- 09 Temmuz 2022 Cumartesi 09:41

DEÜ, kendi Oksijen Üretim Merkezini kurdu

A
A
A
DEÜ, kendi Oksijen Üretim Merkezini kurdu

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) çerçevesinde 15 Temmuz Sağlık ve Sanat Yerleşkesinde yaklaşık 15 milyon TL yatırımla Oksijen Üretim Merkezini kurdu.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) çerçevesinde 15 Temmuz Sağlık ve Sanat Yerleşkesinde yaklaşık 15 milyon TL yatırımla Oksijen Üretim Merkezini kurdu. Açılış töreninde konuşan Rektör Hotar, “Bu proje, hastanemizin temel ihtiyaçlarından birisi olan medikal oksijen üretiminin ekonomik ve sürdürülebilir olmasını sağlamak amacıyla planlandı” dedi.


Dokuz Eylül Üniversitesi, BAP çerçevesinde araştırma uygulama hastanesinde kurduğu Oksijen Üretim Merkezini törenle hizmete açtı. 15 Temmuz Sağlık ve Sanat Yerleşkesinde düzenlenen programa, DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, üniversite üst yönetimi, DEÜ Araştırma Uygulama Hastanesi Başhekimi Semih Küçükgüçlü ile kurum mensupları katıldı. Açılışta konuşan Rektör Hotar, “Araştırma üniversitemizde geliştirilen bu proje, hastanemizin temel ihtiyaçlarından birisi olan medikal oksijen üretiminin ekonomik ve sürdürülebilir olmasını sağlamak amacıyla planlandı. Projenin başlangıç noktasını, hastanemizdeki pandemi öncesi günlük oksijen tüketim miktarının yaklaşık 4,5-5 ton iken pandemi sonrasında bu miktarın 6-6,5 ton ölçülmesi oluşturdu. Başka bir ifadeyle tüketimdeki artış, bu projenin özünü ve dayanağını teşkil ediyor” diye konuştu.



“Hastanemizin mali olarak önemli bir yükünü de azaltacak”


Sağlık hizmetlerinin küresel ölçekte ucuz olmasını sağlamanın, işletme yönetimi açısından gereklilik olduğunu vurgulayan Rektör Hotar, şöyle devam etti: “Bu noktada medikal oksijeni olabildiğince ucuz şekilde elde etmek ve buna uygun sistemleri kurmak, hastane işletmesi açısından yüzde 80 civarında kâr anlamına geliyordu. Yüzde 100’e yakın saflıkta oksijen elde etmek ve bunun en az kayıpla nakliyesini sağlamak da ideal bir yaklaşımdı. Bahsettiğimiz bu hususlar göz önüne alındığında bu merkez, hastanemizin mali olarak önemli bir yükünü de azaltacak. Dolayısıyla projenin hem uluslararası standartlara uygun hem de konumu itibariyle hastanemize yakın olacak şekilde planlanması, çalışmaların başarıya ulaşması açısından kritik ve ekonomik öneme sahip olacaktır.” Rektörlük olarak yatırımın tamamlanması sürecinde proje ekibine destek olduklarını kaydeden Rektör Hotar, “Hastane işletmeciliği ile ilgili bu konsept, bu ölçüde ilk defa yapılan bir çalışma olarak yeni bir vizyon teşkil etti. Geldiğimiz noktada ise bütçesi 15 milyon TL olan projenin kuruluş işlemleri, Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen firma tarafından gerçekleştirildi. Dolayısıyla burada ulusal sağlık standartlarına uygun bir çalışma da yürütülmüş oldu. Önümüzdeki dönemde bu merkezin, hem hastanemizin medikal oksijen ihtiyacına cevap vereceğine hem de bilimsel çalışmalara fırsat sunacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.



Kilosu 1,5 TL’ye mal oluyor


Medikal oksijen üretiminde tek bir üreticinin bulunduğunu kaydeden Rektör Hotar, “Şayet bir aksilik olur; üretici batar ya da üretimden vazgeçerse, sıkıntıya girme durumumuz mümkündü. Aynı zamanda tek üretici bulunması maliyetleri de etkiliyordu. Kurduğumuz bu tesis sayesinde kilosu 6 TL’ye mal olan oksijeni, kendi imkanlarımızla 1,5 TL’ye mal edeceğiz. Dakikada 1360 litre oksijen üretilen merkezimiz, hastanemizin yüzde 80 oranında ihtiyacını karşılayacak. İlerleyen dönemlerde bu oranın yüzde yüze çıkarılıp üretim fazlasını satarak kâr elde edebileceğimizi öngörüyoruz” sözlerine yer verdi.



“40 yıllık üniversiteyiz”


Araştırma üniversitesinin kuruluşunun bu yıl 40. yıl dönümünün kutlandığını hatırlatan Rektör Hotar, “Biz 40 yıllık bir üniversiteyiz ancak her şey sanki bizi beklemiş gibi duruyor. Dolayısıyla biz de çok daha önceden yapılması gereken projeleri gerçekleştiriyoruz. İzmir’in ilk Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesinin kaba inşaatını tamamladık. Kentimizin ilk Veteriner Fakültesini kurduk; Diş Hekimliği Fakültesini açtık. Türkiye’nin ilk Translasyonel Onkoloji Anabilim Dalı ile Ergen ve Genç Erişkin Tümör Bilim Dalını hizmete aldık. Ortak derslik binası ile Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Merkezini açtık. Bu ve benzeri birçok yatırımı mensuplarımızla birlikte hayata geçirdik. Araştırma üniversitesi misyonunu üstlenen büyük ailemiz, önümüzdeki dönemde de sağlık alanındaki yatırımlarını ve AR-GE faaliyetlerini sürdürecektir. Bu noktada mensuplarımızın bilimsel çalışmalarını destekliyoruz” diye konuştu.



