EĞİTİM - 15 Şubat 2021 Pazartesi 11:11

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Iğdır’da

A
A
A
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Iğdır’da

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2020-2021 eğitim-öğretim yılı ikinci yarıyıl başlangıç törenine katılmak için Iğdır’a geldi.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2020-2021 eğitim-öğretim yılı ikinci yarıyıl başlangıç törenine katılmak için Iğdır’a geldi.


2020-2021 eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde yüz yüze eğitime geçiş sürecinin ayrıntıları açıklanmış, köy okullarının açılacağı tarihte ise Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Iğdır’a gelerek açılış törenine katıldı.


Covid-19 ile mücadele kapsamında ara verilen yüz yüze eğitime yeniden dönüş sürecinin ayrıntılarına ilişkin yeni kararlar alınmış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Köy okullarında 15 Şubat’ta eğitim-öğretimin başlamasını kararlaştırdık” ifadelerini kullanmıştı.


Iğdır’ın Aralık İlçesine Bağlı Gödekli Köyünde bulunan Gödekli İlkokulu’nda ikinci yarıyıla başlangıç törenine katılan Milli Eğitim


Bakanı Ziya Selçuk, “Tüm çaba ve gayretimiz çocuklarımızı okullarıyla buluşturmak” dedi.


Okulları yüz yüze eğitime açabilmek için yoğun gayret gösterdiklerini belirten Bakan Selçuk, “Bugün ülkemizin bütün köy okulları ile beraber serhat şehrimiz Iğdır’ın Aralık İlçesi Gödekli Köyü İlkokulunda 2020-2021 eğitim öğretim yılının ikinci dönemi için ilk ders zilini çaldık. Şu an itibariyle köylerimizde bulunan ilkokul düzeyinde yaklaşık 6 bin birleştirilmiş sınıf ile 2 bin 700 anaokulunda tam zamanlı olarak yüz yüze eğitime başlarken diğer öğrencilerimiz de uzaktan eğitim için ekranların karşısında yerlerini aldılar. İkinci yarıyılın; tüm öğrencilerime, öğretmenlerime ve velilerime hayırlı olmasını diliyorum.


Bu hafta itibariyle ülkemizin bütün köylerindeki öğrencilerimizi okullarına kavuşturmanın ve gülümsemelerine şahit olmanın mutluluğu içindeyiz.


Bu ilk adımı takip edecek diğer adımımız; 1 Mart’a okul öncesi, özel öğretim, ilkokul ile lise ve üniversite giriş sınavına hazırlanmakta olan 8 ve 12. sınıf öğrencileri için okullarımızın kapısını açmak olacak.


Ayrıca, il ve ilçe merkezlerinde salgının yaygınlık durumuna göre, belirlenen ölçütler uyarınca, okul risk derecelendirmesi yapılarak tüm sınıf düzeylerinde okullarımızı açma konusunda da İlin kendi koşulları doğrultusunda adımını atabilmesi için gerekli hazırlıkları yapıyoruz.


Peki, okulları hangi koşullarda açıyoruz? Öncelikle şunun bilinmesini isterim ki okullarımızın açılması ile ilgili attığımız tüm adımlar; Bakanlığımızca yapılan, uzun süren araştırma ve planlama süreçlerinin sonunda belirlendi. Bu adımların ilki; tüm eğitim kurumlarımızın, tedbir uygulamalarında bir standarda tâbi olmasını sağlamaktı. Sağlık güvenliğinin adil ve kontrol edilebilir olması bizim için çok önemli. Bu kararlılıkla bütün evlatlarımızın aynı sağlık güvenliği imkânları içinde olması için 27 Temmuz 2020 tarihinde, Bakanlığımız ile Türk Standartları Enstitüsü (TSE) arasında imzalanan "Eğitim Kurumlarında Hijyen Şartlarının Geliştirilmesi ve Enfeksiyonu Önleme İş Birliği Protokolü" kapsamında bir kılavuz yayımladık.


Bu kılavuzda okul sınırları içinde öğrencilerimizin nerede ve nasıl hareket edeceklerine, hangi alanlarda ve şartlarda ders yapacaklarına, okulun hangi alanlarında ne tür faaliyetlerin gerçekleştirilebileceğine ve öğretmenlerimizin alacağı tedbirlerin ne olacağına ayrıntılı bir şekilde yer verdik. Sınıf, öğretmenler odası, okul bahçesi gibi bir okul binasında aklınıza gelebilecek her ortak kullanım alanı için ayrı ayrı kurallar belirledik.


