EKONOMİ - 27 Kasım 2024 Çarşamba 17:35

TCMB Başkanı Karahan: "2025 yılı sonunda enflasyonu yüzde 21’e indirmeyi hedefliyoruz"

A
A
A

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, "Yıl sonunda enflasyonun yüzde 44’e düşmesini bekliyoruz. Yaz aylarında baz etkisi ile hızlı düşen enflasyon, önümüzdeki dönemde aylık enflasyondaki iyileşme ile düşmeye devam edecek. 2025 yılı sonunda ise enflasyonu yüzde 21’e indirmeyi hedefliyoruz" dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin Kasım ayı olağan toplantısında açıklamalarda bulundu. ’Merkez Bankası Politikalarının Sanayimiz, Üretim Hayatımız ve Finansal İstikrar Açısından Önemi’ ana gündemiyle gerçekleşen toplantıda konuşma yapan TCMB Başkanı Fatih Karahan, Merkez Bankası olarak reel sektörde güçlü bir iletişimlerinin bulunduğunu belirterek, “Firma ve sektör temsilcileri ile yaptığımız görüşmelerle sahadan izlenimler ediniyoruz. Toplumsal refaha en büyük katkıyı fiyat istikrarını sağlayarak sunacağımızın bilincindeyiz” dedi.

Dezenflasyon sürecinin devamı ve ardından fiyat istikrarının tesis edilmesiyle ilgili öngörülebilirliğin artacağını işaret eden Karahan, "Böylece yatırım, üretim ve tüketim kararları daha uzun vadeli bir bakış açısıyla alınabilecek" şeklinde konuştu.

"2025 yılı sonunda ise enflasyonu yüzde 21’e indirmeyi hedefliyoruz"

Dezenflasyon sürecinin devam ettiğini altını çizen Karahan, "Tüketici enflasyonu Ekim ayında yüzde 48,6 oranına gerileyerek, Mayıs ayındaki tepe noktasına kıyasla önemli miktarda düştü. Yıl sonunda enflasyonun yüzde 44’e düşmesini bekliyoruz. Enflasyonun ana eğilimi öngördüğümüzden yavaş olsa da iyileşiyor. Yaz aylarında baz etkisi ile hızlı düşen enflasyon, önümüzdeki dönemde aylık enflasyondaki iyileşme ile düşmeye devam edecek. 2025 yılı sonunda ise enflasyonu yüzde 21’e indirmeyi hedefliyoruz. Para politikamızdaki sıkı duruşumuzu dezenflasyonun devamını sağlayacak şekilde sürdüreceğiz" açıklamalarında bulundu.

"Sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz"

Karahan, "Para politikamızdaki kararlı duruşumuz yurtiçi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlendirme ve enflasyon beklentilerindeki düzelme vasıtasıyla aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmeye devam edecek. Mart ayında yüzde 50’ye çıkardığımız politika faizini 8 aydır sabit tutuyoruz. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz" dedi.

"Türk lirası varlıklarına olan ilginin ve güvenin artığını görüyoruz"

Kararlılıkla sürdürdükleri sıkı parasal duruş ve KKM bakiyesinin azaltılmasına yönelik uygulamaların etkisiyle Türk lirası varlıklarına olan ilginin ve güvenin artığını gördüklerini belirten Karahan, "2023 Ağustos ayında 140 milyar doların üzerine çıkan KKM hesapları Kasım ayının ortasında 38 milyar dolar seviyesine geriledi. Vadesi dolan KKM hesaplarından TL’ye geçiş oranları yılbaşında yüzde 10’lu seviyelerdeyken, son dönemlerde yüzde 25’ler civarında. Bu dönemde KKM hesaplarının toplam içindeki payı yüzde 26’dan yüzde 7’nin altına geriledi. Türk lirası mevduatının payı ise aynı tarihlerde yüzde 32’den yüzde 58’e yükseldi. KKM bakiyesinin azalması Türk lirası mevduat payını artırarak parasal aktarım mekanizmasını güçlendiriyor ve aynı zamanda Merkez Bankası bilançosu üzerindeki riskleri azaltıyor" diye konuştu.

Karahan, "26 Mayıs 2023 ile 22 Kasım 2024 tarihleri arasında brüt rezervler 58,2 milyar dolar artış gösterirken, swap hariç net döviz pozisyonumuz 102,3 milyar dolar iyileşti. 22 Kasım itibarıyla brüt rezerv düzeyimiz 156 milyar doların üzerine çıktı. Swap hariç net rezervlerimiz yurtiçinde yaptığımız Türk lirası karşılığı döviz swaplarını dahil ettiğimizde 41,8 milyar dolar oldu" diyerek sözlerini tamamladı.

Muhammed Fırat Aksoy - Furkan Serttaş

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Eşinin iş kazası geçirmesiyle hayatı değişen kadın, 450 yıllık külliyede serinleten lezzet bici biciyle hayata tutundu Hatay’ın Payas ilçesinde esnaflık yapan 3 çocuk annesi Cemile Örek, eşinin geçirdiği iş kazasının ardından kolları sıvayarak girişimciliğe adım attı. Çalışma azmi ve kendi elleriyle hazırladığı serinleten lezzet Bici Bicisiyle bilinen Örek, kazandığı parasıyla 3 evladını okutuyor ve ailesini ekonomik olarak ayakta tutuyor. Payas ilçesinde yaşayan 47 yaşındaki Cemile Örek’in hayatı eşinin iş kazası geçirmesiyle değişti. Eşinin iş kazası geçirmesi ve çalışamaz hale gelmesiyle ekmek parası kazanması görevi üstüne düşen 3 çocuk annesi Örek, aldığı girişimcilik belgesiyle tarihi Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi’nde kendi iş yerini kurdu. Bölgenin geleneksel ve serinleten lezzetini kadın eliyle vatandaşlara tattırmaya başlan Örek , 11 yıldır hem eşine hem çocuklarına hem de ekonomiye katkı sunuyor. Hayat azmiyle takdir toplayan Örek, girişimcilik hikayesiyle ilham veriyor. Eşinin iş kazası geçirmesiyle çıktığı yolda 11 yıldır devam eden 47 yaşındaki Cemile Örek, "Ev hanımıydım, eşim iş kazası geçirdi ve kalça protezi takıldı. Ağır işte çalışamadığı için ailemize bir gelir sağlamak bana düştü. Ne yapabilirim diye düşünürken belge için başvurdum, girişimcilik belgemi aldım. Sağ olsun Belediye Başkanımız Bekir Altan’ın da yönlendirmesiyle bu işletmeyi açtım. Şu anda 11. sezonumdayım. Üç kızım var, hepsini bu işletmeden kazandığım parayla okuttum. Kızlarımın; biri lojistik mezunu, biri muhasebeci, en küçüğüm ise güzel sanatlarda okuyor. Her gün bici biciyi kendi ellerimle hazırlıyorum, yaz sezonunda yoğunluk yaşıyoruz ve müşterilerle adeta aile gibi olduk. Her gün bici biciyi kendim pişiriyorum, şerbetini hazırlayıp donduruyorum. Her şey elimden geçiyor. Yaz sezonu geldi mi burası daha canlı, doğayla iç içe bir ortam sunuyoruz. Müşterilerimi müşteri gibi değil, ailem gibi görüyorum. Onlar da bana aynı şekilde destek oluyor" dedi. Malatya’dan gelen ve kafeyi ziyaret eden Basri Aydeniz, "Payas’a geldiğimde herkes burayı önerdi. Bici bici yemek için geldik, gerçekten pişman olmadık. Hava sıcak, ortam serin ve keyifli. Serinlemek isteyenler için birebir."
