ASAYİŞ - 30 Aralık 2025 Salı 09:27

İstanbul merkezli DEAŞ operasyonu: 110 gözaltı

A
A
A
İstanbul merkezli DEAŞ operasyonu: 110 gözaltı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca DEAŞ terör örgütünün faaliyetlerin deşifre edilmesine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, Yalova’daki saldırıyı gerçekleştiren şahıslarla bağlantılı olan ve İstanbul’da yılbaşı günü benzer saldırılara teşebbüs edebilecekleri şeklinde haklarında bilgiler bulunan şüphelilerin de arasında bulunduğu 110 şüpheli yakalandı.


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından DEAŞ silahlı terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, M.Y. olduğu tespit edilen şüphelinin terör örgütü yanlısı olarak İstanbul’da faaliyet yürüttüğü, örgütün liderliğini yaparak illegal etkinlikler düzenlediği, illegal faaliyetler çerçevesinde örgüte taban kazanma amaçlı çalışmalar yaptığı, toplanan paraları örgüte, Suriye’de kendilerine karşıt terör örgütleri kontrolündeki kamplarda, sözde esir tutulan terör örgütü yanlılarına ve örgüt bünyesinde faaliyet gösteren şahıslara yönelik eğitim yapmak amacıyla kullandığı öne sürüldü.


Soruşturma çerçevesinde, sosyal medya platformları üzerinden propaganda faaliyetleri yürüttükleri şeklinde bilgileri bulunan illegal yapıya katılarak faaliyet gösterdiği tespit edilen 32 şüpheli, Yalova’daki saldırıyı gerçekleştiren şahıslarla bağlantılı ve İstanbul’da yılbaşı günü benzer saldırılara teşebbüs edebilecekleri şeklinde haklarında bilgiler bulunan 41 şüpheli, örgütle irtibatlı olduğu belirlenen 13 şüpheli, sosyal medyada örgüt yanlısı paylaşımlarda bulunan 14 şüpheli, ayrıca çatışma bölgeleriyle irtibatlı olduğu ve Türkiye açısından tehdit oluşturan ’yabancı terörist savaşçı’ oldukları belirlenen 15 şüpheli olmak üzere toplamda 115 şüpheli tespit edildi.