Kılavuzun yayımlanmasının hemen ardından okullarımızın hijyen şartlarının iyileştirilmesi adına “Okulum Temiz” belgelendirme programını yürürlüğe aldık. Bugün itibariyle okulların yüzde 98.2’sini oluşturan 49 bin 361 okulumuz, "Okulum Temiz" belgesiyle yüz yüze eğitime hazır hale geldi. Bunların yanında okulla bir bağı bulunan herkesin HES uygulaması ile Covid-19 virüsüne yakalanmış olması ve temaslı olma durumları okul müdürlerine bildirilmektedir.


Hepiniz gibi bizim de bu tedbirler içinde son derece önemli bulduğumuz bir konu da öğretmenlerimize aşı uygulaması. Yüz yüze eğitime giren öğretmenler ön sırada olmak üzere listeler Sağlık Bakanlığına iletildi. Bu listeler randevu sistemine işlenmeye başlandı. Şubat’ın son haftası öğretmenlerimizin ilk doz aşılarının yapılmasına başlanacak.


Biliyorsunuz, yol haritamız olan 2023 Eğitim Vizyonumuzda temel ilkelerimizden biri olarak altını çizdiğimiz eğitimde fırsat adaleti doğrultusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ihtiyaç sahibi olan öğrencilerimizin uzaktan eğitim sürecindeki tablet bilgisayar gereksinimleri karşılamak üzere dağıtımlarımıza hızla devam ediyoruz. Salgın son bulup yüz yüze eğitime tamamen geçtiğimizde de öğrencilerimizin EBA ile sunduğumuz içeriklerden faydalanmalarını istiyoruz. Bu sebeple uzaktan eğitim için gerekli cihazı olmayan öğrencimiz kalmayana kadar tedarik sürecini halkımızın desteğiyle sürdürmek istiyoruz.


Fırsat adaleti ilkemizin verdiği dikkatle uzaktan eğitim sürecine baktığımızda önümüzde görülen en önemli çalışma, öğrenme kayıplarını ortadan kaldırmaya yönelik bir eğitim seferberliği başlatmaktı. Bunun için her bir çocuğumuzun gereksinimine uygun olarak yapılandırdığımız “Ulusal Destekleme Programı”nı hazırladık.


Hangi çocuk derse girdi, hangisi girmedi, hangi çocuğa öğretmeni ne ödev verdi... O çocuk ödevi yaptı mı, yapmadı mı, kitap okumak için girdiği dijital sayfada kaç dakika kaldı, canlı derste kaç kere söz aldı... Biz bunların cevabını dakikalarıyla biliyoruz. Bu bilgimizden yola çıkarak çocuklarımızın ihtiyacı olan destekleme eğitimini almasını, Ulusal Destekleme Programı’ndan tam da ihtiyacı ölçüsünde yararlanmasını, varsa açığını kapatmasını; yoksa bilgisinin pekişmesini sağlayacağız. Her bir çocuğun hakkı için hakkıyla çalışan bir sistem kuruluyor ve o hak, çocuklarımıza teslim edilecek.


Dünya standartlarında hatta çok zaman bu standartların üzerinde, bir uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitime geçiş sürecini yönetiyoruz. Öğrencilerimiz için geliştirdiğimiz her çalışma gibi okulların açılışındaki önlemlerin ve aldığımız kararların; belirlenmiş ilkeler içinde, sürdürülebilir ve denetlenebilir olmasını istiyoruz. Okulların, her yönden olduğu gibi, sağlık güvenliği bakımından da güvenli olduğunu bütün vatandaşlarımızın bilmesini ve içlerinin rahat olmasını isterim.


Öğrenme kayıplarının telafi edileceğini ve uzaktan eğitimin artık bizim eğitim sistemimiz içinde sağlam bir yeri olduğunun altını çizmek gerekiyor. Sürekli güncellenen ve genişleyen alt yapısı ile dünyanın en çok başvurulan eğitim platformu EBA ve 3 adet TRT EBA Tv kanalımız her zaman açık kalacak ve yeni içeriklerle öğrencilerimize ve öğretmenlerimize hizmet verecek.


