KÜLTÜR SANAT - 02 Haziran 2017 Cuma 11:50

Yıllardır yanlış bilinen Roma Havuzu hikayesinde gerçek ortaya çıktı

A
A
A
Yıllardır yanlış bilinen Roma Havuzu hikayesinde gerçek ortaya çıktı

Niğde Müze Müdürü Arkeolog Fazlı Açıkgöz, Antik Mısır'ın son kraliçesi VII. Kleopatra’nın Niğde’de bulunan Roma Havuzunda süt banyosu yaptığının gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Niğde Müze Müdürü Arkeolog Fazlı Açıkgöz, Kleopatra’nın milattan önce 69 ile 30 yılları arasında yaşadığı, Roma Havuzunun ise milattan sonra 2. yüzyılın sonu ile 3. yüzyılın başında inşa edildiği için tarihlerin tutmadığını söyledi. Açıkgöz, ‘‘İnsanlar bulundukları yerin tarihi yerlerini rivayetlerle abartarak araştırmalarını istediklerindendir. Çünkü Kleopatra’nın bu havuzla çok ilgisinin olmadığını düşünüyorum. Çünkü Kleopatra milattan önce 69 ile 30 yılları arasında yaşadı. 11. Pitelema Mısır Kralının kızı olan Kleopatra 18 yaşında Mısır’ın başına geçmiş ve Mısır’da yaşamış birisidir. Bizim Roma havuzu milattan sonra 2. yüzyılın sonu ile 3. yüzyılın başında inşa edildiği için bu rivayet sadece söylenti olarak kalabilir. Buradaki yapılan araştırmalarda söylenen rivayet ile ilgili bir şeyle karşılaşmadık’’ dedi.

Olimpik ölçülerde olan bir havuz

Romalılar tarafından milattan sonra 2. yüzyılın başında inşa edilen bu havuz halk tarafından Roma Havuzu diye biliniyor. Teknik olarak havuzun doğal kayanın açılıp bütün kenarlarını kesme taş ve mermer blok taşlarının örülmesi ile inşa edildiğini anlatan Açıkgöz, havuzun tarihini şu şekilde anlattı:
‘‘Burada bir doğal su kaynağı var. Bu doğal su kaynağının hemen çıktığı yerde inşa edilmiş bir havuz. Roma döneminde yanı başındaki sütun ayaklarında olduğu Zeyos ‘Aspamayos’a adanmış bir tapınak var. Burası Tyana ile ilgili bir alan. Bu havuzun asıl önemi o dönemdeki Tyana antik kentine burada kaynaktan çıkan suyu böyle bir havuzda toplayıp daha sonra yer altı kanalları ve daha sonra da su kemerleri ile suyu oraya taşımıştır. Burada kazı yapan heyetlerin ve araştırmacıların verdikleri bilgiye göre, Roma döneminde 30 binlik bir nüfus var. Oradaki o nüfusa su ihtiyacını karşılayan kaynaktan söz ediyorlar. Bu kaynağın başındaki Roma Havuzundan söz ediyorlar. O dönemdeki inanışlara ve halk arasındaki söylentilere göre buradaki havuza bir insanın yalan söyleyip, söylemediğini anlamak için bu havuza girdiklerinde tüm yalanlarının ortaya çıktığı inanılan bir durummuş.’’

İnşaat halindeyken taşların arasına sikkeler yerleştirmişler

Romalıların bir geleneğini anlatan Açıkgöz, ‘‘Yaptıkları her inşaatlık faaliyetteki harcının içerisine sikkeler ya da metal parçaları koyuyorlar. Bizde burada bulduğumuz sikkelerin krozyon tabakasının temizlenip korservasyonundan sonra buradaki havuzun bire bir olarak Roma İmparatoru Kara Kalla döneminde yapıldığı tespit ettik. Milattan sonra 197 ile 217 yılları arasında yapıldığı öğrenmiş oluyoruz’’ diye konuştu. 

