GÜNDEM - 16 Temmuz 2025 Çarşamba 14:21

15 Temmuz’da Bağcılar, tek yürek oldu

A
A
A
15 Temmuz’da Bağcılar, tek yürek oldu

Bağcılar’da 15 Temmuz hain darbe girişiminin 9’uncu yıl dönümünde düzenlenen anma programı düzenlendi. 15 Temmuz gecesi milletin tek vücut olduğunu söyleyen Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız, "O gece Bağcılar’ın sokaklarında da yürekler birleşti. Dualar göğe yükseldi. Demokrasimizi hedef alan girişim, milletimizin destansı direnişiyle püskürtüldü" dedi.


15 Temmuz hain darbe girişiminin bertaraf edilmesinin 9’uncu yıl dönümünde, bu yıl ‘Zaferin Adı Türkiye’ temasıyla gerçekleştirilen "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" çerçevesinde Bağcılar’da da çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Bağcılar Belediyesi tarafından düzenlenen ve gün boyu süren etkinlikler, 15 Temmuz gazileriyle yapılan kahvaltı ve Kirazlı Mezarlığı’nda 15 Temmuz şehidi Muhammed Ambar’ın mezarının ziyaretiyle başladı. Öğle namazından sonra ise Bağcılar Merkez Camii’nde şehitler için Mevlid-i Şerif okundu.



Demokrasi ve Birlik Yürüyüşü düzenlendi


Saat 21.00’da ise Demokrasi ve Birlik Yürüyüşü düzenlendi. Yaşlısından gencine her yaştan ilçe sakini ellerinde Türk bayraklarıyla birlikte Çarşı Caddesi’nde düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Birlik Yürüyüşü’ne katıldı. Bağcılar Meydanı’na kadar yürüyen katılımcılar, burada kurulan 15 Temmuz konulu resim sergisini de gezdi.


Bağcılar Meydanı’nda Bağcılar Kaymakamı Abdullah Uçgun, Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız’ın da ilçe sakinleriyle bir araya geldiği özel program ise saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kuran-ı Kerim okunmasıyla başladı. Gecede Bilgi Evleri Mehter Takımı mini bir konser verirken, öğrenciler kahramanlık türküleri de söyledi. Bağcılar Hikmet Barutçugil Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin canlı performans sergilediği programda 15 Temmuz’u anlatan belgesel ve kısa film gösterimleri de yapıldı.



Aziz milletimiz son sözü söyledi


Zaferin adının konulduğu 15 Temmuz’un yıldönümünde bir arada olmaktan dolayı mutlu olduğunu söyleyen Kaymakam Uçgun, "15 Temmuz gecesi o hain pusu kurulduğunda Cumhurbaşkanımızın çağışı üzerine meydanlara dökülen milyonlarca vatandaşımızın çekmiş olduğu çile ve vermiş olduğu emeğin karşılığını bulabilmesi için olmazsa olmazımız din konusunda aldatılmamayı öğrenmektir. 15 Temmuz, bize gösterdi ki, aziz milletimiz her zaman olduğu gibi yine son sözü söyledi. Hainler birkaç saatte işi bitirebileceklerini düşünürken aziz Türk milleti 86 milyon ferdiyle sokaklara çıktı. Bu aziz milletin ferdi olmakla ne kadar övünsek azdır. O mücadelenin değer bulabilmesi için o günün unutulmaması gerekir" dedi.


Bağcılar’ın sokaklarında yürekler birleşti


Altın harflerle yazılmış bir destanı ve milletimizin bağımsızlığa olan sarsılmaz bağlılığını hatırlamak için bir araya geldiklerini söyleyen Başkan Yıldız, "15 Temmuz gecesi sayın Cumhurbaşkanımızın çağırısıyla minarelerden selalar yükselirken halkımız köprülere ve meydanlara akın etti. O gece Bağcılar’ın sokaklarında da yürekler birleşti. Dualar göğe yükseldi. Millet tek vücut oldu. Demokrasimizi hedef alan girişim, milletimizin destansı direnişiyle püskürtüldü. Böylece milletimiz demokrasiye olan bağlılığını bütün dünyaya güçlü bir şekilde gösterdi. Bu vesileyle tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum" dedi.



Türkiye’nin şafağı sökmeye başladı


Konuşmasının devamında Terörsüz Türkiye projesine de değinen Yıldız, şunları söyledi: "Bu topraklarda milletin izni olmadan yaprak dahi kıpırdayamaz. Millet iradesinin üstünde hiçbir güç ve irade yoktur. Bugün artık Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Büyük Türkiye Yüzyılı hedefi doğrusunda yürüyüşümüzü en kararlı şekilde sürdürmekteyiz. Büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı artık sökmeye başladı. 47 yıllık terör belası sona erme sürecine girdi. Türkiye, uzun acılı, sancılı dönemi kapatma dönemine girmiş bulunmaktadır. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle ülkemiz için yeni bir sayfa açıldı."


15 Temmuz programı, katılımcıların demokrasi nöbetiyle sona erdi.



15 Temmuz’da Bağcılar, tek yürek oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.