GÜNDEM - 10 Temmuz 2025 Perşembe 11:22

15 Temmuz şehidi eşi ve gazi Şefkatlioğlu: "Allah o günü bize şeref ve onur olarak bahşetti"

A
A
A
15 Temmuz şehidi eşi ve gazi Şefkatlioğlu: "Allah o günü bize şeref ve onur olarak bahşetti"

15 Temmuz gecesi darbecilere direnirken tankın altında eşi şehit olan, kendisi de ezilerek bir bacağını kaybeden gazi Vahide Şefkatlioğlu, "Allah o günü bize şeref ve onur olarak bahşetti. Şehitlik, gazilik çok büyük bir şey. Uyandığımda ilk ‘vatan kurtuldu mu’ diye sormuşum. Kurtulduğunu söylediler sonra ise eşimi sormaya başladım. Ben de o gün bariyerlerin üzerinden geçseydim aynı eşim gibi tank beni de ikiye bölecekti. Hiç pişman değilim. Vatan ve bayrak için bir kere değil, bin kere ölürüm" dedi. İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımı için de gözyaşlarını tutamayan Şefkatlioğlu, "Oradaki insanları gördüğüm zaman canım çok acıyor. Bu kadar Müslüman ülkeyiz, bir şey yapamıyoruz. Onların hepsi cennete girecekler ama biz hesap vereceğiz" ifadelerini kullandı.

15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçti. Darbecilere karşı duran 251 şehidin, 2 binden fazla gazinin olduğu olaylarda Vahide Şefkatlioğlu’nun eşi de şehit oldu. Darbe olduğunu öğrenir öğrenmez pardösüsünü giyerek sokağa çıkan Şefkatlioğlu, eşiyle aynı tankın altında ezildi. Türkiye’nin milli iradesine yapılan saldırıda Vahide Şefkatlioğlu hem eşini hem de bacağını kaybetti. 49 yaşındaki gazi Şefkatlioğlu, 15 Temmuz’un kadın kahramanlarından oldu. Vahide Şefkatlioğlu’nun hayatı ise o günden sonra değişti. Bir bacağından 46 operasyon geçiren ve şehit olan eşinin mezarını 1 yıl sonra gören Şefkatlioğlu, darbe girişiminin 9. yıl dönümünde o kanlı geceyi bir kez daha anlattı. İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımı hakkında konuşan gazi Şefkatlioğlu duygusal anlar yaşadı. Öte yandan gazi Şefkatlioğlu, eşi ve kendisini ezen tankı kullanan darbecinin adının da oğlu gibi Ömer olduğunu öğrendiğinde büyük üzüntü yaşadığı söyledi.

"Ellerimizde bayrak, ağzımızda tekbir, sadece Allah’ın bize verdiği bir iman gücü vardı"

15 Temmuz’da darbecilere direnen Gazi Vahide Şefkatlioğlu, "15 Temmuz’da eşimin 15 günlük bir tatili vardı. Kendisi ev işleri yapmayı ve çocuklarıyla vakit geçirmeyi çok seven bir insandı. O gün eşimle beraber alışveriş yaptık. Ben hiç cesaretli bir insan değilim, çok korkağımdır. Küçücük bir olay elim ayağım titreyen, bayılan bir insanımdır. O gün oğlum, eşim ve ben dışarı çıktık. Çıktığımda karşı komşum başkalarıyla sohbet ediyordu. Ben hatta bağırmışım onlara, ‘ülke gidiyor elden, siz burada ne yapıyorsunuz’ diye. Hem ağlıyorum hem dua ediyorum hem de bütün arkadaşlarımı dışarıya çıkmaları için arıyordum. Tekbir sesleriyle insanlar akın akın gelmeye başladı. Sadece ellerinde bayrak ağızlarında ise tekbir. Orada bizim elimizde başka bir şey yoktu. Allah’ın bize verdiği bir iman gücü vardı. Ben tankların paletinden insanların üstüne ateş açtıklarını gördüm. İnsanlar tabii koşmaya başladı, eşim de bariyerlerin karşısına geçmemizi söyledi. Eşime, ‘sen üstten geç ben de alttan geçeyim’ dedim. Ben de o gün üstten geçseydim, aynı eşim gibi ortadan bölünecektim. Tank beni de ikiye bölecekti. Rabbim beni çocuklarıma bağışlamış" şeklinde konuştu.

