SAĞLIK - 12 Ekim 2023 Perşembe 13:04

Meme ve yumurtalık kanseri platformu ‘Kontrol Sende Cevabı Gende’ hayata geçti

A
A
A

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, AstraZeneca Türkiye’nin koşulsuz desteği ile meme ve yumurtalık kanseri hakkında toplumu bilgilendirmek amacıyla “Kontrol Sende Cevabı Gende” internet platformunu hayata geçirdi.

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD), tüm dünyada en sık görülen ve en ölümcül kanser çeşitleri arasında yer alan meme ve yumurtalık kanserlerine karşı farkındalığı artırmak için AstraZeneca’nın koşulsuz desteği, oyuncu ve heykeltıraş Arzum Onan’ın elçiliğinde “Kontrol Sende Cevabı Gende” platformunu hayata geçirdi. cevabigende.com adresinden ulaşılabilen web sitesindeki anketleri dolduran ziyaretçiler, meme ve yumurtalık kanseri riski taşıyıp taşımadıklarına ve bu risk faktörlerinin hangilerine maruz kaldıklarına dair fikir edinebiliyorlar. Doldurdukları anketler sonucunda bu kanserlerin risklerine dair bilgilendirilen ziyaretçiler, sonrasında risk faktörlerinin azaltılabilmesine yönelik önerilerin bulunduğu kaynaklara yönlendiriliyorlar. Sitede her iki kansere dair belirtiler, risk faktörleri, yaygınlık gibi yararlı bilgilerin yanı sıra sıkça yöneltilen soruların yanıtları da yer alıyor.

Meme ve yumurtalık kanseri platformu ‘Kontrol Sende Cevabı Gende’ hayata geçti

Dünyada en sık teşhis edilen kanser meme kanseri

Sitede paylaşılan verilere göre dünya genelinde meme kanseri, en sık teşhis edilen kanser türü olarak görünüyor. Meme kanseri teşhisi konan kadınların çoğu 50 yaşın üzerinde, ancak daha genç kadınlar da meme kanserine yakalanabiliyor. Her 7 kadından yaklaşık 1’ine yaşamları boyunca meme kanseri teşhisi konuyor. Meme kanseri, erken bir aşamada tespit edilirse iyileşme şansı yüksek. Bu nedenle, kadınların memelerinde herhangi bir değişiklik olup olmadığını düzenli olarak kontrol etmeleri ve her değişikliği her zaman bir hekime muayene ettirmeleri büyük önem taşıyor.

Yumurtalık kanseri üreme organı kanserleri içinde en ölümcül olanı

Yumurtalık kanserleri ise dünyada kadınlarda en sık görülen 7’inci kanser ve yılda 314 bin kadına yumurtalık kanseri tanısı koyuluyor. Gelişmiş ülkelerde her 100 bin kadının 7’sinde, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde ise 6’sında yumurtalık kanseri görülüyor. Başka bir açıdan bakıldığında 40 yaş üzerinde her 100 kadının 1,4’üne yumurtalık kanser tanısı koyuluyor. Yumurtalık kanserlerinin en önemli özelliği bunların yüzde 70-75’inin tanı koyulduğu zaman ileri evrelerde olması. Ayrıca yumurtalık kanseri üreme organı kanserleri içinde en ölümcül olanı ve tüm üreme organ kanserlerine bağlı ölümlerin yarısından fazlası bu kansere bağlı.

