SAĞLIK - 23 Mayıs 2024 Perşembe 09:41

İzmir Büyükşehir, ’Evde Bakım’ ile şifa dağıtıyor

A
A
A
İzmir Büyükşehir, ’Evde Bakım’ ile şifa dağıtıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi Evde Bakım Hizmetleri Birimi, yatağa bağımlı 5 bin hastayı evinde düzenli olarak ziyaret ederek sağlık hizmeti veriyor. Ücretsiz hizmetten büyük mutluluk duyduklarını söyleyen hastalar ve yakınları İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyor.


Türkiye’nin ilk belediye hastanesi olma özelliğini taşıyan İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi, sağlık hizmetlerini hastaların evlerine kadar ulaştırıyor. 2021 yılının aralık ayında kurulan Evde Bakım Hizmetleri Birimi, kent genelinde yatağa bağımlı olduğu için sağlık kuruluşlarına gidemeyen hastalara elini uzatıyor. 8’i doktor olmak üzere 50 personel ile çalışan birim; tedavi takibi, tahlillerin yapılması, ilaç ve malzeme raporlarının yenilenmesi, yara bakımı, tıbbi bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin hastaların evinde uygulanmasını sağlıyor. Hasta ve hasta yakınlarına sosyal ve psikolojik destek hizmeti de veren Evde Bakım Hizmetleri Birimi, poliklinik muayene ihtiyacı olan hastaların hastaneye naklini de gerçekleştiriyor. Bugüne dek 10 binin üzerinde hastaya şifa olan birim, sadece bu yıl yaklaşık 5 bin hastayı evinde düzenli olarak ziyaret etti. Ekipler, günde 50’nin üzerine hastayla temasa geçerek gerekli sağlık hizmetini sağlıyor.



“Başvuran tüm hastalarımıza ulaşmaya çalışıyoruz”


Evde Bakım Hizmetleri Birimi Sorumlu Hekimi Dr. Nihat Mermer, “Çeşitli sağlık sorunları nedeniyle evden çıkamayan, yatağa bağımlı hastalarımızın her türlü sağlık ihtiyaçlarına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bez, mama, ilaç ve raporlarının sağlanmasının yanı sıra reçetelerinin güncellenmesine yardımcı oluyoruz. Ayrıca sonda takıyor ve hastaların yara pansumanlarını yapıp gerektiğinde fizik tedavi ve psikolojik destek hizmeti de veriyoruz. İhtiyaç sahibi hasta yakınlarının 153 Hemşehri İletişim Merkezi’ni arayarak hastaların yatağa bağımlı olduğunu ve sağlık tesisine ulaşamadıklarını beyan etmeleri yeterli. Bu yıl için 5 bin civarında hastamıza hizmet veriyoruz. Günde 50’nin üzerinde hastamızı ziyaret ediyoruz. Yatağa bağımlı ve sağlık tesislerine ulaşmakta güçlük çeken hastalarımızın ihtiyaçlarını gidererek kimsesizlerin kimsesi olmaya çalışıyoruz. Elimizden geldiğince başvuran tüm hastalarımıza ulaşmaya çalışıyoruz” dedi.



“24 saat dolmadan hizmet geldi”


60 yaşındaki felçli ablası Birsen Keskin için evde bakım hizmeti alan Neslihan Aklı, “Bir arkadaşımın önerisiyle Evde Bakım Hizmetleri Birimi’ne ulaştım ve hemen yanıt aldım. Bir gün geçmeden geldiler. Ben ablama bakarken çaresiz kalmıştım. Her ne kadar pansuman yapmaya çalışsam da ablamın yaralarını iyileştiremedim. Bize yardımcı oldukları için ekiplere çok teşekkür ediyorum. Ablam 2016 yılında felç geçirdi. Kısmi olarak kaslarında zayıflama başladı ve bacaklarında da kireçlenme oluştu. Yürüyemiyordu, yaraları vardı. Artık pansumanlarını Evde Bakım Hizmetleri ekipleri yapacak. Bütün çalışanlara teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.