Bursa Yaren leyleği kıskandıracak Leylek Köyü Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinin "Manda köyü" olarak bilinen Karaoğlan Köyü, bölgenin en fazla leylek yuvası olan yeri olarak dikkati çekiyor. Uluabat Köyü kıyısındaki keşfedilmemiş Karaoğlan Köyü’nde 2 haneye bir leylek düşüyor. Bu köyde Yaren leyleğin köyü olan Eskikaraağaç’tan 8 katı daha fazla leylek yuvası bulunuyor. Kuş varlığı ve çeşitliliği açısından Avrupa ve Ortadoğu’nun önemli sulak alanlarından biri olan Ulubat Gölü, civarında bulunan yerleşim birimlerindeki leylek yuvalarıyla da tanınıyor. Özellikle Nilüfer ilçesinin göle kıyısı olan Gölyazı ve Karacabey ilçesinin Eskikaraağaç mahalleleri, leylekleriyle biliniyor ve sadece bunun için bile turist çekiyor. Avrupa Leylek Köyleri Birliği üyesi Eskikaraağaç, Türkiye’nin ilk "Leylek Köyü" olarak biliniyor. Bu köyü son yıllarda ön plana çıkaran ise balıkçı Adem Yılmaz’la kurduğu, dünyaca bilinen "dostluk hikayesi" ile tanınan Yaren leylek merakı ve sevgisi. Leylek Köyü ve Gölyazı ile diğer mahalleleri içine alan Leylek Şenliği bile bölge turizminin canlanması için Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından bu bölgede gerçekleştiriliyor. Ancak, Bursa’da "leylek köyü" adıyla anılan tüm yerleri unutturacak, 32 yuvasıyla adeta bir "leylek şehri"ni andıran bir yer bulunuyor. Uluabat Gölü’ne kıyısı olan Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı Karaoğlan Köyü’nde başınızı çevirdiğiniz heryerde leylek görüyorsunuz. Yumurtadan çıkan yavrular ve onları besleme telaşı içinde yiyecek bulmak için kanatlanan anne ve baba leylekler, mahallede adeta bir görsel şölen oluşturuyor. Her iki haneye bir leylek düşüyor, Yaren’in köyünden 8 kat fazla yuva bulunuyor Adeta Yaren leyleği bile kıskandıracak Karaoğlan’da yavruların da yumurtadan çıktığı bugünlerde her iki haneye ortalama bir leylek düşüyor. Leylek Köyü Eskikarağaç’ta sadece 4 yuva bulunuyor. Bu durumda Karaoğlan, Leylek Köyü’nün 8 katı, 10 yuvalı Gölyazı’nın ise yaklaşık 3 katı yuvaya sahip. Karaoğlan Köyü Muhtarı Ergün Kısa, mahallelerinin 1800 manda varlığıyla "Manda köyü" olarak tanındığını ancak leylekleri açısından da bu konuda iddialı olduklarını söyledi. Birkaç yıl öncesine kadar 24 sabit yuvaları varken bu yıl leylek yuvasının 32’ye ulaştığını dile getiren Kısa, "En çok leylek bizim köyümüzde var. Uluabat Gölü’ne ve Kirmasti Çayı’na yakınız. Gölde ve çayda yiyecek bulabiliyorlar. Ayrıca tarım arazilerimiz var. Kurt, böcek ve fare de buluyorlar tarlalarda. Yiyecek konusunda leylekler açısından zengin bir bölgeyiz ve köyümüzü seviyorlar" dedi. Göç zamanı köy üzerinde veda turu atıyorlar Eskikaraağaç’ın bir tek Yaren leyleği olduğunu belirten Kısa, "Ama sayı bakımından bizim köyümüz en önde. Bizde birçok Yaren var. Bir leylek 3-4 yavru yapıyor. Şu anda yumurtadan çıkanlarla 200’ün üzerinde leylek var. 400 haneli mahallemizde her 2 haneye ortalama bir leylek düşüyor. Göç zamanı giderken köy üzerinde veda turu yapıyorlar. Birkaç kez köyümüz üzerinde tur atıyorlar" diye konuştu.