ASAYİŞ - 08 Kasım 2025 Cumartesi 07:55

Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi çalışanlarına yönelik davada sanıklar hakim karşısına çıktı

A
A
A
Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi çalışanlarına yönelik davada sanıklar hakim karşısına çıktı

İstanbul’da Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli sağlık çalışanlarının hastalar üzerinden haksız kazanç sağladığı iddiasına ilişkin davada 1’i profesör 11 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı.


Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli sağlık çalışanlarının hastalar üzerinden haksız kazanç sağladığı iddiasına ilişkin soruşturmada haklarında değişen oranlarda hapis cezası talebiyle dava açılan 1’i profesör 11 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. Bakırköy 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen duruşmaya 9’u tutuklu, 2’si tutuksuz sanıklar ile avukatları ve bir müşteki avukatı katıldı. Yoklama ile başlayan duruşmada sanıklar savunma yaptı.



"Her şey 2018’de bir hastanın bana ’Hocam nasıl bir yardımda bulunalım size, kaç para lazım’ demesiyle başladı"


Duruşmada iddianamede adı örgüt elebaşı olarak geçen tutuklu sanık Prof. Dr. M.M., kendisine kumpas kurulduğunu iddia etti. Sanık M.M. savunmasında, "Hayatım boyunca dürüstlüğün en büyük erdem olduğunu düşünürüm. Böyle bir duruma düştüğüm için herkesten özür dilerim. Kumpas kuranlara hakkımı helal etmiyorum. 1993’ten beri Yedikule’de görev yapıyorum. 2019’da bir arkadaşımız eğitim için Çin’e gitti. Dönüşte aletler getirdi kendi cebinden alarak. Biz de medikal bir şirketle anlaştık ve böylece 6 yeni aletle ameliyatlara başlandı. 2018’den önce 4-5 ameliyatı geçmezken, benden sonra bu sayı arttı. Her şey 2018’de bir hastanın bana ’Hocam nasıl bir yardımda bulunalım size, kaç para lazım’ demesiyle başladı. Ben de, ‘Ben para istemem, alacaksan optik al’ dedim. Binlerce hasta yakını ve hasta kendi istekleriyle hastaneye maske, buzdolabı gibi malzemeler aldı ve hastaneye hibe ettiler. Ben her bayramda personelime harçlık veririm, sadece kendim de vermem, buradaki sanıklardan alırım, birlikte herkes toplar ve dağıtırdık. Bu paralar hizmetlilere, tıbbi sekreterlere giderdi. Bağış sadece maddi değildi, isteyenler hasta yatağı, dolap gibi bağışlar da yapabiliyordu. Toplanan paralarla 4 bulaşık makinesi, 15 çekyat, 11 bilgisayar alındı. 4 hasta yatağı aldırdım. Eski yataklarda tahtakurusu vardı, şu an artık yok. Ultrason aldırdım, kirli taşıma aracı, 2 adet son model EKG de aldırdım. Bunların birçoğu başhekimin de içinde bulunduğu WhatsApp grubunda paylaşıldı. Bunlardan başhekimin haberi vardır. Ben kesinlikle hiç kimseye ‘Bağış yaparsan seni öne alırım’ demedim, demem de. Bu zamana kadar herhangi bir hasta veya yakınından ameliyat öncesi talepte bulunmadım. Bu ameliyatlar zaten ölüm riski yüksektir, bana para teklif eden hasta yakınları oluyordu. Ben bunları kabul etmedim, onlara hep ‘isterseniz bağış yapın’ derdim" ifadelerini kullandı.



"Bizler elimize geçen parayı ekip arkadaşımızla paylaşırız. Bu bir Yedikule geleneğidir"


