ASAYİŞ - 13 Kasım 2025 Perşembe 12:21

Sultangazi’de "muslukları neden açık bıraktın" kavgasında dükkanı basan sabıkalı baba dehşet saçtı

A
A
A

İstanbul’un Sultangazi ilçesinde su kesintisi sonrası patronunun uyarılarını dikkate almayarak muslukları açık bıraktığı iddia edilen stajyer ile patronu arasında çıkan tartışma, bıçaklı saldırıya döndü. Olayda stajyer elemanın sabıkalı olduğu öğrenilen babası, iki oğlu ile birlikte iş yerini basarak işletme sahibinin 18 yaşındaki oğlunu bıçakladı. Temizlik görevlisi süpürgesiyle tarafları ayırmaya çalışırken, yaralı genç ambulansla hastaneye kaldırıldı. Saldırgan baba ve iki oğlunun ise gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldıkları öğrenildi.

Olay, 10 Kasım Pazartesi günü saat 11.00 sıralarında Yunus Emre Mahallesi’nde yaşandı. İddiaya göre, geçtiğimiz cumartesi günü bölgede yaşanan su kesintisi nedeniyle işletme sahibi çalışanları muslukları kapatmaları konusunda uyararak hafta sonu tatiline çıkıldı. Ancak musluklardan birisinin açık bırakılması nedeniyle iş yerine su bastı. Pazartesi günü geldiklerinde musluğun açık kaldığını ve iş yerine su bastığını gören işletme sahibi ile yanlarında stajyer olarak çalışan Alim Y.D. arasında tartışma yaşandı.

Sultangazi’de

Hakaretler ederek iş yerinden ayrılan stajyer eleman, kısa süre sonra babası ve abisi ile birlikte tekrar çalıştığı işyerinin kapısına geldi. Baba ve iki oğlu o esnada işyeri önünde bekleyen çalışanlara saldırıp darp ederken, sabıkalı öğrenilen baba Ferhan D. kendisine engellemek için araya giren temizlik görevlisine de saldırarak işletme sahibinin 18 yaşındaki oğlu K.B.’yi kalçasından bıçakladı. Yaralı genç ambulansla hastaneye kaldırılırken gözaltına alınan saldırgan baba ve iki oğlunun ise serbest bırakıldığı öğrenildi. Yaşanan olayda yaralanan K.B. "Cumartesi günü bir musluk meselesi olmuştu Yakup’u ben dışarı çıkarırken ufak bir münakaşa oldu. Dedim Yakup bela olma git kavga çıkmasın olay olmasın. Yakup gitti parka doğru orada bir münakaşa yaşadık. Sonra dedi ki beklememi söyledi. Ve abisi ile babasını alıp geldi. Biz o an normal gelip konuşacağını bekliyorduk aşağıya doğru yürüdüklerini gördük. Fakat geldiler direkt amcamın göğsüne doğru bıçağı salladı. Salladığı gibi amcam kaçtı zaten direkt abisiyle kardeşi bana saldırmıştı. Sonra babası arkadan geldi. 3 tane bıçak kalçama sapladı. Okulda da zaten bu çocuğun sıkıntıları varmış önceden. Stajyerliğini sonlandırmak için okula gitmiştik orada da önceden bir dosyası varmış. Çalıştığı yerlerde de böyle olaylar yaşanmış kavga yaşanmış. Yani bu çocukla daha önce de kimse anlaşamamış doğru düzgün. 55-60 yaşında bir adam geldi. Ben 18 yaşındayım kavgacı bir insan değilim. Geldi direkt bıçağı batırması yanlıştı. O an içeriyede girebilirdi. İçeride kardeşim vardı, yeğenim vardı. Çöpçü bir abimiz vardı. O araya girdi kardeşlerim hepsi içeride ağlıyordu zaten. Çöpçü abi araya girmese belki daha da farklı şeyler olabilirdi" dedi. Olay anında işyerinde bulunan akrabaları Salih Abanamak ise, "Cumartesi günü su kesintisi vardı. Cumartesi günü çalışan stajyer suyu açık bırakmış. Pazartesi günü de çocuklar gelmiş dükkana bakmışlar sular açık. Sonra çocuklar da münakaşaya girmiş. Sen suyu niye açık bıraktın gibisinden. Öyle deyince de birbirine münakaşaya girmişler sonra küfürlü hakaretli falan konuşmuş çocuk. Buradan küfür ede ede çekip evine gitmiş. Babasını abisini çağırıp çocuklara bıçakla saldırıda bulundular. Savunmasız bir şekilde çocuklara gelip bıçakla saldırıyorlar ve Allah’tan ki burada temizlik görevlisi vardı araya girip müdahalede bulunuyor" dedi.

