EKONOMİ - 04 Haziran 2025 Çarşamba 09:52

İTOSAM’dan gençlere ilişkin araştırma

A
A
A
İTOSAM’dan gençlere ilişkin araştırma

İTOSAM’ın hazırladığı raporda İstanbul’da NEİY oranının yüzde 18,6 olduğuna dikkat çekilerek, NEİY olan gençlerin sosyoekonomik durumlarını iyileştirecek kapsamlı politikaların geliştirilmesi gerektiği kaydedildi.



İstanbul Ticaret Odası Stratejik Araştırmalar Merkezi (İTOSAM), ‘İstanbul’da Ne Eğitimde Ne İstihdamda Ne Yetiştirmede Olan Gençler (NEİY)’ başlıklı araştırma raporunu yayınlandı.


Araştırma için hem ilgili yaş grubundan gençler hem de konunun uzmanları ile yüz yüze mülakatlar gerçekleştirildi. Hazırlanan ihtiyaç analizi ve politika önerileri raporunda, "İstanbul’da NEİY olan gençlerin karşılaştığı zorlukların çözülmesi için geliştirilecek politikalar, gençlerin geleceklerini şekillendirecek ve hem Türkiye’nin hem de İstanbul’un sosyal ekonomik refahına olumlu katkı sağlayacaktır" değerlendirmesinde bulunuldu.


TÜİK verileri ışığında analizlere yer verilen raporda, OECD ülkelerinde 15-29 yaş arasında NEİY oranlarının ortalaması yüzde 13 iken, bu ülkeler içinde en yüksek NEİY oranına sahip ülkenin yüzde 28 ile Türkiye olduğu belirtti. İstanbul’da NEİY oranının ise yüzde 18,6 seviyesinde olduğu kaydedildi.


Prof. Dr. Mehmet Fatih Aysan’ın proje yürütücüsü olduğu araştırmaya göre; İstanbul nüfusunun 2,3 milyonu 15-24 yaş arasında ve genç nüfus İstanbul nüfusunun yüzde 14,8’ini oluşturuyor. Türkiye genelinde her 3 genç kadından 1’i ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor.



"NEİY Türkiye’de genç işsizliğin önemli bir alt kategorisini oluşturuyor"


Açıklamada görüşlerine yer verilen İTO Başkanı Şekib Avdagiç, "Raporda da yer aldığı üzere, mülakat bulguları NEİY olan gençlerin karşılaştıkları zorlukları aşabilmeleri için sosyal destek mekanizmalarının güçlendirilmesi, eğitim ve istihdam politikalarının yeniden ele alınması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu bulguları dikkatle ele almalıyız" ifadelerini kullandı.


Avdagiç, "NEİY Türkiye’de genç işsizliğin önemli bir alt kategorisini oluşturuyor. Ne eğitimde ne istihdamda ne yetiştirmede olma nedenleri arasındaki başat faktörlerden birinin aile olduğunu görüyoruz. Araştırmamıza katılan bir gencin, ailenin üstlendiği görevi ‘en güçlü işsizlik sigortası’ olarak tanımlamasını, üzerinde düşünülmesi gereken bir konu olarak görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.


Şekib Avdagiç, "Sosyal yardımların, belirli bir süre eğitim programlarına katılım ya da mesleki beceri kazanmaya yönelik faaliyetlerle ilişkilendirilmesi, gençlerin iş gücüne katılım motivasyonunu artıracaktır. Ayrıca staj programlarının yaygınlaştırılmasının yanı sıra iş deneyimi kazandırmaya yönelik yeni teşvik mekanizmaları geliştirilmelidir. İşverenlerin gençleri istihdam etme konusunda daha istekli olmalarını sağlamak için vergi indirimleri, maaş destekleri veya sigorta prim muafiyetleri gibi teşvik mekanizmalarında kapsam ve derinlik artırılabilir" önerilerinde bulundu.



Araştırmada verilen bilgiye göre, NEİY kavramı kendi içinde pasif ve aktif olarak iki gruba ayrılıyor. Aktif NEİY grubundaki gençler; gelir getirici bir işi bulunmayan, ancak iş bulduklarında çalışmaya hazır bireyleri temsil ediyor. Pasif NEİY grubunda yer alan gençler ise eğitim sürecinde yer almadıkları gibi iş aramadıkları için iş gücüne dahil edilmediklerinden işsiz olarak da sayılmıyorlar.


