SPOR - 16 Aralık 2025 Salı 10:15

Kadir Yıldırım: "Bu gururu bana yaşatan Allah’a şükürler olsun"

A
A
A
Kadir Yıldırım: "Bu gururu bana yaşatan Allah’a şükürler olsun"

Milli sporcu Kadir Yıldırım, WAKO Büyükler Kick Boks Dünya Şampiyonası’nda üst üste elde ettiği şampiyonluklarla bu kategoride art arda altın madalya kazanan ilk Türk sporcu olmanın mutluluğunu yaşadığını dile getirerek, "Bu gururu bana yaşatan Allah’a şükürler olsun" dedi.


Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dhabi’de yapılan WAKO Büyükler Kick Boks Dünya Şampiyonası’nda +91 kilo low kick kategorisinde milli kick boksçu Kadir Yıldırım şampiyon oldu. Milli sporcu, art arda elde ettiği 2 dünya şampiyonluğuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açıklamalarda bulundu.


Son dünya şampiyonu olduğu için turnuvaya seri başı olarak başladığını belirten Yıldırım, "Ön elemeyi bay geçtim. Daha sonra çeyrek finalde Litvanyalı rakibimle karşılaştım. Litvanyalı sporcuyla maçımızın ilk rauntta ters bir darbe alarak knockdown durumuna düştüm. Daha sonra saydıktan sonra tekrar maç başladı. Rakip, durumdan faydalanmak için tekrar baskı yaptı ve hakem bir kez daha saydı. İlk rauntta hakem bir kez daha sayacak olsaydı zaten maç otomatikman bitiyordu. Bütün hayallerimi gerçekleştirmek basamak ne olursa olsun geçmen gerekiyor. Bir üst tura çıkmak için kazanman gerekiyor. Bizim önümüzdeki basamak da Litvanyalı rakibimizdi. İkinci rauntta maçı çok dengeleyemesem de ortada gitti. Ama maçın bitimine 1 dakika 53 saniye kaldığı bir resim var. Orada, son rauntta bir hakemde 7-0, bir hakemde 3-0, bir hakemde ise yine 3-0’lık skorla kaybederken buradan maçı çevirdim. İnanın bana, nasıl çevirdim sorusunun cevabı bende yok. Bunun sadece bir inanmayla ilgili olduğunu düşünüyorum. Sonuçta bir tarafın eli kalkmadan maç kazanılmıyor. Biz bu bilinçle, bu iradeyle çıktığımız üçüncü rauntta çok yüksek performans göstererek maçı çevirdik, aynı zamanda da o ilk turu geçip yarı finale çıktık" ifadelerini kullandı.



"Biz bu maçı kazanırsak şampiyonuz dedim"


Çeyrek finalde karşılaştığı Litvanyalı sporcuyla yaptığı mücadelenin, organizasyonun en kritik mücadelesi olduğunu aktaran Yıldırım, "Ben daha maça çıkmadan önce de kendimce öyle değerlendiriyordum. Hatta sevdiklerimizle konuşurken de dedik ki biz bu maçı kazanırsak şampiyonuz Allah’ın izniyle. Daha önce maç yapmadığım biri olduğu için en zor rakibimin o olduğunu düşündüğümden bu cümleleri kullanmıştım. Sonra yarı finalde Polonyalı ile karşılaştık. Polonyalının bir önceki turdaki maçını kısa süre takip etme şansım oldu. 2023 Dünya Şampiyonası’nda da başka bir Polonyalıyı nakavt etmiştim. Onun da vermiş olduğu özgüvenle Polonyalı rakibime çok agresif, sert bir oyun sergiledim. İlk raunt başlar başlamaz ringde kırmızı olmayan yer kalmadı. Rakibimin burnundan akan kanlardan bahsediyorum. Hakemlerimizin gömlekleri, koçlarımızın üstü başı hep kan oldu. Öyle agresif dövüştüm. Maçı ilk rauntta bitirmiş ve finale çıkmış oldum" diye konuştu.