Sultangazi’de

"Ahmet Minguzzi olayının yaşanmasını istemiyoruz"

Yaralı gencin amcası Alaaddin Bider ise "Cumartesi günü Sultangazi bölgesinde su kesintisinden dolayı biz çeşmeleri kapatmıştık. Ve oraya kağıtla su yok çeşmeleri açmayın diye yazmıştık ama eleman çeşmeyi açık bırakıyor. Biz pazartesi günü dükkanımıza geldiğimizde su basmıştı. Benim abim bu kişiyi uyarıyor neden açık bıraktın deyince bu tepki veriyor. Abime küfür ve hakaret ediyor. Benim yeğenim yani bıçaklanan bu arkadaşı alıyor dışarı gönderiyor. Git diyor hani bu olay büyümeden dışarı çıkartıyor. Bu da dışarı çıkarken sağa sola hakaretler, küfürler cama çerçeveye sağa sola vura vura hakaret ediyor. Bizimkiler de diyor ki sen niye küfür ediyorsun git küfür etme diyerek gönderiyorlar. Çocuk kendince babasını abisini arıyor. İş yerinden getiriyor buraya kadar. Ellerinde bıçaklar geliyorlar buraya bizimkiler savunmasız bir şekilde kapıda bekliyorlar. Görüntüler bariz ortada. Geliyorlar direkt baskın yapıyorlar ve öldürmeye teşebbüs. Ellerinde bıçak abim kendini can havliyle bir şekilde atıyor ve 3 kişi 15 yaşındaki çocuğu alıyorlar. Temizlik personelinin ellerinden öpüyorum bize zaman kazandırdı. Tekrardan bu arkadaşlar serbest kalmış benim yeğenim ölebilirdi. Ahmet Minguzzi olayının yaşanmasını istemiyoruz. Ve bu adam kasten 15 yaşındaki çocuğu alıyorlar öldürmeye teşebbüs ellerinde bıçakla sağa sola bel üstü çalışıyor. Yeğenimi bıçaklayan kişi geçmişe yönelik cezaevinde yatmış suç makinesidir ve şu an serbest. İllaki birinin ölmesi mi gerekiyor tek bir ricam var. Biz bu şekilde olmasını istemiyoruz herkesi göreve davet ediyorum" dedi. Yaşanan olayda 18 yaşındaki K.B. kalçasından 3 bıçak darbesi ile yararlanarak hastaneye kaldırılırken, o anlar işyerine ait güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde elinde bıçak olduğu görülen sabıkalı babanın yanındaki 2 oğlu ile birlikte işyeri önündeki gençlere saldırdığı ve 18 yaşındaki K.B.’in bıçaklandığı, kendisine engellemek olmaya çalışan temizlik personeline de saldırdığı görülüyor.

