ÇEVRE - 22 Temmuz 2024 Pazartesi 22:14

İzmir’de site sakinleri arıtma tesisi yapılmasını istiyor

A
A
A
İzmir’de site sakinleri arıtma tesisi yapılmasını istiyor

İzmir’in Dikili ilçesi Kabakum mevkiindeki Müsellim Deresi’ne karışan kanalizasyon atıklarının denize ulaşarak sağlıklarını tehdit ettiğini ve çevre kirliliğine neden olduğunu ileri süren bölge sakinleri, yaptıkları basın açıklamasında bölgeye arırtma tesisi yapılmasını istedi.


Müsellim Deresi’nin aktığı Polyak Sitesi’nde Müsellim Köprüsü’nde toplanan Polyak, Yazgülü, Öğretmenler, Burak Yar, Işıkkent, 105 Evler, Gurup Kent, Bankacılar başta olmak üzere çevredeki birçok sitede oturan yaklaşık 400 kişi, köprü üzerinde alkışlı eylem yaptı. Eyleme yoldan geçen araç sahipleri de korna çalarak destek verdi. Site sakinleri, öncelikli olarak Müsellim Deresi’ne karışan kanalizasyon atıklarının önüne geçilmesi için derenin ıslah edilmesi, akabinde Dikili’nin bütçe bekleyen arıtma tesisi projesine Kabakum ve Salihler mahallelerinin de dahil edilmesini istediklerini dile getirdi.


Grup adına basın açıklaması yapan Bankacılar Sitesi yöneticisi Necla Çöpür, "Temiz bir çevrede yaşamak vatandaşlık hakkıdır. Bunun mücadelesini vermek de aynı şekilde insanlık görevidir. Bizler yıllardır bu dere için mücadele veriyoruz. Ancak gelinen nokta karşımızdadır. Geçen süre içinde değil çözüm üretilmesi, sorun katlanarak arttı. Bir zamanlar masmavi olan deremiz, şimdilerde kapkara akmakta. Kurbağaların sesleri kesildi, kaplumbağalar bahçelerimizi ziyaret etmiyor, neden? Farkında mısınız? Sayın yetkililer yaşam bitiyor artık, canlar bir bir yok oluyor. Bu denizde bir zamanlar mavi bayrak dalgalanıyordu. Şimdi denize girmek bir cesaret gerektiriyor. Kokudan bu sıcaklarda kapımızı, penceremizi açamaz olduk. Şimdiye kadar başvurmadığımız kurum kalmadı, bize verilen cevap hep aynı; ‘Ceza yazıyoruz ama caydırıcı olmuyor.’ O zaman biz de diyoruz ki çözüm yanlış yerde aranıyor, fabrikalara ceza yazarak, köyleri, siteleri cezalandırarak deremizi, denizimizi kurtaramazsınız. Nüfusun gün ve gün arttığı bir zamanda deremiz acil olarak ıslah edilmelidir. Dikili ilçesinin biyolojik atıksu arıtma projesinin ivedilikle hayata geçirilmesi gerekmektedir. Biz sitelerin de bu projeye dahil edilmesi gerekmektedir. Görülsün artık kaybedecek zaman kalmadı. Denizimiz öldükten sonra geriye dönüş olmayacaktır. Lütfen bize huzurumuzu geri verin, temiz denizimizi geri verin" dedi.


Derenin yanında evi bulunan Polyak Sitesi sakinlerinden Mesude Kurtyılmaz ise şunları söyledi:


"Ben 1989’dan beri burada oturuyorum. Bu dereden denizden balık gelirdi. Balık avlardık. Son dört yıldır gece gündüz kokudan duramıyoruz, özelikle iki haftadır da kanalizasyon gazı tabir edebileceğim bir koku evimizin içine giriyor, uyuyamıyoruz. Buna bir çözüm bulunması lazım. Bu pislik olduğu gibi denize gidiyor, denizde yüzen bizlerin vücutlarında alerjiden yaralar çıkmaya başladı. Lütfen yetkililere sesleniyorum, buna bir çözüm bulunmalı."