Sizlerle mutabakat halinde ve iş birliği içinde eğitimde üstesinden gelemeyeceğimiz bir zorluk olmayacağını salgın sürecinde birlikte tecrübe ettik. Her bir çocuğumuz ve öğretmenimiz bizim için çok önemli. Her biri biricik, her birinin serencamı kıymetli. Onlar, umutla ve iyimserlikle gözlerinin içine baktığımız, ülkemizin geleceği olan emanetlerimiz. Şunu bilmenizi isterim ki bugün bu köyde evlatlarımızla birlikte şu zili çalmak onlar kadar bizleri de mutlu etti. Onların önce sağlıklı olmaları ve sonra da iyi bir eğitim almaları için elimizi taşın altına koymaktan çekinmiyoruz. En kısa zamanda sınıflarımızın dolması, okul bahçelerinin cıvıldaması, hasretin tamamen ortadan kalkması temennilerimle, yeni yarı yılın bütün öğrenci ve öğretmenlerime hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep MÜZSAN organizasyonu ile bağlama öğrenen depremzede kursiyerlere sertifika verildi Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen proje kapsamında Türkiye Müzisyenler ve Sanatçılar Federasyonu (MÜZSAN) organizasyonu ile bağlama çalmayı öğrenen 250 depremzede öğrenci düzenlenen törenle sertifikalarını aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen ‘bağlama ve eğitim bizden, öğrenmek sizden’ projesi kapsamında Türkiye Müzisyenler ve Sanatçılar Federasyonu (MÜZSAN) organizasyonu ile depremden etkilenen 11 ildeki konteyner kentlerde yaşayan gönüllü öğrencilere bağlama kursu verildi. Depremzede 250 öğrencinin bağlama öğrenmesini sağlayan projenin finali ve sertifika töreni yapıldı. Gaziantep Şahinbey Kültür Merkezi’nde yapılan törene MÜZSAN Genel Başkanı Ahmet Onurlu, Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürü Selçuk Korkmaz, deprem bölgesindeki illerden gelen öğrenciler, velileri ve hocalar katıldı Onurlu’dan Bakan Ersoy ve ekibine teşekkür Törende konuşma yapan MÜZSAN Genel Başkanı Ahmet Onurlu, “Aylarca devam eden projemizin bugün sonuna geldik ve burada finali yapıp kursa katılan kursiyerlerimize katılım belgelerini veriyoruz. Daha önce dağıttığımız bağlamaları ile bu kursiyerlerimiz bağlama çalmayı öğrendiler ve bugün de bu belgeyi almaya hak kazandılar. Bu projede bizlerden desteklerini esirgemeyen başta Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bakan yardımcısı Nadir Alpaslan, Telif Hakları Genel Müdürü Erkin Yılmaz ve bakanlık çalışanları ile bu projede üstün gayret gösteren hocalarımıza teşekkür ediyorum” dedi. Yapılan konuşmaların ardından bağlama kursiyerlerine katılım belgeleri teslim edildi. Tören sonrası MÜZSAN Genel Başkanı Ahmet Onurlu ve depremzede kursiyerler ile birlikte Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesi ziyaret edildi. Ziyaret sırasında Halfeti Kaymakamı Zikrullah Erdoğan ile de bir araya gelen heyet, daha sonrasında tekne turuna katıldı, sıra gecesi eşliğinde doyasıya eğlendi. Program, günün anısına hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.
Bayburt Bayburt’tan özel çocuklar ilk defa atlarla tanıştılar Bayburt’ta özel gereksinimli öğrenciler at çiftliğinde at binerek keyifli vakit geçirdiler. İlk defa atlarla tanışma fırsatı bulan çocukların heyecanlı ve mutlu halleri yüzlerde tebessüm oluştururken, özel çocukların at bindiği, doyasıya eğlendiği o anlar adeta yürekleri ısıttı. Bayburt Özel Eğitim Uygulama Okulunda eğitim gören öğrenciler için Bayburt Atlı Spor Kulübü ve Gençlik Merkezi işbirliğiyle Kurucakol köyünde bulunan at çiftliğinde at binme etkinliği düzenlendi. İlk defa at binen öğrenciler heyecanlı anlar yaşarken, etkinlikte çocuklarını yalnız bırakmayan veliler çocukların heyecanlarına ortak oldular. Öğretmenleri ve gençlik merkezi gönüllüleri kontrolünde ata binen çocukların mutlulukları yüzlerine yansırken, çocuklar çok mutlu olduklarını söylediler. Cirit kulüpleri olarak sadece cirit oynamadıklarını, sosyal ve kültürel etkinliklere de katkı sunduklarını söyleyen Bayburt Atlı Spor Kulübü Başkanı Arif Köprücü, "Bayburt Atlı Spor Kulübü ve Bayburt Gençlik Merkezi olarak özel