SAĞLIK - 10 Temmuz 2025 Perşembe 09:48

Çocuklarda dijital bağımlılığı önlemenin pratik yolları

A
A
A
Çocuklarda dijital bağımlılığı önlemenin pratik yolları

Günümüzde hem sosyal çevrenin etkisi hem de teknolojik aletlere rahatça ulaşılması çocuklarda da ekran maruziyetini artırıyor. "Bu durum çocuklarda bazı sorunlara neden olabiliyor" diyen Uzm. Klinik Psikolog Tuğçe Çolakoğlu, uzun süreli ekran kullanımının çocuklara etkileri hakkında uyarılarda bulundu.


Yaş ve gelişim düzeyine uygun süre ve içeriklerle geçen ekran sürelerinin pozitif etkileri çocuklarda görülürken; uygun sürede kullanılmayan ekranın birçok negatif etkisi olabiliyor. Medicana International İstanbul Hastanesi’nden Uzm. Klinik Psikolog Tuğçe Çolakoğlu, "Bu negatif etkiler, çocukların farklı yaş gruplarında dijital bağımlılık geliştirmesine sebep olabilir. Dijital bağımlılık çocukların sosyal olarak soyutlama, dikkat ve odaklanma sorunları, duygu düzenleme sorunları (yüksek düzeyde öfke ve gerginlik gibi), uyku ve beslenme sorunları yaşamasına sebep olabilir" açıklaması yaptı.


2 yaş öncesinde çocuklara ekran kullandırılmamalı


Öncelikle teknoloji kullanımını tamamen kısıtlamanın günümüz dünyasında gerçekçi ve işlevsel olmadığını belirten Uzm. Klinik Psikolog Tuğçe Çolakoğlu, "Dolayısıyla teknolojinin olumlu yönlerinden çocuklarımızın faydalanması belirli sınırlandırmalarla sağlanabilir. Bu bağlamda sınırlar değerlendirildiğinde, 2 yaşından önce çocukların ekran kullanımını onaylamamalıyız. Bu yaş çocukların oyunlarla, iletişimle gelişimlerinin desteklenmesi gereken çok önemli bir dönem. 2-6 yaş arasında ise ekran kullanımını belirli sınırlar içerisinde onaylayabiliriz. Bu dönemde çocukların ekran kullanım süresinin günde 1 saati geçmediğinden emin olmak önemlidir" dedi.


Yemek esnasında ekran kullanımı yapılmamalı


2-6 yaş döneminde çocuğun kendine ait bir tablet/telefon/bilgisayarı olmasından ziyade ortak kullanılan bir cihaz ile ekran kullanımını gerçekleştirmesi gerektiğine değinen Uzm. Klinik Psikolog Tuğçe Çolakoğlu şunları söyledi:


"Ebeveyn gözetiminde ekran kullanımı sağlanmalıdır. Kullanım yeri olarak hem ekran bağımlılığı riskini azaltmak hem de içerik kontrolünü sağlayabilmek için çocukların bu cihazları odalarında değil, oturma odası gibi ailecek vakit geçirilen yerlerde kullanılması, yemek eşliğinde ise kullanılmaması önerilebilir. Ek olarak, çocuklarla evde oynadığımız diğer oyunlar esnasında televizyonun açık olmaması, çocuğun odasında bir televizyonun bulunmaması ekran süresini kısıtlayabilmek için önemli adımlardır. 6 yaşın üzerindeki çocuklar için ekran süresine sınırlandırma getirirken bir "Aile medya planlaması" programı yapmak faydalı olabilir. Bu yaş grubu çocukların gün içerisinde ihtiyacı olan uyku saati, okulda geçirdiği saat, okul sonrası aile zamanı, ödev, kişisel bakım, hobi vb. Saatleri belirleyip geriye kalan süre içerisinde yaşına uygun bir şekilde günlük ekran süresi belirlemek hem çocuğun kendi günü içerisindeki kontrolünü kendisine verebilmek açısından hem de oradaki sınırlandırmayı beraber yapabilmek açısından kolaylaştırıcı bir yol olabilir."


