ASAYİŞ - 08 Ekim 2024 Salı 15:06

Cem Garipoğlu’nun davasında FETÖ ilişkisi iddiası

A
A
A
Cem Garipoğlu’nun davasında FETÖ ilişkisi iddiası

İstanbul’da Münevver Karabulut cinayeti sanığı Cem Garipoğlu’nun mezarından açılması hunharca işlenen cinayeti yeniden Türkiye gündemine oturdu. Karabulut ailesi tarafından yapılan “yeniden DNA testi yapılsın” başvurusu mahkeme tarafından onaylanınca Cem Garipoğlu’nun mezarı geçtiğimiz hafta yeniden açılıp alınan DNA örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilmişti. Bu gelişme yaklaşık 15 yıl önce işlenen cinayeti yeniden Türkiye gündemine taşıdı. Cinayetin işlendiği villada inceleme yapan 6 polis memurunun villada bulunan parayı zimmetlerine geçirdikleri iddiası ise bir başka gündem maddesi olmuştu. Polislerin zimmetlerine geçirdikleri paranın FETÖ terör örgütüne gittiği iddiası ile uzun süre gündemi meşgul etmişti.

Garipoğlu ailesinin oğulları Cem Garipoğlu sevgilisi olan Münevver Karabulut’u 3 Mart 2009 tarihinde Bahçeşehir’de bir villada hunharca katledilmiş ve cesedi Etiler’de bir çöp konteynırında bulunmuştu. Cem Garipoğlu cinayetten 197 gün sonra teslim olmuş ve cezaevindeyken intihar ederek hayatına son vermişti. Bir anda Türkiye’nin gündemine oturan bu cinayet sonraki yıllarda her aşaması ile Türkiye gündeminden düşmedi. Son olarak geçtiğimiz hafta ailenin başvurusu üzerine yeniden DNA testi istendi. Ailenin avukatı Rezzan Epözdemir’in başvurusunu yerinde bulan mahkeme Garipoğlu’nun mezarının açılmasını ve yeniden DNA alınmasına karar verdi. Geçtiğimiz hafta açılan mezardan alınan naaş İstanbul Adli Tıp Kurumu’na getirilerek incelendi. İncelenme sonucunda alınan DNA örneklerinin Cem Garipoğlu’na ait olduğu kararı çıktı. Bu gelişme üzerine neredeyse her gelişmesi Türkiye gündemine oturan vahşi cinayetle ilgili olarak ortaya atılan FETÖ iddiaları yeniden gündeme geldi.

Cinayetin ortaya çıkması ile Bahçeşehir’de bulunan villaya inceleme için gelen polislerin 700 bin euro’yu zimmetlerine geçirdikleri iddiası bir anda Türkiye gündemine bomba gibi düştü. Villa’da inceleme yapan polislerden 6’sı 700 bin euro’yu kayıtlara geçirmeyerek zimmetlerine geçirmişlerdi. Zimmet olayının ortaya çıkmasının ardından 6 polis memuru ve güvenlik kamera görüntülerini sildikleri öne sürülen 3 site görevlisi yargılanmaya başlamıştı.

Zimmet olayının ortaya çıkmasının ardından peş peşe açıklamalar yapan ailenin avukatı Rezzan Epözdemir zimmet olayının kişisel olmadığını paranın FETÖ’ye gittiğini iddia etmişti. Epözdemir, sanık polislerin avukatının daha sonra bir FETÖ kaçağı olduğunu da iddialarına ekledi.

Konunun yeniden gündem olmasıyla, 2018’de karara bağlanan ve evde bulunan 700 bin Euro’yu tutanaklara geçirmedikleri ve güvenlik kamera görüntülerini incelemedikleri iddiasıyla 6 polis ve 3 site görevlisinin yargılandığı dava yeniden akıllara geldi. 16 Ocak 2018’de davayı karara bağlayan mahkeme, 6 polis memuruna "Görevi kötüye kullanmak" suçundan 6’şar bin TL adli para cezası verdi. İki site görevlisi de “Suç Delilerini yok etme gizleme veya değiştirme" suçundan da 6’şar bin TL adli para cezası aldı.

Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir o günlerde iddianamenin bir türlü mahkeme tarafından kabul edilmediğine dikkat çekerek 26 Nisan 2010’da düzenlenen davanın 4 ay sonra zamanaşımına uğrayacağı konusunda uyarı yapmıştı. Epözdemir dosyaya gelen raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için kurumlara yazılan yazılara ret cevabı geldiğini anlatarak, mahkemenin harici diski incelenmesi için TÜBİTAK, İTÜ ve Adli Tıp Kurumu’na gönderdiğini belirterek, bu kurumların personel ve kalifiye eleman olmamasını gerekçe göstererek harici diski incelemediklerini ileri sürmüştü.

Mahkemenin son olarak harici diski gönderdiği jandarmanın da diskin kendilerinde olmadığını ilettiğini anlatan Epözdemir, "Adeta gizli bir el bu dosyaya dokundu ve dosyadan harici diski kaybetti. Adeta dosyaya vebalı muamelesi yapıldı. Sonrasında bir baktık ki, dosyadaki polis olan altı sanığın avukatı, MHP’deki kaset komplosundan şike kumpasına kadar birçok önemli dosyada FETÖ’nün yargı imamından bahisle hakkında tutuklamaya esas yakalama kararı olan bir avukat. Sanık polislerin avukatı Halil İbrahim Koca 17 - 25 Aralık olaylarından sonra FETÖ’den aranan biri haline geldi. O zaman bütün parçaları birleştirdik. Hem aile de hem bizde makul şüphe uyandı. Buradan elde edilen 700 bin avronun dahi bu terör örgütüne aktarılmış olabileceği kanaatindeyiz” şeklinde açıklamalarda bulunmuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de 24 saatte 99 göçmen, 3 kaçakçı yakalandı İzmir’in Seferihisar ve Aliağa ilçelerinde, Sahil Güvenlik ve jandarma ekiplerinin 24 saat kesintisiz sürdürdüğü operasyonlarda 99 düzensiz göçmen yakalanırken, 3 göçmen kaçakçısı şüphelisi gözaltına alındı. İzmir genelinde yasa dışı geçişleri engellemeye yönelik denetimlerini sıkılaştıran Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, havadan ve denizden çalışmalar yürütüyor. 18 Aralık tarihinde gerçekleşen 4 ayrı operasyonda, teknolojik imkanlar ve saha istihbaratı en üst düzeyde kullanıldı. Karada yakalandılar Günün ilk operasyonu saat 00.30 sıralarında Seferihisar’da gerçekleştirildi. Sahil Güvenlik Gemisi (TCSG-311), Sahil Güvenlik Botu (KB-22), Sahil Güvenlik KOM Timi ve Doğanbey Jandarma Karakol Komutanlığı ekiplerinin koordineli çalışmasıyla, kara üzerinde tespit edilen 27 düzensiz göçmen ile organizatör olduğu değerlendirilen 3 şüpheli kıskıvrak yakalandı. SİHA ve radarlar takipte Denizdeki denetimlerde ise Aliağa açıklarında saat 03.30’da hareketli bir fiber botu durduran ekipler 18 göçmeni yakalarken; saat 06.50’de Sahil Güvenlik İnsansız Hava Aracı (SİHA) tarafından tespit edilen bir başka botta ise 14 göçmen daha yakalandı. Günün son operasyonu ise saat 22.30’da Seferihisar açıklarında yapıldı. Gelen bir istihbarat üzerine bölgeye sevk edilen Sahil Güvenlik gemi ve botları, içerisinde 40 kişinin bulunduğu lastik botu durdurarak göçmenleri yakaladı. Operasyonlar kapsamında yakalanan toplam 99 düzensiz göçmen, sağlık kontrolleri ve işlemlerinin ardından İzmir İl Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edildi. Gözaltına alınan 3 göçmen kaçakçısı şüphelisi hakkında ise adli işlem başlatıldı.
