ÇEVRE - 14 Mayıs 2025 Çarşamba 12:43

Su seviyesi yüzde 15’e düştü, İzmir susuzluğa gidiyor

A
A
A

İzmir’in ana su kaynağı Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesi yüzde 15,19’a düştü. Bu oran, son yılların en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçerken uzmanlar, Eylül ayında bu oranın yüzde 3-5 seviyelerine kadar inebileceğini öngörüyor. Prof. Dr. Doğan Yaşar, asıl tehlikenin kuraklık değil, yanlış su yönetimi olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin 3. büyük şehri İzmir’de yağışların azalması nedeniyle barajlarda da tehlike çanları çalmaya başladı. Kentin içme suyu ihtiyacını büyük oranda karşılayan Tahtalı Barajı’nda su seviyesi yüzde 15 seviyelerine geriledi. Aynı barajda 2024 yılında doluluk oranı yüzde 30 olarak kayıtlara geçerken, bölgede suların çekildiği görüldü. Yerleşim yerlerinin iyice ortaya çıktığı barajdaki görüntüler, su tasarrufunun önemini ortaya çıkardı.

Öncesi, sonrası

Tahtalı Barajı’nın 2010 yılındaki doluluğu ile şimdiki hali arasındaki farkı ise fotoğraflar ortaya koydu. O tarihte tamamen suyla dolu olan Bulgurca Camii, bugün net olarak görünüyor.

Su seviyesi yüzde 15’e düştü, İzmir susuzluğa gidiyor

"Su seviyesi yüzde 3-5 seviyelerine kadar inebilir"

TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) Çalışma Kurulu Üyesi, Çevre Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir’in su krizine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Yaşar, barajların dolum döneminin Kasım-Nisan arası olduğunu hatırlatarak yaz aylarında yaşanan seviye düşüşlerinin normal olduğunu ancak yanlış yönetimin asıl sorunu büyüttüğünü vurguladı. İzmir’deki su kriziyle ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Doğan Yaşar, Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesinin, yağışların az olması halinde Eylül ayında yüzde 3-5 seviyelerine kadar inebileceğini söyledi. Yaşar, "İzmir’in ana su kaynağı Tahtalı Barajı yüzde 15,19 seviyesine düştü, bu son yılların en düşük oranı. Bu düşüş Eylül ayında yüzde 3-5 seviyelerine kadar inebilir. Barajların dolum dönemi Kasım-Nisan arasıdır; yazın seviyeler hep düşer. Sorun, yanlış su yönetimidir, kuraklık değil. Barajlar doluyken bile yüzde 55-60 oranında yer altı suyu kullanılmaya devam edildi. Manisa’daki yer altı suyu 500 metreye kadar düştü ve İzmir hala buradan su çekiyor. Bu bilinçsiz kullanım Gölmarmara gibi kaynakları kuruttu. İzmir’de su tüketimi yazın yüzde 40 artıyor. Çünkü halk, bahçe sulama, balkon yıkama, süs bitkileri sulaması gibi işlerle suyu israf ediyor. Belediyeler hala hobi bahçeleri açıyor ve suyu boşa harcıyor. Oysa kurakçıl peyzaj sistemine geçilmeli ve su tasarrufu sağlanmalıydı" dedi.

Su seviyesi yüzde 15’e düştü, İzmir susuzluğa gidiyor

"Bilimsel su yönetimi eksik, belediyelerde hidrojeologlar yok"

Belediyelerin su yönetimi konusunda eksik olduğunu söyleyen Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Türkiye’de kişi başı su potansiyeli bin 310 metreküp, İzmir’de sadece 600 metreküp. Bu, su fakirliği demektir. Buna rağmen bilimsel su yönetimi eksik, belediyelerde hidrojeologlar yok. Tarımda gereksiz su tüketen ürünler azaltılmalı, gerekirse yasaklanmalı. Avrupa’da olduğu gibi yasaklar, kısıtlamalar ve tasarruf önlemleri şart. Su kaynakları havza bazlı planlanmalı, su yönetimi siyasete alet edilmemelidir. Yer altı suları acil durumlar için korunmalı, barajlar doluyken asla tüketilmemelidir. Çünkü su varsa yaşam vardır" diye konuştu. Bölgede yaşayan vatandaşlar da su sıkıntısına dikkat çekti. Zülfikar Ergin, "2018’den beri burada yaşıyorum. Barajın bu bölgesi tamamen kurudu maalesef. Su eskiden yola kadar geliyordu. Bu yıl yağmur yağmadığı için barajdaki seviye azaldı ve vatandaşlar biraz susuzluk çekecek gibi. Tasarruf yapmamız gerekiyor" dedi. Lezgi Ergin ise, "Kuraklık çekeceğiz gibi bu yıl. Yani barajı böyle görünce tabi insan kendini rahatsız hissediyor. İzmir bu barajdan su içiyor. Şimdi su kalmadığı zaman çok sıkıntılar çekeceğiz millet olarak. İnşallah önümüzdeki yıl daha güzel yağmur yağar ve dolar barajlar" açıklamasında bulundu.

