POLİTİKA - 26 Mayıs 2024 Pazar 12:54

Tasarruf genelgesi büyükşehirin yatırımlarını durdurmayacak

A
A
A
Tasarruf genelgesi büyükşehirin yatırımlarını durdurmayacak

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç; tasarruf genelgesinin yatırımların durduğu anlamına gelmediğini söyleyerek; "Bütçemizi ve imkanlarımızı yatırımdan yatırıma, hizmetten hizmete en verimli şekilde kullanıyoruz” dedi.


Kayseri’nin ulaşım sorununa rahat nefes aldıracak Kartal Kavşağı Projesi hakkında konuşan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç; tasarruf genelgesinin yatırımları durdurmayacağını kaydetti. Stratejik yatırım yaptıklarını dile getiren Büyükkılıç; "Bu projemizle ilgili daha önceden biz çalışmalarımızı yaptık ve dün de kamuoyunun sunumuna arz ettik. Bu arada denildi ki “Siz bunu bitirdiyseniz bizimle niye bu toplantıyı yaptınız?” ama daha kazma vurulmadan önce pozisyon her zaman öneriler doğrultusunda değiştirilebilir, eklenir ve çıkarılır. Bu mantık içerisinde ben orada özetlerken sunum ve katkıları için teşekkür ettim. Önerileri de bu anlayış içerisinde yeniden gözden geçirerek projemizin devamını sağlama, en kısa zamanda hayata geçirme yönünde gayret gösterilmesine de talimat verdim. Proje müteahhidi de bu projede yaya ve bisikletli ile ilgili de simülasyon çalışmasını yapacağını da arz etti. Yaya ve bisiklet geçişleri ile ilgili bir miktar zorlanmadan dolayı katılımcıların haklı olarak önerileri oldu. Bunları da önemsiyoruz ve bu anlayış içerisinde çalışmalarımızı bu noktaya getirdik. Gelelim projenin hayata geçirilmesi, kaynak ve tasarruf boyutuna. Büyükşehir belediyemiz ya da diğer ilçe belediyelerimiz kaynaklarını en verimli, önceleyerek hangi alanlarda kullanacağı yönünde zaten kafa yoran, stratejik planlarını yapan ve bu mantık içerisinde meclislerinde görüşen, hayata geçiren uygulamalar ile projelerini seçimlerde kamuoyunun nazarına sunan ve oradan aldığı onaylarla da yol alan bir mantık izliyor. Tabi ki kaynaklarımız daha verimli, daha dikkatli ve daha önce hangisine fırsat vereceğimizi düşünerek de önerilerimizi ya da vaatlerimizi hayata geçireceğiz. Bundan kimsenin endişesi olmasın. Tasarruf genelgesi yatırımların durduğu anlamına gelmez. Biz zaten koşuyoruz, çalışıyoruz. Bu alanda da yatırımdan yatırıma, hizmetten hizmete bütçelerimizi ve imkanlarımızı en verimli şekilde kullanıyoruz" ifadelerini kullandı.



"5 kavşağı ilgilendiren bir projeyi hayata geçiriyoruz"