"Aşırı korumacı ebeveynlik çocukların duygusal iyi oluşlarını olumsuz etkileyebiliyor"


İTOSAM’ın "İstanbul’da Ne Eğitimde Ne İstihdamda Ne Yetiştirmede Olan Gençler" başlıklı araştırma raporunda yer verilen tespitlerden bazıları şunlar oldu:


En yüksek NEİY oranı yüzde 69 ile hiçbir resmi okulu tamamlamamış olanlar arasında görülüyor.


Katılımcılar, eğitim sisteminin yeterince destekleyici olmamasından ve mesleki yönlendirme eksikliğinden şikayet ederken, iş gücü piyasasına girişte deneyim eksikliği, düşük ücretler ve güvencesiz çalışma koşulları gibi faktörlerin onları NEİY statüsünde kalmaya ittiğini belirtiyorlar.


Zorunlu eğitim dönemindeki akademik başarı düzeyi, bireyin gelecekteki mesleki ve eğitimsel fırsatlara erişimini belirleyici bir faktör olarak öne çıkıyor.


Araştırmalar aşırı korumacı ebeveynliğin çocukların sosyal becerilerini ve duygusal iyi oluşlarını olumsuz yönde etkileyebileceğini gösteriyor. "Cam fanusta yetişmek" ifadesi, gençlerin güvenli ve korunaklı bir ortamda büyütülmeleri sonucu dış dünyadaki zorluklara karşı savunmasız kalmalarını temsil ediyor.


Uzman mülakatlarında düşük ücretler, olumsuz çalışma koşulları ve geleneksel kadın-erkek rolleri, kadınların iş gücü piyasasına katılımını sınırlayan temel faktörler olarak ön plana çıkıyor.


Araştırmalar, sosyal beceri eksikliğinin, NEİY gençlerini "sosyal dışlanma" ve "akran zorbalığı"na karşı daha açık ve savunmasız hale getirebildiğini ortaya koyuyor.


"Hazır tecrübeli işçileri en az maliyetle istihdam etme anlayışı gençlerin NEİY olma riskini besleyebiliyor"


Gençlerin aldığı eğitimleri bir yatırım gibi düşünmek yerine, hazır tecrübeli işçileri en az maliyetle istihdam etme anlayışı gençlerin NEİY olma riskini besleyebiliyor.


Uzun yıllar çalışarak ev ya da araç alabilme düşüncesinden uzaklaşan gençler, hayata daha realist ve sonuç odaklı bakabiliyorlar. Bu durum haliyle tüketim toplumunda gençleri hazza ve statüye dayalı eşyalara sahip olmaya sevk ediyor.


Sosyal hayattan izole olmak, bireyin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayamaması sonucunda ortaya çıkarken günümüzde gençler giderek daha çok içe kapanıyorlar.


İstanbul’un göçmen nüfusu Türkiye’nin diğer illerine kıyasla oldukça yüksek ve bu durum, NEİY olan göçmen gençlerin toplumsal ve ekonomik hayata katılımında çeşitli engellerle karşılaşmasına neden oluyor.


Özellikle mesleki ve teknik eğitim programlarının yetersizliği, gençlerin mezuniyet sonrası iş bulma becerilerinin gelişmesini engelliyor ve NEİY kategorisinde yer alma riskini artırıyor.


NEİY olan 19 genç yaşadıklarını anlattı


Araştırmada NEİY olan 19 gencin görüşlerine de yer verildi. Bunlardan bazıları şöyle:


Ben en çok aileye, ailede yetiştirilme tarzına bağlıyorum. Biraz daha erken iş hayatına veya iş hayatına benzer sorumluluklar almaya yönlendirilseydim daha kolay adapte olurdum. (Kadın, lisans, 27)


Kendi param olsa rahat, özgürce harcayabilirdim. Hesap vermezdim. Bu konuda çok muzdaribim mesela. En azından bir gelirim olsaydı çok iyi olurdu. Çalışmayı çok düşündüm. Ama çocuğa bakacak hiç kimse yok. Çocuk okula gidiyor. Eve geldi, ev boş. Gözüm kesmedi. Yani imkansız benim çalışmam. (Kadın, lise terk)


Üniversite öğrencisi olduğum için zaten 2-3 ay sonra çıkacak, bırakacak deniliyor. O yüzden hiç almıyorlar. Üniversiteden sonra da yeni mezun olduğum için bize daha önce çalışmış, en az 2 yıl deneyimli eleman lazım deyip, okul öncesinden de ret aldım. (Kadın, lisans)


