EKONOMİ - 01 Mart 2021 Pazartesi 17:39

"Emeğiniz Su Ürünleri Hayat Sigortası ile TARSİM’e emanet"

A
A
A
"Emeğiniz Su Ürünleri Hayat Sigortası ile TARSİM’e emanet"

Ülkemizde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Su Ürünleri Kayıt Sistemi’ne (SKS) kayıtlı tesislerde yetiştirilen su ürünleri ile kafes ve ağlar, TARSİM kapsamında güvence altına alınıyor.

Ülkemizde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Su Ürünleri Kayıt Sistemi’ne (SKS) kayıtlı tesislerde yetiştirilen su ürünleri ile kafes ve ağlar, TARSİM kapsamında güvence altına alınıyor.


TARSİM’den yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Şimdi siz de vakit kaybetmeden yüzde 50 devlet prim desteği, çeşitli indirim fırsatları ve uygun tutarlarla Su Ürünleri Hayat Sigortanızı yaptırın, emeklerinizi beklenmedik risklere karşı koruyun.


Su Ürünleri Hayat Sigortasında, eksperler tarafından gerçekleştirilecek risk inceleme ve değerlendirme sonucuna göre sigortalanmaya uygun bulunan tesislerde yetiştirilen su ürünleri, hastalıklara, kontrol dışındaki kirlenme ve zehirlenmelere, fırtına, hortum, deprem, sel ve su baskını risklerine, kazalara, predatörlere, alg patlaması ve kafesler/ havuzlar arası balık aktarımları, sebebiyle meydana gelebilecek ölümlere ve fiziksel kayıplara, kafes ve ağlar ise fırtına, hortum, deprem, sel ve su baskını riskleri, kazalar ve predatörler nedeniyle meydana gelebilecek zararlara karşı güvence altına alınabiliyor. Ayrıca, yetiştiriciler isteğe bağlı olarak hırsızlığı da poliçesine ilave ettirebiliyor.


Tüm tarım sigortası branşlarında olduğu gibi 14 yıldır uygulamada olan Su Ürünleri Hayat Sigortası branşında da sektörden ve yetiştiricilerden gelen talepler titizlikle değerlendirilerek hızlıca uygulamaya alınıyor ve teminat kapsamı yıllar itibarıyla genişliyor. 2008 yılında yetiştiricilere seçenekli tarifeler sunulmaya başlarken, 2016 ve 2019 yıllarında tarife fiyatlarında indirimler yapıldı. Bununla birlikte, 2015 yılında isteğe bağlı olarak “kafes ve ağlar” ve 2020 yılında ise “hırsızlık” teminat kapsamına alındı. 2021 yılından itibaren ise demir kafeste üretimi yapılan su ürünleri de kapsama dahil edilirken; kafesler/havuzlar arası balık aktarımları sırasında meydana gelebilecek ölümler de sigorta kapsamına alındı.


Yine bu yılın başından itibaren DİTAP (Dijital Tarım Pazarı) sistemine kayıtlı ve bu sistem üzerinden sözleşmeli üretim yapan yetiştiricileri sigorta yaptırmaya teşvik edecek indirimlerin yanı sıra tarife fiyatlarında da indirimler yapıldı. Kafes ve havuz bazında muafiyet uygulaması yapılan tarifede muafiyet oranı yüzde 15’den yüzde 12’ye düşürüldü.


Yetiştirici nasıl sigorta yaptırabilir?


Sigortalı yetiştirici, su ürünleri ile kafes ve ağlarını, TARSİM kapsamında güvence altına alabilmek için, kendisine en yakın yetkili acenteden detaylı bilgi edinerek, sigorta başvurusunda bulunabiliyor. Herhangi bir riskin gerçekleşmesi halinde ise en geç 24 saat içinde 0850 250 82 77 numaralı TARSİM Çağrı Merkezine ya da TARSİM Mobil aracılığıyla hasar ihbarında bulunulması önem taşıyor. Sigortalı yetiştiricinin yaptığı ihbarın ardından, TARSİM tarafından görevlendirilen eksperler, en kısa süre içinde su ürünleri stoklarını görüp, incelemelerini gerçekleştirerek, raporlarını düzenliyor. Hasar dosyası tamamlanan ve kesinleşen tazminatlar ise en geç 30 gün içinde sigortalı yetiştiriciye banka kanalıyla ödeniyor.


Tazminat alan illerde Muğla, Samsun ve Antalya başı çekiyor


TARSİM Sistemi’nin başlangıcından itibaren Su Ürünleri Hayat Sigortası kapsamında, Türkiye genelinde 800’e yakın poliçe düzenlenerek, 1.7 milyar TL’lik varlık teminat altına alınırken; en çok tazminat ödemesi alan illerde ise Muğla, Samsun ve Antalya başı çekti.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.