İddianamede adı örgüt yöneticisi olarak geçen Doç. Dr. V.E. ise, hastalar üzerinden menfaat sağlandığı iddialarını reddetti. Sanık V.E. savunmasında, "Evimden çok bu hastanedeki insanları görüyorum. Ekip içinde para dönmesi bu işin ruhunda vardır. Bazen doktorlar hastanelerin ya da kendilerinin eksikliği nedeniyle başka meslektaşına yönlendirir. Bu da zaten olması gereken bir şey. Hesabımdaki para hareketi ise bir meslektaşımın borsaya girip, aldığı hisseleri bana söylediğinde ona attığım paralardır. Durum bundan ibarettir. Bizler elimize geçen parayı ekip arkadaşımızla paylaşırız. Bu bir Yedikule geleneğidir. Ben alanında uzman birisiyim. Bu nedenle bana çok sayıda hasta gelir. Bağış önerdiğim hasta oranı yüzde 4’tür. Mahkeme umarım bu hususları araştırır. Özel hastanede patoloji parası, hekim ücreti hariç 60 bin liradır. Biz ise çok altında bir ücret alırız. Benim bu biyopsilerden aldığım toplam para 282 bin liradır. İrtikap olarak suçlandığım para 280 bin. Ben hiçbir hastayı özel hastaneye yönlendirme yapmadım. Hastalar arasında talep edenler olduğunda ise tanıdık, güvenilir olan yerlerin isimlerini söylüyordum. Kimseyi yönlendirme şeklinde bir durumum ya da para isteme gibi bir olay söz konusu olamaz" dedi.



"Hastalardan birinin tabir ettiği ’Canımla savaşırken, para istediler’ şeklinde beyanı art niyetli bir yaklaşımdır"


Sanık V.E., "Mağdurlar arasında yer alan kişilerle bozulmuş ve kırılmış cihazlarla ilgili konuştuk. Bu konuda beraber sohbet ettik, sohbetimiz sonrası hastaneye Çin’den alet ve ekipman getirdim. Türkiye’de ilk ve tek yapılmış bir ameliyat var. Bu ameliyat için bir alet aldı hasta, bu aleti hasta almasaydı ben de alırdım. Ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Biz hastalara ameliyat için 1-2 ay sonrası için randevu veriyoruz. Tape kayıtlarında hastaların 3-5 aya randevu verdiğimize dair konuşmaları, 3’üncü başka kişilerin müdahalesi ile böyle konuştuklarını düşünüyorum. Aletleri almamızdaki amaç daha fazla hasta bakmak içindi. Gizli bir iş yapmıyoruz. WhatsApp grubumuz var, bağışları ve alınan aletleri o gruba atıyoruz. O konuşmaların içeriğinde menfaat iddiası var. Biz menfaat sağlamadık, çalıştığımız hastaneye hizmet ettik. Biz meslekte saygınlığı olan insanlardık, itibarımız gerçek olmayan iddialarla yerle bir oldu. Hastalardan birinin tabir ettiği ’Canımla savaşırken para istediler’ şeklinde beyanı art niyetli bir yaklaşımdır" şeklinde konuştu.


Soruşturma aşamasında ismi örgüt üyeliği iddiasıyla anılan M.F. ise savunmasında, "Örgüte üye olmak ve irtikap ile suçlanmaktayım. Örgüt lideri denen M.M. ile aynı klinikte çalıştım, o benim büyüğümdü. Hakkımdaki suçlamaları hiçbir şekilde kabul etmem mümkün değil. M.M. ile bazı konferanslarda karşılaşmamız var. M.M. hocaya bazen hasta yönlendirmesi yapardım. Bunun nedeni benim çalıştığım kurumda bazen gelen hastaların tedavilerini yapacak, hastalık tanısı konacak yeterli miktarda ekipmanın bulunmamasıydı. Üzerime atılı bağış ve paralara dair bilgim yok, kimseden hiçbir şey almadım. Sanık V.E. ile aramdaki para transferi meselesi de, aramızdaki dostluğa dayanarak para yollardı bana, ben ise o parayı borsaya yatırırdım" dedi.