"Bu gururu bana yaşatan Allah’a şükürler olsun"


Yarı finali geçmesinin ardından finalde Hırvatistanlı bir rakiple karşılaşacağını öngördüğünü aktaran Kadir Yıldırım, "Polonyalıyı yendikten sonra diğer tarafta Hırvatistanlı da Kırgızistanlı rakibini yenerek finalde rakibim oldu. Hırvatistanlı rakibimi 2023 yılında Portekiz’de yapılan dünya şampiyonasında yine finalde yenmiştim. Orada da ezici üstünlükle kazanmıştım. Burada da maça çok yüksek bir özgüvenle çıktım. Çünkü yarı final maçımı ringin hemen kenarından izliyordu. Beni yakından takip ediyordu ve Polonyalıyı yendiğim maçta ona gerçekten çok korku dolu anlar yaşattım. Orada çok yakın takipteydi. Bu durumun yaşanacağını biliyordum. Maçtan önce yüz ifadesinde de bunu gördüm. Ona karşı da çok agresif bir oyun sergiledim. İlk rauntta çok üstün ve agresif bir performansla bir kez knockdown yaptım. İkinci raundun başında ise ilk yüksek tekmeyle rakibimi knockout ederek art arda ikinci kez dünya şampiyonu oldum. Bu dünya şampiyonluğu, tüm kick boks tarihinin erkekler kategorisinde art arda dünya şampiyonluğu yaşayan ilk sporcu olmamı sağladı. Bu gururu bana yaşatan Allah’a şükürler olsun. Bunu size net bir şekilde ifade edebilirim. Çünkü bunu orada tam anlamıyla yaşayarak hissettim" şeklinde konuştu.



"Kızımın maçtan önce söylediği ‘Kazanacaksın baba’ cümlesi kulağımdaydı"


Çeyrek finalde Litvanyalı rakibiyle karşılaştığı maçta son raundun bitimine 1 dakika 53 saniye kala mücadeleyi lehine çevirdiği anla ilgili duygularını paylaşan milli sporcu, "Maç başlamadan önce rakibin ciddi olduğunu ve ciddiyetinin farkında olduğumuzu da söylemeliyim. Ben ve ekip arkadaşlarımız, takım antrenörlerimiz dahil herkes durumun farkındaydı. Ancak sonuçta ben son dünya şampiyonu olarak buraya çıktım. Biz de iddialıydık. Belki de rakibe göre ben daha çok korku yaşatabilecek birisiydim. Ama maç istediğimiz gibi başlamadı. İlk knockdown olduğum pozisyondan sonra hakem 8’e kadar sayıp beni tekrar ringe davet ettiğinde ve gardımı aldığımda aklımdan bazı şeyler geçti. Belki de milli takımda son yılımı dünya şampiyonu olarak bitirip bırakma isteği aklıma geldi. Bırakma düşüncesiyle geldiğim bir organizasyonda dereceye giremeden gitme korkusunu yaşayarak maça başladım. Her zaman sporcularıma da söylerim, kendim de çok iyi bilirim; maçın skoru ne olursa olsun, önde ya da geride ol, ister 20-0, 30-0, 50-0 geride ol, kazanmak ya da kaybetmek bazen tek bir yumruğa bakar. Bunu çok iyi bildiğim ve sporcularıma da empoze etmeye çalıştığım bir gerçek var. Maç devam ediyordu, yıkılmamıştım, ayaktaydım sonuçta. Kızımın maçtan önce bana, tedirgin de olsa ‘Kazanacaksın baba’ cümlesi kulağımdaydı. Maçın içinde bu duygularla geri döndüm. İnanın bana, ikinci raunt çok etkili geçmedi. Performans olarak çok etkili olamadım. Ama üçüncü ranundda bence oradaki bütün yetkilileri de şaşırtan bir şey oldu. Zaten maçtan sonra herkes çok takdir etti. Olmaz denileni başardım. Herkesin ayakta izlediği maçta, son raundda tribünlerde çoğu kişi oturmuştu. ‘Kadir Yıldırım kaybetti’ şeklinde yorumlar fazlasıyla artmıştı. O geri dönüşü sağlayan şey, maç içinde kafamda kurduğum o senaryoydu ya da çocuğumdu. Belki son kez dünya şampiyonu olup oradaki hayallerimi gerçekleştirme düşüncesi beni maça geri döndüren, maçı kazandıran unsurdu. İnanın, ben bile tam olarak nasıl olduğunu bilmiyorum. Çok zoru başardığımı söyleyebilirim" değerlendirmesinde bulundu.



