SPOR - 01 Ekim 2018 Pazartesi 15:39

Mert Müldür: “A Mili Takım’da kalıcı olmak istiyorum”

A
A
A
Mert Müldür: “A Mili Takım’da kalıcı olmak istiyorum”

Avusturya takımı Rapid Wien’de forma giyen Mert Müldür, A Milli Takım’da kalıcı olmak istediğini ve devamlı ilk 11’de forma giymeyi hedeflediğini söyledi.

Avusturya takımı Rapid Wien’de forma giyen Mert Müldür, A Milli Takım’da kalıcı olmak istediğini ve devamlı ilk 11’de forma giymeyi hedeflediğini söyledi.


Milli futbolcu Mert Müldür, TamSaha dergisine verdiği röportajda kariyerine ilişkin soruları yanıtladı. Bulunduğu konumdan çok mutlu olduğunu söyleyen yetenekli futbolcunun röportajı şu şekilde:



Futbola başlama serüvenin nasıl, nerede ve kimin desteğiyle başladı?


Çocukken tam bir futbol hayranıydım diyebilirim. Annem ve babam evde sürekli top oynadığımdan bana hep kızarlardı ama ben yine de oynardım. Parklarda da sürekli futbol oynardık. Futbola olan bu ilgimden dolayı annem beni bir futbol takımına yazdırmak istiyordu. Nitekim yedi yaşına geldiğimde beni Rapid Wien’in seçmelerine yazdırdı. Takıma seçilebilme başarısını gösterdim ve U7’den beri Rapid Wien kulübünde futbol oynuyorum.



Oynadığın kulüplerde küçük yaşta yeteneğini keşfeden ve bunun üstüne giden antrenörler oldu mu?


Evet, oldu. Özellikle U14 takımındayken bir antrenörüm vardı, ismi Bernd Schreiner. 14 yaşıma kadar forvet oynuyordum. Beni stoper olarak oynayabilen bir oyuncu haline getiren ve bu mevkide daha başarılı olacağıma inanan isim o diyebilirim. Tabii ki bana destek olan pek çok antrenörüm oldu ama Schreiner’in bende çok emeği var. Okulum konusunda hep yardımcı oldu, futbolumla çok ilgilendi ve hep arkamdaydı.



Forvetten stopere geçiş biraz radikal bir değişim. Bu durum nasıl gelişti?


Gol atmayı çok seven bir oyuncuydum ve gol atma hedefiyle sahaya çıkıyordum. Bu yüzden çocukken hep forvet oynadım. Ancak U14 takımındayken bir gün antrenörümüz deneme amaçlı antrenmanda takımdaki herkesi farklı mevkilerde oynattı. Ben de stoper oynadım ve başarılı bir performans sergiledim. Antrenörümüz bunu maçlarda da birkaç defa denedikten sonra benim stoperde gösterdiğim performansı çok beğendi. Ardından bana bu mevkide daha başarılı bir oyuncu olabileceğimi ve eğer istediğim takdirde beni bundan sonra stoper olarak oynatacağını söyledi. Böylece oynadığım pozisyon değişti.



Ailende senin dışında futbolla ilgilenen başka birileri var mı? Futbolcu olma kararın karşısında nasıl bir tavır sergilediler?


Dayım Avusturya’da Admira Wacker takımında profesyonel futbolcuydu. Ancak genç yaşta yaşadığı talihsiz sakatlıklar sebebiyle futbol hayatına son vermek zorunda kaldı. Annem ve babam ise çok şükür her zaman arkamdaydı, hiçbir zaman beni yalnız bırakmadılar. Zaten profesyonel futbolcu olmamı çok istiyorlardı, bu yüzden beni hep desteklediler. Annem benim için her yere koşturdu. Uzakta bir maçımız olduğunda beni arabayla tereddütsüz götürüyordu. Onların bu desteği benim için çok değerli.



Futbolla birlikte okul eğitimini nereye kadar sürdürebildin?


Ben okula ve eğitimime hep değer vermeye çalıştım, devam edebilmek için elimden geleni her zaman yaptım. Bu sene de okulu bitireceğim inşallah. Genç oyuncuların eğitimini sürdürebilmesi için kulübüm Rapid Wien ile ortak olarak çalışan bir meslek okulu var; orada eğitimim devam ediyor. Ofis yönetimi okuyorum ve bu sene vermem gereken son bir sınav kaldı.