“Bu platform ile kadınları meme ve yumurtalık kanserleri hakkında bilgilendirmeyi hedefliyoruz”

Projenin tanıtım toplantısında konuşan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Gelecek Başkanı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, meme kanserine dikkat çektiği konuşmasında, “Çalışmalar 50 yaş üzerinde olan kadınlarda meme kanseri görülme sıklığının, 50 yaş altında olan kadınlardan 4 kat daha fazla olduğunu söylüyor. Ailede birinci derece yakınlarında meme kanseri olan kişilerde, meme kanserine yakalanma olasılığı, ailesinde meme kanseri olmayan kadınlara göre 2 kat daha fazla. Rakamların da gösterdiği üzere Türkiye ve dünya için büyük bir sağlık problemi oluşturan meme kanseriyle mücadele kritik önemde. Meme ve yumurtalık kanserine karşı bilgiyi daha erişilebilir kılmak ve toplumda bu kanserler hakkında farkındalık oluşturmak adına büyük bir adım olan ‘Kontrol Sende Cevabı Gende’ projesini sayın Arzum Onan elçiliğinde ve AstraZeneca Türkiye’nin koşulsuz desteğiyle hayata geçirdik. Meme ve yumurtalık kanserleri hakkında bilgi sahibi olmak erken tanı açısından da büyük bir avantaj sağlıyor. Bu platform ile kadınları meme ve yumurtalık kanserleri hakkında bilgilendirmeyi ve bilinçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu platform, kadınları doğru bilgilerle donatmanın yanı sıra meme ve yumurtalık kanserinde kendi risk faktörlerini öğrenebilecekleri kapsamlı anketler de içeriyor. Bu anketler, kadınların risk faktörlerini anlamalarına ve gerekirse kontrolü ele alarak bazı risk faktörlerini hayatlarından çıkarma kararı vermelerine de yardımcı oluyor” şeklinde konuştu.

Meme ve yumurtalık kanseri platformu ‘Kontrol Sende Cevabı Gende’ hayata geçti

“Meme ve yumurtalık kanseriyle mücadelede yeni bir sayfa açıyoruz”

Konuşmasında yumurtalık kanseri hakkında ilgi çekici bilgilere değinen Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Gökşen İnanç İmamoğlu, “Vücuttaki her hücrenin düzenli bir çoğalma veya bölünme düzeni var. Bu bölünme düzeni hücrelerin genetik kontrolü altında. Çeşitli nedenler ile bölünmeyi önleyen genlerin etkisinin azalması ve bölünmeyi artıran genlerin etkisinin artması hücrelerin kısa zamanda çok sayıda kontrolsüz çoğalmasına neden oluyor. Kontrolsüz çoğalma sonunda tümöre ait kitleler meydana geliyor ve kaynaklandığı organın yapısını bozuyor. Bu durum kanser olarak tanımlanıyor. Eğer kanser yumurtalıklarda görülüyorsa buna yumurtalık kanseri diyoruz. Yumurtalık kanseri dünyada kadınlarda en sık görülen 7. kanser ve en çok ölüme neden olan kanserler arasında da 8. sırada. Dünyada yılda 314 bin kadına yumurtalık kanseri tanısı koyuluyor, bu kadınların 207 bini bu hastalıktan dolayı ölüyor. Burada ilk iş elbette kadınlara düşüyor. Biz de ‘Kontrol Sende Cevabı Gende’ projesini bu vizyonla oluşturduk. Bu projeyle, meme ve yumurtalık kanseriyle mücadelede yeni bir sayfa açıyoruz. Bilgiye dayalı, farkındalığı artırıcı ve bu kanserler hakkında kontrole teşvik ederek “kontrol sende” dediğimiz bu proje kapsamında; meme ve yumurtalık kanseri ile ilgili bilgi kaynağı sunan cevabigende.com web sitesini hayata geçirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Platform ile kadınları sağlıkları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmaya ve anketler aracılığıyla risk faktörleri hakkında bilgi sahibi olmaya çağırıyoruz. Meme ve yumurtalık kanserine karşı kadınlarla omuz omuza duran herkese gönülden teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Meme ve yumurtalık kanseri platformu ‘Kontrol Sende Cevabı Gende’ hayata geçti

“Hedefimiz kanserin bir ölüm nedeni olarak ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak”