"Belki de o iki rekat namaz şampiyonluğu getirdi"


Yıldırım, çeyrek final karşılaşmasında kendi maçına 4-5 yarışmacı kala yaşanan bir olayı anlatarak şu cümlelere yer verdi:


"Tabiri caizse buna bir iman gücü de diyebiliriz. Aslında bir hikaye daha var. Isınma alanındaydık, öğle namazını kılmıştım. Şortumu giymiştim, bütün malzemelerim üzerimdeydi. Artık bana 4-5 maç sıra kalmıştı. O sırada Konya İl Temsilcisi Mehmet Güçlü hoca, ringdeki hocamdı. Yine Mevlüt Aker’le beraberdi. Geçen seneki Avrupa şampiyonasında da birlikte namaz kıldığımız bir hocaydı. Bana, ‘Kadir, ikindi namazını kıldın mı?’ dedi. ‘Hocam, öğle namazını kıldım ama ikindiyi kılmadım. Üstümü başımı giydim artık’ dedim. Maçtan sonra kılarım diye düşündüm. Sonra kendi kendime dedim ki ‘Niye maçtan sonra kılayım? Zaman var, kaç dakika sürecek ki?’ Hemen üstüme bir eşofman giydim, abdestimi aldım ve namazımı kıldım. Belki de bu gücün etkisiyle şampiyon oldum. O üçüncü raunttaki enerjinin nereden geldiğini gerçekten bilmiyorum. Çocuğum olabilir, ailem olabilir ama belki de orada kıldığım o iki rekat namazdı. Bu yaşta ve bu kiloda, tarihinin en yüksek yaşında dünya şampiyonu olan sporcu olarak dünyada bu anlamda tekim. Türkiye’de de art arda dünya şampiyonluğu yaşayan tek sporcu unvanını taşımak benim için büyük bir gurur. Ama bunun altında çok yüksek manevi duygular var. Bu iş sadece yumruk ve tekme atmaktan ibaret değil. Çünkü insanın performansını yüzde 16-17’ye kadar artırabilen başka etkenler de var. Benim için bu etkenler performansımı artırdı ve dünya şampiyonluğunu getirdi."



"Tek bir yumrukla, tek bir tekmeyle her şey değişebilir"


38 yaşındaki milli sporcu, Litvanyalı rakibi karşısında maçın bitimine az bir süre kala puan olarak geride olmasına rağmen pes etmediğini vurgulayarak, "Strateji kısmına gelince, özellikle ilk maçlarda antrenman düzeyim çok belirleyici oluyor. Ben gerçekten çok iyi antrenman yapan bir sporcuyum. Tabiri caizse antrenman manyağıyım. Kendime çok iyi bakarım, beslenmeme çok dikkat ederim. Bunu herkes çok iyi bilir. Maç içindeki stratejiyi oluştururken rakibin güçlü olduğunu, teknik potansiyelinin yüksek olduğunu biliyordum. O tedirginliğin bir sonucu olarak da o darbeyi alıp knockdown oldum. Bu kötü başlangıcın sebeplerinden birinin, çok fazla olmasa da o tedirginliğin maça yansıması olduğunu düşünüyorum. Geri dönüşümde ise maçın bitimine 1 dakika 54 saniye kala skoru çevirdim. Maçta fark 26-0 bile olsa, tek bir yumrukla, tek bir tekmeyle her şey değişebilir. Ben bu gerçeği bildiğim için mücadeleme bu şekilde devam ettim. Elbette bütün bunların temelinde tecrübe yatıyor. Tecrübe arttıkça, bu tür geri dönüşler ve doğru kararlar da gelişiyor" diyerek sözlerini tamamladı.



