağıt bedeli ve sürücü belgesi hizmet bedelini (vakıf payı) ödemek suretiyle zayi ettiğiniz sürücü belgenizi yeniden çıkartmalısınız. Kayıp olan sürücü belgeniz için ayrıca kayıp ilanı verilmesi gerekmemektedir.

SÜRÜCÜ BELGEMİ TESLİM ALIRKEN ÜCRET ÖDEYECEK MİYİM?

PTT tarafından adrese gönderilen sürücü belgeleri için herhangi bir ücret ödenmez.

SÜRÜCÜ BELGEM KAÇ GÜN SONRA TESLİM EDİLİR?

Sürücü belgesi başvurularında başvuru kabul edildikten sonra sürücü belgesi yerine geçen geçici belge düzenlenecek olup, 15 gün içerisinde asıl sürücü belgesi teslim edilecektir.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."