AstraZeneca Uluslararası Bölge Onkoloji Başkanı Ti Hwei How ise proje hakkında, “Meme kanseri sadece 2020 yılında 2,3 milyondan fazla vaka ile dünyada en çok teşhis edilen kanser ve önde gelen ölüm nedenlerinden biri. Bu yükün 2040 yılına kadar yılda 3 milyondan fazla yeni vakaya ve bir milyondan fazla ölüme ulaşacağı tahmin ediliyor. Tüm jinekolojik kanserler arasında en yüksek ölüm oranına sahip olan yumurtalık kanseri de önemli bir sağlık sorunu. Yumurtalık kanserinin bu kadar zorlu olmasının nedenlerinden biri belirtilerin tespit edilmesinin zor olması. Yumurtalık kanseri hastalarının üçte ikisi, hastalık yayıldıktan sonra geç bir aşamada teşhis ediliyor ve bu da tedaviyi zorlaştırıyor. Ancak iyi haberler de var; tarama, erken teşhis ve yenilikçi hedefe yönelik tedavilerdeki ilerlemeler sayesinde bu kanser türlerine yakalanan kişiler daha uzun süre hayatta kalabiliyor. AstraZeneca’nın hedefi de meme ve yumurtalık kanserleri de dahil olmak üzere kanserin bir ölüm nedeni olarak ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak. Bu hedefe ulaşmak için hastalığın tüm türleri ve evrelerinde karşılanmamış ihtiyaçları ele almaya, meme ve yumurtalık kanseri olan tüm hastaların tedavilerini almalarını sağlayacak çözümler üretmeye odaklanıyoruz. Bu kapsamda bu önemli kanser türlerine ilişkin farkındalığı artırmak ve daha da önemlisi harekete geçme çağrısında bulunmak için burada bulunmaktan mutluluk duyuyorum” diye konuştu.

“Kanser ile mücadelede başarıya giden yol iş birliklerinden geçiyor”

Kanserin, insanların hayatını değiştiren ve çoğu zaman yaşam kalitelerini sınırlayan bir hastalık olduğunu vurgulayan AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış, “AstraZeneca olarak biz de kanseri ve tüm zorluklarını anlayabilmek adına bilimsel gelişmeleri takip ederek yaşam değiştiren tedavileri keşfediyor, geliştiriyor, sağlığın hizmetine sunuyoruz. 40 yılı aşan süredir ürettiğimiz kanser ilaçlarıyla hastaların yaşam süresini uzatırken kanser tedavisi alanında hastaların hayatında değer oluşturmak için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeyi amaç ediniyoruz. Bu yaklaşımla yaptığımız yatırımlar neticesinde Türkiye’de yürüyen klinik araştırmalara son iki yılda 420 milyon TL’den daha fazla yatırım gerçekleştirdik. Türkiye’de yürüttüğümüz çalışmalardan yüzde 73’ü kanser tedavi alanında. Tabii bu ciddi hastalığı önlemek için yapılan çalışmaları artırmak ve bu alanda bilinçlendirme çalışmaları yapmak da büyük önem taşıyor. Kanser hastalıklarıyla ilgili insanların hayatlarında anlamlı bir fark oluşturmak ve farkındalık sağlamak için başarıya giden yolun birliktelikten doğduğuna inanıyoruz. Bu nedenle dernekler, akademik kurumlar, teknoloji firmaları ve bilim insanlarıyla birçok iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Değerli paydaşlarımızdan Türk Tıbbi Onkoloji Derneği ile bu yeni iş birliğimizde de bir kez daha yan yana olmaktan mutluluk duyuyoruz. Platformunun elçiliğini ise Arzum Onan’ın yapması da bizim için ayrı bir gurur. Bu anlamlı projede, meme ve yumurtalık kanserleri ile ilgili bilgilendirici içerikler ve anketler aracılığıyla risk faktörleri hakkında toplumun bilgilendirilmesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Sağlığa erişim hedefimiz doğrultusunda bilinçlendirme projeleri ile milyonlarca insana ulaşmayı desteklemeye ve toplumda kanser hastalıkları hakkında farkındalık oluşturmaya devam edeceğiz” dedi.