Kadir Yıldırım: "Bu gururu bana yaşatan Allah’a şükürler olsun"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Kunduracı Hasan Küçükkoç yöresel kelimelerle müşterilerini sınava tutuyor Konya’da ayakkabıcılık yapan kunduracı Hasan Küçükkoç, Şebri Aruz programı için Avusturalya’dan gelen turistte yöresel kelime ‘annouv’ dedirtmesi sosyal medyada büyük beğeni topladı. Kunduracı, gün boyunca tüm müşterilerine yöresel kelimelerle de sınav yapıyor. Konya’da tarihi bedesten çarşısında kunduracılık yapan 46 yaşındaki Hasan Küçükkoç, Şebri Aruz törenleri için Avusturalya’dan Konya’ya gelen ve çarşıyı gezen bir turist ile tanıştı. Turistin ayakkabısını boyayan Hasan Küçükkoç’ın konuşması dikkat çekmesi üzerine Avusturalyalı turistte yöresel şaşırma kelimesi olan ‘annouv’ dedirttiği anları arkadaşı ile beraber görüntüleyerek paylaştığı sosyal medyada büyük beğeni topladı. Küçükkoç, aynı zamanda iş yerine gelen müşterilerini de yöresel kelimelerle sınav yapıyor. "Konya’nın şivesi olan ‘Annouv’ tekrar yapınca o kişide Google üzerinden arama yaptı" Turist kişiyle yaşanan diyalogları anlatan kunduracı Hasan Küçükkoç, "O gün ben burada normal işlerimi yapıyordum. İş yerimin önüne doğru bir turist geldiğini fark ettim. Benimde elimde o sırada çay vardı çayı ikram etmek istedim. Onlarda beni kırmadı oturdular ve o gün ki muhabbetimizi unutamıyorum. Yurt dışından gelmişler Şebri Aruz törenleri için güzel bir sohbet oldu o gün. Onlarla muhabbet sırasında Konya’nın şivesi olan ‘Annouv’ diyorum bunu birkaç kere tekrar yapınca o kişide Google üzerinden arama yaptı ama tabi Google şive olduğu için sonuç vermedi güzel bir anı oldu" dedi. "‘Günaydın’ diyenlere bende bunlara ‘hayırlı zabahdan diyorum" Gelen müşterilerin konuşmasını sevdiklerini anlatan Hasan Küçükkoç, "Ben Konya’nın yerlisi olduğum için şiveme her zaman buraya gelip konuşmamı dinliyorlar. Bende burada onları memnun edebilmek için elimden geleni yapıyorum. Dinleyenlerde seviniyorlar eski Konya’mızın şivesini duydukları için. Bazen böyle gelenler bana ‘günaydın’ diyor bende bunlara ‘hayırlı zabahdan diyorum’ gelen kişilere ben nasılsınız demiyorum ‘nörün’ diyorum bunlarda hoşuna gidiyor" diye konuştu. Kunduracı Hasan Küçükkoç’a gelen müşteriler ise sınav sonrası duydukları kelimelerden oldukça memnun olduğunu söyledi. (İY-
Antalya Genç kadın toplantı için beklediği dayısının silahından çıkan kurşunlarla hayatını kaybetmiş Alanya’da bir emlak ofisinde dayısının silahından çıkan kurşunlarla hayatını kaybeden Deniz Şişman’ın (39) aile büyüklerinin devreye girerek 1,5 yıl önce ortaklıkları biten dayısı ile ailesi arasındaki husumetin sonlandırılması için düzenlenen toplantıya hazırlanırken öldüğü bildirildi. Saldırıdan yaralı kurtulan Mehmet Ş. sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda katil zanlısı İlhan S. ile ortaklıklarının yaklaşık 1,5 yıl önce sonlandığını kendisi farklı zamanlarda şahsına ve şirketine yönelik asılsız ve tutarsız iddialarda bulunmaya başladığını belirterek "Bu mesnetsiz iddialara son vermek ve taraflar arasında adil bir değerlendirme yapılabilmesi amacıyla, defalarca ortak aile büyüklerimiz ve konuya vakıf kişilerin katılımıyla bir toplantı düzenlenmesini talep etmemize rağmen, İlhan S. iddialarının temelsiz olduğunu bildiğinden her seferinde bu toplantıyı reddetmiştir. Sonrasında, kendisinin de itiraz edemeyeceği şekilde tarafsız kişilerin belirlendiği ve elimizdeki kanıtların sunulacağı bir toplantının düzenlenmesine karar verildi. Kendisinin de katılacağı toplantı hazırlıklarımızı