kardeşlerimize özel bir etkinlik düzenledik. Özel çocuklar atla tanıştılar, ata bindiler. Bugüne kadar yaptığımız etkinlikler içerisinde en sevdiğimiz etkinlikler bu tür etkinlikler oluyor. Cirit kulüpleri olarak sadece cirit oynamıyoruz, aynı zamanda atlarımızla birlikte şehrimizdeki bu tür kültürel ve sosyal faaliyetlere de katılıyoruz" dedi. Özel öğrencilerin mutlu olduğunu, keyifli bir gün geçirerek, unutulmaz anlar yaşadıklarını belirten Gençlik Merkezi Gençlik Lideri Kadir Köprücü, "Özel öğrencilerimizi çiftliğimizde ağırladık. Onların bu özel ve güzel gününde yanlarında olmaktan onur ve mutluluk duyduk. Onların sevincini görmek, onların mutluluğunu görmek bizleri de gerçekten mutlu etti. Buradan herkese bu kardeşlerimize özel olduklarını hissettirmeleri gerektiğini ve her daim yanlarında olmaları gerektiğini söylemek istiyorum. Göründüğü gibi çocuklar çok mutlu oldular, atlarla tanıştılar, atları sevdiler, mutlu bir gün geçirdiler" ifadelerini kullandı. Düzenlenen etkinliğe Bayburt Özel Eğitim Uygulama Okulu Müdürü Mahmut Sarıaslan, Kop Atlı Spor Kulübü Başkanı Arif Köprücü, Gençlik Merkezi liderleri, gönülleri, öğretmenler, aileler ve çocuklar katıldı. Renkli görüntülere sahne olan etkinlik, toplu hatıra fotoğrafı çekilmesinin ve öğrencilere ikramlarda bulunulmasının ardından son buldu.
Mersin Sakinliği sevenler için Kızkalesi’nin en güzel zamanı Son günlerde havanın ısınmasıyla birlikte deniz suyunun 23 derecelere ulaştığı Akdeniz’in incisi Mersin’in en gözde mekanlarından Kızkalesi’nde sakinliği sevenler tatilini geçirmeye başladı. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan Korykos Antik Kenti’nin en önemli parçası olan Türkiye’nin turizm merkezlerinden Mersin’in Erdemli ilçesi sınırlarındaki ’Kızkalesi’nde en güzel zamanlar yaşanıyor. Havanın 28 derecelere ulaştığı bugünlerde deniz suyunun da 23 derece olmasıyla sakinliği sevenler tatillerini geçirmeye Kızkalesi’ne gelmeye başladı. Tatil şehirleri arasında denizi, altın sarısı kumuyla dikkat çeken Kızkalesi’nde tatilciler uygun fiyata tatil yapmanın fırsatını da yaşıyor. 5 gecelik tatil fiyatının otel ve pansiyonlarda 10 ile 15 bin TL’ye gelmesi de tatilcileri cezbediyor. Mayıs ayında tatile gelenler hem denizin, hem kumsalın tadını çıkartıyor. Günü birlik gelenler ise tekne turu yaparak Kızkalesi’ne giderek tarihi mekanı geziyor. "En güzel zamanları Şehir dışından tatil amaçlı gelen ve kendini dünyanın harika yerlerinden Kızkalesi’nde bulduklarını belirten Mehmet Uysal," Şuan en güzel zamanları. Çocuklarla birlikte harika bir zaman geçiriyoruz. Deniz çok güzel. Gelir gelmez denize girdim. İnsan dayanamıyor, Mart ayında da olsak girerdim denize o kadar güzel albenisi var ki. Dünyanın öbür ucundan insanlar geliyor. Oteller de fiyat olarak çok uygun. Gerçekten en güzel zamanları, yoğunlaşmadan herkese tavsiye ederim"dedi. "Kızkalesi dünyaya açılan turizm kapısı" Kızkalesi Kültür ve Turizm Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Şirin Öztop ise," Sakinliği tercih edenler için mayıs, haziran en güzel dönem. Kurban bayramıyla beraber Eylül’ün 15’ine kadar her yer dolu dolu geçeceği için sakinliği tercih edenleri şimdi bekliyoruz. Fiyatlar çok makul, herkesin bütçesine uygun konaklayacağı tesisler mevcut, alternatifler çok fazla"ifadelerini kullandı. İnsanların denize girmeye başladığına dikkat çeken Öztop," Denizin sıcaklığı 23 derece. Tabi Mersin tatil noktasında çok güzel bir yer. 321 kilometre kıyı şeridimiz mevcut. Başlı başına bir destinasyon. Bununla beraber Kızkalesi dünyaya açılan turizm kapısı. Gerçekten muazzam bir denizimiz var, 25 metreden sonra derinleşiyor. Denizin içinde de taş yok. Şuanda üstünde bulunduğumuz altın sarısı kumumuzda da taş yok. Tam denizin ortasında bir de karada kalemiz var. İki kale var, yüzlerde tarihi nokta var. Misafirlerin günlerini kültür turları ile zenginleştirecekleri inanılmaz alternatifler var" diye konuştu.
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."