“Tüm kadınları risk durumlarını öğrenmeleri ve bilgi sahibi olmaları için platformumuza davet ediyorum”

Meme ve yumurtalık kanserleri ile ilgili farkındalık çalışmalarına destek vermek amacıyla proje elçiliğini yapan oyuncu ve heykeltıraş Arzum Onan da konuyla ilgili şunları söyledi: “Türk Tıbbi Onkoloji Derneği’nin, AstraZeneca Türkiye’nin koşulsuz desteği ile hayata geçirdiği bu projeyi, dünya çapında sayısız kadının ve ailenin hayatını etkileyen meme ve yumurtalık kanserlerine karşı ortak mücadelemize umut olacak önemli bir adım olarak görüyorum. Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Bu platformdaki verilerin her biri sadece sayılardan ibaret değil. Bir anne, bir kız, bir kız kardeş, arkadaş, hala, teyze Her rakam bir yaşamı temsil ediyor. Elçiliğini yapmaktan onur ve mutluluk duyduğum bu platform ile bu hastalıklarla mücadele yolculuğunda, umudun ışığını birlikte yakacağımıza inanıyorum. Bu platform üzerinden kadınların sadece bilinçlenmesine destek vermekle kalmıyor aynı zamanda onları sağlıklarının kontrolünü ellerine almaya da davet ediyoruz. Platformumuz hem bir web sayfası ve bilgi platformu hem de bir umut kaynağı ve harekete geçme çağrısıdır. Tüm kadınları platformumuzu ziyaret ederek bu hastalıklarla ilişkili riskleri taşıyıp taşımadıklarını öğrenmeye davet ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM’de Leyla Zana gündem oldu TBMM Genel Kurulu’nda Leyla Zana gündem oldu. TBMM genel Kurulu’nda 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor. DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, sürecin dilinin oluşturulması gerektiğini söyleyerek, "Bu sürecin başarısı için olmazsa olmaz şart olan toplumsal rıza ve toplumsal desteği de oluşturamayız. Bu konuda üzülerek söylemeliyim, siz sayın iktidar partisi mensupları gereken özen ve çabayı göstermiyorsunuz, göstermediniz. Örneğin, bu Parlamentonun bedel ödemiş eski bir üyesi, bir kadın, bir anne, bir torun sahibi anneanne, başta ülkemizin Kürt halkının, Kürt kadınlarının çok sevdiği, çok saydığı, onuru olan Leyla Zana için iktidar temsilcilerinden bir tepki gelmesini beklerdik. Bursa’da bir grup kendini bilmez ırkçının hakaretlerine karşı en başta öncelikle siz kadın milletvekillerinin bu kürsüden çıkıp iki çift laf etmesini beklerdik, etmeliydiniz, hâlâ da etmelisiniz. Ben Bursa’daki aile kökeni yedi yüz yıl geriye giden bir insan, nüfus kütüğü Bursa’da olan bir insan olarak Leyla Zana’dan tüm Bursa namına özür diliyorum" ifadelerini kullandı. Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, tek kelimeyle cevap vereceğini söyleyerek, "Leyla Zana onurumuzdur; nokta" şeklinde konuştu. AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik söz aldı. Çelik, "Salı günü Soma’da gerçekleştirilen Somaspor-Bursaspor maçında, maçın bitimine üç-dört dakika kala maalesef hiç istenmeyen, hiç arzulanmayan ve bugüne kadar da, yaklaşık iki yıldır kulübün başında bulunan oğlum dolayısıyla yakinen izlediğim Bursaspor’un, takip ettiğim Bursaspor’un hiçbir maçında bu ve benzeri hiçbir olayı yaşamadığımız bir sahneyle karşı karşıya