sürdürdüğümüz sırada, katil zanlısı İlhan S. gerçeklerin ortaya çıkmasından endişe duyduğu ve artık yaptıklarını gizleyemeyeceğini anladığından, saat 10:15’te yani toplantının başlamasına 45 dakika kala evimin kapısını çalmış ve kapıyı açar açmaz başıma ateş etmiştir. Hayatta kaldım. Beni vurduktan sonra yaklaşık 500 metre mesafedeki ofisime yürüyerek gitmiş ve orada hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği canice bir saldırıda bulunmuştur. Ablam Deniz Şişman’ı vahşice katletmiştir" dedi. Olay, geçtiğimiz günlerde Saray Mahallesi Yunus Emre Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre İlhan S. (58) isimli şahıs henüz belirlenemeyen nedenle Mehmet Ş. (36) isimli yeğeninin oturduğu eve gitti. Evde yeğenini tabancayla vurduktan sonra Yunus Emre Caddesi’nde bulunan yine yeğenine ait emlak ofisine gitti. Yanında getirdiği tabancayla ofisin içinde bulunan yeğeni Deniz Şişman’a (39) ateş eden İlhan S. olay yerinden ayrılırken, kapıda duran eniştesi Ş.Ş.’yi (65) ise bacağından vurdu. 20 metre ilerde Çelikler Süleymaniye Cami avlusuna giden İlhan S. banka oturduktan sonra aynı silahla hayatına son vermek istedi. Göğsünden ağır yaralanan şüpheli hastaneye kaldırıldı. Ayrıca evde ve ofiste vurulan kişiler çevre hastanelere kaldırılırken, yaralıların durumlarının ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Öte yandan emlak ofisinin içinde vurulan Deniz Şişman hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Deniz Şişman, Alanya Belediyesi morguna kaldırıldı ardından yakınları tarafından teslim alındıktan sonra Cikcilli Belediye mezarlığına defnedildi. Katil zanlısı İlhan S’nin ise hastanedeki tedavisinin devam ettiği öğrenildi. "Tüm sevdiklerim dostlarım hakkınızı helal edin. Cezaevi ölüm olurdu" Öte yandan tedavisi halen süren zanlı İlhan S.’nin saldırıyı gerçekleştirdikten sonra yaptığı tahmin edilen sosyal medya paylaşımında "İhanet, ahlaksızlık, hırsızlık ve namussuzlukları için, Narkoman sapık yaşamları için, yanlarında çalışan gencecik insanları kokaine alıştırıp kullandıkları için, aşağılık kişiliklerini gizleyerek hak yiyerek şeytani roller yaptıkları için, şeytani algılar yaptıkları için, hayatta hiçbir insanî ve manevi değere sahip olmadıkları için, insanlığa, akrabalığa, iyiliğe, yardım etmeye, güvenmeye olan inancımızı yok ettikleri için çoktan bedel ödemeleri gerekiyordu. Rabbim affetsin artık dayanmak mümkün olmadı. Kötülük ve kalleşlik yeryüzünden silinmeli ve ihanet asla cezasız kalmamalı. Tüm sevdiklerim dostlarım hakkınızı helal edin. Cezaevi ölüm olurdu" sözlerini sarf etmişti. "Her seferinde bu toplantıyı reddetti" Yaşanan olayın ardından evde katil zanlısı İlhan S. (58) tarafından vurulan Mehmet Ş.(36), bu açıklamalara tepki gösteren bir açıklama yaptı. Mehmet Ş, "Katil zanlısı İlhan S. ile ortaklığımızı yaklaşık 1,5 yıl önce sonlandırdıktan sonra, kendisi farklı zamanlarda şahsıma ve şirketime yönelik asılsız ve tutarsız iddialarda bulunmaya başlamıştır. İşimizi her zaman temiz ve şeffaf şekilde yürüttüğümüz için bu haksız iddialara, iş ilişkisi içinde olduğumuz veya olmadığımız hiçbir kurum ya da kişi itibar etmemiş, tüm paydaşlarımız bu süreçte yanımızda olmuştur. Bu mesnetsiz iddialara son vermek ve taraflar arasında adil bir değerlendirme yapılabilmesi amacıyla, defalarca ortak aile büyüklerimiz ve konuya vakıf kişilerin katılımıyla bir toplantı düzenlenmesini talep etmemize rağmen, İlhan S. iddialarının temelsiz olduğunu bildiğinden her seferinde bu toplantıyı reddetmiştir. Sonrasında, kendisinin de itiraz edemeyeceği şekilde tarafsız kişilerin belirlendiği ve elimizdeki kanıtların sunulacağı bir toplantının 11 Aralık 2025 günü saat 11:00’de tarafsız bir grubun huzurunda yapılması kararlaştırılmıştır" dedi. "Toplantıda gerçeklerin ortaya çıkacağını anladı" Açıklamaların iftira olduğunu da aktaran Mehmet Ş., "Bu paylaşımlar, gerçekleştirdiği katliamı meşrulaştırmak ve kendini haklı göstermek amacıyla yapılmıştır. İntihar etmeye karar verdikten sonra sosyal medyada asılsız ve manipülatif ifadeler kullanmıştır. Bu derece ağır iftiraları kabul etmediğimizi, bu acılı süreçte kamuoyuyla paylaşmak zorunda hissettik. Kendisinin de katılacağı toplantı hazırlıklarımızı sürdürdüğümüz sırada, katil zanlısı İlhan S. gerçeklerin ortaya çıkmasından endişe duyduğu ve artık yaptıklarını gizleyemeyeceğini anladığından, saat 10:15’te yani toplantının başlamasına 45 dakika kala evimin kapısını çalmış ve kapıyı açar açmaz başıma ateş etmiştir. Hayatta kaldım. Beni vurduktan sonra yaklaşık 500 metre mesafedeki ofisime yürüyerek gitmiş ve orada hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği canice bir saldırıda bulunmuştur. Ablam Deniz Şişman’ı vahşice katletmiş, ardından babam Şenol Şişman’a dört el ateş etmiştir. Güvenlik kamera kayıtlarından, elinde silahla diğer odalarda başka kimlerin olduğunu araştırdığı ve ofisimize ziyarete gelen 18 yaşın altındaki bir gencin saklanarak kurtulduğu görülmüştür. Hiçbir, kültürde ve dinde karşılığı olmayan bu vahşetin, vicdanlarda asla kabul edilmeyecek bir davranış olduğuna inanıyorum. İlhan S’nin işlediği adli suç nedeniyle en ağır cezayı alması için adli süreci başlattığımızı ve bu yönde gereken her türlü hukuki mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi belirtmek isteriz’’ ifadeleri kullanıldı.
Manisa Halk eğitim merkezleri istihdama katkı sağlıyor Manisa Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi, 2025 yılında açtığı 1121 kursla 16 bin 738 kursiyere ulaşarak, özellikle istihdam odaklı eğitim anlayışıyla dikkat çekti. Manisa Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi, 2025 yılında açtığı çok sayıda kursla binlerce vatandaşa eğitim imkanı sundu. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü çatısı altında çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi Müdürü İlyas Kayaokay, her yaş grubuna ve her kesime yönelik kurslar açtıklarını söyledi. Kurslarda çeşitlilik 2025 yılında açılan kurslarla ilgili bilgi veren Manisa Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi Müdürü İlyas Kayaokay, "Şehzadeler Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü olarak bizler Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü çatısı altında her zaman her yerde herkes için eğitim anlayışıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sosyal, kültürel, sanatsal, sportif, akademik, mesleki anlamda çok çeşitli kurslar açıyoruz. Mahallelerimize, köylerimize, şehir merkezlerimize tüm halka, tüm yaş seviyesindeki vatandaşlarımıza hizmet götürüyoruz. 2025 yılında toplamda 16 bin 738 kursiyer sayısı sistem üzerinden eğitim almaktadır. Bunlardan 10 bin 484 kişisi kadın kursiyer, 6 bin 254 kişisi de erkek kursiyer olmak üzere toplamda 16 bin 738 kursiyere hizmet vermişiz. 