Başsağlığı diledi


Konuşmasında merkezin hastaneye kazandırılmasında emeği geçenlere de teşekkür eden Rektör Hotar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbette mensuplarımızın gayretlerinden ve çabalarından mutluluk duyuyoruz. Onların çalışmaları, üniversitemizi daha ileri bir noktaya taşıyacaktır. Geçtiğimiz gün Konya’da yaşanan olay, hepimizi derinden üzdü. Bu vesileyle saldırıda hayatını kaybeden değerli hekimimize de Allah’tan rahmet; tıp camiasına da baş sağlığı diliyorum. Biz acımıza rağmen, aklın ve bilimin yolunda sağlık hizmeti sunmaya devam edeceğiz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Sarıkamış şehitleri için eksi 10 derecede saygı nöbeti Sarıkamış Harekatı’nın 111’inci anma etkinlikleri kapsamında Allahuekber Dağları’nda donarak şehit olan binlerce Mehmetçiğin anısına öğrenciler sıfırın altında 10 derece soğukta temsili saygı nöbeti tuttu. Etkinlik, Kafkas Üniversitesi Sarıkamış Meslek Yüksek Okulu önünde başladı. Okul önünde toplanan öğrenciler ve protokol üyeleri, ellerinde Türk bayraklarıyla yaklaşık 4 kilometre yürüyerek Alisofu Şehitlik Anıtı’na geldi. Buradaki program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. O dönemde yaşanılan zorlukları hissetmek adına asker kıyafeti giyen öğrenciler, değişimli olarak Alisofu Şehitlik Anıtı’nda temsili saygı nöbeti tutarak nöbet değişimi gerçekleştirdi. Kuran-ı Kerim tilaveti ve duaların ardından program sona erdi. Programın ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Kars Valisi Ziya Polat, "Ecdadın, atalarımızın izinde, onların iman dolu yüreklerine vatan, millet sevdasıyla Allahuekber Dağları’nda şahadet şerbeti içmesinin 111’inci yılındayız. Öncelikle tüm şehitlerimizi, bütün ecdadımızı rahmetle, minnetle anıyoruz. Kardan kefen giyen atalarımızı, büyüklerimizi bu imanı, inancı gençlerimize aktarmak için bugün 22 Aralık’ta genç kardeşlerimiz, hemşehrilerimiz, STK’larımız, kurum kuruluşlarımız, saygı nöbeti yürüyüşümüzü devraldık. Genç kardeşlerimizle saygı nöbetine başladık. Tabii bu dağlar, Allahuekber Dağları on binlerce yiğidin iman dolu, inanç dolu, devlet, millet için düşmandan çok soğukla mücadelesinin hüzün hikayesinin yazıldığı topraklar. Bu devlet, bu millet için şehit olan şehadet şerbeti içmek için yola çıkan tüm şehitlerimize rahmet, minnet, saygılar diliyoruz" dedi. Polat, "Bugün nöbeti devralan genç kardeşlerimiz aynı kalple, aynı akılla bu iman, bu inançla yürüdüler ve yürüyecekler. Bu devlete hizmet etmek, bu millete hizmet etmek için gerektiğinde de canımızı seve seve feda etmek için yürüyoruz. Nöbeti tutuyoruz, nöbeti devralıyoruz. Sarıkamış şehitlerimizi anma programı 3-4 Ocak’ta bu topraklarda olacak. Tüm hemşehrilerimizi anma töreni programımıza davet ediyoruz. Birlikte dağlarda aynı soğuğu hissediyoruz. Belki aynı soğuk olmayabilir ama bu imanla, bu inançla, bu düşünceyle bu yollarla şehitlerimizin izinde yürümek için tüm hemşehrilerimizi, tüm insanlarımızı, Türk milletimizi buraya davet ediyoruz" diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından program sona erdi. Programa, Vali Ziya Polat, Kars Belediye Başkanı Prof. Dr. Ötüken Senger, Sarıkamış Kaymakamı Enis Aslantatar, Sarıkamış Belediye Başkanı Serdar Kılıç, AK Parti Kars İl Başkanı Muammer Sancar, Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Tolga Adıgüzel, Kızılay Kars Şube Başkanı Kübra Hüryurt, daire amirleri, STK temsilcileri ile çok sayıda öğrenci katıldı.
Ankara AK Parti Milletvekili Ensarioğlu: "Söz konusu açıklamalarım, Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, "Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" dedi. Ensarioğlu, bir yabancı yayın kuruluşuna verdiği röportajla ilgili yazılı açıklama yaptı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Yabancı bir yayın kuruluşuna Terörsüz Türkiye süreci ve Meclis Komisyon çalışmalarıyla alakalı verdiğim bir mülakatta, sürece dair yaptığım değerlendirme sonunda, sunucunun ısrarlı Suriye politikası konusunda, sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı sayın Hakan Fidan’ın politikalarında çelişkiler olduğuna dair verdiğim cevapta, böyle bir şeyin olmayacağını söyledim. Sözlerimin sonunda partimizin ve hükümetimizin politikalarını belirleyen iradenin sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi olduğunu, buna karşı bir irade ortaya koyanın ya görevi bırakması gerekir, ya da görevden alınır şeklindeki ifademin amacı ve maksadı gayet net olduğu halde üç gündür, bağlamı ve maksadı dışında, bazı art niyetli çevrelerin çeşitli sosyal medya mecralarında çarpıtarak yorumladıklarını üzüntüyle müşahede ettim. Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi."