SAĞLIK - 12 Mart 2025 Çarşamba 09:53

"Oruç tutmak, sabır ve farkındalık duygusunu pekiştiriyor"

A
A
A
"Oruç tutmak, sabır ve farkındalık duygusunu pekiştiriyor"

Orucun psikolojik faydalarına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hafize Gülnur Şen, "Oruç, yemek, içmek ve diğer fiziksel ihtiyaçlardan bir süreliğine feragat edilmesi gerektiği için bireylerin kendilerini kontrol etme becerisini geliştirir. Ayrıca, kişi gün boyunca açlık hissiyle başa çıkmayı öğrenirken, bu durum psikolojik dayanıklılık ve özdenetim becerilerini güçlendirir" dedi.



İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa’dan Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hafize Gülnur Şen, Ramazan ayında oruç tutmanın psikolojik etkileri hakkında açıklamalarda bulundu.



Ramazan ayının, Müslümanların oruç tutma ibadetlerini yerine getirdikleri ve yoğun bir maneviyat duygusunun yaşandığı bir ay olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Şen, "Tok olanın aç olanın halinden anlaması gibi bir maneviyat içermesinin yanında, kişilerin özdenetiminin ve sabrının da güçlendiği, empatinin ve hoşgörünün arttığı, topluluk bağlarının güçlendiği, insanlar arasındaki dayanışma ve yardımlaşmanın arttığı bir süreçtir" diye konuştu.



"Oruç tutmanın psikolojik faydaları"


Oruç tutmanın psikolojik faydalarından bahseden Dr. Öğr. Üyesi Şen, "Oruç tutmanın psikolojik faydaları özdenetim, sabır, zihinsel dayanıklılık ve farkındalık gibi önemli kavramlarla bağlantılıdır. Oruç, yemek, içmek ve diğer fiziksel ihtiyaçlardan bir süreliğine feragat edilmesi gerektiği için bireylerin kendilerini kontrol etme becerisini geliştirir. Ayrıca, kişi gün boyunca açlık hissiyle başa çıkmayı öğrenirken, bu durum psikolojik dayanıklılık ve özdenetim becerilerini güçlendirir. Oruç, duygusal istikrarı artırabilir ve stresle başa çıkmak için bir deneyim sunabilir" dedi.



Oruç tutarak irade gücümüzü nasıl artırabileceğimize değinen Dr. Öğr. Üyesi Şen, "Ramazan’da oruç tutmak kişinin sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da sabırlı olmasına yardımcı olur. Dopamin beynimizde salgılanır ve haz/keyif alma ve ödül sistemi ile bağlantılıdır. Yeme, içme, eğlenme, alışveriş yapma, sosyal medyada gezinme, film izleme gibi eylemler ilk etapta dopamin salgısını artırsa da süreklilik arz ettiğinde bu uyarıma tolerans gelişmektedir. Oruç tutulduğunda yeme içme gibi eylemlere ara verildiği zaman bu tolerans azalabilir ve sonrasında tekrar dopamine oluşan yanıt artar. Bu durum sadece irademizi güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda hep daha fazlasını isteyen ancak hiçbir zaman tam anlamıyla tatmin olmayan içsel yönümüzü de törpülememizi sağlar ve tekrar küçük şeylerle tatmin olmayı öğretir" ifadelerini kullandı.



"Uzun vadede zihinsel dayanıklılığı artırabilir"


Uzun süre aç kalmanın, bireyi sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da etkileyebileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Şen, "Özellikle ilk başlarda açlık hissi, konsantrasyon kaybı, sinirlilik, stres ve anksiyete gibi duygusal tepkilere yol açabilir. Açlık seviyesinin yüksek olduğu zamanlarda vücut, kan şekeri seviyelerinin düşmesiyle birlikte duygusal dengeyi sağlamakta zorlanabilir. Bu durum, öfke kontrolü ve sabırda zorluklara yol açabilir. Fakat uzun vadede, oruç tutmak, zihinsel dayanıklılığı artırabilir. İnsanlar açlıkla başa çıkabilmeyi öğrenir, bu da onlara daha fazla özdenetim kazandırır ve stresle daha sağlıklı başa çıkmalarını sağlar" şeklinde konuştu.



"Empati duygusu gelişir"


Ramazan’da oruç tutmanın empati, şükran ve manevi bağlılık gibi duyguları pekiştirebileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Şen, "İhtiyaçlarını göz ardı etmek, yoksulluk ve açlıkla empati kurmayı kolaylaştırır. Başkalarına yardım etme isteğini artırır" açıklamasında bulundu.



