SPOR - 03 Mayıs 2020 Pazar 12:50

Prof. Dr. İbrahim Öztek: "Milli takım çalışmaları muhakkak sürdürülmelidir"

A
A
A
Prof. Dr. İbrahim Öztek: "Milli takım çalışmaları muhakkak sürdürülmelidir"

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Üyesi ve Türkiye Olimpian Derneği Eski Başkanı Prof.

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Üyesi ve Türkiye Olimpian Derneği Eski Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek, korona virüs salgını döneminde olimpiyatta yarışacak olan sporcuların mutlaka çalışmalarını devam ettirmesi gerektiğini söyledi.


Türkiye Olimpian Derneği Eski Başkanı ve TMOK Üyesi Prof. Dr. İbrahim Öztek, gelecek sene 23 Temmuz - 8 Ağustos tarihlerine ertelenen Tokyo Olimpiyatları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Öztek, olimpiyatlara ev sahipliği yapacak olan Japonya’da tüm branşlarda çalışmaya başlandığını vurgulayarak, “Korona salgını dünyada planlı tüm organizasyonları alt üst etti. Bir kısmı iptal oldu, bir kısmı ertelendi. Bunların içinde en önemlisi 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları idi. Olimpiyatlar gelecek yıl 23 Temmuz günü başlayıp, 8 Ağustos günü bitecek şekilde ertelendi. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Japonya devlet yönetimi bu tarih üzerinde birleştiler. Olimpiyat oyunları düzenleyen ülkeler madalyada birçok ülkeden daha şanslıdır. Ev sahibi olmanın avantajı büyüktür. Fakat görülüyor ki, Japonlar hiçbir şeyi şansa ve sempatiye bırakmak istemiyorlar. Tüm spor dallarında hızlı bir tempo ile çalışmalarını başlatmış bulunuyorlar. Gelişmiş ülkelerin büyük bir kısmı korona virüs etkisi altında olup, spor veya diğer birçok etkinliği düşünemeyecek durumdadır. Japonya’da da günde yüzden fala ölümün olduğu günler yaşandı ve Nisan başından itibaren bu ülkede de OHAL ilan edildi" şeklinde konuştu.



"Çalışamayacak ülkelerin madalya şansı azalacaktır"


Japonya’da olimpiyat hazırlıklarını sürdüren judocuların korona virüs önlemlerini çok sıkı uygulayarak antrenmanlar gerçekleştirdiğini söyleyen İbrahim Öztek, "Japonlar, virüs enfeksiyonuna karşı sıkı korunma önlemleri alarak, özellikle olimpik sportif hazırlık çalışmalarını sürdürmektedir. Judo sporcuları çok geniş salonlarda, maske takarak, aralarında belirli bir mesafe bırakarak, kondisyon ve teknik çalışmalarını tam kapasite içinde sürdürmektedirler. Çalışırken salon devamlı havalandırılmaktadır. Antrenman bitiminde sporcular hep birlikte judo minderini dezenfektan maddelerle silerek, kendilerinden sonra gelecek ekibe steril bir salon bırakmaktadırlar. Çıkışta da ellerini dezenfekte etmektedirler. Korona hastalığı uzun sürecek olursa, bu bahane ile çalışamayacak olan ülkelerin Olimpiyat oyunlarında madalya şansı azalacaktır" açıklamasını yaptı.



"Tesisler, olimpiyata hak kazanmış sporcuların hizmetine sunulmalıdır"


Prof. Dr. İbrahim Öztek, Türkiye’de bulunan spor tesislerinin olimpiyata gitmeye hak kazanan sporculara en sıkı tedbirlerle açılması gerektiğine değinerek, şu ifadelere yer verdi:


“Ülkemizde salon sporları ve açık alan spor tesisleri yeterli durumdadır. Şehirlerden veya toplumdan uzak spor oteli veya tesisleri olimpiyat oyunlarına hak kazanmış sporcuların hizmetine sunulmalıdır. Diğer sporcuların çalışması ağırdan alınabilir. Sağlıklı sporcu ve antrenörlerin yer alacağı kamplarda sporcu dışında giriş ve çıkışlar engellendiğinde hastalıksız ortam kendiliğinden oluşacaktır. Milli takım çalışmaları muhakkak sürdürülmelidir. Bireysel spor dallarında antrenörler sporcularına özel programlar vermeli ve sporcularını her yönü ile kontrol altında bulundurulmalıdır. Sporcu bir ay bile antrenmanlardan geri kalacak olursa, performansları ileri derecede bozulacağı gibi sıkletlerini muhafazada da zorlanacaklardır. Rehavete kapılırsak hazırlık çalışmaları ile elde edilen kotenjanlara yazık olacaktır. Bu salgın durumunda, sağlıklı ortamlarda, sıkı korunma önlemleri içinde çalışırsak, denk olduğumuz ülke sporcularını geride bırakacağımız ve madalya şansımızı artıracağımız bir gerçektir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.