1121 kurs açılmış, bu kurslar az önce de belirttiğimiz gibi sosyal, kültürel, sanatsal, mesleki, genel kurslar olmak üzere çok çeşitli alanlarda hizmetimizi vermişiz." dedi. Önceliğimiz istihdam Açılan kursların genelde hobi gibi görünse de önceliklerine istihdama katkı olduğunu vurgulayan Kayaokay, "Halk Eğitim olarak talep edilip ve açılmayan kursumuz olmamıştır. Bizler eğer eğitici sağlayabiliyorsak, eğitici tedarik edebildiysek o kursu mutlaka açmışızdır. Dediğimiz gibi Halk Eğitim Merkezi çatısı altında bizim programımız çok geniş yelpazeye sahip. Çoğu kurslarımıza baktığımız zaman hobi kursları gibi görünebilir ama bizim önceliğimiz istihdamdır. İstihdam bizim kırmızı çizgimizdir. Halk Eğitim Merkezleri olarak öncelikle istihdam odaklı olarak çalışıyoruz. Bizim için paydaşlarımızla iş birliği içerisinde açtığımız kurslar da önem arz etmektedir. Bunlar içerisinde, STK’lar, dernekler, vakıflar, Gençlik Spor Müdürlüğü, yine kamu kurum ve kuruluşları, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullar, kadın dernekleri, Kültür Turizm Müdürlüğü, Yeşilay gibi kuruluşlar bizim en büyük paydaşlarımızdır. Bu kuruluşlarla, iş birliği içerisinde, büyük projelere imza atmaktayız. Örneğin Yeşilay’la ilgili yaptığımız çalışmada bağımlılıkla ilgili bir proje yürütüyoruz. Bu bağımlılık sadece alkol veya sigara anlamında anlaşılmaması gerekiyor. Dijital bağımlılık, telefon bağımlılığı ile ilgili birlikte yürüttüğümüz güzel projeler var. Bağımlı olan insanlara bu bağımlılıktan vazgeçilmesi adına çeşitli kurslar düzenliyoruz. Aynı şekilde Manisa Ruh Sağlığı Hastanesi’nde de yine hastalarımıza yönelik terapi mahiyetinde kurslar planlıyoruz. Ruh Sağlığı Hastanesi Başhekimliği ile birlikte böyle büyük bir projeye de imza attık." şeklinde konuştu. Sanatsal çalışmalar Sosyal, kültürel, sportif, akademik, mesleki anlamda kursların yanında sanatsal kurslar da verdiklerini anlatan Kayaokay açıklamasını şöyle tamamladı: "Yine sanatsal çalışmalara baktığımız zaman bizler Şehzadeler Halk Eğitim Müdürlüğü olarak Maarif Topluluğu adı altında öğretmenlerden oluşan bir koro çalışması yapmaktayız. Onun dışında halktan oluşan meşk usulü dediğimiz bir usulle meydana getirilen bir yine Türk Sanat Müziği korosu oluşturduk. Bunların çalışmaları devam ediyor. Aynı şekilde bu oluşturduğumuz koro çalışmaları geçtiğimiz aylarda bir konser verdi. Manisa’da da çok ilgi gördü. Yine aynı şekilde sanatsal çalışmalarımızdan sağlık çalışanlarına yönelik olarak doktorlardan ve sağlık çalışanlarından oluşan bir koro oluşturduk. Sağlıkçılarımızla oluşturduğumuz bu koro çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah mart ayı içerisinde Tıp Bayramı’nda sahne almayı planlıyoruz. Yine aynı şekilde yaptığımız çalışmalardan Maarif Topluluğu adı altında halk oyunları ekibimiz geçtiğimiz günlerde Öğretmenler Gününde sergiledik. Halk oyunları çalışmalarımız da maarif çalışmaları adı altında devam ediyor."
Niğde Selebral palsi hastası Tuğba Ateş’in hayali gerçek oldu Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi; toplumsal sorumluluk anlayışı istikametinde özel ihtiyaçlı bireylere yönelik örnek bir çalışmaya daha imza attı. Üniversitenin Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü tarafından 23 yaşındaki selebral palsi hastası Tuğba Ateş’e tekerlekli sandalye hediye edildi. Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü gönüllülerinin de katılım sağladığı ziyaret kapsamında, Tuğba Ateş’e tekerlekli sandalye hediye edilirken, Kızılay tarafından da kıyafet desteğinde bulunuldu. Ziyarete ilişkin açıklama yapan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Toplumsal Katkı Koordinatörü Dr. Bilal Çilkaya; üniversite olarak yalnızca akademik alanda değil, sosyal sorumluluk alanında da aktif bir rol üstlendiklerini vurguladı. Çilkaya; "Tuğba kardeşimizin yanına gelerek tekerlekli sandalye hediye ettik. Kızılay’ın