SAĞLIK - 12 Temmuz 2023 Çarşamba 10:35

Uzmanı tedavisini anlattı: Aşırı terleme sorun olmaktan çıkıyor

A
A
A

Sosyal hayatı ve psikolojiyi ciddi anlamda olumsuz etkileyen aşırı terlemenin tedavisinin mümkün olduğunu kaydeden Doç. Dr. Orhan Yücel, “Bir hastalığa bağlı olarak terleme şikayeti varsa bu hastalıklar tedavi edildiğinde sorunu çözebiliriz. Özellikle el, ayak, yüz, koltuk altı terlemeleri ve yüz kızarması şikayetinin çözümsüz olmadığı bilinmeli. Etkili ve kalıcı bir tedavi alternatifi var” dedi.

Vücuttaki ısı dengesini sağlayan terleme özellikle yaz aylarında daha da artarak sosyal hayatı oldukça olumsuz etkiliyor. İnsan vücudunda meydana gelen terlemenin iki tip şeklinde görüldüğünü ifade eden BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümünden Doç. Dr. Orhan Yücel, hastalığın nedenleri ve tedavileri ile ilgili önemli bilgi paylaşımlarında bulundu. Yücel, el, ayak, yüz, koltuk altı gibi bölgelerde görülen, sosyal hayatı etkileyecek boyutta yaşanan terlemelerin kesinlikle tedavi edilmesi gerektiğini ifade etti.

Terlemeye neden olan hastalıklar

Terlemeye birçok faktörün neden olabileceğini söyleyen Yücel, özellikle bazı hastalıkların oldukça etkili olduğunu kaydetti. Yücel, terlemeye neden olan hastalıkları şöyle sıraladı:

“Enfeksiyon, troid, tansiyon, hormonel veya diyabet hastalıkları vücutta genel bir terlemeye neden oluyor. Terleme vücutta iki şeklide görülüyor. İlki vücudun genel terlemesidir. Bu terleme gece de görülüyor. İkincisi ise bölgesel terlemedir. Yani el, ayak, yüz ve koltuk altında görülüyor. Bu tür terlemeler cerrahi olarak tedavi edilebilir. Hastalıklara bağlı oluşan terlemede ise çözüm için öncelikle hastalığın tedavi edilmesi gerekir. Hastalığın tedavisiyle buna bağlı terleme de ortadan kalkıyor. Bunların dışında nedeni belli olmayan, henüz tespit edilmemiş terleme şikâyetleri de tedavi edilebiliyor. Tedaviyle birlikte ciddi anlamda etkili ve kalıcı sonuçlar alıyoruz.”

“Psikolojik sorunlara neden oluyor”

Aşırı terlemenin neden olabileceği sorunları anlatan Yücel, “Aşırı terleme birçok sağlık sorunlarına yol açabilir. Ancak en önemli olanı psikolojik sorunlara yol açmasıdır. Aşırı terlemesi olan biri yalnızlık, içe kapanıklık durumu yaşayabilir. Bu da kişiyi çok ciddi psikolojik sorunlar yaşamasına neden olur. Bu hastalar hayatları boyunca terleme sıkıntısı yaşadıklarından dolayı kendilerini bu hastalığa adapte ediyorlar” dedi.

“Tedavi, terlemenin nedenine göre değişebiliyor”

Hastalığın tedavilerini anlatan Yücel, “Hastalığın tedavisi terlemeye bağlı olan hastalığa göre değişiyor. Troid hormonları yüksek olan bir hastanın hormonları düşürüldüğünde metabolizması da düşecektir ve buna bağlı olarak vücut ısısı düşerek terleme azalacaktır. Bununla birlikte şeker hastalarının şeker seviyesi düşürüldüğü zaman kişinin terlemesi de normal düzeyde oluyor. Kısacası terlemeye neden olan eğer bir hastalıksa o hastalığın tedavi edilmesiyle birlikte terleme de tedavi edilmiş oluyor. Bölgesel terleme ise cerrahi müdahaleyle tedavi edilebiliyor” diye konuştu.

