GENEL - 20 Ocak 2022 Perşembe 11:38

İGA’nın, Artwist “Artıktan Sanata” projesi çocuklara umut oluyor

A
A
A
İGA’nın, Artwist “Artıktan Sanata” projesi çocuklara umut oluyor

İGA’nın çevre ve sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında yürüttüğü Artwist “Artıktan Sanata” projesinde hayat bulan eserler, online müzayede de satıldı.

İGA’nın çevre ve sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında yürüttüğü Artwist “Artıktan Sanata” projesinde hayat bulan eserler, online müzayede de satıldı. Son dokunuşunu Emine Erdoğan’ın yaptığı Kartal heykeli müzayede 500 Bin liraya satıldı. Satıştan elde edilen 1 milyon 20 bin TL, KAÇUV, TESYEV ve ENEV’e bağışlanıyor.


İGA tarafından gerçekleştirilen Artwist “Artıktan Sanata” projesi kapsamında İstanbul Havalimanı’nda toplanan atık malzemelerle, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Rahmi Atalay tarafından oluşturulan “Kartal-Boğa-Balık” eserleri, Olgaç Artam tarafından yapılan online müzayede ile satışa sunuldu. 10 Ocak 2022 tarihinden itibaren satışa sunulan eserlerin teklif verme süreci 16 Ocak 2022’de saat 16:00 itibarıyla sona erdi ve eserler sahiplerini buldu.


Online müzayede ile 1 milyon 20 bin TL bağış toplandı


Online olarak düzenlenen müzayedeye, yoğun ilgi gösterilirken, Prof. Rahmi Atalay’ın ahşaptan yaptığı ve son dokunuşunu Emine Erdoğan ‘ın yaptığı Kartal heykeli müzayade de satılan en pahalı eser oldu. Kartal Heykeli 500 bin TL’lik fiyattan alıcı bulurken, eserden el edilen tüm gelir Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’na (KAÇUV) bağışlanacak. Prof. Atalay’ın ahşaptan yapmış olduğu bir diğer eser olan Boğa’nın son dokunuşu İGA CEO’su Sayın Kadri Samsunlu tarafından 16 Aralık 2021 tarihinde Ankara Cer Modern’de gerçekleştirildi ve eser Kadri Samsunlu’nun son dokunuşu ile tamamlandı. Boğa, 270 bin TL fiyattan sahibini bulurken eserden el edilen tüm gelir, Türkiye Engelliler Spor ve Eğitim Vakfı’na (TESYEV) bağışlanacak.


Online müzayedede satışa sunulan Prof. Atalay’ın ahşaptan yapmış olduğu Balık eserine ise en yüksek teklif 250 bin TL fiyatından verildi. Eserden elde edilen tüm gelir, Engelsiz Eğitim Vakfı’na (ENEV) bağışlanacak.



“Sosyal sorumluluk, kurum kültürümüzün en önemli adımlarından”


İGA CEO’su Kadri Samsunlu, İGA İstanbul Havalimanı’nın tasarımından üretim aşamasına kadar tüm süreçleri sıfır atık yaklaşımı ile ele aldıklarını hatırlatırken, attıkları her adımda sürdürülebilir bir iş kültürü oluşturarak, tüm faaliyetlerini bu bakış açısıyla yürütmeye özen gösterdiklerine dikkat çekti. Samsunlu, “Genç bir kurum olmamıza rağmen, kurum kültürümüzün en önemli adımlarından birini sosyal sorumluluk projeleri oluşturuyor. İstanbul Havalimanı Atık Yönetim Merkezi’nde toplanan atıklardan sanat eserleri üretiliyor olması bizleri ayrıca heyecanlandırıyor. Sıfır Atık projesinden ilham alarak ilkini 2019 yılında hayata geçirdiğimiz Artwist Atıktan Sanata projesinin devamı niteliğinde olan Artıktan Sanata ile sürdürülebilirliğe, çevre hassasiyetine, atıkların tekrardan değerlendirilebileceğine dikkat çektiğimiz için son derece mutluyum. Gerçekleştirdiğimiz proje sayesinde ihtiyaç sahiplerine toplamda 1 milyon 20 bin TL’lik bir bağışta bulunuyoruz. Projede emeği olan başta Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi ve değerli sanatçılarımız Prof. Rahmi Atalay ve Olgaç Artam’a da bu vesileyle teşekkürlerimi sunuyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.