Projenin maksimum 18 ayda biteceğini dile getiren Başkan Büyükkılıç; "Bu projenin bütçesi ile ilgili de sayın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanımızla yaptığımız görüşmelerde dünya bankasından 5 yıl ödemesiz uygun şartlarda aldığımız bir kredi ile yapılacağının açıklamasını da paylaşmış olalım. Önemli bir rakam, 30 milyon Euro’nun üzerinde ve bu yönde bir sıkıntımız yok. Ben değerli bakanımıza teşekkür ediyorum. Takdir edersiniz ki zaten süreç başladı, projelendirildi. Buraya kazmayı vurunca hemen katlı kavşak yapılmıyor. Orada yapılacak deplaseler var. O açıdan bunların hepsi ile ilgili hazırlıklarımız tamam ve etap etap süreç devam ediyor. Elektrikle ilgili dikkat ederseniz millet bahçesinin içerisine kocaman bir trafo yapıldı. O bölgenin elektriklerinin tamamen nakli oraya sağlanmış oldu. Alt yapısını tamamladıktan sonra 12 ayda da bitebilir ama maksimum 18 ay. Bunun içerisinde dediğimiz gibi deplase boyutlarını koyarsanız 18 ay, deplaseleri daha önceden bitirip 6 ay da onu kısarsanız 12 ayda diye ifadeleri var. Trafiği sabote etmeden alternatif yollar açarak, şehri kilitlemeden ve sonrasında da zaten yapacağımız çalışma Kartal Kavşağı’ndan ibaret değil. Üniversitenin önünde 2 tane kavşak var, Kartal Kavşağı var, oradaki Hisarcık boyutuna giden tarafı var. Bir de son olarak kolejin olduğu bölgedeki kavşak var. O da Tacettin Veli Bulvarı dediğimiz bölgeye giden o bölgedeki kavşak da var. Burada 5 tane kavşağı ilgilendiren bir projeyi hayata geçiriyoruz. Başlandıktan sonra 18 ay içerisinde bitireceğiz. 2025’in sonuna inşallah burası kullanılabilir hale gelir diye umuyor ve inanıyoruz" diye konuştu.