kaldık. Şimdi, sosyal medyada da ifade ettim, Bursaspor 3-0 galip ve maç bitiyor, bitmek üzere; bunu bir soru işareti olarak huzurlarınıza koyuyorum, bir. İkincisi, şunu da açıkça ifade ettim, dedim ki: ’Bu yanlıştır, bir. Kabul edilemez, iki. Doğru değildir, üç. Ve müsamaha gösterilemez’ diye 4 madde altında bunları ifade ettim, çok net bir şekilde. Cengiz Çandar ’İfade edilmedi, konu geçiştirildi’ anlamında söylediği için bunları söylüyorum. Ben inanıyorum ki şu eylem karşısında bu 4 ifade bütün Meclisin ittifak ettiği, hiçbir milletvekilinin ’hayır’ demeyeceği 4 madde diye düşünüyorum. Yani bu hoş görülecek veya tasvip edilecek veya ’Ne iyi olmuş’ denilecek bir olay değil; aksine kınanacak, aksine bunun müsamaha gösterilme gibi olay olmadığını da ifade etmek istiyorum. Evvela bu konuda hemfikir durum var. Fakat esas mesele şu: Biz siyasetçiyiz, mümkün mertebe de vitrinden uzak durmaya çalışıyoruz. Ya sorumlu bir siyasetçi olacağız ya da sorumlu bir siyasetimiz olacak. Bu konuda sorumlu siyasetçi olarak davranmak mecburiyetindeyiz. Burada ifade ettiğimiz herhangi bir kelimenin topluma, stadyumlara, seyirciye, tribünlere nasıl yansıdığını mutlak surette değerlendirmek durumundayız" şeklinde konuştu. DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, şunları kaydetti: "Şimdi konuyu bu kadar teferruatta boğmaya gerek yok, zaten böyle bir usul yok ama biz kendisini dinlerken bir özrü bekledik her şeyden önce çünkü bu ülkenin en onurlu siyasetçilerinden birine inanılmaz bir hakaret, saldırı ve küfür söz konusu olmuştur. Tabii ki biz tüm Bursa’yı ya da tüm Bursa taraftarını suçlamadık, bir grubun bu suçu işlediğini söyledik. Mesele bir, özürdür; iki, bu suçu işleyenler hakkında gerekli soruşturmanın açılmasıdır. Ben bir kez daha buradan ’Leyla Zana onurumuzdur’ diyorum ve bu konuda da İçişleri Bakanlığını göreve davet ediyorum."
İstanbul Esenyurt’ta öğrencilere ücretsiz içme suyu desteği Esenyurt Belediyesi, öğrencilerin temiz ve sağlıklı içme suyuna ücretsiz erişimini sağlamak amacıyla okullara su sebili yerleştirme uygulamasını başlattı. Belediye Başkan Vekili Can Aksoy’un öncülüğünde hayata geçirilen proje, ilk etapta üç okulda uygulamaya alındı. Uygulama kapsamında Esenyurt Sezai Karakoç Lisesi, Esenyurt Ali Fuat Üstün İlkokulu ve Esenyurt Merkez Ortaokulu’na modern su sebilleri kuruldu. Projenin kısa sürede ilçedeki tüm okullara yaygınlaştırılması hedefleniyor. Recep Tayyip Erdoğan Parkı’nda da başlatılan bu uygulamanın tüm parklar ve ilerleyen süreçte diğer kamusal alanlarda da hayata geçirilmesi planlanıyor. Çevre dostu bir uygulama Konuyla ilgili açıklama yapan Can Aksoy, "Çocuklarımızın temiz ve güvenilir içme suyuna kolayca ulaşmalarını sağlamak için okullarımıza modern su sebilleri kuruyoruz. Bu uygulamayla öğrencilerimiz ücretsiz içme suyuna ulaşırken, plastik şişe ve tek kullanımlık ambalaj kullanımını azaltarak çevreye duyarlı bir adım da atmış oluyoruz" dedi. "Eğitim yatırımlarımız hız kesmeden sürüyor" Eğitim alanındaki çalışmalara da değinen Aksoy, göreve geldikleri günden bu yana Esenyurt’taki