Mahkeme, diğer sanıkların savunmalarının alınması için duruşmayı pazartesi gününe erteledi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.
Trabzon Ziraat Türkiye Kupası Trabzonspor: 0 - Alanyaspor: 1 (Maç sonucu) Ziraat Türkiye Kupası A Grubu ilk maçında Trabzonspor sahasında Corendon Alanyaspor’a 1-0 mağlup oldu. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 53. dakikada Sikan’ın ceza sahası içinden yaptığı vuruşta üst direğin içine çarpan top oyun alanına döndü. Dönen topu savunma oyuncuları uzaklaştırdı. 65. dakikada Ogundu’nun pasında kaleci ile karşı karşıya kalan Hwang Ui-jo’nun vuruşunda kaleci Onuralp Çevikkan topu ayaklarıyla çeldi. 75. dakikada Zubkov’un ceza sahası dışından vuruşunda kaleci Victor, topu iki hamlede kontrol etti. 78. dakikada Pina’nın ortasında ceza sahası içinde Sikan’ın kafa vuruşunda top kaleci Victor’dan döndü. Dönen topu takip eden Sikan vuruşunda ise bu kez kaleci meşin yuvarlağı kornere çıkardı. 83. dakikada Augusto’nun pasında topla buluşan Muçi, kaleci ile karşı karşıya kaldı. Vuruşunda ise kaleci Victor, meşin yuvarlağı kornere çıkardı. 90+3. dakikada Trabzonspor kullandığı korner atışında boşta kalan topa Batagov’un vuruşunda savunma çizgi üzerinde topu uzaklaştırdı. Hakemler: Mehmet Türkmen, Serkan Çimen, Suat Güz Trabzonspor: Onuralp Çevikkan, Pina, Serdar Saatçı (Stefan Savic dk. 60), Batagov, Arif Boşluk, Ozan Tufan, Bouchouari, Cihan Çanak (Muçi dk. 60), Olaigbe (Zubkov dk. 60), Augusto, Sikan Yedekler: Ahmet Doğan Yıldırım, Onuralp Çakıroğlu, Turan Deniz Tuncer, Yakuphan Sarıalioğlu, Taha Emre İnce Teknik Direktör: Fatih Tekke Alanyaspor: Victor, Nuno Lima, Fidan Aliti, Fatih Aksoy, Hadergjonaj (Duarte dk. 58), Baran Moğultay, İbrahim Kaya, Makouta, Efecan Karaca (Hwang Ui-jo dk. 63), Ogundu, Güven Yalçın (Hacı dk. 81) Yedekler: Mert Furkan Bayram, Batuhan Yavuz, Mehmet Öz, Nicolas Janvier, Yusuf Can Karademir, Ümit Akdağ, Semih Doğanay Teknik Direktör: Joao Pereira Gol: Güven Yalçın (dk. 17) (Alanyaspor) Sarı kartlar: Nuno Lima, Efecan Karaca, Victor (Alanyaspor), Batagov, Pina (Trabzonspor)
İstanbul Voleybolun Unutulmazları Derneği’nden anlamlı gece Voleybolun Unutulmazları Derneği (VUD), Türk voleybolunun hafızasında iz bırakan isimleri "SAHNE BİZ’im" gecesinde bir araya getirdi. Maltepe Belediyesi ev sahipliğinde Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 56 voleybolcunun anısına gerçekleştirildi. Geçmişte kulüplerinde ve milli takımlarda Türkiye’yi temsil etmiş voleybolcular, bu kez sahnede buluşarak müzik, dans ve anlatılarla izleyicilere duygu dolu anlar yaşattı. Gecenin sunuculuğunu Burcu Hakyemez Dal üstlenirken, VUD Başkanı Gülnur Özfer Görgün açılış konuşmasını yaptı. Görgün, "Bu kez filede değil sahnede buluşuyoruz. Sahnede göreceğiniz herkes sadece voleybol oynamış kişiler. Onlar bir dönemin muhteşem yıldızları, kulüplerde milli takımlarda ülkemizi gururla temsil etmiş Türk voleybolunu bugünlere taşımış çok özel isimler, bizi kırmadılar bu özel projede sahne de olmayı kabul ettiler. Memleketin çeşitli kentlerinden İstanbul’un çeşitli semtlerinden geldiler. Biz ilk kez sahneye çıkıyoruz. Amatörüz ve çok heyecanlıyız. Çok özel bir amaç için bir aradayız. Bu gecenin tüm bağış geliri deprem unutmadıklarımız voleybolun unutulmaz evlatları projesine aktarılacak" dedi. Programda; Smaç Makamı, Team EFSOOO, Les Dinos, Anadolu Volley, VUD Girls, BM & SJAYVO ile VUD Korosu sahne aldı. Kenan Bengü, Bülent Meriç, İlker Çeteci ve Saygun Keskin ise voleybol hafızasına dair özel anlatılarıyla geceye eşlik etti. Geceden elde edilecek tüm gelirin, "Depremle Unutmadıklarımız: Voleybolun Unutulmaz Evlatları" projesi kapsamında hazırlanacak Ansiklopedi ile Hatay Samandağ’da hayata geçirilmesi planlanan VUD Voleybol Anıt Parkı için kullanılacağı bildirildi.