“Erken müdahale edilmeli”

Yapılan tedavilerde yaş sınırının olmadığını da hatırlatan Yücel, “Cerrahi tedavi uygulanan bölgesel terleme şikâyetlerinde önceden ergenlik çağın aşılması, hastanın 20’li yaşlara geldiğinde bu tedavinin uygulanması daha uygun görülüyordu. Bunun sebebi ise yaşanan bu terleme durumunun bazı hastalarda yaş aldıkça düzelebilme ihtimali olarak gösteriliyordu. Ancak günümüzde hayat çok hızlı, yaşam alanları daraldı. Terleme durumu insanlara yük olmaya başladı. Elleri terleyen hastalar hiçbir yere dokunmak istemeyebiliyor. Yaşam bu kişiler için çok daha güç hale geliyor. Sosyal hayatları ve psikolojileri ciddi oranda etkileniyor. Artık hayatımızda dokunmatik telefonlar, bilgisayarlar var. Hiç olmadığımız kadar bilimle, yazma ve çizmeyle iç içeyiz. Bu nedenle aşırı terleme sorunu yaşayan bireylere çok daha erken müdahale etmeliyiz” şeklinde konuştu.

Su tüketimine dikkat uyarısı

Aşırı terlemesi olan kişilerin özellikle yaz aylarında su tüketimine dikkat etmeleri gerektiğini ifade eden Yücel, ”Aksi takdirde metabolizmanın bozulması, böbrek taşının oluşumu gibi sonuçlar ortaya çıkabilir. Vücudun birçok boşaltım sistemi var. Terleme de bunlardan biridir. Vücutta üretmiş olduğumuz atıkları terleme yoluyla atarız. Ayrıca terlemeyle birlikte vücuttan aşırı su atılacağından normal bir insanın tüketmesi gereken miktardan biraz daha fazla su tüketilebilir. Normalde 2-2,5 litre su tüketen biri aşırı terleme yaşıyorsa günlük su tüketimini 3-3,5 litreye çıkarabilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta yeni yıl öncesi gıda denetimleri artırıldı Muş Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri, yılbaşı öncesinde vatandaşların güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamak amacıyla il genelinde gıda denetimlerini sıklaştırdı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, yaklaşan yeni yıl öncesinde gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla denetim çalışmalarını artırdı. İl Müdürlüğüne bağlı resmi gıda kontrolörleri tarafından il genelinde gıda üretimi ve satışı yapılan işletmelerde denetimler aralıksız sürdürülüyor. Yılbaşı döneminde tüketimi artan ürünler başta olmak üzere her türlü içecek, kuruyemiş, beyaz et ve kırmızı et satışı yapan işletmeler ile şekerleme, pastane ve benzeri gıda işletmeleri denetim kapsamına alındı. Denetimlerde ürünlerin hijyen, muhafaza ve satış şartları ile mevzuata uygunluğu titizlikle kontrol ediliyor. İl Müdür Yardımcısı Muhammed Şen, denetimlere ilişkin yaptığı açıklamada, "Halk sağlığının korunması ve güvenilir gıda arzının sürdürülebilirliği amacıyla yılbaşı sürecinde denetimlerimiz artırılarak devam edecektir. Tüketicilerimizin sağlıklı, güvenilir ve kaliteli gıdaya en hızlı şekilde ulaşması sağlanacaktır" dedi. Vatandaşların da gıda güvenliği konusunda duyarlı olmalarının önemine dikkat çeken Şen, "Karşılaşılan her türlü gıda güvenliği ihlali, hijyen eksikliği veya şüpheli durumların Alo 174 Gıda Hattı’na bildirilmesi, hızlı ve etkin müdahale açısından büyük önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin yeni yıl öncesinde denetimlerini hız kesmeden sürdüreceği bildirildi.
Bartın BARÜ’de "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" söyleşisi düzenlendi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Turgut Tan’ın bağışta bulunduğu kitaplık açılırken akademik yaşamı, bilimsel çalışmaları ve mesleki deneyimleri konuşuldu. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanlığı tarafından Türkiye’nin idare hukuku alanının önde gelen akademisyenlerinden biri olan Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Tan’ın konuk olduğu "Bartınlı Bir Akademisyenin Hayatından Kesitler" başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Bartın Belediye Başkanı M. Rıza Yalçınkaya, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı. Bartın’da geçen çocukluk yıllarını anlatan Prof. Dr. Tan, "İlkokul ve ortaokul yıllarım Bartın’da geçerken liseyi İstanbul’da okudum. Ankara Üniversitesi o dönem Mülkiye olarak geçen Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdim. Mezun olduktan sonra kabul aldığım burslarla Fransa’da bulundum. Türkiye’de özellikle idare hukuku alanında ders verdim. Bugün Bartın’a geldiğimde yıllar önce dersine girdiğim başarılı bir öğrencimi memleketimin mülki idaresinin başında vali olarak görmekten mutluluk duyuyorum. Diğer bir mutluluğum ise benim zamanında devam edebileceğim bir lisenin olmadığı memleketime bugün Bartın Üniversitesinin kazandırılmış olmasıdır" dedi. BARÜ Merkez Kütüphanesinde "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı" açıldı Ayrıca Bartınlı Prof. Dr. Tan, uzun yıllardır biriktirdiği yaklaşık bin 400 kitabı ve süreli yayını kendisinden sonraki nesillere fayda sağlaması için bölgenin en büyük kütüphanesi olarak bilinen BARÜ Kütüphanesine kitap bağışladı. Söyleşi programı kapsamında, bağışlanan eserlerden oluşan "Prof. Dr. Turgut Tan Kitaplığı"nın da açılışı yapıldı. Bağışlanan eserlerin bir referans niteliğinde olduğunu vurgulayan Kütüphane Dokümantasyon ve Daire Başkanı Burak Beygirci, "Bu koleksiyon idare hukuku, anayasa hukuku, vergi hukuku ve kamu yönetimi alanlarında büyük bölümü klasikleşmiş eserlerden oluşmaktadır. Bu alanların dışında ekonomi, siyaset bilimi, tarih ve edebiyat gibi konularda Türkçe ve Fransızca olmak üzere eşsiz eserleri kütüphanemize bağışlamıştır. Yapılan teknik işlemler esnasında koleksiyonda yer alan pek çok eserin kütüphanemiz tarafından ilk kez girişinin yapıldığı ve ülkemizde ilk kez BARÜ Merkez Kütüphanesine tarafından kataloglandığı tespit edilmiştir. Koleksiyon erişime açıldıktan sonra farklı üniversite kütüphanelerinden bu eserler için kütüphaneler arası ödünç taleplerinin gelmesi söz konusu bağışın eşsiz ve referans niteliğinde bir koleksiyon olduğunu ortaya koymuştur" dedi.
Bartın BARÜ’de farklı kültürler bir araya geldi Bartın Üniversitesinde (BARÜ) eğitimlerine devam eden uluslararası öğrenciler "Kültür Buluşması" etkinliğinde geleneksel giysilerini, yöresel yemeklerini ve danslarını tanıttı. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Türkçe Öğretim Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) ile Uluslararası Öğrenci Kulübü tarafından kültürler arası etkileşime katkı sağlamak amacıyla "Kültür Buluşması" etkinliği düzenlendi. Kütüphane Konferans Salonu’nda yapılan programda Türkmenistan, Kazakistan, Yemen, Azerbaycan ve Endonezya’ya ait kültürler; geleneksel giysileri, yöresel yemekleri, müzikleri ve danslarıyla tanıtıldı. BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya da etkinliğe katılarak uluslararası öğrencilerin kültür buluşmasına ortak oldu. Öğrencilerin hazırladığı gösterileri ilgiyle izleyen Rektör Akkaya, kültürel çeşitliliğin üniversite yaşamına kattığı değere dikkat çekerek "Bugün dünyanın farklı coğrafyalarından gelen öğrencilerimizin kendi kültürel değerlerini tanıtmalarına eşlik ediyoruz. Burada Türk kültürünü öğrendiniz. Her ne kadar başka diyarlardan gelmiş olsanız da Anadolu kültürünü buradan yaşayıp dostluklar edindiniz. Biz Bartın Üniversitesi olarak dili kültürün bir taşıyıcısı olarak görüyoruz. Hepiniz birer Bartın Üniversitesi ve Bartın elçisisiniz. Gittiğiniz ülkelerde Türkiye’nin bir sesisiniz. Burada yaşanmışlıklarınız sizlere rehberlik sunacaktır. Bu vesileyle kültürler arası etkileşimi güçlendiren etkinlikte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi. Uluslararası öğrencilerin kültürel zenginliklerini tanıttığı stantların yoğun ilgi gördüğü program, hatıra fotoğraflarının çekilmesiyle sona erdi.