SAĞLIK - 22 Ocak 2019 Salı 16:59

Asbest en tehlikeli kanserlerden “Mezotelyoma"ya neden oluyor

A
A
A
Asbest en tehlikeli kanserlerden “Mezotelyoma"ya neden oluyor

Asbestin neden olduğu akciğer zarı kanserinin son yirmi yılda artacağını belirten uzmanlar, risk grubundaki meslek gruplarının da bilinçli olması gerektiğine dikkat çekti.

Asbestin neden olduğu akciğer zarı kanserinin son yirmi yılda artacağını belirten uzmanlar, risk grubundaki meslek gruplarının da bilinçli olması gerektiğine dikkat çekti.


Dünyada ve Türkiye’de görülen ve önümüzdeki son yirmi yılda artış beklenen Mezotelyoma, akciğer zarı kanseri olarak tabir edilir. Çok nadiren iyi huylu Mezotelyoma olsa da kötü huylu akciğer zarı kanseri olarak bilinen Malign Plevral Mezotelyoma (MPM) Asbest maruziyeti ile ortaya çıkan bir hastalıktır. En belirgin şikayeti nefes darlığı ve göğüs ağrısı olan Mezotelyoma omuz ağrısı, öksürük, kilo kaybı, ateş ve ses kısıklığı gibi belirtiler de veriyor.


Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan, ”Mezotelyoma çevresel faktörlerle direkt ilgili bir rahatsızlıktır. MPM etiyolojisinde bilinen iki önemli neden asbest veya erionit lifleriyle temastır. Bu liflerin solunmasıyla hastalık gelişir. MPM tanısı almış olguların yüzde 70-90’ında asbest teması olduğu bildirilmektedir. Liflerin uzunluğu arttıkça ve eni azaldıkça kanserojen etkisi artar, yani ince ve uzun liflerin kansere dönüşme ihtimalleri daha güçlüdür. Erionit lifleri Fibröz bir yapı özelliğine sahip olup asbest liflerine göre çok daha güçlü karsinojendir. Bazı araştırmalarda mezotelyoma dokuları içinde Simian 40 virüsü (SV 40) gösterilmiştir. Ancak ülkemizde bu virüs gösterilememiştir. Lifsi yapıda olan asbestin, ısı ve strese yüksek dayanıklılık gücü nedeniyle uzun yıllar çok sayıda iş kolunda ana madde olarak kullanılmıştır. Tersane, tekstil, fren balatası, izolasyon maddeleri, çatı kaplama maddeleri, yanmaz maddeler ve gaz maskesi imalatında çalışan işçilerde asbest maruziyeti söz konusudur. Bu iş kolunda çalışanlarda asbest teması ile ilgili sağlık sorunlarında asbest lifleri temel rolü oynar. Asbest çalışanların kıyafetlerinin ellenmesi yoluyla aile üyeleri belirgin olarak asbeste maruz kalabilirler (Meslek dışı). Bunun dışında kırsal alanda, ak toprağın içinde bulunan kimyasallar da asbest etkisi oluşturur. Uzun yıllar ülkemizin kırsal alanda yaşayanlar bu ak toprağı, ısı ve su yalıtımı amacıyla evlerin çatısında, duvarlarında ve hayvan barınaklarında yaygın olarak kullanmışlar. MPM işe ilk girmeyle başlayan mesleksel temastan genellikle 20-40 yıl sonra ortaya çıkar. MPM’nin genel olarak 50-70 yaş aralığında saptanır. Asbest veya erionite bağlı çevresel temas kırsal alanda doğumla başlar. Asbeste bağlı MPM hastalığın saptandığı yaş ülkemizde 50-55 yaş civarındadır. Erionit ile temaslı MPM olgularında ortalama yaş 40-50 yıl yaş aralığı arasındadır” dedi.


Göğüs ağrısı ve nefes darlığı en belirgin özelliği


Mezotelyoma belirtilerine değinen Doç. Dr. Demirhan, ”Batıcı göğüs- omuz ağrısı, nefes darlığı en belirgin özelliği olup nadir olarak öksürük, kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, ateş, balgamdan kan gelmesi gibi belirtilerin yanı sıra tümörün büyümesine ve sinirler üzerine baskı yapması nedeni ile ses kısıklığı, kalp zarında sıvı birikmesine bağlı çarpıntı kalp yetmezliği gibi şikayetlere de neden olabilir. Hastalıklı tarafta göğüs duvarının hareketsizleşmesi fiziki muayene de görülebilen bulguların başında gelir. Tümör yüzde 95 gibi büyük bir oranda tek taraflı yayılım gösterir sıklıkla sağ göğüs kafesi daha sık etkilenmektedir. Çok sık görülmese de bazen cilt altı kitleleri, boyunda şişme, yutma güçlüğü görülebilmektedir. Mezotelyoma yayılımını sıklıkla bölgesel dediğimiz lokal olarak yayılır. Ancak nadir de olsa kan ve lenf yoluyla da uzak metastaz yapabilmektedir. Tümör göğüs duvarına ve diyafragma altı karın bölgesine, akciğerlere ve mediastene yayılmaktadır. Bu durumda da akciğerleri saran bir tümöral kitle oluşumu gözlenir” şeklinde konuştu.


Tanı ve tedavi yöntemlerine değinen Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan sözlerine şöyle devam etti. “Öncelikle asbest maruziyeti sorgulanmalıdır bunun içinde hastanın doğum yeri ve mesleği araştırılmalıdır. Sonra hastanın şikayetlerinden mezotelyoman şüphesi akıldan çıkmamalı. Mezotelyoma da tanıyı genellikle klinik değerlendirme sonrası radyoloji ile koymaktayız. Yapılacak en basit tetkik basit akciğer grafisi ve tomografidir. Tomografide akciğerin etrafında ve akciğer üzerinde akciğeri kısmi veya tama yakın saran plevral kitleler ve plevral sıvı görülür. Bu tespit sonrası hızlıca tanıya gidilmelidir. Bu da biyopsi ile olmaktadır. Biyopsi materyali için genelde torakoskopik (nadir durumlarda mini torakotomi ile ) biyopsiyi tercih etmekteyiz. Çünkü diğer ince iğne biyopsisi, kapalı plevra biyopsisi yapıldığında tanı da şüphede kalınmakta ve gereksiz zaman kaybına yol açmaktadır. Biyopsi incelemesinde gerekli immünhistokimyasal çalışmalar sonunda mezotelyomanın hücre tipi kesinleştirilerek tedavi planına geçmemiz gerekmektedir. Bazen biyopsi öncesinde biyopsi yeri tayini için PET CT erken dönemde de yapılabilir. Ancak evreleme ve sistemik tarama amacı ile genelde biyopsi sonrası PET CT yapılmaktadır.”


