GÜNDEM - 21 Ağustos 2023 Pazartesi 11:24

Akademisyenlerden yerel seçim analizi

A
A
A
Akademisyenlerden yerel seçim analizi

Siyasal İletişimci Doç. Dr. Burcu Zeybek ve Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk, genelden yerele yıllara göre seçimleri ve sonuçlarını analiz etti. Önemli tespitlerde ve önerilerde bulunan akademisyenler, yerel seçimlerle ilgili olarak; “Seçmenin gözünde hizmetin yerinden üretildiği algısı yerine, bu hizmetin merkezdeki iktidarın gücü kullanılarak üretildiği yönünde bir algı oluşturulmaya çalışılır” ifadelerini kullandı.


31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilmesi beklenen yerel seçimler öncesi Siyasal İletişimci Doç. Dr. Burcu Zeybek ve Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk, genelden yerele yıllara göre seçimleri ve sonuçlarını analiz etti. Kamuoyu ile paylaşılan çalışmada şu önerilere yer verildi:


“Partiler genellikle, kampanyalarında genel başkalarını veya 3 büyükşehir başkan adaylarını ön planda tutarak seçim çalışmalarına genel seçim kampanyası yürütür gibi hazırlanmaktadır. Yerelde yapılan seçimler hem iktidar partisi hem de muhalefetteki siyasi partiler tarafından rekabete konu olmaktadır. Çünkü yerel yönetimler merkezi yönetimin taşradaki uzantıları olarak görülür. Yerel seçimler muhalefet partisi için iktidara geçme potansiyeli iken, iktidar partisi içinse güçlerini kullanarak iktidarlarını pekiştirmek açısından önemlidir. Yerel seçimler o yörenin tanınmış kişileri arasından belirlenmeye çalışılır, çünkü seçim sonuçlarına olumlu etki yapacağı düşünülür. Dolayısıyla yerel seçimlerde öncelikli olarak adayın imajı, sonrasında parti imajı ve seçmenin bilgi edinme kanallarının açık tutularak bilgi aktarımının yapılması seçmenin oy tercihinde etkili olmaktadır. Yerel ve genel seçimlerin oy oranlarını karşılaştırırken, yerelde il genel meclis sonuçları esas alınmıştır. Çünkü seçmenler il genel meclisi seçimlerinde oy kullanırken adayı tanımadığından siyasi tercihi yönünde oy kullanmaktadır. Genellikle iktidar partisi gücünü yerel seçimler öncesinde kullanarak bu seçimlerin sonucunu kendi lehine çevirmeye çalışmaktadır.”


“2004-2009-2014-2019 yerel seçimlerine baktığımız zaman, bu seçimlerin genel seçimler havasında geçtiğini, seçim propagandası ve faaliyetlerinin ise bu yönde yürütüldüğünü söylemek mümkündür. Yerel seçimlerle ilgili olarak; seçmenin gözünde hizmetin yerinden üretildiği algısı yerine, bu hizmetin merkezdeki iktidarın gücü kullanılarak üretildiği yönünde bir algı oluşturulmaya çalışılır. İktidar partisi olmak her seçimde avantaja dönüşmemektedir. Bazı zamanlarda dezavantaj oluşturduğu da söylenebilir. Çünkü seçmen oy tercihini belirlerken ileriye dönük olarak değil de geçmişe dönük olarak karar vermektedir. Nitekim 2009 yerel seçimlerinde seçmenin bir bölümü iktidar partisi olan Ak Parti’yi oy kaybına uğratmıştır. Seçmenin oy verme yaklaşımındaki genel ve yerele bütüncül bakışının değişmesi, siyasal kurumsallaşma bakımından önemlidir. Bu çerçevede siyasal partilerin seçim kampanyalarında bu ayrımı yaparak genel ve yerel seçimler bağlamında söylem geliştirmelidir.”


“Temel unsur kampanya başarısı”


Seçim sonucunda başarı ya da başarısızlığı belirleyen temel unsurun kampanyanın başarısı olduğunu söyleyen Doğuş Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. İlknur Doğu Öztürk, “Kampanya ise ülkenin içinde bulunduğu ortam ve koşullardan etkilenerek planlanmalıdır. Gerçeklikten uzak bir kampanya adayın izlenimini olumsuz etkileyebilmektedir. Adayın, etkili iletişim becerisi, söyleminin ve vaatlerinin hedef kitle beklentisine ve yerel sorunlara yönelik olması, mesajın zamanlaması, yüz yüze ve sosyal medya gibi çeşitli iletişim yollarının bir arada kullanılması bu kampanya başarısında önemli faktörler arasındadır. Bu faktörlerin tümü son derece önemli olsa da ilk sırada gelen unsur adayın kampanyası ile seçmenin duygularına ulaşmasıdır. Yerel yönetime talip olan aday adayı seçim kampanyasında seçmene kendisi ile ilgili bir izlenim sunar ve itibar kazanmaya çalışır. Bu sırada seçmenle ortak bir duyguda ortak dertlerde ve ortak bir mücadelede buluşmayı başarırsa kampanyasının başarılı olma olasılığını da arttıracaktır” şeklinde konuştu.