Tasarruf genelgesi büyükşehirin yatırımlarını durdurmayacak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: “Tüm sektörler sermayenin elinde” Enflasyonla mücadelenin en önemli ayağı olan esnaf ve sanatkarların haksız rekabet karşısında dayanacak gücü kalmadığını hatırlatan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkede haksız rekabet çok ciddi boyuta ulaştı. Tüm sektörler sermayenin elinde. Maalesef perakende yasası bir türlü çıkmıyor. Çıkmayınca da haksız rekabetle birlikte fiyatları regüle edecek mahalle esnafı neredeyse yok noktasına geldi. Artan nüfusa karşı esnaf sayısında büyük bir artış yok. Sokakta kasap, manav kalmadı. Karşılıklı fiyatların ucuzlamasını sağlayacak bir sistem gerekiyor. Öncelikle zincirlerin haftada 1 gün tatil ve açma kapama saati belli olmalı. Bunun içinde perakende yasası şart. Yasanın olmaması, Hakkari’de, İstanbul’da, Ankara’da veya Bursa’da da aynı fiyatları dayatmaya yol açıyor. Oysa esnaf ve sanatkarlarımız enflasyonla mücadelenin en önemli ayağıdır. Anayasanın 173. maddesinde olduğu gibi esnaf ve sanatkar korunmalı. Meclis tatile girmek üzere bundan sonraki süreçte açılır açılmaz perakende yasası tartışılacak ilk madde olmalı” dedi. “Esnafı tezgahtar, çiftçiyi işçi konumuna getirdiler” Haksız rekabet yüzünden esnafın tezgahtar çiftçinin ise işçi konumuna geçtiğini söyleyen Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Türkiye’de, gelişmiş ülkelerden örneği alınanla hiç uyuşmayan bir haksız rekabet var. Tüm sektörler sermayenin elinde. Tüm sektörlerdeki ürünleri sattıkları yetmiyormuş gibi ülkenin her yerindeki ürünlerin fiyatını tek tuşla belirleyebiliyorlar. Esnafı bitirdiler, tezgahtar yaptılar. Çiftçiyi de kendilerine işçi yaptılar. Fideyi veriyor, ürettiriyor. Ondan sonra ürünü toplayıp kendi mağazalarına gönderiyor. Fiyatı da kendisi belirliyor. Bir tarafta işsizler ordusu varken diğer tarafta da iştigal edecek, kendi kendine iş yeri müteşebbis olacak insan yok. Artık her şey sermayenin elinde. Ben yaparım, ithal ederim diyor. Bireysel işletme kalmadığı müddetçe etin fiyatının düşmesini kimse beklemesin” şeklinde konuştu. “Haksız rekabetin önüne geçilmeli” Her şeyi bol olan ülkemizde fiyatları düşürememe sıkıntısı olduğunu dile getiren Palandöken, “Küçük esnafımız enflasyonla mücadelenin olmazsa olmaz ayağıdır. Her şeyi bol olan bir ülkede fiyatları düşürememenin sıkıntısı var. Sorunun çözümü belli. Perakende Yasası acilen esnafın ihtiyaçları doğrultusunda güncellenmeli. Devletimizin enflasyonla mücadele ederken aldığı tedbirlerin işe yarayabilmesi için önce esnaf ve sanatkarların korunması şart. Küçük işletmeler ayakta kalmalı ki vatandaş fiyatları mukayese edip gerçek indirimin farkına varsın” diye konuştu.
Bursa Özgür Ozel: “Küfeyi benim sırtıma ver. Ben taşırım” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa’nın Mudanya ilçesinde vatandaşlara hitap etti. Sırtına küfe alan Özel, “Tayyip Bey, bırak küfeyi benim sırtıma ver. Ben emekliyi aslan gibi taşırım” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bursa’nın Mudanya ilçesinde vatandaşlara otobüs üzerinden seslendi. İki gencin protesto amaçlı küfe getirdiğini gören Özel, gençleri yanına çağırdı. Burada eleştirilerini sürdüren Özel, “Geçen gün Tayyip Bey’i dinliyorum. Ben demişim ‘emekliye 12 bin 500 yetmez, 17 bin 500 ver.’ ‘Asgari ücrete zam yok’ demiş, asgari ücreti zam yapalım demişim. 17 bin lira çay parası çay parası olmaz, 25 bin taban fiyat olsun dedim. 9 bin 200’e buğday satılmaz, 15 bin olsun dedim. Tarlalarda 2 liraya domates kaldı, kavunun karpuzun bostanda kalması olmaz demişim, diyor ki ‘Özgür Bey’in sırtında küfe yok, emekliye zam istiyor.’ ‘2 bin 500 lira zam 33 milyar tuttu’ diyor. ‘Benim sırtımda küfe var’ diyor. Gençler bunu duymuş, küfeyi getirmişler. Tayyip Bey’e dedim ki, ‘Doğru, senin sırtında küfe var. Bu milletten oy istedin, onlar da aldı küfeyi sırtına koydu. Tayyip Bey diyor ki, ‘Emekliler bana ağır geliyor, taşıyamam. Asgari ücretli ağır gelir taşıyamam. Rizeli hemşerime çay parası veremem ağır geliyor’ diyor. Ama bir bakıyorsunuz yandaş müteahhitte sıra gelince dikeliveriyor. 