Tıpkı Milli Takım’a genç yaşta seçilmen gibi oynadığın kulüp olan Rapid Wien’in A da takımına çok genç yaşta girdin ve profesyonel sözleşme imzaladın. Zamanla da olsa Rapid Wien’de ilk 11 oyuncusu olacak potansiyeli gösterdiğini düşünüyor musun?


Şimdilik çok şükür her şey iyi gidiyor. İnşallah böyle de devam eder. Son üç maçıma ilk 11 başladım. Daha öncesinde teknik direktörümüz son 10 veya 15 dakika bana şans veriyordu ve dediğim gibi son üç maçta da ilk 11’de şans verdi. Elimden geleni yapıp iyi bir iş çıkarttığımı düşünüyorum. Hatta son iki maçta teknik direktörümüz bana güvendi ve sağ bekimiz sakatlandığından beni onun pozisyonunda oynattı.



Bu sezon Ağustos ayında Steaua Bükreş karşısında oynadığınız UEFA Avrupa Ligi ön eleme turu rövanş maçında 90 dakika sahadaydın. Kendi ligin olan Avusturya Ligi’nden sonra uluslararası bir turnuvada 90 dakika oynamak senin için nasıl bir tecrübe oldu?


Benim için inanılmaz bir tecrübeydi. Hayatımda ilk defa 40 bin kişilik ateşli bir taraftar kitlesinin önünde oynadım. Turu geçecek sonucu elde etmemiz de mutluluk vericiydi. O maçta sağ bek pozisyonunda görev aldım. Takım arkadaşlarım da maçta bana çok destek oldu. Teknik direktörümüz de bana güvenerek şans verdiği için benim için çok farklı ve güzel bir tecrübe oldu diyebilirim.



Rapid Wien, Avusturya’nın köklü futbol takımlarından biri. Kulübünde belirlediğin hedeflerin neler? Belki senin için çok erken bir soru ama uzun yıllar Rapid Wien forması mı giymek, yoksa fırsat yakaladığında şansını farklı liglerde mi denemek istiyorsun?


Ben her zaman kendimi geliştirmeye, daha iyi olmaya ve eksiklerimi kapatmaya odaklanıyorum. Takımımla da şampiyonluklar kazanmak istiyorum. Sonrasında neler olacağını şu an söylemek çok zor, bunu zaman gösterecek. Ancak şu an önceliğim ve hedefim, kulübüm Rapid Wien’de şampiyonluklar ve kupalar kazanmak.



Oynadığın kulüpte millî takımlara seçilebilme başarısını gösteren sayılı oyunculardansın. Küçük yaşta hem Türkiye hem Avusturya Milli Takımı’ndan davet aldın mı? U17’den beri ay-yıldızlı formayı terletiyorsun. Türkiye için oynama kararında neler etkili oldu?


Beni ilk U17 Milli Takımı için Türkiye çağırmıştı. O süre zarfında Mehmet Hacıoğlu ile konuşmamız da olmuştu. Avrupa Şampiyonası elemelerinde U17 Milli Takımı’nda forma giydim. Ardından U18 için beni Avusturya Milli Takımı çağırdı ve Avusturya U18 Milli Takımı ile kampa girdim. Çok kısa bir süre sonra hem Türkiye hem Avusturya beni U19 Avrupa Şampiyonası için çağırdı. Türkiye için oynamak istedim ve kalbimi dinleyerek tercihimi Türk Milli Takımı’ndan yana kullandım. Şimdi de A Milli Takım’a seçilmek benim için ayrı bir mutluluk. Sonuçta ay-yıldızlı formayı kim giymek istemez. Burada olduğum için çok mutluyum.



A Milli Takım kariyerinde bundan sonrası için hedeflerin neler?


İlk hedefim burada kalıcı olarak zamanla ilk 11 için şans bulmak ve tabii ki Türkiye Milli Takımı ile başarılar elde etmek.