Teknoloji kullanımında çocuklarınızla ortak kararlar alın


Uzm. Klinik Psikolog Tuğçe Çolakoğlu, şunları söyledi:


"Tüm bu süreçler içerisinde, teknoloji kullanımı başladığı andan itibaren çocuğu yaşına uygun bir biçimde gizlilik ve kendini koruma konusunda bilinçlendirerek; koruyarak gözetimde tutmak önemlidir. Ekran kullanım süresinde de maruz kalınan içerik konusunda da anne - babaların ortak tutumları çocukların teknolojiyle olan ilişkilerinde özellikle ilk adımlarını daha sağlıklı atabilmesini sağlayabilir. Dolayısıyla ebeveynler olarak ortak bir tutum içerisinde ve çocuğun isteklerini, ihtiyaçlarını da görerek, çocuğu da dâhil ederek ortak kararlarla bu ilk adımlar atılabilir."


Çocuğunuza ‘yasak’ kelimesini kullanmayın


Çocukların içerik izleyebileceği yaygın kullanılan platformlarda yaş sınırlaması konulması gerektiğine dikkat çeken Uzm. Klinik Psikolog Tuğçe Çolakoğlu, "Bazen çocuklar o dönemde çok popüler olan dizi, film veya oyunları yaşına uygun olmamasına rağmen duyup merak edebilirler. Bu durumda eğer ki henüz izlemediyse, bunun yaşına uygun olmadığını ona açıklamak gerekir. Her zaman çocuğa bir şeyi neden yapmaması gerektiğini açıklamak kolay olmayabilir. Bu noktada ‘Yasak’ kelimesi kullanmadan, ona rol model olarak ve izlememesinin gerekçesini yaşına uygun bir şekilde açıklayarak bu içerikleri izlemesini önleyebiliriz. Yanlarında bu tarz içerikleri izlememek, oynamamak ve şiddet içeren içeriklere karşı net bir duruş sergilemek bu noktada önemlidir. Eğer çocuğunuzun yaşına uygun olmayan, şiddet vb. içerikli oyunları oynadığını gördüyseniz bu konuyu, ‘Şöyle bir oyun duydum, bazı çocuklar oynuyormuş. Sen de bunu oynadın mı? Gördün mü? Benim gördüğüm kadarıyla oyunda bir yaş sınırı var, o yüzden senin güvenliğin konusunda endişelendim. Biliyorsun, online oyun bile olsa kimsenin kimseye şiddet uygulamaya hakkı yoktur’ gibi bilgilendirici bir konuşmayla çocuğun size açılmasını teşvik ederken iletişiminizi de güçlendirebilirsiniz" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de 24 saatte 99 göçmen, 3 kaçakçı yakalandı İzmir’in Seferihisar ve Aliağa ilçelerinde, Sahil Güvenlik ve jandarma ekiplerinin 24 saat kesintisiz sürdürdüğü operasyonlarda 99 düzensiz göçmen yakalanırken, 3 göçmen kaçakçısı şüphelisi gözaltına alındı. İzmir genelinde yasa dışı geçişleri engellemeye yönelik denetimlerini sıkılaştıran Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri, havadan ve denizden çalışmalar yürütüyor. 18 Aralık tarihinde gerçekleşen 4 ayrı operasyonda, teknolojik imkanlar ve saha istihbaratı en üst düzeyde kullanıldı. Karada yakalandılar Günün ilk operasyonu saat 00.30 sıralarında Seferihisar’da gerçekleştirildi. Sahil Güvenlik Gemisi (TCSG-311), Sahil Güvenlik Botu (KB-22), Sahil Güvenlik KOM Timi ve Doğanbey Jandarma Karakol Komutanlığı ekiplerinin koordineli çalışmasıyla, kara üzerinde tespit edilen 27 düzensiz göçmen ile organizatör olduğu değerlendirilen 3 şüpheli kıskıvrak yakalandı. SİHA ve radarlar takipte Denizdeki denetimlerde ise Aliağa açıklarında saat 03.30’da hareketli bir fiber botu durduran ekipler 18 göçmeni yakalarken; saat 06.50’de Sahil Güvenlik İnsansız Hava Aracı (SİHA) tarafından tespit edilen bir başka botta ise 14 göçmen daha yakalandı. Günün son operasyonu ise saat 22.30’da Seferihisar açıklarında yapıldı. Gelen bir istihbarat üzerine bölgeye sevk edilen Sahil Güvenlik gemi ve botları, içerisinde 40 kişinin bulunduğu lastik botu durdurarak göçmenleri yakaladı. Operasyonlar kapsamında yakalanan toplam 99 düzensiz göçmen, sağlık kontrolleri ve işlemlerinin ardından İzmir İl Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edildi. Gözaltına alınan 3 göçmen kaçakçısı şüphelisi hakkında ise adli işlem başlatıldı.