"Tank üstümüzden geçti"

Eşiyle aynı tankın altında kalarak ezilen Vahide Şefkatlioğlu, "Ben elimi bariyerlerin altına koydum ve eşim de bacağını koydu. O anda tank üstümüzden geçti. O kadar hızlı geliyormuş ki hiç gözü görmeden. Ben orada şuurumu yitirmedim. Sadece ‘Allah’ dedim. Oradan birinin eğer ambulansı beklersek ablanın iki bacağı kopmuş, kan kaybından ölebilir dediğini duydum. Beni bir arabaya koyduklarını hatırlıyorum. Gerçekten hiçbir acı hissetmedim. Elimize bir iğne battığı zaman bile acısını hissediyorsun ama o gün ben de hiç acı yoktu. Konuşuyordum, tepki veriyordum, hafızamı yitirmedim, Rabbim’in lütfu o kadar büyük ki. Telefon numarama kadar verebilmişim. Allah o günü bize şeref ve onur olarak bahşetti. Şehitlik, gazilik çok büyük bir şey. Uyandığımda ilk ‘vatan kurtuldu mu’ diye sormuşum. Kurtulduğunu söylediler sonra ise eşimi sormaya başladım. 1.5 ay boyunca eşimin durumunun çok ağır olduğunu söylediler. Beni böyle teselli ettiler. Daha sonra oğlum ‘babam şehit oldu’ dedi. Allah’tan gelen başla göz üstüne. Hiç pişman değilim. Vatan ve bayrak için bir kere değil ben bin kere ölürüm. Elimizden gelen bir şey varsa çıkıp savaşalım. Bu Gazze için de olur. Oradaki insanları gördüğüm zaman canım çok acıyor. Bu kadar Müslüman ülkeyiz, bir şey yapamıyoruz. Benim canımı çok acıtıyor. Bir avuç İsrail’e başkaldıramıyoruz. Herkes menfaatini düşünüyor. Bugün onların hepsi cennete girecekler ama biz o gün hesap vereceğiz" diye konuştu.

"Kapımı gelip çalın, bir hatırımı sorun"