“İzmir Büyükşehir Belediyesi el uzatıyor”


71 yaşındaki eşi Durmuş Ali Çorak için 153’ü arayarak başvuruda bulunan Gülendam Çorak ise “Eşimde ileri derecede KOAH var. Kalp hastası ve yüzde 84 engelli, yatağa bağımlı bir hasta. Oksijen tüpünden ayrılamadığı için eşimi hastaneye götürmek çok zor. Devlet hastanesine gitmekte zorlanıyorduk. Özel hastaneye özel ambulansla gitmekte maliyetli oluyordu. Evde Bakım Hizmetleri Birimi, eşimin sonda değişimini yaptı. Psikolojik destek aldı. Ben de hasta yakını olarak psikolojik destek alıyorum. Devletimizin yetersiz kaldığı yerde belediyenin el uzatması çok anlamlı. Bu sebeple teşekkür ediyorum” diye konuştu.



“Hizmetten memnun kaldım”


Eşi Ömrüye Mum ile birlikte yaşayan 78 yaşındaki Oğuz Mum da yürüyemediği için sağlık kuruluşlarına gitmekte zorlanan hastalardan biri olduğunu söyledi. Diyabet ve tansiyon rahatsızlıklarının da olduğunu belirten Mum, şunları söyledi: “Hizmetten çok memnun kaldım. Doktor tüm kontrollerimi yaptı. Benim gibi olanlar da İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni arasın. Tavsiye ediyorum.”



İlçelerde de hizmet birimi


Hizmet ağını İzmir’in tüm ilçelerine yayan İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi Evde Bakım Hizmetleri Birimi, kent merkezinin yanı sıra Kemalpaşa, Bayraklı, Ödemiş, Tire ve Karaburun’da da hizmet veriyor.



İzmir Büyükşehir, ’Evde Bakım’ ile şifa dağıtıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Uzmanından kurban eti ile ilgili uyarılar Diyetisyen Gamze Söylemez, kurban etinin, hayvan kesildikten hemen sonra pişirilmemesi gerektiğini ve etin en az 24 saat dinlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kesilen etin daha sert olduğunu ve bu nedenle sindirimi zorlayacağını ifade eden Diyetisyen Gamze Söylemez; “Dinlendirişmiş eti yavaş ve kısık ateşte kendi suyu ile pişirin, bu esnada iç yağ ve kuyruk yağı da koymayın. Etler büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine konularak veya yağlı kağıda sarılarak buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan etler eksi 18 derece derin dondurucuda 3 ay süreyle saklanabilir. Etler kıyma haline getirilirse, buzdolabında iki günden fazla saklamamalıdır. Parça et ise 2-3 gün saklanabilir” dedi. “Bayram diye et yemeyi abartmayın” Sindirimi zor olan kırmızı etin, hazımsızlık ve şişkinlik olmaması için akşam yemeklerinde değil, öğle yemeklerinde yenilmesini tavsiye eden Söylemez, sözlerine şöyle devam etti; “Kurban etini yine kırmızı et gibi geç saatte tüketmeyin. Bayram diye et yemeyi abartmayın. Günde 100-150 gramdan (örneğin yaklaşık 3-4 köfte) daha fazla et yemeyin. Ayrıca etin yanında pirinç pilavı, patates, börek gibi glisemik indeksi yüksek besinleri de tüketmemeye özen gösterin. Zira bayramda hazımsızlık ve kabızlık yakınmaları sık görülebileceğinden etin yanında sebze yemekleri ya da salata yiyin.” “Yemekleri çok iyi çiğneyerek tüketin” Eti mangalda yapmanın ya da kavurma olarak tüketmenin, Kurban Bayramı’nın önemli ritüellerinden biri olarak görüldüğünü ifade eden Diyetisyen Gamze Söylemez, “Kavurmayı ne kahvaltıda ne de geç saatteki akşam yemeklerinde yemeyin. İlla eti mangalda pişirecekseniz yakmayın. Mangalda yanmış et mide, pankreas ve kalın bağırsak kanseri için risk oluşturabilir. Düzenli beslenin 2-3 saatte bir bir şeyler atışırın. Sıvı alımına dikkat edin ve günde 2-3 litre su tüketin. Çay, kahve gibi kafeinli içeceklerden uzak durun. Yemekleri çok iyi çiğneyerek tüketin Bayramda bilinçsizce et/çikolata/tatlı tüketimi mide yanması gaz şişkinlik hazımsızlık ve bağırsak sistemi bozukluklarına yol açabilir. Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için; kalp-damar hastalığı, şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu olan kişiler, Kurban Bayramı’nda yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeli ve porsiyon kontrolünde dikkatli olmalıdır. Sağlıklı yaşamın en temel kurallarından biri olan fiziksel aktivitenin artırılması anlamında günlük yürüyüşler yapabilir, bayram süresi boyunca kilo kontrolünüze destek olabilirsiniz” diye konuştu.
Konya Eti sağlıklı tüketmek için "Kızartmayın, kavurmayın" uyarısı Kurban Bayramı’nda fazla tüketilen kırmızı etin sağlık problemlerine neden olabileceğine dikkat çeken Diyetisyen Merve Sena Nazlı, etin kızartma ya da kavurma yerine ızgara, mangal veya haşlama olarak tüketilmesi tavsiyesinde bulundu. Kurban Bayramı’nın gelmesiyle beraber yurt genelinde etler hazırlanırken, uzmanlar beslenmeye yönelik dikkat çeken uyarılarda bulundu. Kurban etlerinin dinlendirildikten sonra tüketilmesini öneren Medicana Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümünden Diyetisyen Merve Sena Nazlı, bilinçsiz et tüketimi nedeniyle vatandaşların aşırı ve sağlıksız beslenmeye yöneldiğini belirterek, daha sonra sağlık problemlerinin yaşandığını söyledi. “Kırmızı etimizi sebzeli bir şekilde de hazırlayabiliriz” Kurban Bayramı’nda Ramazan Bayramı’ndan farklı olarak daha kırmızı et tüketiminin arttığını belirten Diyetisyen Merve Sena Nazlı, “Kırmızı et tüketimi normal porsiyonlarda olduğu zaman sakıncalı değil ama miktar olarak birazcık daha fazla olmakta. Çünkü kurbanlıklar kesildikten sonra, hızlı bir şekilde tüketmeye başlıyoruz. Bunu da daha çok haşlama yerine kavurma olarak ve bol kuyruk yağlı yapıyoruz. Özellikle