Kahramanmaraş Tescilli Maraş kelle paça kış mevsiminin vazgeçilmezi Soğuk havaların etkisini artırmasıyla birlikte, Kahramanmaraş’a özgü Maraş kelle paça, kış mevsiminin vazgeçilmez lezzetleri arasında yer aldı. Özellikle sabahın erken saatlerinden itibaren paça salonlarında yoğunluk yaşanıyor. Yüzyıllardır Maraş mutfağının önemli bir parçası olan Maraş kelle paça, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 2011 yılında coğrafi işaretle tescillendi. Kış aylarında yoğun talep gören ürün, kentteki paça salonlarında vatandaşlardan ilgi görüyor. Soğuk havalarda tercih edilen lezzetler arasında yer alan Maraş kelle paça, özellikle gece ve sabah saatlerinde tüketiliyor. Kent genelindeki paçacılarda kış mevsimiyle birlikte müşteri sayısında artış yaşandığı gözlemleniyor. Kendine özgü hazırlanış yöntemi ve lezzetiyle öne çıkan Maraş kelle paça, coğrafi işaret tesciliyle birlikte Kahramanmaraş’ın gastronomi değerleri arasında önemli bir yer tutuyor. Vatandaşlar, kış mevsiminde kelle paçaya olan ilgisini sürdürmeye devam ediyor. Paçacı ustası Remzi Ulaş, "Elimizden geldiğince paçamızı dünyaya duyurmaya çalışıyoruz. Özellikle çocukların kemik gelişiminde, kırık ve çıkıklarda çok faydalıdır. İnsan sağlığına çok faydalıdır. Kış mevsimi havalar soğudu ve talepler arttı" dedi. Vatandaşlardan Ahmet İspir, "Kelle paça denilince Türkiye ve Kahramanmaraş gelir. Kentimizin meşhur yemeğidir. Ben 15 yıldır paça içerim" diye konuştu. Vatandaşlardan Mahmut Kaptanoğlu ise, "Göz, beyin, dil ve birçok faydası ile karışık şekilde yenmesi daha faydalıdır. Siyah paça furyası yoğunlaştı ama karışık paçanın daha lezzetli olduğunu iddia ediyorum" ifadesini kullandı.
İzmir Gökdelende nefes kesen tatbikat İzmir’de itfaiye ekipleri, Bayraklı’daki 47 katlı bir gökdelende gerçekleştirdikleri yangın ve arama kurtarma tatbikatıyla gerçeği aratmayan bir operasyona imza attı. Senaryo gereği 11. katta mahsur kalan bir personelin saniyelerle yarışarak kurtarıldığı dev tatbikatta, yüksek katlı binalarda tahliye yollarının önemi ve acil müdahale kapasitesi sahada test edildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekipleri, yüksek katlı binalarda muhtemel yangın ve acil durumlara hazırlık amacıyla Bayraklı gökdelenler bölgesinde bulunan 47 katlı bir binada kapsamlı bir yangın ve arama kurtarma tatbikatı gerçekleştirdi. Senaryoya göre, binanın 11. katındaki temizlik odasında sigaranın söndürülmeden atılması sonucu çıkan yangın kısa sürede büyüdü. Çalışanlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verdi. Olay yerine hızla ulaşan itfaiye ekipleri, mahsur kalan bir personeli güvenli şekilde kurtarırken, yangını da kontrol altına aldı. Dumandan etkilenen kişi AKS ekiplerince ilk müdahaleyi aldı. Yüksek katlı binalarda tatbikat can güvenliğinin anahtarı İtfaiye Merkez Bölge 3. Posta Amiri Yiğit Uygun, yüksek katlı binalarda yapılan tatbikatların can güvenliği açısından kritik olduğunu belirterek, "Bu yapılarda çok sayıda insan bulunuyor. Tatbikatlar, insanların tahliye yollarını öğrenmesi ve acil durumlarda güvenli hareket etmeleri için büyük önem taşıyor. Tatbikatlar sayesinde hem bina kullanıcıları kaçış yollarını öğreniyor hem de bu yolların görünürlüğü ve erişilebilirliği sahada test ediliyor. Amaç, muhtemel bir durumda can kaybı yaşanmadan sürecin yönetilmesini sağlamak" dedi.