Abdurrahman Derici - Zilan Genç - Sinan Yeniçeri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’da karne günü heyecanı Bartın’da 2024-2025 Eğitim ve öğretim yılı düzenlenen karne töreni ile sona erdi. İl genelinde 30 bin 342 öğrenci ile 2 bin 500 öğretmen yaklaşık 2.5 ay sürecek tatile girdi. Bartın’da Şehit Üsteğmen Aydın Aydoğmuş İlkokulu ve Necip Fazıl Kısakürek Ortaokullarının bahçesinde düzenlenen törende, öğrenciler karne heyecanı yaşadı. Minik öğrenciler, halk oyunları ve zeybek gösterisi ile katılımcılardan alkış aldı. Programa katılan Bartın Valisi Nurtaç Arslan ve beraberindeki il protokolü sınıfları gezerek, öğrencilere karne, teşekkür ve takdir belgeleri ile kitap hediyelerini verdi. Karnelerini alan öğrenciler ise büyük sevinç yaşadı. Öğrenciler, aldıkları karne ve başarı belgelerinin sevinçlerini, programa katılan protokol, öğretmen ve velileri ile paylaştı. Protokol öğrencilerle sohbet ederek, tatilde, dinleme ve kitap okumaları gibi konularda tavsiyelerde bulundu. 30 bin öğrenci karne aldı Bartın Valisi Nurtaç Arslan, eğitim ve öğretim sezonunda 2 bin 500 öğretmenin görev aldığını kaydetti. Toplamda 30 bin 342 öğrencinin karne heyecanını yaşadığını belirten Arslan, "Oldukça yoğun bir eğitim ve öğretim sezonu ilimizde sorunsuz bir şekilde tamamlandı. Emeği geçen tüm öğretmen ve idarecilere teşekkür ediyoruz. Öğrencilerimizin tatillerini en iyi şekilde değerlendirmelerini, dinlenerek, oynayarak, gezerek, Bolu bol kitap okuyarak, tekrar derslerine çalışarak geçirmelerini tavsiye ediyoruz" dedi. Velilere sınav çağrısı Hafta sonunda Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS) olacağını hatırlayarak, hazırlanan öğrencilere başarı diledi. Öğrencilerin geleceğini etkileyecek olan sınav nedeniyle hafta sonunda tüm velilere sessiz olmaları için çağrıda bulunan Arslan, "Bu yıl liseden mezun olan öğrencilerimiz de YKS sınavına girecek. Yıl boyu yoğun bir tempoda çalıştılar, ter akıttılar. Bu sınav öğrencilerimizi hayatını, geleceğini etkileyecek. Cumartesi ve pazar günleri sınav boyunca özellikle okul çevrelerinde yaşayanlar olmak üzere herkesten sessiz olmalarını istiyoruz. Öğrencilerimize de başarı diliyoruz" dedi.
Diyarbakır Diyarbakır’da 10 yaşındaki kuzenini öldüren zanlı: "Dayıma ve babama karşı kin güttüm" Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde, 10 yaşındaki kuzeni Yasemin Yıldırım’ı bıçaklayarak öldüren M.Ç., 10 ay önce annesini kanserden kaybettiğini belirterek, "Hastalığı babam ile dayım tarafından saklandı. Annemin tedavi sürecinde bu tedavinin yanlış olduğunu düşündüm. Dayıma ve babama karşı kin güttüm" dedi. Ergani’de bıçaklanmış halde ölü bulunan 10 yaşındaki Yasemin Yıldırım’ın kız kuzeni M.Ç. (17), ifadesinde 10 ay önce annesini kanserden kaybettiğini ifade etti. M.Ç., "Hastalığı babam ile dayım tarafından saklandı. Annemin tedavi sürecinde bu tedavinin yanlış olduğunu düşündüm. Dayıma ve babama karşı kin güttüm" dedi. M.Ç.’nin, Diyarbakır merkezde oturan teyzesinin kızı İ.Y.T. ile cinayet üzerine konuşmalar yaptığı belirlenirken, Yasemin’in olaydan önce M.Ç.’nin evinde olduğu tespit edildi. M.Ç., kuzeni Yasemin’i yangın merdivenine götürerek defalarca bıçakladığını söyleyerek, daha sonra 5. kattaki evine geldiğini ve sosyal medya üzerinden kuzeni İ.Y.T.’ye mesaj atarak Yasemin’i öldürdüğünü söylediği, mesaj attığı sosyal medya uygulamasını da telefonundan sildiğini kaydetti. 18 Haziran’da ilçenin Kemertaş Mahallesi’ndeki bir sitenin A Blok’undaki dairede oturan aile, kızları Yasemin Yıldırım (10) kaybolduğu yönünde polise ihbarda bulunmuştu. İhbar üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edilip, vatandaşlarla birlikte arama çalışması yapıldı. Çalışmalar sonucu Yasemin’in cesedi, oturduğu sitenin B Blok’unun 2. katında yer alan yangın merdiveninde bulundu. Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında aynı binada oturan maktulün 17 yaşındaki kuzeni M.Ç. adlı kız gözaltına alındı. Şüphelinin evindeki aramada, olayda kullanıldığı değerlendirilen bıçak ile altı kanlı ayakkabı ve kanlı ıslak mendil bulundu. M.Ç., emniyet işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca ’kasten öldürmek’ suçundan tutuklanmıştı. Öte yandan, olaya ilişkin M.Ç.’nin 17 yaşındaki kuzeni İ.Y.T.’de gözaltına alındı. İ.Y.T. ise hakkında ’konutunu terk etmeme’ adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.