Kombine tedavilerin önemine değinen Demirhan, ”MPM tedavisinde cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, kombine tedavi seçenekleri vardır. Tanı ve hücre tipi kesinleştikten sonra erken evre mezotelyomada cerrahi tedavi yapılmalır. Mezotelyoma da cerrahi tedavi iki şekilde yapılmaktadır. Birincisi Plörektomi / Dekortikasyon dediğimiz işlem ile sadece plevradaki (akciğer zarlarınındaki ) tümör mümkün olduğunca geniş bir şekilde çıkarılır diyafragma ve kalp zarı tutulumu varsa bunlarda yerlerine uygun materyal (protezler ) konulark çıkarılır. İkinci ve ameliyat riskleri oldukça yüksek olan akciğerin, parietal plevra, kalp zarı ve diafragma ile beraber çıkarılması işlemidir. Uygun hastalarda cerrahi ilk seçenek olarak tercih edilmelidir sonrasında onkolojik tedavi yapılmalıdır. Uygun olmayan hastalarda kemoterapi veya radyoterapi sonrası cerrahi tedavi yapılabilir. Bu tedavilerin yanında immünoterapi, fotodinamik tedavi, gen tedavileri, hedefe yönelik tedaviler, hipertermik Perfüzyon Kemoterapisi (HIPEC) gibi tedaviler de yapılmaktadır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Gümüşhaneli ziraat mühendisi, 100 yıllık tohumlarla ‘Osmanlı domatesi’ fidesi üretiyor Gümüşhane’de yaşayan 32 yaşındaki Ziraat Mühendisi Ahmet Şişman, yaklaşık 100 yıldır hiç bozulmadan ekimi yapılan tohumlarla yöreye özgü ‘Osmanlı domatesi’ fidesi üretimi yapıyor. Kente bağlı Akçakale Mahallesi’nde kurduğu 300 metrekarelik serada fide üretimi yapan Ahmet Şişman, 100 yıllık tohumlarla saf ve organik domates fidesi üretimi yapıyor. 22 çeşit ve 250 bin fidenin yetiştirildiği serada yöreye özgü ‘Osmanlı domatesi’ olarak adlandırılan domates çeşidini de yetiştiren Şişman, ürünü tescil ettirmek için ise başvuruda bulundu. Türün tat, koku ve aromasıyla diğer domateslerden farklı olduğunu ve yaklaşık 100 yıl boyunca yapısının değişmeden korunduğunu söyleyen Ahmet Şişman, yetiştirdiği domatesleri yiyenlerin 100 yıl önceki tadı alabileceklerini ifade etti. “100 yıl önce bu domates nasılsa şu anda da öyle” Tohumların eski usullerle elde edilmiş tohumlar olduğunu belirten Ziraat Mühendisi Ahmet Şişman (32), “Standart sertifikalı tohumlarımızın yanı sıra kendi yöremizden eski usullerle elde edilmiş olan tohumları da burada fide haline getiriyoruz. Şu an en önemli gördüğümüz ürün tescili için de başvurduğumuz Osmanlı domatesleri, ‘katır kalbi’ ve ‘manda yüreği’ diye de adlandırılan domatesler. Bunlar bizim için çok çok önemli tadı, kokusu ve aroması itibariyle. Bu domates çeşitlerimiz yöre iklimine uygun, soğuğa dayanıklı ve birçok hastalığa karşı dayanıklı. Tohumlarımız yaklaşık 100 yıllık. Bozulmadan, herhangi bir genetik değişikliğe uğramadan bu güne gelmesi de eski usul ile yapılması ve çevresine yapısını bozacak çeşitte domates ekiminin yapılmaması nedeniyle karakterlerini koruyorlar. Bu şekilde bu tohumları orijinal yapısıyla geleceğe taşımak istiyoruz. Biz bu domatesleri Gümüşhane adına tescillemek istiyoruz, coğrafi işaretli ürünü olması için. Gümüşhane domatesi Türkiye çapında meşhur olacak. Bu domateslerin diğer domateslerden farkı daha dayanıklı olması, yöreye uygun olması ve adaptasyon sürecini tamamlamış olması. Müthiş bir koku, tat ve aromaya sahip. Yeşil olarak toplanıp evde olgunlaştırıldığında geç bir olgunlaşma süresine sahip olduğu için Kasım ayında topladığınız domatesleri Ocak ayında taze olarak yiyebilirsiniz. 100 yıl önce bu domates nasılsa şu anda da öyle” dedi.
Rize 150 yıllık tarihi konak restore edildi Rize’nin Güneysu ilçesinde 150 yıllık tarihi konak restorasyon edildi. Rize’nin Güneysu ilçesinde Nurten Topçu’ya ait olan yaklaşık 150 yıllık ‘Topçuoğlu Konağı’ zamanla yıkılarak kullanılamaz hale geldi. Sahibi tarafından mülkiyeti Kızılay’a bağışlanan konak sonrasında Güneysu belediyesi tarafından teslim alındı. Yapılan ihalenin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Güneysu Belediyesi tarafından başlanan restorasyon çalışmaları tamamlandı. Yaklaşık 1 buçuk senelik çalışmanın ardından konak yöre mimarisine uygun bir şekilde hiçbir değişiklik yapılmadan restore edildi. Güneysu sınırları içerisinde ilk restore edilen Topçuoğlu Konağı ziyaretçilerine kapılarını açacak. “Tamamen aslına uygun bir şekilde restore edildi” Aslına uygun bir şekilde konağın restore edildiğini ifade eden Güneysu Belediye Başkanı Rıfat Özer, “Konağımız yaklaşık 150 yıllık bir konak. Zamanında Nurten Topçu tarafından Kızılay’a bağışlandı. Bu konak tamamen kullanılamaz hale gelmişti. Biz bunu Kızılay’dan teslim aldık ve 8 aylık kısa bir süre içerisinde ihale ettik. Kültür Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz bir çalışma. Şu an da tamamen bitmiş durumdadır. Bu konak kültür varlıkları tarafından koruma altına alındığı için tamamen aslına uygun bir şekilde restore edildi. Hiçbir alanında bir değişiklik yapılmadı. Uzun zamandır boş kaldığı için zamanla doğan etkenlerden dolayı yıpranması ve yıkılmasına neden oldu. Bu evi Güneysu belediyesinin konuk evi olarak kullanmayı düşünüyoruz. Turizme açmayı düşünüyoruz. Burayı ziyaret edenleri ağırlayacağız. Sadece Güneysu’da değil Rize’de bu şekilde kullanılmayan konaklar var. Bu konağı görenler kendi mülkiyetlerinde böyle çalışabilirler” şeklinde konuştu. “Ahşap kısımların çoğu deforme olmuş ve çürümüş durumdaydı” Tamamen kullanılamaz hale gelen konakta yapılan restorasyon çalışmalarından bahseden Şantiye şefi Vehbi Sarımehmet ise, “Bodrum katında yontma taş şekli mevcuttur. Ahşap kısımların çoğu deforme olmuş ve çürümüş durumdaydı. Bu deforme olan kısımlar sökülerek sağlam olan taş bölümlerine birtakım güçlendirmeler yapıldı. Yapının taş duvarları sağlama alındıktan sonra yeniden yapım tarzında ahşap karkas sistemleri kuruldu. Ahşap karkaslar yöreye uygun bir şekilde birbirine düz geçme şeklinde diyebileceğimiz tarzdan çıkıldı. Yaklaşık 1 buçuk senelik uğraş sonucunda Güneysu halkının hizmetine sunulacaktır” ifadelerini kullandı.
İzmir İzmir’de 23 Nisan’da toplu ulaşım ücretsiz İzmir Büyükşehir Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kentin 30 ilçesinde 30 gün boyunca büyük bir coşkuyla kutlayacak. İlçelerde “Gezici Çocuk Şenliği” ile çocuklar bayram coşkusunu doyasıya yaşayacak, 23 Nisan Salı günü ise Kültürpark büyük bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Bayram günü toplu ulaşım araçları ücretsiz olacak. İzmir Doğal Yaşam Parkı ise 6-18 yaş arasındaki ziyaretçilerini 22-28 Nisan tarihlerinde ücretsiz ağırlayacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kentin dört bir yanında düzenleyeceği etkinliklerle kutlayacak. “İzmir’in Dört Bir Yanında Şenlik Var” temasıyla 30 gün boyunca 30 ilçede düzenlenecek “Gezici Çocuk Şenlikleri” ile çocuklar pandomin, sihirbaz gösterileri, konserler, dans ve tiyatro gösterileriyle bayramın tadını doyasıya çıkaracak. 23 Nisan’da ise binlerce çocuk Kültürpark’ta düzenlenecek Çoçuk Şenliği’nde bayramın tadını doyasıya yaşayacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı toplu taşıma hizmetleri (İZDENİZ, İZULAŞ, METRO, ESHOT, İZTAŞIT, TRAMVAY) 23 Nisan Salı günü ücretsiz hizmet verecek. İzmir Doğal Yaşam Parkı ise 6-18 yaş arasındaki ziyaretçilerini 22-28 Nisan tarihlerinde ücretsiz olarak ağırlayacak. Kültürpark’ta büyük şenlik Kültürpark’taki Çocuk Şenliği 23 Nisan Salı günü saat 12.00’de başlayacak. Kaskatlı Havuz yanında düzenlenecek programda 12.00 ile 15.00 arası çocuklar için çadır etkinlikleri yapılacak. Saat 13.00-17.00 arasında konserlerin, sihirbaz ve dans gösterilerinin yer alacağı sahne etkinlikleri düzenlenecek. Açık alan etkinlikleri de saat 12.00-15.00 arasında yapılacak. Çocuklar kukla gösterileri, spor etkinlikleri, sokak oyunları, oyun parkuru, gezici kütüphane gibi birçok etkinlikle keyifli bir gün geçirecek. Müzikli tiyatro gösterimleri çocukları büyüleyecek 27 Nisan 2024 Cumartesi günü saat 13.00’te İzmir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Çağdaş Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği iş birliğiyle “Çağdaş Yaşam Çocuk Korosu” Atatürk Oratoryosu’nu sunacak. Etkinlik ücretsiz yapılacak. 24 ve 26 Nisan tarihlerinde ise Kültürpark Atatürk Açık Hava Tiyatrosu’nda saat 19.00’da çocuklar ve aileleri için ücretsiz müzikli tiyatro gösterileri olacak. 24 Nisan’da Kral Şakir : Kapadokya Macerası, 26 Nisan’da ise Maşa ile Koca Ayı gösterisi ile çocuklar keyifli zaman geçirecek. Çocuklarla “Dönüşüm Aile Kampı” Olivelo’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı tarafından ilki düzenlenecek Dönüşüm Aile Kampı Güzelbahçe Olivelo Yaşayan Parkı’nda yapılacak. Herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkından hareketle, çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda sürdürülebilir bir yaşam için atığın önlenmesi, azaltılması, yeniden kullanılması ve dönüştürülmesi bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla 27-28 Nisan 2024 tarihlerinde düzenlenecek kampta 8-9 yaş grubu öğrencileri ve aileleriyle birlikte Atıksız Yaşam Atölyeleri, Doğa Yürüyüşü, Yoga, Kuş Gözlemi, Kaçeli Koyunlarla Tanışma, Eko-Pinsel Perspektif: Geri Dönüşüme Odaklı Sanat Atölyesi, Geri Dönüşüm Müzik Aletlerinin Hikayesi ve Müzik konseri olmak üzere pek çok etkinlikte yer alacak.
Sivas Sivas’ta ekmek savaşları, fiyat 2 TL’ye düştü Sivas’ta bir firma diğer firmalara tepki olması amacıyla ekmeğin fiyatını 2 liraya kadar düşürdü. İddialara göre, Sivas’ta somun ekmeği üreten bazı fırınların hijyen ve kaliteden uzak ucuz ekmek satması tepkilere neden oldu. Bu duruma tepki göstermek isteyen bir firma denetimlerin yetersiz olduğunu ileri sürerek 200 gram somun ekmeğin fiyatını 2 liraya kadar düşürdü. Normal şartlarda 7.5 liraya satılan somun ekmeği kimi firmalar 5 liraya satarken ekmeğin fiyatının iki liraya düşürülmesi vatandaşları bir hayli sevindirdi. “Ekmeği 2 liraya satmamızın temel amacı hijyen konusu” Firmanın Halka İlişkiler Müdürü Murat Eken, ekmeği iki liradan satmalarının temel amacının hijyen konusu olduğunu ifade ederek, “ Normalde Sivas’ta belli sayıda fırıncılar var. Şu anda ekmeğin normal maliyeti beş liranın çok üzerinde. Ekmeği 2 liraya satmamızın temel amacı hijyen konusu. Gerektiği şekilde fırınlar denetlenmiş olsa, gerektiği şekilde hijyen kurallarına uyulmuş olsa, sigortayla alakalı gerçek anlamda denetimler yapılmış olsa emin olun herkes ekmeğin gerçek değerine ulaşmış olabilir. Bizim buradaki amacımız tepki amaçlı. Biz de biliyoruz ki ekmeğin maliyeti normalde beş liranın üzerinde. Şu anda örnek veriyorum. 10 tane eleman çalıştırıp 3’ünü sigortalı çalıştıranlar da var. Ruhsatı olmadan imalat yapan fırınlar da var” dedi. "Kimseyle bir alıp veremediğimiz yoktur" Eken, fırınların gerçek anlamda denetilmesini istediklerine değinerek, “Tek istediğimiz bunlara gerçek anlamda denetim yapılması. Çünkü bugün marketlerin altında açılmış olan fırınlar var. Bunların denetilmesini istiyoruz. Ama şu anki maliyetler gerçekten kurtarmıyor. Bizim istediğimiz, gerçekten denetim yapılsın ve bu denetim üzerine de halkımız sağlıklı ekmek yesin. Onun harici kimseyle bir alıp veremediğimiz yoktur. Biz istiyoruz ki insana da düzgün ekmekler yesinler. Ama bu süre bu şekil devam ettiği müddetçe biz yedi birlik olarak ekmeği iki liradan satmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Vatandaşlar ise ekmeğin 2 liradan satılmasının güzel bir uygulama olduğunu ifade etti.