Boşlukta hissediyorum. İşe yaramaz hissediyorum. Yani amacım ne, bu dünyaya neden geldim gibi düşüncelere kapılıyor insan. (Kadın, ön lisans, 27)


(Meslek edindirme kursları) Hiç katılmadım, katılmayı düşündüm ama biraz da para tuzağı gibi. Bu sertifikalar biraz da ‘Şu kadar para ver, sertifikaları doldur’ gibi geliyor bana. Devletin kursları güzel aslında, ücretsiz veriyorlar. (Erkek, lisans, 22)


"Düşük bir ücretle çalışmaktansa çalışmamayı tercih ederim gibi bir olguya dönmüş durumda"


Raporda yer alan uzman görüşlerinden bazıları da şöyle oldu:


Aile himayesinde olan gençlerin daha çok NEİY statüsüne düştüğünü gözlemliyorum. Cam fanusu kaldırdığımız anda bağışıklıkları yok oluyor. Zorluğu gördüğü zaman vazgeçiyor, iletişim kuramıyor.


Bugün bizim eğitim ve çalışma arasındaki link koptuğu an insanlar eğitim hayatında kalmak istemiyorlar. İşte ben üniversite eğitimi alacağım, ne olacak, ne kadar maaş alacağım diye bakıyor erkek çocukları


Bize anne baba geliyor, diyor ki benim oğluma iş lazım. Oğlun nerede diye soruyoruz. Evde, odasından çıkmıyor diyor. Siz iş varsa bana söyleyin, ben kendisine söylerim diyor. İş aramaya bile gelmeyen bir kişiyi biz nasıl işe yönlendireceğiz?


Süreç içerisinde Türkiye’de diğer Avrupa ülkelerinden farklı olarak nitelikli NEİY meselesinin çok ciddi anlamda hem ekonomik hem sosyal maliyeti olacağını düşünüyorum.


Ülkedeki NEİY’lerin önemli bir kısmı, özellikle okuma seviyesi arttıkça düşük bir ücretle çalışmaktansa çalışmamayı tercih ederim gibi bir olguya dönmüş durumda.