Tespit edilen şüphelilere yönelik İstanbul merkezli 2 ilde 114 adrese eş zamanlı operasyon düzenlendi. Düzenlenen operasyon sonucu 110 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Diğer şüphelilerin yakalanılmasına yönelik çalışmaların ise sürdüğü öğrenildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Sinsi ilerleyen bu rahatsızlığı ilk fark eden anneler oluyor Omurganın yana doğru eğilmesiyle ortaya çıkan skolyoz, özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde fark edilmeden ilerleyerek hem estetik hem de hayati sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Eğriliğin derecesi ve çocuğun yaşına göre tedavi seçeneklerinin değiştiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Nuri Erdem, erken tanının cerrahiye giden süreci kökten etkilediğini vurguladı. Toplumda çoğu zaman ’duruş bozukluğu’ olarak değerlendirilen skolyozun, ilerleyen evrelerde omurga gelişimini olumsuz etkileyebildiği belirtiliyor. Uzmanlar, omurganın kendi dengeleme mekanizmaları nedeniyle hastalığın uzun süre fark edilmeyebileceğine dikkati çekerken, bu nedenle çocukluk çağında yapılacak kontrollerin önem taşıdığını vurguluyor. Skolyozun tanı ve tedavi sürecinin birden fazla branşın değerlendirmesini gerektirdiğini belirten VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Omurga ve Skolyoz Cerrahisi ekibi, hastaların durumuna göre ortopedi ve beyin cerrahisi branşlarının birlikte değerlendirme yaptığını aktardı. Ekipte Prof. Dr. Mehmet Nuri Erdem, Prof. Dr. Mehmet Tokmak, Op. Dr. Cem Sever ve Op. Dr. Bedrettin Özsoy yer alıyor. "10 dereceye kadar olan eğriliği skolyoz olarak kabul etmiyoruz" Skolyozun derecesinin tedavi yaklaşımında belirleyici olduğunu ifade eden Prof. Dr. Erdem, şunları kaydetti: "Biz 10 dereceye kadar olan eğrilikleri skolyoz olarak değil, asimetri olarak kabul ediyoruz. 10 ila 20 derece arasındaki eğriliklerde çoğu zaman herhangi bir tedaviye gerek duyulmuyor ancak çocuğun yaşı ve büyüme potansiyeline bağlı olarak düzenli takip yapılması gerekiyor. 20 ila 40 derece arasındaki eğrilikler ise egzersiz programları ve korse tedavileri ön plana çıkıyor. 40 derecenin üzerindeki eğrilikler, çocuğun yaşı da göz önünde bulundurularak cerrahi tedavileri değerlendirmeye alıyoruz. Günümüzde 40 ila 50 derece arası bir gri zon olarak kabul ediliyor. Ancak 50 derecenin üzerindeki eğriliklerin mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor." "Anneler genellikle ilk fark eden oluyor" Skolyozun sinsi ilerleyen bir hastalık olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Erdem, "Omurga kendi içerisinde eğriliği telafi etmeye çalıştığı için çocuklar tamamen yana eğilmiş gibi görünmez. Bu nedenle hastalığı çoğu zaman anneler fark eder. Omuzlarda seviye farkı, bel çukurlarında asimetri, kıyafetlerin vücuda düzgün oturmaması önemli uyarı işaretleridir" diye konuştu. Erdem, tanı sürecine ilişkin de bilgiler vererek, "Skolyozun kesin tanısı ayakta çekilen bir röntgen filmiyle konur. Ancak öncesinde basit, hızlı ve etkili bir tarama yöntemi olan öne eğilme testini kullanıyoruz. Çocuk öne eğildiğinde kaburgalar veya bel bölgesindeki asimetri çok daha net şekilde görülür" şeklinde konuştu. "Tedavi yaklaşımı yaşa göre değişiyor" Skolyozun başlangıç yaşına göre farklı değerlendirildiğini vurgulayan Prof. Dr. Erdem, "10 yaş altındaki skolyozları erken başlangıçlı olarak adlandırıyoruz. Bu yaş grubunda omurga büyümeye devam ettiği için büyüme dostu cerrahilerle omurgayı doğru yönde yönlendirmeyi amaçlıyoruz. 10 yaş sonrası ve büyümesini büyük ölçüde tamamlamış çocuklarda ise omurgayı sabitleyen füzyon ameliyatlarını tercih ediyoruz" ifadelerini kullandı. "Skolyoz sadece estetik bir sorun değil" Skolyozun iç organları da etkileyebileceğine dikkati çeken Erdem, sözlerini şöyle tamamladı: "Özellikle erken yaşta başlayan ve tedavi edilmeyen skolyoz vakalarında akciğer kapasitesinde ciddi kısıtlılıklar ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle skolyoz yalnızca estetik bir problem olarak görülmemeli, mutlaka tıbbi bir hastalık olarak ele alınmalıdır."
