GÜNDEM - 07 Şubat 2025 Cuma 11:07

Azerbaycan gönüllüleri, iş dünyasında yeni fırsatlar için İzmir’de

A
A
A
Azerbaycan gönüllüleri, iş dünyasında yeni fırsatlar için İzmir’de

İzmir Azerbaycan Derneği (İZAZDER), Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ticaretin güçlendirilmesi amacıyla İzmir’de düzenledikleri "Azerbaycan Gönüllüleri İş Dünyasıyla Bir Araya Geliyor" temalı toplantıda, iki kardeş ülkenin iş insanlarını buluşturdu.


Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticari ilişkilerin daha da geliştirilmesi amacıyla düzenlenem programa çok sayıda iş insanı katıldı. Katılımcılar, B2B görüşmelerde bulunarak yeni işbirlikleri için fırsatları değerlendirdi.


Toplantının açılışında konuşan İZAZDER Başkanı Perviz Altay, İzmir’de yaşayan Azerbaycan kökenlileri aynı çatı altında buluşturmak ve Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kültürel işbirliğini pekiştirmek için kurdukları derneklerine ilginin sürekli artığını belirtti. İZAZDER’in bugüne kadar çok sayıda kültürel etkinlik düzenlediğini ifade eden Altay, "Çok güzel bir sinerji yakaladık. ’İki Devlet, Tek Millet’ sloganına uygun işlere imza attığımız için gururluyuz. Bugün bu birlikteliğimizi ticari alana taşıyoruz" dedi. İzmir ve çevre illerden gelen iş insanlarına teşekkür eden Altay, organizasyonu düzenleyen Türkiye-Azerbaycan İş Geliştirme Komitesi Başkanı Tamer Öztürk’e de çabaları için minnettar olduklarını da dile getirdi.



Kardeş ülkeler arasında yeni ekonomik fırsatlar


İZAZDER Türkiye-Azerbaycan İş Geliştirme Komitesi Başkanı Tamer Öztürk de konuşmasında Azerbaycan ile Türkiye arasındaki güçlü kardeşlik ilişkilerini, ticaret alanında daha da derinleştirmek için bu organizasyonu düzenlediklerini söyledi. Öztürk, "Derneğimiz, kültürel çalışmalara imza attığı gibi, ekonomik alanda da faaliyetler yürütmek için komitemizi kurdu. Bugün burada gerçekleştirdiğimiz organizasyon, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ekonomik ilişkilerin daha ileriye taşınabileceğini gösteriyor. Bu etkinlikten aldığımız güçle yeni organizasyonlar için ilham bulduk" dedi.



Ticaretin geleceği için kritik sektörler ve stratejiler


Toplantıda konuşan İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Vedat Pazarlıoğlu, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ticaretin artırılması için kritik fırsatlara dikkat çekti. Prof. Dr. Pazarlıoğlu, "İki ülke arasında ticaretin hızlandırılması, bölgesel ekonomik büyüme için büyük bir fırsat sunuyor. Enerji, inşaat, lojistik ve teknoloji gibi sektörlerde önemli işbirlikleri oluşabilir. Ticaret engellerinin azaltılması ve karşılıklı ticaretin hızlanması, bu fırsatları daha da artıracaktır. Prof. Dr. Pazarlıoğlu sunumunda Uluslararası ticarette dikkat edilmesi gereken konuları katılımcılar örneklerle anlattı." diye konuştu.



Yeni işbirlikleri için verimli B2B görüşmeleri


Prof. Dr. Pazarlıoğlu’nun konuşmasının ardından katılımcılar B2B (Business-to-Business) görüşmeleri yaparak işbirliği fırsatlarını tartıştı. Görüşmelerde, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ticaretin potansiyelini daha da artıracak stratejiler ele alındı.



Gelecekteki etkinlikler için umut verici yorumlar


Toplantı sonunda İZAZDER Başkanı Perviz Altay, etkinliğin oldukça verimli geçtiğini ve B2B görüşmelerin katılımcılara somut işbirlikleri için önemli fırsatlar sunduğunu belirtti. Altay, ilerleyen dönemlerde benzer etkinliklerin artarak devam edeceğini vurgulayarak, bu tür organizasyonların Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ticari ilişkileri daha da güçlendireceğine inandığını söyledi.