burada kalp damar hastalıkları, tansiyon problemi olan kişiler ve özellikle böbrek hastalarının dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü çok fazla miktarda kırmızı et tüketimi kolesterolü ve tansiyonu yükseltip bayramı zehir edebilir. O yüzden mutlaka dikkat etmenizi önereceğim. Onun dışında kırmızı et tüketecekler, kırmızı et demirden zengin olduğu için mutlaka yanında C vitamini olan yeşil salatalar, söğüş sebzeler gibi tercih edebilir ya da kırmızı eti sebzeli bir şekilde de hazırlayabiliriz” dedi. “Kavurma yerine ızgara, mangal veya haşlama yapılabilir” Kırmızı etin fazla tüketiminin kan şekerinin aniden yükselmesine neden olabileceğine değinen Nazlı, “Pişirme yöntemi olarak da kızartma ya da kavurma yerine ızgara, mangal veya haşlama yapılabilir. Yanında içecek grubu olarak asitli gazlı içeceklerden birazcık uzak durmaya çalışalım. Havaların ısınmasıyla beraber soğuk içecekler içmek istiyoruz ama burada da dikkat etmemiz gereken şeyler çok fazla şekerli içecekler oluyor. Kan şekeri de hızlı yükselebilir. O yüzden ayran içebilirsiniz. Şalgam suyu doğal probiyotik olduğu için özellikle tercih edilebilir ya da maden suyu tercih edilebilir. Çünkü terliyoruz, terledikçe vitamin kayıplarımız ve mineral kayıplarımız oluyor. Mineral kaybının en iyi kaynağı da maden suyu tercih edilebilir. Bu süreç içerisinde tatlı tüketimimize de yine dikkat etmemiz gerekiyor. Şerbetli tatlılar, hamur tatlılar bayramda çok daha fazla tercih ediliyor. Burada dikkat etmemiz gereken dondurma ya da sütlü tatlılar gibi tercih edebiliriz. Su tüketimi yine çok önemli. 2-2 buçuk litrenin altına düşmemeye çalışalım” şeklinde konuştu. Çocukların yeme içmelerine dikkat Beslenme noktasına anne ve babalara seslenen Nazlı, “Çocuklarda dikkat etmemiz gereken nokta ise etleri tüketebilirler ama çok fazla şekerli gıdalara maruz kalıyorlar. Çok fazla çikolata yiyorlar. Bu onların gelişimlerini olumsuz yönde etkileyecek ve abur cubur tüketim sıklığını birazcık daha arttırabilir. Burada birazcık daha kota koyabiliriz. Her gittiğimiz yerde değil de sevdiklerimizi beğendiklerimizi tercih etmeye çalışabiliriz. Şekerli gıdaları da biraz daha azaltmaları noktasında onları teşvik edebiliriz. Çünkü çocuklar gidilen yerlerde daha çok asitli gazlı içecekler içmeyi seviyor. Evet bayram diye belki eğer bir hastalığı yoksa bir tane hak verilebilir bayram için ama onun dışında daha çok yine böyle ayran tükettirmeye çalıştırırsak çocuklarımız açısından da oldukça iyi olur. Yaşlılarda da dikkat edeceğimiz nokta yine bu kavurma ve et tüketim sıklığı var. Çünkü güne kahvaltıda bile biz kavurma tüketerek başlayan bir toplumuz. Bu da kan şekerimizi ve aynı zamanda tansiyonumuzu yükseltici etkiye sahip. Ben kahvaltı olarak kavurma gibi et tüketmek yerine güzel bir kahvaltı yapalım öneriyorum. Peynirimiz, yumurtamız, yeşilliğimiz, tam tahıllı ekmeklerimizle beraber güzel bir kahvaltı yapalım. Öğlen yemeği ve akşam yemeği olarak da kurban etlerinin tüketilmesini tavsiye ediyorum. Bu süreç içerisinde kurban etleri aslında hani biraz daha bekletilmesi ve ondan sonra tüketilmesi gerekiyor. Bizim genellikle önerimiz 24 saat dinlendirilmesidir. Çünkü kurban eti ilk başta serttir. Durdukça yumuşamaya başlar. Ama bu Kurban Bayramı’nda çok olamıyor. Çünkü herkes hızlı bir şekilde tüketmek istiyor. Burada birazcık daha az porsiyon ama 24 saat geçtikten sonra tüketimi daha sağlıklı olacak” ifadelerini kullandı. “Kırmızı etlerimiz 8 ila 10 ay arasında derin dondurucuda saklanabilir” Kurban etlerini saklama noktasında da uyarılarda bulunan Diyetisyen Merve Sena Nazlı, “Etleri bütün halinde değil de, parça halinde saklamaya özen gösterelim. Yine kıyma yapılabilir. Kırmızı etleri de porsiyonluk olarak yemekte ne kadar kullanacaksak o şekilde kilitli poşetlerle beraber buzdolabının derin dondurucu kısmında saklayabiliriz. Genel olarak kırmızı etlerimiz 8 ila 10 ay arasında derin dondurucuda saklanabilir” diye konuştu.