Girişimleri neticesinde denizdeki kirliliğin araştırılması konusunda Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden iki uzmanı Dikili Belediyesi ile buluşturan Dikili Halk Meclisi Üyesi Nedim Akay, belediyenin sürecin tamamlanması konusunda ve sürecin takibi konusunda yeterli desteği vermediğini belirtti. Akay, "Dikili’ye gelen hocalarımız Müsellim ve Karaçalı derelerini yerinde inceledi. Her iki derede de gözle görülür bir kirlilik olduğu tespit edildi. Endüstriyel atıkların derede olması yüksek ihtimaldir denildi. Ancak tahlillerin düzenli, detaylı ve karşılaştırmalı yapılması konusunda belediye yetkilileri gerekli desteği vermedi. Arıtma konusu ise eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kültür merkezi açılışında verdiği sözden bu yana ilerlemeyen bir konudur. 2024 Şubat ayında İzmir Büyükşehir Belediyesi yeni arıtma tesisi kararını meclisinde onayladı. 2024 Mart ayında ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na onay vermesi için sunuldu. Dikili Halk Meclisi olarak bu konunun takipçisi olduk. Eylem yaptık. İZSU Genel Müdürlüğü bu konuyla ilgili bizleri bilgilendirdi. Bakanlığın onaylaması ve Dünya Bankası’ndan kredi sağlanması konusu meselenin düğüm noktasıdır. Öncelikle Dikili merkezi için düşünülen arıtma projesine Salihler ve Kabakum bölgesinin de dahil edilmesini istiyoruz. Ardından proje onayından sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir an önce projeyi yapmaya başlamasının takipçisi olacağız" diye konuştu.


Eylem ve basın açıklamasının ardından site sakinleri sessizce dağıldılar.