Seninle birlikte futbola başlayan arkadaşlarının pek çoğu oyunun dışında kalırken sen A Milli Takım oyuncusu oldun. Seni farklılaştıran ve bugünlere gelmeni sağlayan faktörleri sıralayabilir misin?


Ben hiçbir zaman elde ettiğimle yetinmedim, daima üstüne koyarak kendime yeni hedefler belirledim ve onlara odaklandım. Benimle aynı yaştaki bazı oyuncular gibi rehavete kapılsaydım hedeflerime ulaşamazdım ve konsantrasyonum düşerdi. Sabırlı bir şekilde belirlediğim hedefime ulaşarak hep konsantre kalmaya çalışıyorum. Bu konuda kendimi asla rahat bırakmıyorum.



İlk kez geldiğin A Milli Takım kampındaki havayı nasıl değerlendiriyorsun? Burada nasıl karşılandığını düşünüyorsun?


Ağabeylerim burada bana çok iyi davranıyor, herhangi bir şeye ihtiyacım olup olmadığını soruyorlar. Söylemek istediğim herhangi bir şey olursa çekinmeden söylemem gerektiğini her fırsatta dile getiriyorlar. Açıkçası U17 ve U19 Millî Takımlarıyla buraya geldiğimde A Milli Takım’ın da çok farklı olacağını düşünmüyordum. Ancak burada herkesin çok konsantre ve profesyonel bir şekilde işine odaklandığını gördüm. İdmanlarımız da aynı şekilde çok ciddi geçiyor. Bu yüzden bana ilk başlarda farklı geldi ama zamanla alışıyorum.



İki ayağını da kullanabiliyorsun. Stoper mevkiinde oynuyorsun. Gerektiğinde ön libero olarak da görev alabiliyorsun. Sahada başka hangi yönlerinle etkilisin? Etkili olan yönlerini geliştirmek adına neler yapıyorsun?


Oyunu arkadan iyi kurabilen bir oyuncu olduğumu düşünüyorum. Hızlı bir oyuncuyum ve topla oynamayı seviyorum. Zaten Rapid Wien’de teknik direktörümüzün beni sağ bekte denemesinin sebebi de bu. O yüzden genelde topla iyi şeyler yapmaya çalışıyorum. İkili mücadelelerde kolay pes eden bir oyuncu değilim. Kafa toplarında da iyi olduğumu düşünüyorum. Onun dışında kondisyon antrenmanlarıma önem veriyorum. Rapid Wien’de antrenörlerim bana kondisyon ağırlıklı antrenman programları hazırlıyor. İdmanlardan sonra hazırlanan o programları yapıyorum. En önemlisi yaptığım şeyden zevk alarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Örneğin kimi zaman antrenmandan sonra şut çalışmak ve şutumu geliştirmek istiyorum.



Oyununda eksik ve geliştirmen gereken noktalar neler? Bu yönlerini geliştirmek adına neler yapıyorsun, nasıl bir yol izliyorsun?


Vücudumu geliştirerek daha çok kuvvetlenmem gerektiğini düşünüyorum. Bu da yaşım sebebiyle zaman isteyen bir şey. Bir günde olmuyor ve kontrollü yapmamız gerekiyor. Yanlış uygulandığında sahip olduğunuz bazı özellikleri kaybetmenize sebep olabilir. Örneğin kontrolsüz çalışmanın hızınızı ve çabukluğunuzu düşürmesi gibi yan etkileri var. Bu yüzden kulübümdeki antrenörlerimle yavaş yavaş kuvvetlenmeye yönelik çalışmalara başladık.



İnternette Fenerbahçe’nin Avusturya kampında Selçuk Şahin’le çekildiğin fotoğrafın var. Bize o gün yaşadıklarını ve duygularını anlatabilir misin? Küçük yaşta televizyondan izleyerek büyüdüğün oyuncularla bir araya gelmek ve şimdi onların geçtiği yollardan geçmek sana nasıl hissettiriyor?