Kahramanmaraş Tescilli Maraş kelle paça kış mevsiminin vazgeçilmezi Soğuk havaların etkisini artırmasıyla birlikte, Kahramanmaraş’a özgü Maraş kelle paça, kış mevsiminin vazgeçilmez lezzetleri arasında yer aldı. Özellikle sabahın erken saatlerinden itibaren paça salonlarında yoğunluk yaşanıyor. Yüzyıllardır Maraş mutfağının önemli bir parçası olan Maraş kelle paça, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 2011 yılında coğrafi işaretle tescillendi. Kış aylarında yoğun talep gören ürün, kentteki paça salonlarında vatandaşlardan ilgi görüyor. Soğuk havalarda tercih edilen lezzetler arasında yer alan Maraş kelle paça, özellikle gece ve sabah saatlerinde tüketiliyor. Kent genelindeki paçacılarda kış mevsimiyle birlikte müşteri sayısında artış yaşandığı gözlemleniyor. Kendine özgü hazırlanış yöntemi ve lezzetiyle öne çıkan Maraş kelle paça, coğrafi işaret tesciliyle birlikte Kahramanmaraş’ın gastronomi değerleri arasında önemli bir yer tutuyor. Vatandaşlar, kış mevsiminde kelle paçaya olan ilgisini sürdürmeye devam ediyor. Paçacı ustası Remzi Ulaş, "Elimizden geldiğince paçamızı dünyaya duyurmaya çalışıyoruz. Özellikle çocukların kemik gelişiminde, kırık ve çıkıklarda çok faydalıdır. İnsan sağlığına çok faydalıdır. Kış mevsimi havalar soğudu ve talepler arttı" dedi. Vatandaşlardan Ahmet İspir, "Kelle paça denilince Türkiye ve Kahramanmaraş gelir. Kentimizin meşhur yemeğidir. Ben 15 yıldır paça içerim" diye konuştu. Vatandaşlardan Mahmut Kaptanoğlu ise, "Göz, beyin, dil ve birçok faydası ile karışık şekilde yenmesi daha faydalıdır. Siyah paça furyası yoğunlaştı ama karışık paçanın daha lezzetli olduğunu iddia ediyorum" ifadesini kullandı.
İzmir Gökdelende nefes kesen tatbikat İzmir’de itfaiye ekipleri, Bayraklı’daki 47 katlı bir gökdelende gerçekleştirdikleri yangın ve arama kurtarma tatbikatıyla gerçeği aratmayan bir operasyona imza attı. Senaryo gereği 11. katta mahsur kalan bir personelin saniyelerle yarışarak kurtarıldığı dev tatbikatta, yüksek katlı binalarda tahliye yollarının önemi ve acil müdahale kapasitesi sahada test edildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekipleri, yüksek katlı binalarda muhtemel yangın ve acil durumlara hazırlık amacıyla Bayraklı gökdelenler bölgesinde bulunan 47 katlı bir binada kapsamlı bir yangın ve arama kurtarma tatbikatı gerçekleştirdi. Senaryoya göre, binanın 11. katındaki temizlik odasında sigaranın söndürülmeden atılması sonucu çıkan yangın kısa sürede büyüdü. Çalışanlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verdi. Olay yerine hızla ulaşan itfaiye ekipleri, mahsur kalan bir personeli güvenli şekilde kurtarırken, yangını da kontrol altına aldı. Dumandan etkilenen kişi AKS ekiplerince ilk müdahaleyi aldı. Yüksek katlı binalarda tatbikat can güvenliğinin anahtarı İtfaiye Merkez Bölge 3. Posta Amiri Yiğit Uygun, yüksek katlı binalarda yapılan tatbikatların can güvenliği açısından kritik olduğunu belirterek, "Bu yapılarda çok sayıda insan bulunuyor. Tatbikatlar, insanların tahliye yollarını öğrenmesi ve acil durumlarda güvenli hareket etmeleri için büyük önem taşıyor. Tatbikatlar sayesinde hem bina kullanıcıları kaçış yollarını öğreniyor hem de bu yolların görünürlüğü ve erişilebilirliği sahada test ediliyor. Amaç, muhtemel bir durumda can kaybı yaşanmadan sürecin yönetilmesini sağlamak" dedi.