Hasan Tik 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Güllü’nün oğlu savcıya müşteki olarak ifade verdi: "Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan kelimelerini ablam Tuğyan söylüyor" Yalova’daki evinin terasının penceresinden düşen Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturmada "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek" suçlamasıyla ablası Tuğyan Ülkem Gülter’in (27) kardeşi Tuğberk Yağız Gülter, olay günü ses kayıtarıyla ilgili, "’Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan’ kelimelerini ablam Tuğyan söylüyor" dedi. 26 Eylül’de Yalova’nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi üzerindeki apartmanın 5’inci katındaki kapalı terasta ünlü şarkıcı Güllü (52), kızı ve arkadaşıyla eğlendiği sırada pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Güllü’nün ölümüyle ilgili Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek" suçundan tutuklanırken, Sultan Nur Ulu’ya ise ev hapsi verilmişti. Olayla ilgili Güllü’nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter, Yalova Adliyesi’ne müşteki sıfatıyla ifade verdi. Gülter, Yalova’daki olayın yaşandığı gün kendisinin İstanbul’da olduğunu söyledi. Annesi ve ablası arasında sık sık tartışma çıktığını söyleyen Gülter, bunun hiç bir zaman fiziki şiddete dönmediğini söyledi. Ablası ile küçüklüğünden beri anlaşamadıklarını kaydeden Gülter, sık sık tartıştıklarını kaydetti. Olayın yaşandığı evi taziye evi olarak kullanmak istediklerini belirten Gülter, "Çınarcık’taki eve girmemiz lazımdı ama evin anahtarı bende yoktu. Ablam da hiçbir şey almadan evden çıkmış. O haliyle hastaneydi. Polisler de olay yeri incelemeden sonra kapıyı çekip gitmişler. Onlarda da anahtar yoktu. Hatta bu şifreli kapıyı yapan firmayı aradım ancak ulaşamayınca instagramdan mesaj attım. Sonuç itibariyle adamlara ulaşamadığım için ben de eve girebilmek adına komşumuz Seval teyzenin terasından girebileceğimi düşündüm. Çilingire de haber veremedim çünkü bu kapı normal bir kapı değildi, şifreli bir kapıydı, kapıyı komple çıkarmaları gerekiyordu sanırım" dedi. Camı kırarak eve girdiğini daha sonra dışarda bekleyenlere kapıyı açtığını kaydeden Gülter, annesinin kasasında para veya altın gibi şeylerin saklanmadığını söyledi. Gülter, kasadan yeşil sırt çantasına ananesinin kesilmiş saçı, annesinin banka hesap cüzdanları, annesinin yazdığı şarkı sözleri ve telif haklarına ilişkin evrakların olduğunu kaydetti. Olayın yaşandığı ana ilişkin ses kayıtlarına da değinen Gülter, şöyle konuştu: "Tuğyan’ın odasına girdikten sonraki ses kayıtlarını ben internet üzerinden dinledim. Orada ’Hadi görüşürüz’ sözcüğünü söyleyen kişinin annem olduğunu düşünüyorum ama çok da emin değilim. Çünkü ben bunu uzun süre önce bir kere dinlemiştim. Olayın olduğu ilk zamanlardı. Annem deyip geçtim. Son zamanlarda tekrar dinlemedim, uzun uzun muhakeme yapmadım. Herkes tamam mı? O ne lan? Valla şahane bak. Bak, manyaklara bak. Gel, gel. Kız gelsene buraya. Kız gel. Orospu’ şeklindeki sözler anneme aittir. Bazı sesleri tam olarak duyamasam da annemin söylediği kelimeler var ama müzik ve oynama sesinden net olarak duyamıyorum. Sizin ’Bırak beni’ olarak duyduğunuz ses de anneme ait. Sultan’ın ’Ben oynamayı bilmiyorum ki.’ sesi Sultan’a ait. Videoda dinlediğim ’Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan’ kelimelerini de ablam Tuğyan söylüyor. Yine dinlediğim ses kaydında ’Gerek var mı?’ ya da ’Kelebek var mı?’ şeklinde duyduğum sözleri ablam söylüyor. ’Gel bakalım’ diye anladığım sözü de ablam söylüyor. Videonun sonundaki ’Hadi görüşürüz’ kelimelerini bir annemin sesine, bir Tuğyan sesine benzetiyorum. O konuda net bir şey söyleyemiyorum. Ben annemin bu ses kaydında dinleyip kesin olarak anneme ait olduğunu düşündüğüm sesleri söyledim. Ama en sondaki ’hadi görüşürüz’ cümlesinin net olarak kime ait olduğunu belirtemiyorum." "Hiçbir sebep yokken o dar açık camın olduğu yere geçmez" Gülter annesinin camlardan korktuğunu ve zorunlu olmadıkça uzak durduğunu anlattı. Annesinin o gün cam açık olmasına rağmen camın orada bulunmasının ancak 3 sebebi olabileceğini kaydeden Gülter, "Bunlardan birincisi açık olan camı kapatmak için olabilir. Çünkü dediğim gibi açık camdan korkardı, camı kapatmak istemiş olabilir. 2. sebep belki gerçekten söylediği gibi kelebek gibi bir küçük böcek tarzı bir şey vardı, onu öldürmemek için camdan alıp atmak istemiş olabilir. 3. sebep onu birinin cama bir şekilde götürmüş olmasıdır. Çünkü annem kesinlikle kendisi hiçbir sebep yokken o dar açık camın olduğu yere geçmez, oynamak isterse geniş alana geçmek ister. Benim ablam odada sürekli sigara içer. O yüzden cam sürekli açıktır. Annem sigara kokusunu sevmediği için genelde de ablama ’Yine sigara kokutmuşsun odayı, camı aç’ gibi şeyler söylerdi. Tuğyan’ın odasındaki Tuğyan’ın yatağı bir hafta önce aslında cama paralelmiş. Sonra yatağı cama dikey olarak koymuşlar. O olay anında olduğu gibi. Benim tahminim ablam deli yatar diye annem düşünüp yatağın o şekilde değiştirilmesini istemiştir. Annem yatağın o şekilde olmasına izin vermez" ifadesini kullandı. Anneni öldürebilir mi sorusuna yanıt: "Kervan için her şeyi yapabilir" Gülter, annesinin ablasının sevgilsi Kervan’dan nefret ettiğini belirterek, "Bir kaç sebebi vardır. İlk sebebi Tuğyan’dır. Tuğyan hayatındaki erkek için etrafını siler. Herkesi karşısına alır. Ben daha öncesinde tarihini tam hatırlamadığım dönem ablamın Kervan’dan ikiz çocuğa hamile olduğunu annemden duymuştum. Ablam çocukları düşürdü mü yoksa hastanede aldırdı mı bilmiyorum ama hamilelik sürecini annemden bu şekilde duymuştum. Ablam Kervan’ı seviyordu. Ablamın intihar etme olayında ablam cama çıkıp anneme ’Sen beni öldürdün, sen beni rezil ettin’ dedi. Ablam hayatındaki erkek için etrafını siler" dedi. Gülter, "Kervan için Ablan Tuğyan anneni öldürebilir mi?" sorusuna ise, "Vebal almak istemiyorum ama Kervan için öldürebilir. Çünkü ablam ilişki konusunda zayıf karakterli biridir. Kervan için her şeyi yapabilir. Daha önceki ilişkilerinde de böyleydi" diye konuştu. Ablasının olay günü yaşananlarla ilgili kendisine anlattıkları hakkında bilgi veren Gülter, şunları kaydetti: "Ben Tuğyan’a bu olaydan sonra kendisine annemi düşerken görüp görmediğini sorduğumda, bana annemin camdan düşerken ayağını ya da elbisesinin bir kısmını gördüğünü söylemişti. Bunu bana olayın olmasından sonra ilk haftalarda söylemişti. Ben annemi düşerken görüp görmediğini sordum. O da bana ’Yağız hatırlamıyorum. Ya elbisesini ya ayağını gördüm’ demişti. Ben Tuğyan’a olayın detaylarını sormadım. Annem camın oraya nasıl geçti, Sultan neredeydi, ya da Tuğyan nerede duruyordu, olay günü neler oldu gibi detaylar sormadım. Sadece annemi düşerken görüp görmediğini sormuştum. Bir de en son