kıyafet hediyelerini getirdik. Gönüllü arkadaşlarımızla birlikte hem Tuğba kardeşimizi ziyaret etmek, hem onun ihtiyaçlarına bir nebze olsun katkı sağlamak hem de ailesine moral vermek istedik" ifadelerini kullandı. Bu tür sosyal destek çalışmalarının artarak devam edeceğini belirten Dr. Çilkaya, dezavantajlı bireylerin her zaman yanında olmayı amaçladıklarını dile getirdi. İlerleyen süreçte daha kapsamlı projelerle sahada olacaklarını ifade eden Çilkaya; "Özel ihtiyaç durumundaki kardeşlerimize olabildiğince destek sağlayarak onların hayatlarına dokunmak, moral olmak istiyoruz" dedi. (ST-TB-
Kırşehir Kırşehir’de soğuk hava tarihi çarşıları sessizliğe bürüdü Kırşehir’de havaların soğuması, vatandaşların dışarı çıkmaması ve alışveriş alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle kentin tarihi çarşıları boş kaldı. Tarihi dokusuyla bilinen Ahi Çarşısı ile Ünal Çarşısı’nda yaşanan durgunluk, esnafı olumsuz etkiliyor. Soğuk hava şartlarının alışverişi doğrudan etkilediğini belirten Ahi Çarşısı esnafı Özer Uzbilek, havanın soğuk olmasının vatandaşların alışveriş yapmasının önünde önemli bir engel oluşturduğunu söyledi. Uzbilek, "Havalar çok soğuk. İnsanlar dışarı çıkmak istemiyor. Bu da çarşıdaki hareketliliği ciddi şekilde azaltıyor" dedi. Aynı çarşıda esnaflık yapan Hayal Öz ise, soğuk havalar nedeniyle vatandaşların zorunlu ihtiyaçlar dışında evlerinden çıkmadığını ifade etti. E. Öz, "Esnaf olarak trend ürünleri takip ediyor, vitrinlerimizi yeniliyoruz. Ekonomik anlamda toparlanma peşindeyiz ancak soğuklar işi zorlaştırıyor" diye konuştu. Şehir merkezinde yer alan ve kuruluşu yaklaşık 50 yıl öncesine dayanan Ünal Çarşısı esnafı Rıza Gürdal da açıklamasında, soğuk havaların alışveriş üzerinde etkili olduğunu belirtti. Gürdal, "Soğuk havaların yanı sıra sosyal medya ve internet alışveriş siteleri de vatandaşların alışveriş alışkanlıklarını değiştirdi. İnsanlar evlerinden alışveriş yapmayı tercih ediyor. Bu durum ekonomi kadar etkili" ifadelerini kullandı. Hava sıcaklıklarının eksi derecelerde seyretmesiyle birlikte Kırşehir’de merkezi güzergahlardaki cadde ve sokakların da büyük ölçüde boş kaldığı gözlendi.
İstanbul Bakırköy’de akıl almaz 40 bin dolarlık saat hırsızlığı kamerada Bakırköy’de 2 şüpheli, 40 bin dolar değerinde bir kol saatini satmaya çalışan kişiyi kiraladıkları ofise çağırdılar. Daha sonra da önceden duvarını deldiklerini dolaba koydukları saati alıp kaçtılar. Hırsızlık anı saniye saniye güvenlik kamerasına yansıdı. Olay, 05.12.2025 tarihinde Bakırköy’de gerçekleşti. Edinilen bilgilere göre, Bakırköy’de internet sitesine saat ilanı koyan T.Y.D.(23) isimli şahsa kendisini saat alıcısı olarak tanıtan şahıslar kiralamış oldukları ofise çağırdılar. Şüpheli şahıslar saati dolaba koydular. Şüpheliler, daha önceden deldikleri duvarın arkasından 40 bin dolarlık saati alıp kaçtılar. Dolandırıldığını anlayan T.Y.D polise başvurarak şikayetçi oldu. Şikayet üzerine harekete geçen polis ekipleri, güvenlik kamerası görüntülerini izleyerek şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı. Şüphelilerden Y.Ç.’yi (54) gözaltına aldı. Balıkesir’e kaçtığı belirlenen diğer şüpheli C.E. (50) ise 12 Aralık 2025 günü yakalandı. Emniyetteki işlemleri biten zanlılar sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. Öte yandan, hırsızlık anı güvenlik kamerasınca kaydedildi. Görüntüde, şüphelinin duvarda asılı "sigara içilmez" tabelasını kaldırarak arkasındaki oyuktan kol saatini aldığı, daha sonra tabloyu tekrar asarak uzaklaştığı anlar yer alıyor.