Adana Sahte konkordato oyunu çöktü, 8 kilo altın sevgiliden çıktı: 15 tutuklama Adana’da şirketlerde güven kazanıp ardından batırılma oyunuyla dolandırıcılık yaptığı belirlenen şebekeye yönelik düzenlenen operasyonda 15 kişi tutuklandı. Yaklaşık 328 milyon liralık dolandırıcılık yaptığı tespit edilen örgütün, suçtan elde edildiği değerlendirilen şu anda piyasa değeri 300 milyon TL’den fazla olan mal varlığına el konuldu. Şebekenin para transfer trafiğinin 1,5 milyar lirayı bulduğu belirlenirken, örgüt üyelerinden birinin sevgilisinin bankadaki kasasından 8 kilogram altın çıktı. Alınan bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Mali Büro Amirliği ekipleri, 22 farklı gıda üzerine satış yapan bir şirketin dolandırıldıkları yönündeki başvurusu üzerine harekete geçti. Başlatılan çalışmada polis, dolandırıcılık yapan suç örgütünün izini sürdü. Yapılan araştırmalar sonucunda örgütün liderinin Y.K. (59), yöneticilerinin ise M.A. (46) ve N.Ü. (47) olduğu belirlendi. Yaklaşık 1 yıl süren teknik ve fiziki takip sonucu örgütün şirketlerde güven ortamı oluşturarak bu yolla dolandırıcılık yaptığı belirlendi. Şebekenin oto kiralama, inşaat, emlak ve yemekçilik alanlarında faaliyet gösteren 8 şirket aracılığıyla 22 gıda firmasını, toplam 328 milyon TL tutarında karşılıksız çekle dolandırdığı ortaya çıkarıldı. MASAK tarafından yapılan incelemede ise örgüt lideri, yöneticileri ve üyeleri arasında yaklaşık 1 milyar 500 milyon TL’lik para transfer trafiği belirlendi. Örgüt elebaşı Y.K.’nin şirketleri, yönetici pozisyonundaki M.A. ve tanıdıklarının üzerine geçirdiği, verdikleri çeklerin karşılıksız çıkması için de sahte konkordato başvuruları yaptığı tespit edildi. Bu süreçte Y.K.’nin, şirketlere ve kendisine ait mal varlıklarını sevgilisi B.H. (32), eşi F.A. (61) ve arkadaşlarının üzerine devrettiği de belgelendi. Örgütün 8 kilogram altını sevgilide ele geçirildi Elde edilen deliller doğrultusunda ekipler, şebekeye yönelik şafak vakti operasyon düzenledi. Adana merkezli 10 ilde yapılan operasyonda 25 şüpheli yakalandı. Polisin titiz takibi sonucunda şebeke üyelerinden Y.V.’nin, 1’er kilogramlık halde toplam 8 kilogram külçe altını saklamak için sevgilisi M.V.’yi paravan olarak kullandığı ortaya çıktı. M.V.’nin, bankada kendi adına açtırdığı kasada örgüte ait altınları muhafaza ettiğinin belirlenmesi üzerine polis takibi sıkılaştırdı. Otomobille bankaya gelen M.V. kasadan altın külçelerini alarak dışarı çıkarken yakalanarak gözaltına alındı. Altınlara da el konuldu. Şüphelilere ait ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda; 285 bin 800 TL, 11 bin 943 dolar, 2 bin 370 euro, 7 milyon 745 bin TL değerinde ziynet eşyası, 249 adet yazılı çek, 111 senet, 9 tapu, 26 şirkete ait kaşe ile çok sayıda şirket evrakı ve dijital materyal ele geçirildi. Örgütün milyonlarca lira değerindeki mal varlığına el konuldu Suçtan elde edildiği değerlendirilen, piyasa değeri yaklaşık 300 milyon TL’den fazla olan aralarında lüks otomobillerin de bulunduğu 25 araç, ofis, ev ve arsaların yer aldığı 29 taşınmaz ile M.V.’den ele geçirilen 1’er kilogramlık 8 kilogram külçe altına el konuldu. Örgütte yönetici konumunda bulunan N.Ü.’nün bankadaki kasasında ise 320 gram ağırlığında altın bilezik ve kolyeler ele geçirildiği öğrenildi. Örgüt lideri Y.K.’nin ifadesinde, "Benim şirketlerde herhangi bir imza yetkim yok. Olaylarla hiçbir ilgim ve alakam yok" dediği öğrenildi. Yönetici konumundaki M.A.’nın ise, "Benim işim bu. Y.K. beni çağırdı, ben sadece konkordato sürecini yönetiyorum. Dolandırıcılıkla işim olmaz" derken N.Ü.’nün ise "Ben şirkette işimi yapıyorum. Kasıtlı olarak iflas ettirmedik" dediği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 25 şüpheliden, örgüt lideri Y.K., eşi F.A., örgüt yöneticileri M.A. ve N.Ü. ile örgüt üyesi Y.V.’nin de aralarında bulunduğu 15 şüpheli tutuklandı. Örgüt elebaşının sevgilisi B.H. ile birlikte 8 şüpheli adli kontrol şartıyla, 2 şüpheli ise savcılıktan serbest bırakıldı.
Aydın Nazilli’de gebe okulunda eğitimler sürüyor Aydın’ın Nazilli ilçesinde anne adaylarına yönelik düzenlenen eğitim programları devam ederken, eğitimlerini tamamlayan gebelere katılım belgeleri verildi. Nazilli İlçe Sağlık Müdürlüğü bünyesinde bulunan Gebe Okulu’nda, gebelere yönelik eğitim faaliyetleri aralıksız sürdürülüyor. Merkezde görev yapan ebeler tarafından anne adaylarına, gebelikten doğum sonrasına kadar birçok önemli başlıkta bilgilendirme yapıldı. Eğitimler kapsamında gebelikte annede meydana gelen fizyolojik ve psikolojik değişiklikler, gebelikte beslenme, gebelik izlemleri, tüm gebelik dönemlerinde sık karşılaşılan sorunlar, doğum eyleminin belirtileri, hastaneye ne zaman gidilmesi gerektiği ve doğum çantası hazırlama konuları ele alındı. Ayrıca normal doğum ve evreleri, doğum ağrısıyla baş etmede ilaçsız yöntemler, lohusalık döneminde yönetim, yeni doğanın değerlendirilmesi ve ilk bakımı hakkında da detaylı bilgiler paylaşıldı. Programda bunun yanı sıra, yeni doğana doğum sonrası hastanede uygulanan taramalar, aşı ve ilaçlar ile yeni doğanın beslenmesi ve emzirme konularında da anne adayları bilgilendirildi. Eğitim programlarını başarıyla tamamlayan gebelere katılım belgeleri teslim edildi. Nazilli İlçe Sağlık Müdürlüğü yaptığı açıklamasında anne ve bebek sağlığını korumaya yönelik eğitim çalışmalarının belirli aralıklarla devam edeceğini belirtti.