"İftara yakın saatte trafiğe maruz kalmak, sinirliliği artırabilir"


Oruç tutarken yaşanan açlık, susuzluk ve uyku eksikliği nedeniyle sinirlilik, öfke, anksiyete, konsantrasyon problemleri ve huzursuzluk gibi duyguların sıkça ortaya çıkabileceğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Şen, "Ayrıca, Ramazan’da günlük yaşamın rutininin değişmesi, alışkanlıkların değişmesi ve bazen toplumsal baskılar da sinirleri zayıflatabilir. İftara yakın saatlerde trafiğe maruz kalmak da yine sinirliliği artıran faktörlerden biridir. Bu durum, özellikle akşam namazına yakın saatlerde ve oruç açmadan önce daha belirgin hale gelebilir. Oruç tutarken vücutta yaşanan bu fiziksel değişiklikler, kişinin duygusal durumunu da etkiler. Ayrıca, gün boyu süren açlık ve susuzluk, sabırsızlık ve stresin artmasına yol açabilir" dedi.



"Öfke durumunu engellemek için tüyolar"


Dr. Öğr. Üyesi Şen, oruç tutarken yaşanabilecek sinirlilik ve öfke durumunu engellemek için şu önerilerde bulundu:


"Düzenli uyku: Yeterli uyku almak, sinirlerin yatışmasına yardımcı olabilir. Uykusuzluk, öfkeyi ve stresin artmasını tetikleyebilir. Bu yüzden sahura da kalkıldığı için daha erken saatlerde uyumak, uyku süresini tamamlamak açısından dengeyi sağlayabilir.


Duygusal farkındalık: Oruç sırasında duygusal farkındalık geliştirmek, duygusal durumları kontrol etmeyi kolaylaştırır. Sinirlendiğinizde, bu duyguyu fark etmek ve sakinleşmeye çalışmak önemlidir.


Nefes egzersizleri: Nefes alıp verme teknikleri, vücutta biriken stresi azaltabilir ve öfke kontrolünü geliştirebilir.


Dengeli ve sağlıklı beslenme: İftar ve sahur öğünlerinde tüketilecek yiyeceklerin dengeli ve besleyici olmasına dikkat edin. Oruç açıldıktan sonra sağlıklı, dengeli bir yemek yemek, kan şekeri seviyelerini dengede tutmaya yardımcı olabilir ve öfkenin önüne geçebilir. Bu süreçte bir diyetisyenle çalışarak, size uygun bir beslenme planı hazırlatabilirsiniz.


İletişim kurma: Duygularınızı paylaşmak ve açık iletişim kurmak, anlayışınızı artırabilir ve sorunları çözmenize yardımcı olabilir.


Zaman yönetimi: Günlük görevlerinizi düzenlemek, zamanla ilgili stresi azaltabilir ve sinirli hissetme olasılığını düşürebilir.


Affetme pratiği: Olumsuz duyguları bırakmak için affetme pratiği yapmak, içsel huzuru artırabilir.


Meditasyon: Bu süre zarfında meditasyon ve zihin rahatlatıcı aktiviteler yapmak, sinirleri yatıştırabilir.


Gevşeme ve anda kalma egzersizleri: Öfkeyi kontrol etmek için beş duyu egzersizleri ve gevşeme teknikleri gibi yöntemler uygulayın.


Empati kurmak: Ramazan’da empati kurmak, açlık çeken insanları anlamak, duygusal istikrarı artırabilir ve bireylerin daha sabırlı olmasına yardımcı olabilir.