Azerbaycan gönüllüleri, iş dünyasında yeni fırsatlar için İzmir’de

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mut Alahan Manastırı yerli ve yabancı turistlerin ilgi noktası oldu Mersin’in Mut ilçesinde bulunan ve 5. yüzyıla tarihlenen Alahan Manastırı, tarihi dokusu ve mimarisiyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Toros Dağları’nın sarp yamaçlarında yer alan Alahan Manastırı, Mersin genelinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan tek tarihi eser olma özelliğini taşıyor. Hristiyanlığın önemli hac merkezlerinden biri olarak bilinen manastır, yaklaşık bin 500 yıldır ayakta kalan yapılarıyla ziyaretçilerine adeta tarihi bir yolculuk sunuyor. Milattan sonra 440-442 yılları arasında yapıldığı tahmin edilen manastır kompleksi; biri kısmen yıkılmış olmak üzere iki kilise, kayalara oyulmuş keşiş odaları, vaftizhane, kaya mezarları, sütunlu yürüyüş yolu, su kaynakları ve hamam yapısından oluşuyor. Mimari özellikleri ve süslemeleri nedeniyle ’Mersin’in Ayasofyası’ olarak da anılan Alahan Manastırı, 2000 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alındı, 2011 yılında ise restorasyondan geçirildi. Manastırın doğu ve batısında yer alan yapılar, sütunlu bir yürüyüş yolu ile birbirine bağlanırken, kilisenin arka kısmında su kaynağıyla beslenen bir hamam yapısı da bulunuyor. Yapımında kullanılan taşların kesim izleri ve üzerlerindeki figürlerin günümüzde dahi görülebildiği yapı, tarihi dokusunu büyük ölçüde koruyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Alahan Manastırı’nın, 17. yüzyılda ünlü seyyah Evliya Çelebi tarafından da ziyaret edildiği biliniyor. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde manastırı ’ustasının elinden yeni çıkmış gibi’ sözleriyle tasvir ediyor. Manastırı gezmeye gelen ziyaretçiler, yapının beklediklerinden çok daha etkileyici olduğunu belirterek, "Burası gerçekten tarih kokuyor. Harabe bir yer sanıyorduk ama aksine çok iyi korunmuş, gezmeye değer muhteşem bir yer. Herkesin gelip görmesini tavsiye ediyoruz" ifadelerini kullandı. Alahan Manastırı’nın tarihçesi MS 4. ve 6. yüzyıllar arasında yoğun olarak kullanıldığı değerlendirilen Alahan Manastırı’nın, Hristiyanlar için önemli bir hac merkezi olduğu düşünülüyor. Toroslar’ın yamaçlarındaki özgün topografik konumda yer alan manastır, erken Hristiyan sanatı ve Bizans mimarlık tarihinde önemli bir yere sahip. Manastırın bulunduğu bölge, antik kaynaklarda savaşçı bir topluluk olarak anlatılan İsaurialılar’ın yurdu olarak biliniyor. Bizans döneminde güçlerini koruyan İsaurialı liderlerden Rusumbladalı Trasikodisa, İstanbul’a gelerek Zenon adını almış ve İmparator I. Leon’un kızıyla evlenmiştir. Zenon’un 474-491 yılları arasındaki imparatorluğu döneminde manastırın inşasının tamamlandığı tahmin ediliyor. Manastırın kurucusu olduğu düşünülen Keşiş Terasis’e ait kayaya oyulmuş lahit üzerinde 13 Şubat 462 tarihi yer alıyor. Bu bilgi, yapının 450’li yıllarda kurulduğunu ortaya koyuyor. Arap akınları sırasında terk edildiği sanılan manastırda, 1961-1962 yıllarında İngiliz arkeolog Michael Gough tarafından arkeolojik kazılar yapıldığı da biliniyor. Tarihi, mimarisi ve doğal çevresiyle dikkat çeken Alahan Manastırı, Mersin’in önemli kültür turizmi durakları arasında yer almayı sürdürüyor.
Kastamonu Hurda malzemelerden robot yaptı: Gören telefonuna sarılıyor Kastamonu’da hayalini gerçekleştiren bir vatandaş, yürüyen ve arkasında insan taşıyabilen robot tasarladı. Tasarladığı robotla sokağa çıkan vatandaşı görenler büyük ilgi gösteriyor. Kastamonu’da bir fabrikada 15 yıldır, üretim operatörü olarak çalışan Osman Demircioğlu, hurda malzemeleri kullanarak insan taşıyan robot tasarladı. Hurda bir motosikletin motorunu, başka bir motosikletin tekerleklerini ve hurdadan topladığı malzemeleri kullanan Osman Demircioğlu, yaklaşık 4 yıl süren çalışmasının ardından yürüyebilen ve arkasındaki tekerlekli kısımda insan taşıyabilen robot yaptı. Osman Demircioğlu’nun, "Ataman 666" ismini verdiği robotu sokakta gören vatandaşlar ise şaşırıyor. Farklı bir tasarım yapmak istediği için robotu yaptığını belirten Demircioğlu, projelerine devam etmek istediğini söyledi. "Yaklaşık 4 yıl bir sürede tamamlandı" Robotun tasarımına çizim yaparak başladığını ifade eden Demircioğlu, "Çocukların ilgisini çekecek bu robotu tasarladım. Daha önce bunun oyuncağını yapmıştım, geliştirerek üzerinde bir insan taşıyabilecek şekle getirdim. İlk önce kağıt üzerinde çizimini yaptım, adım atma formülünü hesapladım. Hurdalardan malzemeler temin ettim. Bir hurda motosikletin motorunu, başka bir motosikletin tekerleklerini kullandım. Çizimlerini yapıp tasarımını yaptım ve yürümesini gerçekleştirdim. Yaklaşık 4 yıl bir sürede tamamlandı" dedi. "Bütün tasarımı ve montajı bana ait" Amacının farklı bir şey tasarlamak olduğu için robotu yaptığını belirten Demircioğlu, "Küçüklükten beri makinelere ilgim vardı. Değişik bir şey yapmak istedim. Hobi olarak da bu işleri yapıyordum ve bu şekilde başladım. İnsanlarımız da ilgi gösterdiler. Ben de elimden geldiği kadar anlattım. Yapım aşamasında eşimin ve çocuklarımın da büyük desteğini gördüm. Sanayiden de destek aldım. Genel itibarıyla bütün tasarımı ve montajı bana ait" diye konuştu. "Böyle bir şey görmedikleri için merak ediyorlar" ? Herkesin yaptığı robota büyük ilgi gösterdiğini kaydeden Demircioğlu, gençlere çağrıda bulunarak, "Maliyeti yaklaşık 15 bin ila 20 bin arasında. Amacım Kastamonu’da bulunmayan elektrikli fayton yapmak. Bu çocuklardan büyük ilgi görüyor. Daha önce hayatlarında böyle bir şey görmedikleri için merak ediyorlar. Bundan sonra projelerime devam etmek istiyorum. İlk olarak elektrikli fayton yapmak istiyorum. Gençlere de tavsiyem, sosyal medyaya kendilerini fazla kaptırmadan gerçek hayatla ilgilenmeleri olacak" şeklinde konuştu.