Türk takımları sezon öncesi Avusturya’ya sık sık kampa geliyordu. Ben de çocukken Türkiye Ligi’ne hayrandım. Maç kaçırmamaya özen gösterir, oyuncuları da yakından takip ederdim. Özellikle Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi büyük kulüpler geldiğinde ben de fırsatı değerlendirip antrenmanlarını izlemeye, oyuncularla tanışma ve fotoğraf çekilme şansı yakalamaya çalışıyordum. İnternette de o fotoğraf kalmış. Onun gibi daha birçok fotoğrafım var. Burada olmak, onların daha önce giydiği ay-yıldızlı formayı taşımak benim için çok büyük bir gurur. Ama daha önce belirttiğim gibi belirlediğim hedeflere ulaştıktan sonra abartmayarak tadını çıkarıyorum ve bir sonraki hedefime odaklanıyorum.



İdol olarak belirlediğin, örnek aldığın futbolcular var mı? Varsa hangileri?


Benim şu an idolüm Real Madrid’den Sergio Ramos. Çok beğendiğim bir futbolcu. Hava toplarındaki hakimiyeti, kuvveti, savunmadan ileri doğru oyun kurması gibi sevdiğim tüm özelliklere sahip, komple bir futbolcu.



Spor Toto Süper Lig’i takip ediyor musun? Beğendiğin oyuncular ve takımlar var mı?


Eskisi kadar takip etmiyorum ama zamanım oldukça maçları izlemeye çalışıyorum. Quaresma’yı çok beğeniyorum. Onun dışında benimle benzer pozisyonda oynayan Mehmet Topal ve Martin Skrtel’i beğeniyorum.



İleride herhangi bir Türk takımında forma giymek gibi bir hayalin var mı?