Profesyonel destek almak: Tüm üstteki tedbirlere rağmen, öfke kontrolünü sağlamada zorluk yaşıyorsanız psikiyatrist/psikolog görüşmeleri sağlayarak profesyonel destek alın. Ramazan ayında oruç tutarken stres ve öfke sorunu ile başa çıkmak, uygun stratejiler ve profesyonel yardım ile mümkündür. Unutmayın ki, her bireyin deneyimi ve ihtiyaçları farklıdır. Bu yüzden sizin için en uygun olan yöntemleri keşfetmek önemlidir."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Yeşil enerji ile daha güçlü Samsun: GES ile 296 milyonluk tasarruf Kamu eli ile orta gerilim seviyesinde sisteme bağlanmış Türkiye’nin en büyük güneş enerji santrali(GES) projelerinden biri olan Samsun GES, hizmete girdiği Mart 2024’ten bu yana 124 milyon 213 bin 277 kilovatsaat(kWh) elektrik üretti, 296 milyon 951 bin lira tasarruf sağladı. Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, "GES projesi hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli bir kazanım. Yeşil enerji de daha güçlü bir Samsun diyerek çalışmaya devam ediyoruz" dedi. Yenilenebilir enerji yatırımlarını stratejik bir öncelik haline getiren Samsun Büyükşehir Belediyesi, güneş enerji santrali projeleriyle dikkat çekiyor. Büyükşehir Belediyesi’nin yenilenebilir enerji yatırımlarındaki en güçlü projelerinden biri olan Samsun Güneş Enerji Santrali, hizmete girdiği Mart 2024’ten bu yana 124 milyon 213 bin 277 kWh elektrik üretti, 296 milyon 951 bin lira tasarruf sağladı. Büyükşehir Belediyesi’nin çevreci vizyonuyla hayata geçirilen Güneş Enerji Santrali (Samsun GES), performansıyla Türkiye’de örnek yenilenebilir enerji yatırımları arasında yerini aldı. Büyükşehir Belediyesi’nin kullandığı elektriğin yüzde 90’ı, Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) Genel Müdürlüğü’nün ise kullandığı elektriğin yüzde 40’ı Samsun GES ile karşılanıyor. Büyükşehir Belediyesi, GES ile hem enerji maliyetlerini düşürürken hem de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir şehir bırakma hedefine katkıda bulundu. Samsun GES, hizmete girdiği 19 ayda 77 bin ton karbon salınımını azalttı, 146 bini aşkın ağacın kesilmesini önledi. "GES hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli bir kazanım" GES projesinin hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli bir kazanım olduğuna dikkat çeken Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, "Samsun Güneş Enerji Santrali, hizmete girdiği Mart 2024’ten bu yana 124 milyon 213 bin 277 kWh elektrik üretti, 296 milyon 951 bin lira tasarruf sağladı. Bu rakamlar gösteriyor ki Samsun, güneş enerjisini doğru ve verimli kullanma noktasında Türkiye’nin örnek şehirlerinden biri. Biz Büyükşehir Belediyesi olarak çevreye duyarlı bir kalkınma modeli, sürdürülebilir bir şehir vizyonu ve enerjide bağımsız bir Samsun hedefi ile çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin farkında olan bir anlayışla enerjide dışa bağımlılığı azaltan, belediye bütçesini güçlendiren ve çevreye nefes aldıran her projeye büyük önem veriyoruz. GES projesi de hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemli bir kazanım. Yeşil enerji de daha güçlü bir Samsun diyerek çalışmaya devam ediyoruz" diye konuştu.
Isparta Eğirdir’de bağımlılıkla mücadele ve intiharı önlemede kurumlar güç birliği yaptı Eğirdir’de 2025 Yılı Bağımlılıkla Mücadele ve İntiharı Önleme İlçe Koordinasyon Kurulu toplantılarında, kurumlar arası iş birliğinin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar ele alındı. 2025 Yılı Bağımlılıkla Mücadele İlçe Koordinasyon Kurulu 4. Toplantısı ile 2025 Yılı İntiharı Önleme İlçe Koordinasyon Kurulu Toplantısı, Eğirdir Devlet Hastanesi toplantı salonunda gerçekleştirildi. Toplantılar, Eğirdir Kaymakamı Ömer Çimşit başkanlığında yapıldı. Toplantılarda, ilçede bağımlılıkla mücadele kapsamında yürütülen mevcut çalışmalar değerlendirilirken, kurumlar arası iş birliğinin artırılmasına yönelik görüş alışverişinde bulunuldu. Madde, tütün, alkol ve teknoloji bağımlılığıyla mücadelede yürütülen faaliyetler gözden geçirilerek, önleyici ve koruyucu çalışmaların etkinliğinin artırılması için yapılabilecekler ele alındı. Ayrıca gençlerin ruh sağlığının korunması, psikolojik dayanıklılıklarının güçlendirilmesi ve intihar riskinin azaltılmasına yönelik yürütülen çalışmalar da gündeme geldi. Bu kapsamda, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilen farkındalık, eğitim ve önleme faaliyetleri değerlendirilerek yeni dönem planlamaları üzerinde duruldu. Toplantıya katılan kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, sahada karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında bilgi paylaşımında bulunurken, daha etkili ve sürdürülebilir sonuçlar elde edebilmek adına ortak hareket etmenin önemine vurgu yaptı. Toplantılar, kurumlar arası koordinasyonun güçlendirilmesine yönelik alınan kararlarla sona erdi.