Kapısını çalan olmadığı için sitem eden Şefkatlioğlu, "Eşimin şehit olduğunu duyduğumda ‘yapacak bir şeyim kalmadı, hayat benim için bitti’ diye düşünmüştüm. Meğer hayat ondan sonra başlıyormuş. Hayatın bütün yükü ondan sonra size yükleniyormuş. O kadar ağır bir yük ki çocuklarınızı bir araya toplamak. Benim çocuklarım babasız yemek yemezlerdi. Allah Cumhurbaşkanımızı başımızdan eksik etmesin. O bizim için çok büyük bir değer. İlk seneler kapınızdan kimse eksilmiyor aradan 5 sene geçtikten sonra yok. Ben çikolata bile istemiyorum, benim için maddiyat değil maneviyat önemli. Kapımı gelip çalın, bir hatırımı sorun. Burada bir şehit eşi, bir şehit çocuğu var. Bunu bir günlük yapmayın. Ben bu durumdan gerçekten şikayetçiyim. Bu benim için değil, bütün şehit aileleri için geçerli. Hala ben tedavi görüyorum. Ülkemizde çok çok iyi hastanelerimiz var. Ben 8 yıldan sonra Ankara’da rehabilitasyon merkezimizin, askeri hastanemizin olduğunu ve çok iyi bir hastane olduğunu gördüm. 5 yıldızlı otel gibi her şeyinizle ilgileniyorlar" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ‘Sincan Roman Kahramanları Festivali’ sokaklarda renkli görüntüler oluşturdu Sincan Kaymakamlığı ile Sincan Belediyesi himayesinde ve Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün katkılarıyla düzenlenen ‘Sincan Roman Kahramanları Festivali’nin ikincisini düzenlendi.Sincan Belediyesi, ‘Sincan Roman Kahramanları Festivali’nin ikincisini düzenledi. Düzenlenen festival kapsamında 2 bini aşkın 7-17 yaş aralığındaki Roman Kahramanları Korteji’nin bando takımı öğrencileri ilk olarak kurgu kitaplarından bazı kahramanların kılığına bürünerek esnafı ziyaret etti. Kitapların afişlerinin pankartı eşliğinde, kitapta yer alan kahramanların cümlelerini söyledi . Öğrenciler çeşitli kitapları esnafa hediye ederek, bu kitapların okunması için esnaftan söz istedi. Düzenlenen etkinlikle beraber edebiyat ve kitabın sokağa taşınması amaçlandı. İnsanlara kitaplar hatırlatarak, okuma kültürünün yaygınlaşmasına dikkat çekildi."Okumaya teşvik için tiyatro ve koro ile örnek bir Sincan oluşturacağız"Okumanın önemine dikkat çeken ve Sincanlıları okumaya teşvik eden Sincan Kaymakamı Levent Kılıç, "Sabah bana verilen bilgiye göre bu festival dünya rekoruymuş. Milli Eğitimi Müdürlüğümüz ile gurur duyuyorum. Kolay bir süreç değil bu. Trafiği tıkadık, yolları kapadık. Okumaya teşvik için tiyatro ve koro ile de örnek bir Sincan oluşturacağız. Kitap okuyarak uyanık ve Türk gençliğine layık olacağız" diye konuştu."Okuma alışkanlığını büyüklere de aşılamamız gerekiyor"Sincan’da okuma alışkanlığını küçüklerden ziyade büyüklere de tavsiye ettiklerini vurgulayan Kılıç, "Sincan’da 100 bin üzerinde öğrencimiz var. Okuma alışkanlığının sadece küçüklere değil büyüklere de aşılamamız gerekiyor. Çocukların sosyalleşmesi adına yaptığımız etkinliğe katılımınız için teşekkür ederim" şeklinde konuştu."Daha güzel etkinlikler yapacağız"Sincan’da daha kapsamlı ve daha farklı etkinlikler de düzenleyeceklerini ifade eden Sincan İlçe Milli Eğitim Müdürü Alican Kılıç ise, "Yaklaşık 1 saattir bir aradayız. Öğrenciler soğuk havaya rağmen kostümüyle bizlere farklı an yaşatıyorlar. Çocukluğumuza götüren kahraman rollerine büründüler. Kurum üst yöneticilerini ziyaret ettiler. Daha güzel etkinlikler yapacağız. Sabah makamımızda bulunan bu çocuklar belki de devlet büyüğü ile ilk kez yan yana gelme heyecanını bir daha yaşamayacak" ifadelerine yer verdi.Festival Direktörü Feray Koçak’tan edinilen bilgiye göre 45 okuldan 2 bin 230 öğrenci ve veliler ile birlikte toplamda 3 bin kişi Sincan sokaklarında renkli görüntüler oluşturdu. Festivalde konuk olarak Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Koray Üstün , Başkent Üniversitesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Aslı Aytaç ve Doç. Dr. Emine Tuğcu , Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Galip Çağ , Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yöneticileri yer aldı.
İstanbul Aksa Fotofest, 10. yılında sanatseverlerle bir araya geldi Aksa Enerji’nin hayata geçirdiği Aksa Fotofest, 10. yılında sanatseverlerle buluştu. 2015 yılından bu yana kesintisiz olarak düzenlenen etkinlik, "Sanatın Enerjisi" mottosuyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tarihini, doğasını ve insan hikâyelerini fotoğraf sanatıyla kayıt altına alıyor. Aksa Enerji toplumsal birlik ve gelişime hizmet eden sanatı toplumsal yatırımlarında önceliklendiriyor. Bu çalışmalarının önemli bir parçası olan Aksa Fotofest aracılığıyla 10 yıldır Kuzey Kıbrıs’ın yaşamı, tarihi, doğayı ve insan hikâyelerini fotoğraf sanatıyla kayıt altına alan Aksa Enerji, bu etkinliği bir yarışmanın ötesine taşıyarak kalıcı bir kültürel arşiv ve kolektif hafıza projesine dönüştürmeyi hedefliyor. 10. yıla özel anlamlı buluşma Bu yıl fotoğraf sanatçısı Altay Sayıl anısına düzenlenen Aksa Fotofest, 10. yaşını 600’ün üzerinde eserin katılımıyla taçlandırdı. Toplam 611 eserin titizlikle değerlendirildiği yarışma; Yaşam, Tarihsel Doku ve Anıtlar, Doğa, Serbest ve Spor olmak üzere beş farklı kategoride gerçekleştirildi. Lefkoşa’daki tarihi Saçaklı Ev’de düzenlenen ödül töreninde, 10. yıla özel olarak belirlenen 10 başarı ödülü sahiplerini bulurken; bu yıl ilk kez hayata geçirilen "Onur Hizmet Ödülleri" ile Kıbrıs fotoğraf sanatına yıllarca emek vermiş isimler onurlandırıldı. "Sanatın enerjisini geleceğe taşıyoruz" Aksa Enerji KKTC Santral Müdürü Şener Şentürk, Aksa Fotofest’in bir kültür markasına dönüşme yolculuğunu şu sözlerle özetledi: "Biz sanatı, toplumları bir araya getiren ve onlara ilham veren en güçlü enerji türü olarak görüyoruz. 10 yıldır aralıksız sürdürdüğümüz bu yolculukta, yalnızca fotoğraf sanatını desteklemekle kalmıyor, adamızın kültürel mirasını geleceğe taşıyan kolektif bir hafıza oluşturuyoruz. Sanatın enerjisiyle büyüyen bu bağın bir parçası olmak, bizim için en büyük gurur kaynağıdır." Aksa Fotofest Koordinatörü Zekai Altan ise etkinliğin sürdürülebilirliğine dikkat çekerek, "Aksa Fotofest’in 10 yıl boyunca kesintisiz devam etmesi, sanatın dönüştürücü enerjisine duyulan güvenin açık bir göstergesidir. Aksa Enerji’nin desteği, bir sponsorluk anlayışının ötesinde; kültür, sanat ve toplumla kurulan güçlü bir değer ortaklığıdır" dedi.