Büyük liglerde oynamayı tabii ki istiyorum. Daha sonra Türkiye’de de oynayabilirim ama şu an bir şey söylemek için çok erken.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Türkiye’nin dış göç politika analizi ve belediyeler için politika önerileri DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Araştırma Dekanlığı tarafından düzenlenen "Proje Başarı Hikayeleri" toplantısında, Akçakoca Bey Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hicran Hamza Çelikyay’ın yürütücülüğündeki "Yüzyıllık Süreçte Türkiye’nin Dış Göç Politika Analizi ve Belediyeler İçin Politika Önerileri" başlıklı projesinin kapanış programı gerçekleştirildi. Rektörlük Çalıştay Salonu’nda gerçekleştirilen programa; Düzce Vali Yardımcısı Dr. Ömer Yılmaz, Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İlhan Genç ve Prof. Dr. Ali Öztürk, Düzce Üniversitesi Araştırma Dekanı Prof. Dr. Emine Tekin, Akçakoca Bey Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hicran Hamza Çelikyay ile öğretim üyeleri katıldı. "Projeyle Kamu Politikalarına ve Yerel Yönetim Uygulamalarına Somut Katkı" Düzce Üniversitesi Araştırma Dekanı Prof. Dr. Emine Tekin, "Son yüzyılda Türkiye’nin siyasal, ekonomik ve toplumsal yapısını derinden etkileyen çok boyutlu bir olgu olmuştur. Bu noktada desteklenen bu proje, Türkiye’nin dış göç politikalarını analiz etmesi ve en önemlisi belediyeler için uygulanabilir öneriler geliştirmesi bakımından son derece kıymetli bilimsel katkı sunmaktadır" şeklinde konuştu. "Proje yapmak bilime, topluma ve insanlara katkı sunması açısından önemli bir görev" Programda konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk, proje yapmanın büyük emek ve sabır gerektirdiğini belirterek sosyal bilimler alanında proje kabul oranlarının yüksek olmaması açısından projenin kabulünün oldukça değerli olduğunu vurguladı. Proje yapmanın bilime, topluma ve insanlara katkı sunması açısından önemli bir görev olduğunu ifade eden Öztürk, Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Hicran Hamza Çelikyay ve emek verenlere teşekkür etti. "Göçle ilgili sorunların tespit edilmesi ve öneriler geliştirmesi noktasında kıymetli bir akademik çalışma" Vali Yardımcısı Dr. Ömer Yılmaz, akademik çalışma vesilesi ile bir arada olduklarını ifade ederek, 5 yıl eğitim dolayısıyla göçmenlik tecrübesi bulunduğunu, 6,5 yıl da Kuzey Suriye’de görev yaptığını dile getirdi. Göç açısından; hedef, kaynak ve transit göçe maruz kalma bakımından ülkemizin dünyadaki ender ülkelerden biri olduğunu söyleyen Yılmaz, ülkemizin göçle ilgili politik alanlarda gelişme gösterdiğini ve terörden arındırılmış bölgelerde ciddi çalımalar yürüttüğünü sözlerine ekledi. Projenin sorunların tespit edilmesi ve öneriler geliştirmesi noktasında kıymetli bir akademik çalışma olduğunu belirterek proje ekibine teşekkür etti. "Yüzyıllık süreçte türkiye’nin dış göç politika analizi ve belediyeler için politika önerileri" Açılış ve protokol konuşmalarının ardından, Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Hicran Hamza Çelikyay, "Yüzyıllık Süreçte Türkiye’nin Dış Göç Politika Analizi ve Belediyeler İçin Politika Önerileri" başlıklı TÜBİTAK 1001 projesinin başarı hikayesini paylaştı. Cumhuriyetimizin 100. yılı çağrısı olması bakımından oldukça anlamlı bir proje yürüttüklerini dile getiren Çelikyay, proje sürecinden bahsederek Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesinde en fazla geçici koruma kapsamında yabancı nüfusa sahip illerin belediyelerini çalışma sahası olarak belirlediklerini sözlerine ekledi. İstanbul, İzmir, Konya, Samsun, Mersin, Gaziantep ve Van’da çalışma yaptıklarını söyleyen Çelikyay; 93 toplantı, 7 saha çalışması, 29 belediye ziyareti, göçmenlikle ilgili 23 birim görüşmesi ve 106 kişiyle derinlikli mülakat ile projeyi oluşturduklarını ifade ederek kitaplaştıracaklarını belirtti. Çelikyay’ın konuşmasının ardından proje ekibinin saha çalışmalarıyla ilgili bilgi ve gözlemlerini aktarmasıyla devam eden program, "Mevzuat, Uyum ve Kurumlar Arası İlişkiler" başlıklarındaki politika önerilerinin paylaşılmasıyla sona erdi. Programın sonunda proje ekibine teşekkür belgeleri takdim edildi.