“Doğru aday en önemli konu”


Genel seçim verileri ile yerel seçim verilerini karşılaştırırken yurt dışı oylarının yerel seçimlerde olmadığını göz önünde tutmak gerektiğine dikkat çeken İstanbul Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Burcu Zeybek, “Rakamsal karşılaştırma yapılması durumunda bu durum mutlaka dikkate alınması gerekenler arasında yer alıyor. Yine son yıllarda Türk siyasetinin ittifak blokları ile şekillenmesi de dikkate alınması gereken bir diğer unsur. Ezcümle Yerel seçimlerde doğru aday en önemli konu. İttifak bloku doğru ilde doğru partinin adayını desteklemediğinde sonuç olumsuz olabiliyor. Bu konu adayın imajı ve bilinirliği gibi unsurlar kadar önem taşıyor. Örneğin Mayıs 2023 Genel seçiminde CHP’nin listelerinde ittifak partilerinin adaylarına yer vermesi tabanının tepkisini çekmişti. Benzer bir tercih yerel seçimde partilerin hayal kırıklığı yaşamasına yol açabilir. Stratejik kararlarla adayların belirlenmesi önem taşıyor.


Yerel seçimlerde doğru aday seçilmesi kadar kampanya dilinin, görsellerinin ve adayın yüz yüze iletişiminin önemi büyük. Doğru aday kötü bir kampanya ile kaybedebileceği gibi, dönem koşullarını dikkate alarak doğru strateji ile istediği sonucu alabilir” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Tunç: "Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur" AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, yaşanan su kesintisiyle ilgili olarak, "ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" dedi. Gün boyu süren geniş çaplı su kesintisi sebebiyle siyasi isimler Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü’ne tepki göstermeye devam ediyor. Son olarak ise AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, sosyal medya hesabından konuyla ilgili bir açıklamada bulundu. Başkan Tunç’un açıklamasında, "ESKİ tarafından yapılan açıklamada, Tepebaşı İlçesi’nin bazı mahallelerinde 00.00-08.00 saatleri arasında planlı su kesintisi uygulanacağı duyurulmuştu. Ancak bugün gelinen noktada, Tepebaşı İlçesi’nin tamamında hâlâ su yoktur. Bu tablo, planlama eksikliğini ve ciddi bir yönetim beceriksizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Planlı olduğu söylenen bir çalışmanın saatleri belli olmasına rağmen, ne süreye uyulmuş ne de vatandaşlara doğru ve zamanında bilgi verilmiştir. Tepebaşı’nda yaşayan on binlerce vatandaş, sabah saatlerinden bu yana en temel ihtiyaçlarına dahi ulaşamamaktadır. Hijyen, sağlık ve günlük yaşam tamamen aksatılmıştır. Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur. Vatandaşlar açıklama değil bahane değil, çözüm beklemektedir. ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" ifadeleri yer aldı.
İstanbul Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı. Saran evinde bulunan ve ilk testte uyuşturucu olduğuna dair sonuç çıkan maddelere ilişkin soruya ilişkin savunmasında, "Bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ‘uyuşturucu madde temin etme, uyuşturucu madde kullanma ve uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırma’ suçlarından ifadeye çağrılan Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, savcılıktaki ifade işlemlerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Saran, hakimlik tarafından yurtdışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Öte yandan, soruşturma kapsamında Ela Rümeysa Cebeci’nin de ek ifadesine başvuruldu. Cebeci ardından tutuklu bulunduğu Ceza İnfaz Kurumu’na geri gönderildi. "Sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım" Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Saran ifadesinde, "Ela Rümeysa ile tahmini olarak 3 sene önce bana mesaj atmasından dolayı tanışmıştık. Bu vesile ile konuşmaya başladık" dedi. Saran’a savcılıkta, spiker Ela Rümeysa Cebeci’ye, "Sende var mı ondan? Pazar sabahtan teyitleşelim olma ihtimali yüzde 70. Assos’a gideceğim birazdan geç dönmem herhalde, tamam? Konuşuruz hadi bay bay" şeklinde mesaj attığı, Cebeci’nin ise "Ben Escobar mıyım nereden bulayım sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım haberleşiriz" şeklinde cevap verdiği konuşma soruldu. Saran konuşmaya ilişkin, "Mesaj içerikleri doğrudur. Ancak tarihleri noktasında yanlışlık olabilir. Bu yazışmalar yaklaşık 17-18 ay önceki yazışmalardır. Mesaj içerikleri daha önceki izlediğim filmden dolayı kendi aramızda yaptığımız espridir. Benim uyuşturucu yetiştirme ile uzaktan yakından hiçbir alakam olamaz. İzlediğimiz filmin konusu ile ilgili olduğu için kendi aramızda yaptığımız bir espridir. Bu mesajlaşmalar da şaka amaçlıdır" dedi. "Acayip rahatlatıyor müthiş bir şeymiş o" Saran’ın Ela Rümeysa Cebeci’ye gönderdiği bir başka mesaj da savcılık ifadesi esnasında soruldu. Mesajda Saran’ın "Gel git Ela nasılsın? dediği, ses dosyası çözümünde ise "Kızım laf dinlemiyorsun ki yavaş yavaş diyorum, böyle apsesif insanlar gibi böyle şey yapıyorsun. Bi ayarında bırak. Her şeyi abartıyorsun ya, neyse Habertürk’te bir sürü insanı işten çıkarıyorlarmış, doğru mu ha? Bir de baskı yapıyorlar galiba" dediği Ela Rümeysa Cebeci’nin ise cevap olarak ses dosyası çözümünde "Ama var ya ne HD rüyalar gördüm ve böyle düşüncesizce uyudum, acayip rahatlatıyor. Müthiş bir şeymiş o. Bahçeden topla getir bana bir dahakine. Evet evet çok kelle alıyorlar. İnsanları spikerleri falan çıkarma değil kafaları koparıyorlar. Bakalım neler olup bitecek bekleyip göreceğiz ama bir dizayn var. Lütfen sen de Kenan Bey ile aranı düzelt. Bu benim için çok önemli bir şey, çok mutlu olurum bunu yaparsan" dediği konuşma içeriği soruldu. "Hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur" Saran bu konuşmalara ilişkin ifadesinde, "O akşam içtiğimiz şaraptan bahsediyorum. Ben akşam puro içtim. Ela da vozol sigara içti. O akşam şarabı da çok fazla içti. Bir şişeden ben yarım kadeh içtim. Geri kalanını da Ela içti. Ben Kenan Tekdağ’ın kötü kalpli ve tehlikeli bir insan olduğunu bildiğim için Ela Rümeysa TV 100 kanalından Show TV’ye geçerken kendisini uyardım. Kenan’ın kötü kalpli tehlikeli ve karanlık ilişkileri olduğunu söyledim. Ondan dolayı Kenan Tekdağ ile ilgili mesajlar atmış olabilir. ‘müthiş bir şeymiş o bahçeden topla getir bana bir dahakine’ mesajında ise yine aynı şekilde izlediğimiz bir filmdeki repliklerden kaynaklı kendi aramızda metafor şeklinde geliştirdiğimiz bir espridir. Benim kesinlikle böyle bir şeyle alakam olamaz. Hatta Ela Rümeysa’ya en son birkaç hafta önce ilk gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra geçmiş olsun mesajı da attım. Kendisi de bana ‘inan ben böyle bir şey yapmadım’ tarzında cevap vermişti. Birlikte uyuşturucu madde içmiş olsaydık bana böyle bir cevap vermezdi. Ben de ona ‘sana inanmak istiyorum’ şeklinde cevap vermiştim. Benim bu hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur. Sadece benim kanser olduğum dönemde, annem ile babamın son hastalık ve ölüm süreçlerinde, Fenerbahçe başkanlık seçimlerinde ve iftiraya uğradığım süreçte pek çok kişi tarafından tarafıma organik sakinleştiriciler verilmişti. Ben de bunları hatırladığım kadarıyla kullandım. Bunların içerisinde de uyuşturucu etken maddesi olduğunu düşünmüyorum. İstanbul’daki evimde misafir odası olarak kullanılan odada cam kavanozun içerisinde kızımın muhtelif ilaçları vardı. Büyük ihtimal camdaki kalıntılar bu ilaçların tozlardır. Zaten inceleme sonucunda anlaşılacaktır. Assos’taki evimde yapılan aramada çıkan maddelere ilişkin olarak, o evde çalışan hizmetliyi aradım. Bunlar ne diye sordum. Asos‘taki evimde tahmini 20 gün önce kadın basketbol takımını ağırlamıştım. Bahçeye çok fazla sinek gelmişti. Bu sinekleri uzaklaştırmak için lavanta veya türevi şeklinde yaprakları evde çalışan hizmetli yaktığını söylemişti. Daha sonra mangal yaptıktan sonra da arılar geldi. Arıları uzaklaştırmak için yine evde çalışan hizmetli kahve yakmış. Ele geçirilen maddeler de kahve, lavanta ve adaçayı yakılması sonucu kalıntılardır. Maddeler üzerinde yapılan ilk testte uyuşturucu madde olduğuna dair sonuç çıkması sorusuna ilişkin savunmam ise bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. Melike İnal