çalan şarkı ’Annemin sahneden iniş şarkısı değil mi?’ diye sordum. O da ’Evet, malkata’ dedi. Malkata’yı nasıl çaldıklarını, kimin istediğini Tuğyan’a sormamıştım. Ancak 2-3 gün önce ben Çiğdem ablaya ’Ablam bu malkatayı başka günlerde dinler miydi, olay anında niye Malkata’yı açmışlar’" gibi kuşkumu giderecek sorular sormuştur. Çiğdem de bana ablamın da bu şarkıyı ara ara dinlediğini söyledi." "Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından 9’u yalandır" Gülter, Sultan Nur Ulu’nun ise uyuşturucu içtiği için saç örneği vermekten korktuğunu kaydetti. Gülter, ablasının uyuşturucu içip içmediği sorusuna ise, "Şunu da söyleyeyim annemden de net olarak biliyorum Tuğyan geçmişinde uyuşturucu kullanmıştır. Annemin de uyuşturucuyu bıraktırmak için çok uğraştığını biliyorum. Tuğyan kendi beyanına göre bu uyuşturucuyu 5-7 sene önce bırakmış, ondan sonra içmediğini söylüyor. Ancak ben şunu da söylemek durumundayım. Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından 9’u yalandır. Çok yalan söyleyen biridir" dedi. "İlişkisi için yapamayacağı şey yoktur" Olayın cinayet olabileceğiyle ilgili şüphelerinin oluştuğunu da anlatan Gülter, "Benim şüphelerim oluşup kayboluyordu. Ablamın ya da Sultan’ın böyle bir şey yapacağını düşünmedim. Çünkü videoları izlediğimde ablam çok bağırıyordu, ablam olaydan sonra çok üzgündü, sürekli çığlık atıyordu, onun o üzüntüsünü görünce aklıma böyle bir şey yapabileceği gelmedi. Ancak ablamın kişiliği yukarıda belirttiğim gibi yalancılık vardır, menfaati çok sever, ilişkisi için yapamayacağı şey yoktur." Ablasını annesiyle ara ara Kervan sebebiyle kavga ettiğini dile getirerek şöyle konuştu: "Sinirli, agresif ve kavgacı bir yapısı vardır. Şimdi tüm olayları, Sultan’ın verdiği itiraf ifadesini düşününce aklım almıyor, ablamın böyle bir şey yapacağına inanmak istiyorum. Bunların gerçek olmadığına inanmak istiyorum. Yapmışsa da şikayetçiyim. Eğer annem bir cinayet sebebiyle vefat etmişse, yapan, düşünen, olaya karışan herkesten şikayetçiyim. Böyle bir şey yoksa kendini inşallah kanıtlar. Böyle bir şey varsa ömürlerinin sonuna kadar yatsınlar. Her şeyden önce çıkarlarsa benimle karşılaşacaklar. Gerçeğin açığa çıkmasını istiyorum." "Böyle bir şey yapmamıştır diye ümit ediyorum" Tuğyan’ın daha önce kendisine annesini öldürmek istediği ile ilgili bir şey söylemediğini anlatan Gülter, olayın gerçeğiyle ilgili bir bilgisi olmadığının belirterek, "Tuğyan olaydan sonra bana annemi ittim diye bir şey söylemedi. Zaten böyle bir şey de konuşmadık. Hatta onu cezaevine perşembe günü gidersem böyle bir soruyu sorup sormayacağımı da bilmiyorum. Vereceğim cevaptan korkuyorum inşallah böyle bir şey yapmamıştır diye ümit ediyorum. Benim onların kaçma planları ile ilgili bir bilgim yoktur. Hatta kaçmayla ilgili ses kaydı medyaya düşünce ben de Whatsapp’tan Tuğyan’a ’Biraz önce öğrendim, bu Gürcistan, Fransa muhabbetleri ne, hayırdır, nereye kaçmayı planlıyorsun, niye?’ diye yazdım, o da bana bir şey yazmadı, sonra ben onu aradım, kızdım, o da bana böyle bir kaçma planının olmadığını, ses kayıtlarının kesilip biçildiğini öyle servis edildiğini söyledi, ben de aslı varsa sen ver dedim. Yine bu konuşmamızda Bircan’a attığı annemle ilgili mesajların hesabını bana vereceksin demiştim. O bana herhangi bir cevap vermedim" dedi. Gülter, telefonunun kendi rızasıyla incelemesi için savcılığa verdi.