POLİTİKA - 30 Ocak 2020 Perşembe 15:00

Keskin’e doğalgazda ilk kazma 2021 yılında

A
A
A
Keskin’e doğalgazda ilk kazma 2021 yılında

Kırıkkale’nin Keskin ilçesinde doğalgaz çalışmaları kapsamında ilk kazmanın 2021 yılının Mayıs ayında vurulacağı bildirilirken Belediye Başkanı Dede Yıldırım, geçen yıl belediye faaliyetleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Kırıkkale’nin Keskin ilçesinde doğalgaz çalışmaları kapsamında ilk kazmanın 2021 yılının Mayıs ayında vurulacağı bildirilirken Belediye Başkanı Dede Yıldırım, geçen yıl belediye faaliyetleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.


Keskin ilçesinde basın mensuplarıyla bir araya gelen Keskin Belediye Başkanı Dede Yıldırım, 31 Mart seçimlerinden sonra yenilenen 2 Haziran seçimlerinden sonra doğal gaz, içme suyu, hizmet araçları millet bahçesi, elektrik güneş paneli gibi önemli projelerden bahsetti. Bu yatırımların ilçeye gelmesi için katkı sağlayan başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can’a ve Kırıkkale Valisi Yunus Sezer’e teşekkür eden Başkan Yıldırım, "2 Haziran’da yenilenen seçimle Cumhurbaşkanımız ve Bakanımızın talimatıyla iller bankasına talimat verildi. Çelik boru 6 kilometrelik bize boru verdiler. Borunun döşemesi bize aitti. Borularımızı döşedik. 1-2 defa arızının dışında çok şükür Keskin ilçemizde şu an itibariyle su sıkıntısı yok. İnşallah önümüzdeki süreçlerde de problem olmayacak. Biz bu konuda elimizden gelen her şeyi halkımız için yapmaya çalışacağız. Suyumuz Kırıkkale’den geldiği için elektrik fatura giderimiz çok fazla. Zaman zaman da 200 bin liraya yakın elektrik faturası geldi. Diğer ilçelerde bu konuyla ilgili bilgi alıyoruz. Komik rakamlar söylüyorlar. 2 bin, 3 bin, 4 bin gibi rakamlar söylüyorlar. Bizim 200 bin lira. Dolayısıyla belediyemizin bütçesini ciddi anlamda zora sokuyor” dedi.



"Güneş paneli sayesinde bütçemiz rahatlayacak"


Su dağıtım depolarındaki pompalardan dolayı elektrik faturalarının yüksek gelmesinden dolayı Güneş Paneli Projesi için çalışma başlattıklarını ifade eden Başkan Yıldırım, “Dolayısıyla bu giderimizi nasıl düşürebilir diye bir çalışma başlattık. Güneş paneli. Sağ olsun belediye meclis üyelerimiz de bu konuyla ilgili bize de yetki verdi. Biz de bu projeyi İller Bankasına verdik. Şu anda Güneş Paneli projesini İller Bankası yapıyor. 15 veya 20 Şubat’ta proje elimize geçtiğinde ihaleyi de gerçekleştireceğiz. Bu proje sayesinde Keskin Belediyesi bütçesini hafifletmiş olacağız. Bizden sonraki Belediye Başkanı arkadaşlarımız daha rahat edecek” diye konuştu.



"27 dönümlük bir millet bahçesinin ihalesi yapıldı"


İlçe halkına Millet bahçesinin de müjdesini aktaran Yıldırım, konuşmasını şu şekilde tamamladı:


“Bizim yapamayacağım ve gücümüzün yetmediği konulardan bir tanesinde 2 Haziran seçimlerinde de halkımıza duyurduğumuz millet bahçesi projesini ayaklı tepe dediğimiz mevkini hibe olarak Bakanımızın ve Valimizin de takibiyle 27 dönümlük bir millet bahçesinin ihalesi yapıldı. İzmirli bir firma tarafından proje üzerinde çalışmalar sürdürülüyor. Karıştıranı da tekrar faaliyete geçiriyoruz. Valimiz ve Kaymakamımızın destekleriyle orada bir ahşap binamızın restorasyonu yapıldı” şeklinde belirtti.



"1 milyon liralık temizlik aracı kazandırdık"


Başkan Yıldırım, “İnsanlarımızın nefes alacakları bir mekan haline getireceğiz. Projelerimiz arasında da inşallah ilçemize 124 konutluk TOKİ yapacağız. 227 vatandaşımızda müracaat etti. Geçen gün Ankara’ya gittik, TOKİ yetkilileri ile görüştük. TOKİ yetkilileri de ’arttıramayız’ dediler. Cumhurbaşkanımız 5 Şubatta Kırıkkale’ye geliyor. İnşallah müracaat sayısı kadar da TOKİ yapılmasını talep edeceğiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tarafından yaklaşık 1 milyon liralık temizlik aracı, yol süpürme aracı, kepçeli traktör belediyemize hibe ettiler. Kendilerine teşekkür ediyoruz” dedi.



"2021 Mayıs ayında doğal gaz için ilk kazmayı vuracağız"


2021 yılının Mayıs ayında doğal gaz için ilk kazmanın vurulacağını belirten KIRGAZ Genel Müdür Yardımcısı Tuncel Bektaş, “Doğal gaz Keskin ilçemize inşallah bu tarihten sonra hızlı bir şekilde süreci ilerleterek en kısa zaman içerisinde doğal gazı kazandırmayı planlıyoruz. Keskin ilçemize devletimiz, tüm yerleşim yerlerimize doğal gazın gelmesi için bir karar aldı. Bu çerçevede Belediye Başkanımız kendilerine düşen görevi getirdiler. Meclis kararını bize sundular. Bizim üzerimize düşen görev de gerekli izinlerin alınıp projelerin yapılıp Enerji Piyasa Denetleme Kuruluna (EPDK) sunulup talepte bulunacağız. Bu süre 2020 yılının Ekim ayında sonuçlanmış olacak. 2021’in Mayıs ayında biz inşallah doğal gaz için ilk kazmayı vuracağız” şeklinde konuştu.


Keskin Kaymakamı Tekin Erdemir ise ilçeye yapılan yatırımların ve doğal gazın hayırlı olmasını diledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.