İzmir’de site sakinleri arıtma tesisi yapılmasını istiyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Tunç: "Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur" AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, yaşanan su kesintisiyle ilgili olarak, "ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" dedi. Gün boyu süren geniş çaplı su kesintisi sebebiyle siyasi isimler Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü’ne tepki göstermeye devam ediyor. Son olarak ise AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, sosyal medya hesabından konuyla ilgili bir açıklamada bulundu. Başkan Tunç’un açıklamasında, "ESKİ tarafından yapılan açıklamada, Tepebaşı İlçesi’nin bazı mahallelerinde 00.00-08.00 saatleri arasında planlı su kesintisi uygulanacağı duyurulmuştu. Ancak bugün gelinen noktada, Tepebaşı İlçesi’nin tamamında hâlâ su yoktur. Bu tablo, planlama eksikliğini ve ciddi bir yönetim beceriksizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Planlı olduğu söylenen bir çalışmanın saatleri belli olmasına rağmen, ne süreye uyulmuş ne de vatandaşlara doğru ve zamanında bilgi verilmiştir. Tepebaşı’nda yaşayan on binlerce vatandaş, sabah saatlerinden bu yana en temel ihtiyaçlarına dahi ulaşamamaktadır. Hijyen, sağlık ve günlük yaşam tamamen aksatılmıştır. Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur. Vatandaşlar açıklama değil bahane değil, çözüm beklemektedir. ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" ifadeleri yer aldı.
İstanbul Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın ifadesi ortaya çıktı. Saran evinde bulunan ve ilk testte uyuşturucu olduğuna dair sonuç çıkan maddelere ilişkin soruya ilişkin savunmasında, "Bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ‘uyuşturucu madde temin etme, uyuşturucu madde kullanma ve uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştırma’ suçlarından ifadeye çağrılan Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, savcılıktaki ifade işlemlerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Saran, hakimlik tarafından yurtdışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı. Öte yandan, soruşturma kapsamında Ela Rümeysa Cebeci’nin de ek ifadesine başvuruldu. Cebeci ardından tutuklu bulunduğu Ceza İnfaz Kurumu’na geri gönderildi. "Sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım" Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Saran ifadesinde, "Ela Rümeysa ile tahmini olarak 3 sene önce bana mesaj atmasından dolayı tanışmıştık. Bu vesile ile konuşmaya başladık" dedi. Saran’a savcılıkta, spiker Ela Rümeysa Cebeci’ye, "Sende var mı ondan? Pazar sabahtan teyitleşelim olma ihtimali yüzde 70. Assos’a gideceğim birazdan geç dönmem herhalde, tamam? Konuşuruz hadi bay bay" şeklinde mesaj attığı, Cebeci’nin ise "Ben Escobar mıyım nereden bulayım sen yetiştiriyordun ya başkanım yol birkaç dal takılalım haberleşiriz" şeklinde cevap verdiği konuşma soruldu. Saran konuşmaya ilişkin, "Mesaj içerikleri doğrudur. Ancak tarihleri noktasında yanlışlık olabilir. Bu yazışmalar yaklaşık 17-18 ay önceki yazışmalardır. Mesaj içerikleri daha önceki izlediğim filmden dolayı kendi aramızda yaptığımız espridir. Benim uyuşturucu yetiştirme ile uzaktan yakından hiçbir alakam olamaz. İzlediğimiz filmin konusu ile ilgili olduğu için kendi aramızda yaptığımız bir espridir. Bu mesajlaşmalar da şaka amaçlıdır" dedi. "Acayip rahatlatıyor müthiş bir şeymiş o" Saran’ın Ela Rümeysa Cebeci’ye gönderdiği bir başka mesaj da savcılık ifadesi esnasında soruldu. Mesajda Saran’ın "Gel git Ela nasılsın? dediği, ses dosyası çözümünde ise "Kızım laf dinlemiyorsun ki yavaş yavaş diyorum, böyle apsesif insanlar gibi böyle şey yapıyorsun. Bi ayarında bırak. Her şeyi abartıyorsun ya, neyse Habertürk’te bir sürü insanı işten çıkarıyorlarmış, doğru mu ha? Bir de baskı yapıyorlar galiba" dediği Ela Rümeysa Cebeci’nin ise cevap olarak ses dosyası çözümünde "Ama var ya ne HD rüyalar gördüm ve böyle düşüncesizce uyudum, acayip rahatlatıyor. Müthiş bir şeymiş o. Bahçeden topla getir bana bir dahakine. Evet evet çok kelle alıyorlar. İnsanları spikerleri falan çıkarma değil kafaları koparıyorlar. Bakalım neler olup bitecek bekleyip göreceğiz ama bir dizayn var. Lütfen sen de Kenan Bey ile aranı düzelt. Bu benim için çok önemli bir şey, çok mutlu olurum bunu yaparsan" dediği konuşma içeriği soruldu. "Hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur" Saran bu konuşmalara ilişkin ifadesinde, "O akşam içtiğimiz şaraptan bahsediyorum. Ben akşam puro içtim. Ela da vozol sigara içti. O akşam şarabı da çok fazla içti. Bir şişeden ben yarım kadeh içtim. Geri kalanını da Ela içti. Ben Kenan Tekdağ’ın kötü kalpli ve tehlikeli bir insan olduğunu bildiğim için Ela Rümeysa TV 100 kanalından Show TV’ye geçerken kendisini uyardım. Kenan’ın kötü kalpli tehlikeli ve karanlık ilişkileri olduğunu söyledim. Ondan dolayı Kenan Tekdağ ile ilgili mesajlar atmış olabilir. ‘müthiş bir şeymiş o bahçeden topla getir bana bir dahakine’ mesajında ise yine aynı şekilde izlediğimiz bir filmdeki repliklerden kaynaklı kendi aramızda metafor şeklinde geliştirdiğimiz bir espridir. Benim kesinlikle böyle bir şeyle alakam olamaz. Hatta Ela Rümeysa’ya en son birkaç hafta önce ilk gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra geçmiş olsun mesajı da attım. Kendisi de bana ‘inan ben böyle bir şey yapmadım’ tarzında cevap vermişti. Birlikte uyuşturucu madde içmiş olsaydık bana böyle bir cevap vermezdi. Ben de ona ‘sana inanmak istiyorum’ şeklinde cevap vermiştim. Benim bu hayatta tek bir bağımlılığım var o da spordur. Sadece benim kanser olduğum dönemde, annem ile babamın son hastalık ve ölüm süreçlerinde, Fenerbahçe başkanlık seçimlerinde ve iftiraya uğradığım süreçte pek çok kişi tarafından tarafıma organik sakinleştiriciler verilmişti. Ben de bunları hatırladığım kadarıyla kullandım. Bunların içerisinde de uyuşturucu etken maddesi olduğunu düşünmüyorum. İstanbul’daki evimde misafir odası olarak kullanılan odada cam kavanozun içerisinde kızımın muhtelif ilaçları vardı. Büyük ihtimal camdaki kalıntılar bu ilaçların tozlardır. Zaten inceleme sonucunda anlaşılacaktır. Assos’taki evimde yapılan aramada çıkan maddelere ilişkin olarak, o evde çalışan hizmetliyi aradım. Bunlar ne diye sordum. Asos‘taki evimde tahmini 20 gün önce kadın basketbol takımını ağırlamıştım. Bahçeye çok fazla sinek gelmişti. Bu sinekleri uzaklaştırmak için lavanta veya türevi şeklinde yaprakları evde çalışan hizmetli yaktığını söylemişti. Daha sonra mangal yaptıktan sonra da arılar geldi. Arıları uzaklaştırmak için yine evde çalışan hizmetli kahve yakmış. Ele geçirilen maddeler de kahve, lavanta ve adaçayı yakılması sonucu kalıntılardır. Maddeler üzerinde yapılan ilk testte uyuşturucu madde olduğuna dair sonuç çıkması sorusuna ilişkin savunmam ise bu maddenin ilk testi pozitif çıkmış olabilir. Ancak kriminal sonucun beklenmesini talep ederiz. Biz Assos‘taki villada çok fazla misafir ağırlarız. Büyük davetler veririz. Davetlere 100’ün üzerinde insan katılır. Hatta en son 21 Ağustos‘ta kızımın düğününde 400’den fazla insan vardı. Zaten bulunduğu yerler evin içerisi değildir. Bahçede bulunmuştur. Bu davetlerin birinde ya da benim olmadığım bir zamanda bir başkası tarafından kullanılıp atılmışsa bilgim yoktur. Çıkan maddeler üzerinde parmak izi incelemesi yapılmasını talep ederiz. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. Melike İnal