660 milyar lirayı buluyor. Ben diyorum ki, ‘Tayyip Bey, bırak küfeyi ver benim sırtıma. Ben emekliyi aslan gibi taşırım. Asgari ücretliyi taşırız. Biz bu milleti taşırız. Eğer taşıyamıyorsan, bırak küfeyi. Sen bu milletin sırtına yüksün. Emekliler değil, asgari ücretliler değil, esnaf, çiftçi değil. Bu küfeye ne yük koyarsan koy, biz taşırız. Taşıyamayanlar bırakacak, taşıyanlar gelecek. Getir sandığı küfeyi biz taşıyalım. Emeklileri biz ayağa kaldıracağız” dedi. Özel, seçimlerin galibiyetle sonuçlanması durumunda kutlamalarda bu iki gencin de olacağının sözünü verdi.
Konya Konjonktivit tedavi edilmezse gözde ömür boyu izler bırakabiliyor Uzmanlar, gözlerde biraz kızarıklık sonrasında ise çapaklanma, göz kapaklarında şişme ve kızarıklığın şiddetinin gittikçe artmasıyla karşımıza çıkan kırmızı göz hastalığı olarak bilinen konjonktivitte, belirtileri görülen kişilerin göz doktoruna gitmesi konusunda uyarıyor. Konjonktivit, gözün beyaz ve şeffaf bölümünü ve göz kapaklarının içini kapsayan tabakanın (konjonktivanın) iltihaplanması olarak tanımlanıyor. Normalde saydam olan konjonktiva, iltihap oluştuğunda pembe ya da kırmızı renk alıyor. Konjonktivitin temas yoluyla bulaştığını ifade eden Medicana Konya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Hasta olan kişi elini gözüne dokunduktan sonra başka bir yere dokunduğunda siz de aynı yere temas ettiğinizde ve gözünüzle temasta bulunursanız maalesef bizlere de bulaşıyor" dedi. "Göz yüzeyinde izler bırakıp görme azlığına, bulanıklığına neden olabilen önemli bir virüstür" Adenoviral konjonktivitlerin, adenovirüs denilen bir virüs nedeniyle ortaya çıktığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Hastalarımızda genellikle ilk günlerde gözlerde biraz kızarıklık sonrasında ise çapaklanma, göz kapaklarında şişme ve kızarıklığın şiddetinin gittikçe artmasıyla karşımıza çıkar. Özellikle pandemi döneminden sonra adenovirüslerdeki salgınlar daha da artmaya başladı. Daha çok toplu yaşam alanları, çocuklarımızın gittiği kreşler gibi alanlarda daha sık görülüyor. Çünkü bu enfeksiyonda en önemli etken aslında dışarıdan bulaş. Havadan bir bulaş olmuyor. Genellikle temasta bulaş olur. Hasta olan birey elini gözüne dokunduğu zaman başka bir yere dokunduğunda siz de aynı yere temas ettiğinizde ve gözünüzle temasta bulunursanız maalesef bizlere de bulaşıyor. Bu virüs aslında uzunca sürebilen, tamamıyla geçmesi bazen bir ayı bulabiliyor, bazen göz yüzeyinde izler bırakıp görme azlığına, bulanıklığına neden olabilen önemli bir virüstür. O yüzden evde herhangi birinde gözünde bir kızarıklık başladı, birkaç gün içinde şiddetlenerek arttı, göz kapaklarında şişlik oldu, aşırı bir kızarıklık oldu mutlaka bir an önce bir hekime başvurmak lazım. Hekim muayenesinde eğer adenovirüs tanısı koyduysa hemen uygun ilaçlarla tedaviye başlıyor" diye konuştu. "Bu virüste erken tedaviyle beraber hemen ilk zamanlarda başarılı bir sonuç alıyoruz" Evde dikkat edilmesi gereken birtakım durumlar olduğunu belirten Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Elimizi her gözümüze dokundurduğumuzda mutlaka sabunlu suyla beraber yıkamamız gerekiyor. Ortak havlu kullanımını ortadan kaldırmalıyız. Bu tarz şeyler evde salgınlar halinde görülmesine neden oluyor. Genellikle gördüğümüz tablolar ailede bir sağlık çalışanı ya da çocuklarımız kreşe gittikten sonra diğer aile bireylerine bulaşla ortaya çıkıyor. Bu virüste erken tedaviyle beraber hemen ilk zamanlarda başarılı bir sonuç alıyoruz. Fakat hastalarımız bize geç zamanda gelirse ya da kişilerin bağışıklık sistemine bağlı göz yüzeyinde kalıcı izler oluşturursa, bu kalıcı izler göz yüzeyinde ömür boyu bile kalıcı olabilen izler bırakabilmekte. Bu da hastaların gözünde astigmata, görme bulanıklıklarına neden olabilmektedir. O yüzden böyle bir durumdan şüpheleniyorsak en kısa zamanda mutlaka bir göz hekimine başvurmalıyız" şeklinde konuştu.