eğitim sorunlarını öncelikli gündem maddeleri arasında ele aldıklarını belirtti. İlçede öğrenci sayısının fazla, derslik sayısının ise yetersiz olduğuna dikkat çeken Aksoy, bu sorunun çözümü için Milli Eğitim Bakanlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Külliyesi’nin 10 okuldan oluşan yapısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla eğitime başladığını hatırlatan Aksoy, Ardıçlı Mahallesi’nde önceki yönetim tarafından yarım bırakılan Beşli Lise projesinin Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildiğini ve çalışmaların hızla sürdüğünü aktardı. 3 yeni okulun proje çalışmaları sürüyor Ayrıca 24 derslikli Durmuş Döven İlkokulu’nun yapımının devam ettiğini belirten Aksoy, üç yeni ilkokul için de proje çalışmalarının tamamlandığını söyledi. Okulların fiziki şartlarının iyileştirilmesine önem verdiklerini vurgulayan Aksoy, eğitim-öğretim dönemi başında ve ara tatillerde boya, badana ve tadilat çalışmalarının yapıldığını, 26 bin öğrenciye ise kırtasiye desteği sağlandığını kaydetti.
Muğla Muğla Büyükşehir Zabıtasından hijyen ve gramaj denetimi Vatandaşların sağlıklı gıdaya ulaşması, ürünlerin hijyen kurallarına uygun hazırlanması ve satışa sunulmasını sağlamak için Büyükşehir Belediyesi Zabıta ekipleri il genelinde denetimlerine devam ediyor. İşletmelerde hijyen, gramaj denetimleri yapan Büyükşehir Belediyesi kurallara ve halk sağlığına uymayan bazı işletmelere idari işlem uygularken tarihi geçmiş ürünleri de satıştan men ediyor. Muğla Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Ahmet Şan halkın hijyenik ve kaliteli ürünlere ulaşması için il genelinde gıda üretimi yapan iş yerlerine rutin kontrollerinin devam ettiğini söyledi. Ahmet Şan; "Muğla Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı olarak gıda üretimi ve satışı yapan yerlerde denetimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Yapmış olduğumuz denetimlerde amacımız halkımıza hijyenik ve kaliteli ürünlerin sunulması ve halkımızın hijyenik ürünlere ulaşmasını sağlamak. Ben bu konuda kurallara uyarak Muğla halkının hijyenik ve sağlıklı ürün tüketmesini sağlayan esnaflarımıza teşekkür ediyorum. Vatandaşlarımıza da herhangi bir aksaklık gördüğünde bizlere ulaşmasını rica ediyorum. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’ın halk sağlığına verdiği önem doğrultusunda denetimlerimize devam ediyoruz" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras halkın sağlığını yakından ilgilendiren gıda üretimi yapan işletmelerle ilgili Zabıta ekiplerinin sürekli denetimde olduğunu, bu konuda çok titiz ve dikkatli olduklarını belirtti. Başkan Aras; Muğla’nın 13 ilçesinde Büyükşehir Belediyesi ekiplerimiz vatandaşların sağlığı için titiz bir çalışma yürüttüklerini belirtirken, sofraların baş tacı ekmeği üreten fırınların, vatandaşa yemek hizmeti veren lokantaların temizlik ve hijyen kurallarına uyması, zincir marketlerdeki ürünlerin son kullanma tarihlerine dikkat etmesi gibi birçok önemli konuda Büyükşehir ekiplerimiz sahada kontrollerini yaparak vatandaşların sağlığını korumak için çalıştıklarını açıkladı.