Yasin Esen
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Eğitmeninden ’astroloji’ vurgusu, ’medyum’ yanılgısı Astrologların medyum olarak görüldüğünü, astroloji denince insanların aklına fal, büyü ve cadılık gibi yanlış bilginin geldiğini ifade eden astroloji eğitmeni Yüsra Öztürk, astrolojinin, M.Ö. 4000’li yıllara dayandığını söyledi. Astroloji eğitmeni Yüsra Öztürk, gökyüzü bilimi ve astroloji hakkında toplumda doğru olarak kabul edilen yanlışlar konusunda açıklamalarda bulundu. Öztürk, astrolojinin, gökteki gezegenlerin hareketleriyle, dizimleriyle, güneş sisteminin varlığı ve yokluğuyla, dereceleriyle alakalı bir bilim dalı olduğunu kaydetti. Özellikle astrologların, medyum, falcı ve cadı olarak tanımlanmasının yanlış olduğunu ifade eden Öztürk, yaşam koşullarını, hayat kalitesini ve yaşamın sürdürebilirliği için evrenle sürekli bağlantı halinde olunması için insanlara, astrolojiyi araştırma ve öğrenme önerilerinde bulundu. ’’Gezegenlerin hareketleri ile dünyadaki sarsılmalar eş zamanlı’’ Astrolojinin tarihsel gelişimine değinen astroloji eğitmeni Yüsra Öztürk, ’’Astrologlar medyum olarak görülüyor. Batıya göre doğu tarafında astroloji hiç gelişmemiş. Astroloji denince insanların aklına fal, büyü ve cadılık geliyor. Bizim yaşadığımız toplumda bizlere çok garip bir gözle bakılıyor. Batıda astroloji, bir ilim bir bilim olarak kabul edildi ama doğuda bu şekilde değil. Astroloji, haram bir şey olarak görülüyor. Aslında astroloji, Kur’an’da da geçen, fizikte de kanıtlanmış ve matematik hesapları ile ortaya çıkan bir bilim dalıdır. Astroloji, M.Ö. 4000’li yıllara dayanan, en büyük gelişimini İslamiyet sayesinde gerçekleştiren bir bilim dalıdır” dedi. Astrolojinin yıldızları inceleyen gökyüzü bilimi olduğunu belirten Öztürk, “Biz de uzman astrologlarımız gibi sürekli, depremleri, heyelanları, doğa olaylarını, insanların ruh halini ve hastalıklarını anlatıyorlar. Astroloji, yalan değildir. Astroloji, gökteki gezegenlerin hareketleriyle, dizimleriyle, güneş sisteminin varlığı ve yokluğuyla, dereceleriyle alakalı bir bilim dalıdır. Örneğin, pandemi döneminde balık burcu dolunayı etkisi altındaydı. Balık burcu astrolojide sağlık demektir. Pandemi döneminde balık burcu dolunayı komple Türkiye ve dünyanın sağlığını derinden etkiledi. Depremlerin hepsi önceden gökyüzünde biliniyor. Çünkü gezegenlerin hareketleri ile dünyadaki sarsılmalar eş zamanlı” şeklinde konuştu. ’’Evrenin hareketleri bizi etkiler’’ Astrolojinin araştırılması ve doğru bilinmesi gerektiğini vurgulayan Öztürk, “Bizim yaşam koşullarımız, hayat kalitemiz ve yaşamımızı sürdürebilmemiz için evrenle sürekli bağlantı halinde olmamız gerekmektedir. Evrenin hareketleri bizim günlük hayatımızı, duygularımız, düşüncelerimizi, ruh halimiz ve sağlığımızı çok derinden etkiler. Astrolojiyi, araştırmaktan öğrenmekten çekinmeyin. Astroloji, bir fal değildir veya medyumlarla alakalı bir şey değildir. Astroloji tamamen yıldız bilimidir, gökyüzü ile alakalıdır. İnsanlar, astrolojiyi araştırmaya, öğrenmeye daha çok meylederse doğuda da batıda da astroloji hayatımızın her alanında kolaylıklar sağlayacak bir ilimdir” diye konuştu.
İstanbul Galatasaraylı Sporcular Derneği’nin dayanışma yemeği düzenledi Galatasaraylı Sporcular Derneği, birlik ve beraberlik mesajı vermek adına dayanışma yemeği düzenledi. Şişli’de bir otelde düzenlenen organizasyona, Galatasaraylı Sporcular Derneği Başkanı Levent Nazifoğlu, Galatasaray eski başkanlarından Alp Yalman ile Burak Elmas, sarı-kırmızılı kulübün eski ikinci başkanlarından Ergun Gürsoy, Divan Kurulu eski Başkanı İrfan Aktar, mevcut Divan Kurulu Başkanı Aykutalp Derkan, Galatasaray Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Metin Ülgen ve oyuncular ile davetliler katıldı. Galatasaraylı Sporcular Derneği Başkanı Levent Nazifoğlu, burada yaptığı konuşmada, “Bu gece, futbolla ilgili önümüzdeki çok önemli maçlarda bütün camianın bir arada olduğunu göstermek için yapılan bir gecedir. Galatasaray Kadın Futbol Takımı’nın da bu hafta sonu maçı var. Kazandıkları takdirde ilk kez şampiyon olacaklar ve direkt Şampiyonlar Ligi’ne katılacaklar. Takımın bu maçı kazanmasını istiyoruz" dedi. Nazifoğlu, konuşmasının ardından Galatasaray eski başkanlarından Alp Yalman ile Burak Elmas’a, sarı-kırmızılı kulübün eski ikinci başkanlarından Ergun Gürsoy’a, Divan Kurulu eski Başkanı İrfan Aktar’a, mevcut Divan Kurulu Başkanı Aykutalp Derkan’a, Galatasaray Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Metin Ülgen’e ve oyunculara desteklerinden ötürü plaket takdim etti.