Konya Trendyol Süper Lig: Konyaspor: 0 - Kayserispor: 0 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Konyaspor, sahasında Kayserispor ile karşılaşıyor. Müsabakanın ilk yarısı golsüz beraberlikle tamamlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 7. dakikada sol kanattan gelişen Kayserispor atağında Mendes’in arka direğe yaptığı ortaya boş pozisyondaki Mane kafayla vurdu ancak kaleci Bahadır gole izin vermedi. 13. dakikada savunma arkasına derin gönderilen pasla kaleciyle karşı karşıya kalan Mane çalım denedi ancak kaleci Bahadır kritik bir müdahaleyle topu kontrol etmeyi başardı. 14. dakikada Konyaspor’da sağ kanattan içeriye yapılan ortada Umut topu göğsüyle Bjorlo’ya indirdi. Bjorlo’nun bekletmeden verdiği pasta Pedrinho ceza sahası içi sol çaprazından vurdu, top yandan dışarı gitti. 18. dakikada Bardhi’nin sol kanattan arka direğe doğru gönderdiği topu Andzouana ön direğe çevirdi. Umut’un kafa vuruşunda meşin yuvarlak az farkla yandan dışarı çıktı. 39. dakikada Kayserispor’da merkezde topla buluşan Furkan ceza sahasının önünden sert vurdu, top az farkla yandan auta gitti. 45. dakikada ceza sahası sol çaprazında Mendes ile verkaç yapan Mane’nin şutunda kaleci Bahadır gole izin vermedi. Hakemler: Ömer Tolga Güldibi, Erkan Akbulut, Osman Gökhan Bilir Konyaspor: Bahadır Güngördü, Andzouana, Uğurcan Yazğılı, Yasir Subaşı, Guilherme, Jo Jin-Ho, Bardhi, Pedrinho, Bjorlo, Muleka, Umut Nayir Yedekler: Deniz Ertaş, Tunahan Taşçı, Stefanescu, Calusic, Jevtovic, Melih Bostan, İsmail Esat Buğa, Utku Eriş, Kaan Akyazı, Melih İbrahimoğlu Teknik Direktör: Çağdaş Atan Kayserispor: Bilal Bayazit, Opoku, Bennasser, Denswil, Ramazan Civelek, Furkan Soyalp, Benes, Mane, Mendes, Cardoso, Onugkha Yedekler: Onurcan Piri, Deniz Dönmezer, Mehmet Eray Özbek, Tuci, Dorukhan Toköz, Mustafa Tarık Obut, Kayra Cihan, Arif Kocaman, Arda Kaya, Talha Sarıarslan Teknik Direktör: Radomir Djalovic Sarı kart: Andzouana (Konyaspor)
Düzce Düzce Belediyesi’nden musiki ziyafeti Düzce Belediyesi, Türk sanat müziğinin yaşayan efsanesi Amir Ateş’i sanatseverler ile buluşturdu. Konserde, Ayşe Taş şefliğindeki Türk Sanat Müziği Korosu ile birlikte sahneye çıkan Amir Ateş, sevilen bestelerini seslendirerek sanatseverlere unutulmaz bir gece yaşattı. Türk musikisinin yaşayan en önemli bestekarlarından Amir Ateş’in birbirinden kıymetli eserleri, Ayşe Taş Sanat Akademisi Türk Sanat Müziği Korosu’nun icrasıyla Düzce’de sanatseverlerle buluştu. Prof. Dr. Erol Güngör Kültür Merkezi’nde düzenlenen konser, izleyenlere unutulmaz bir musiki gecesi yaşattı. Konsere; Vali Selçuk Aslan, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Ayşe Taş Sanat Akademisi Korosu Başkanı Birgül Devrim, onur konuğu Amir Ateş ve eşi ile çok sayıda davetli katıldı. Ayşe Taş şefliğinde sahne alan koro, Türk sanat müziğinin yaşayan çınarı, son mevlidhan ve bestekar Amir Ateş’in hafızalara kazınan eserlerini seslendirdi. Sahneye davet edilen Amir Ateş koroya eşlik ederken, sanatseverler usta bestekârı canlı dinlemenin mutluluğunu yaşadı. Konserin ardından Düzce Valisi Selçuk Aslan ve Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü tarafından Ayşe Taş ve Amir Ateş’e çiçek takdim edildi. Programda konuşan Düzce Valisi Selçuk Aslan, Amir Ateş’i Düzce’de ağırlamaktan büyük gurur duyduklarını belirterek, "Amir Ateş hocamızı bugün Düzce’mizde misafir etme noktasında gösterdiği özveri ve ev sahipliği noktasında Sayın Başkanımız Dr. Faruk Özlü’ye teşekkür etmek istiyorum. Gelişen büyüyen bir Düzce’miz var, iddialıyız. Türkiye’de birçok sosyo ekonomik parametrede önde giden bir vilayetiz. Kültür sanat noktasında da Düzce Belediyemizin, sayın bakanımızın liderliğinde kültüre, sanata, estetiğe vermiş olduğu değer her türlü takdirin üzerinde ve alkışı hak eden bir değerdir. Ben tekrar Amir Ateş hocamıza vilayetimize hoş geldiniz diyor, emek veren Ayşe Taş hanımefendiye, Birgül Devrim hanımefendiye ve koroda ve sazende heyette yer alan arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum" dedi. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ise Amir Ateş’i Türk sanat müziğinin günümüzde yaşayan en büyük ustalarından biri olarak nitelendirerek, "Hocamız yaşayan son hafız bestekar, çok kıymetli, çok değerli. Hocam Düzce’mize şeref verdiniz, sağ olun" ifadelerini kullandı. Ayşe Taş, Amir Ateş’in eserlerini seslendirmenin kendileri için büyük bir onur olduğunu vurgulayarak, sanata ve sanatçıya verilen destekten dolayı teşekkür etti. Geceye duygusal sözlerle katkı sunan Amir Ateş ise, Düzce’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Musikimizi seven, destekleyen insanlar oldukça Türk Sanat Müziği yeniden güçlenecek ve ülkemizin dört bir yanına yayılacaktır" dedi. Sanatseverlerin yoğun ilgisiyle gerçekleşen konser, izleyicilerden aldığı uzun süreli alkışlarla taçlandı.