Şimdi bu kişilere devlet ciddi bir eğitim yatırımı yapıyor; ortaokul, lise ve üniversitede. Devlet açısından zaten bu eğitim yatırımının tamamı boşa gitmiş oluyor. Bu, devlet açısından bir kayıp.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Fethiye Ölüdeniz’de 328 milyonluk yatırımın 4. etabı tamamlandı Muğla Büyükşehir Belediyesi, Fethiye-Ölüdeniz yolunda 328 milyon TL’lik yatırımla yürüttüğü yol ve altyapı çalışmaları kapsamında 4. Etap Ölüdeniz-Kayaköy yolunda çalışmalarını tamamladı, 2. Etap Ovacık-Şehir içi güzergâhında ise çalışmalar devam ediyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Fethiye-Ölüdeniz bölgesinde başlattığı yol, altyapı ve çevre düzenleme çalışmaları, mahallelerde büyük bir dönüşümle devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği yatırımlar hem ulaşım güvenliğini artırıyor hem de bölgenin turizm potansiyeline katkı sağlıyor. 328 milyon TL’lik yatırımla yürütülen 4. Etap Ölüdeniz-Kayaköy yolunda 2 bin 500 metre binder serimi tamamlanırken yatay ve düşey işaretleme çalışmaları başladı. 4. etap tamamlandı, 2. etapta çalışmalar devam ediyor 1. etap Patlangıç-Ovacık, 3. etap Hisarönü-Ölüdeniz ve 4. etap Ölüdeniz-Kayaköy yolunda çalışmalar tamamlanırken, 2. Etap Ovacık-Şehir içi güzergâhında ise çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. 2. Etap Ovacık-Şehir içi kapsamında; 7 bin metre uzunluğunda yağmur suyu hattı, kaldırım düzenlemeleri, 3 bin sıcak asfalt serimi, istinat duvarı yapımı ve dönel kavşak düzenlemeleri yapılıyor. Genel proje kapsamında 11 bin metre sıcak asfalt serimi, 4 bin 200 metre içme suyu hattı, 7 bin metre yağmursuyu hattı ve 4 bin 500 metre çelik oto korkuluk yapımı yer alıyor. Başkan Aras: "Fethiye-Ölüdeniz hattını geleceğe hazırlıyoruz" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Fethiye-Ölüdeniz hattı, hem hemşehrilerimizin günlük yaşamında hem de kentimizin turizm kimliğinde çok önemli bir yere sahip. Bu güzergahta hayata geçirdiğimiz çalışmalarla sadece yolları yenilemiyor; güvenli, konforlu ve estetik bir ulaşım altyapısını bölgemize kazandırıyoruz. Mahallelerimizin ihtiyaçlarını gözeten, çevreyle uyumlu ve uzun yıllar hizmet edecek bir dönüşümü adım adım gerçekleştiriyoruz. Amacımız, Fethiye’yi ve Ölüdeniz’i hem yaşayanlar hem de ziyaret edenler için daha erişilebilir, güvenli ve çağdaş bir noktaya taşımak" dedi.
Ordu Karadeniz’deki kar yağışı, fındık ve diğer tarım ürünlerine yaradı Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, Karadeniz Bölgesi’nde etkili olan kar yağışının fındık başta olmak üzere tarım ürünleri için yararlı olduğunu söyledi. Bölgede geçen haftalarda yüksek kesimlerde kar yağışı etkili oldu. Hafta sonu ise kar yağışı 400 rakım ve üzerinde görüldü. Yağışın ardından bu yükseklikteki alanlar karla kaplandı. Tarım alanları ve fındık bahçelerinin de kar altında kaldığı bölgede yağışın, tarım ürünleri için faydalı, soğuklama dönemini yaşaması açısından önemli olduğu belirtildi. "Tüm ürünler için faydalı oldu" Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, "Bu aylarda özellikle fındık ve diğer tarım ürünleri için kar yağışı bekliyorduk. Geçen günlerde yaklaşık 800 rakım ve üzeri yüksek kesimlerde kar yağışı etkili oldu ama hafta sonu yeniden bir yağış gerçekleşti. Bu kar yağışı 400 rakıma kadar indi ve başta fındık olmak üzere tarım ürünleri için iyi oldu" dedi. "Soğuklama dönemini yaşaması açısından çok önemli" Kar yağdığında fındığın hem bir soğuklama dönemini yaşaması, hem de toprak yapısının düzenlenmesi ve su ihtiyacının karşılanması gibi konuların karşılandığını ifade eden Soydan, "Daha güçlü olması anlamında kar yağışı önemli. Kar yağışı aralıklarla etkili olduğu zaman önümüzdeki aylarda erken yapraklanmayı da geciktirecektir. O açıdan önemli, inşallah aralıklarla kar yağışı etkili olur ve mevsim normal bir şekilde devam eder" şeklinde konuştu. Soydan ayrıca, 2025 yılında ülke genelinde etkili olan zirai don olayının 2026 yılında yaşanmamasını temenni ettiklerini de kaydetti.
Ordu Ordu Büyükşehir, Fatsa’nın 30 yıldır temizlenmeyen altyapısına indi Ordu Büyükşehir Belediyesi, uzun yıllar her şiddetli yağışta taşkınlara maruz kalan Fatsa ilçesinde, 30 yılı aşkın süredir hiç temizlenmeyen kapalı dere ve menfezleri 6 ay süren çalışmalarla açarken, kronik hale gelen su taşkını sorunu da kalıcı çözüme kavuşturdu. İl genelinde muhtemel su taşkınlarına karşı sürekli olarak teyakkuzda olan Ordu Büyükşehir Belediyesi, Fen İşleri Dairesi Başkanlığı ekipleriyle riskli bölgelerde önleyici çalışmalar yürütüyor. Türkiye’de sayılı belediyede bulunan kanal temizleme aracı sayesinde tıkanan altyapı hatları hızlı ve etkili şekilde açılıyor. Bu kapsamda yıllardır her şiddetli yağışta taşkınlara maruz kalan Fatsa ilçesinde çalışma yapan ekipler, 30 yılı aşkın bir süredir hiç temizlenmeyen, menfezler, dere yatakları, bakslar ve yağmur suyu hatlarında çalışma gerçekleştirdi. Menfezler, dere yatakları, bakslar ve yağmur suyu hatlarında biriken çakıl, toprak, taş ve odun gibi atıklar yüksek basınçlı suyla parçalanarak, rögar bacalarına taşındı, ardından vakum sistemiyle temizlendi. 6 ay süren çalışmalar sonucunda altyapı hatları tamamen temizlenirken muhtemel su taşkınlarının önüne geçildi. Öte yandan Ordu Büyükşehir Belediyesi ekipleri, kapalı dere, menfez ve kanal temizlik çalışmalarını 19 ilçede eş zamanlı olarak sürdürüyor.