ASAYİŞ - 17 Ekim 2025 Cuma 10:30

"Annene sürprizim var" diyerek saldırmış

A
A
A
"Annene sürprizim var" diyerek saldırmış

Kocaeli’de boşanma aşamasındaki eşini ve köylüsünü ağır şekilde yaralamaktan tutuklanan şahıs hakkında hazırlanan iddianamede, kan donduran detaylar ortaya çıktı. Şahsın töre saikiyle ve planlı şekilde eylemi gerçekleştirdiği, saldırı öncesinde kızına ’Annene sürprizim var’ dediği iddianamede yer aldı. İlk kez hakim karşısına çıkan şahıs, eşinin kendisini aldattığını, bu sebeple olayı gerçekleştirdiğini söyledi.


17 Haziran 2024 tarihinde Körfez ilçesinde hakkında 4 kez uzaklaştırma kararı bulunan M.S.B. (39), bayramda çocuklarını görmek için Yavuz Sultan Selim Mahallesi Ercan Sokak’taki evde boşanma aşamasındaki eşi N.B. (34) ile bir araya geldi. M.S.B, evde N.B’yi bıçaklayarak, 5 el ateş etti. Daha sonra kaçan koca, Çamlıtepe Mahallesi Dereli Sokak’ta köylüsü ve uzaktan akrabası olan A.K’nin (39) yanına gitti. A.K’yi de silahla vurarak yaralayan M.S.B., daha sonra Kınalı Sokak’a giderek, akrabası V.B’nin, ardından A.K’nin evini kurşunlayarak kaçtı. Ağır yaralanan N.B ve A.K., hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Kaçan koca ise, saklandığı camide polis ekipleri tarafından yakalanarak cezaevine gönderildi.



Tasarlayarak töre saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs suçu


Kocaeli’nin Körfez ilçesinde eşi ve köylüsünü töre saikiyle öldürmeye teşebbüs ettiği iddiasıyla tutuklu yargılanan M.S.B. hakkında hazırlanan iddianameye ulaşıldı. Cumhuriyet Savcılığı, M.S.B’nin eşine ve köylüsüne yönelik eylemlerinin "tasarlayarak, töre saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs" suçunu oluşturduğunu belirtti. İddianamede, sanık M.S.B’nin müşteki N.B. ile 2012 yılında evlendikleri ve 5 çocuk sahibi oldukları belirtildi. A.K’nin şüpheliyle aynı köyden olduğu kaydedildi.



Aldatma yönündeki iddialar dosya kapsamında delillendirildi


İddianamede, N.B’nin eşi M.S.B.’yi A.K. ve ayrı bir dosyada yargılanan V.B. ile aldattığı yönündeki iddiaların dosya kapsamındaki delillerle desteklendiği, bu durumun hem şüpheli hem de müşteki beyanlarında yer aldığı ifade edildi. Savcılık, şüphelinin olaydan yaklaşık bir ay önce söz konusu ilişkileri öğrendiğini, olaydan bir gece önce A.K’nin aracının çevresinde görüldüğünü, olay günü ise A.K. ile görüşüp hastaneye bırakma bahanesiyle arabasına bindikten hemen sonra saldırıya geçtiğinin tespit edildiğini belirtti. M.S.B’nin ardından sabah evde eşi N.B. için kızına ’Annene sürprizim var’ dedikten sonra çocuklarının gözü önünde silahlı saldırı düzenlediği, her iki mağdurun da hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı belirtildi.


İddianamede, şüphelinin töreye aykırı davranıldığı, namusunun lekelendiği düşüncesiyle hareket ettiği, çevreden gelen söylentiler ve akraba baskısı nedeniyle öfkeye kapıldığı ancak eylemlerini planlı biçimde yürüttüğü ifade edildi. İddianamede şahsın olayda "haksız tahrik altında" hareket ettiği yönündeki değerlendirmenin ise mahkemenin takdirine bırakıldığı belirtildi.



"Çocukluğumdan beri arkadaşım, eşinin suçlamaları asılsız"


İddianamede yer alan mağdur A.K. ifadesinde, "MS.B. köylüm olur, aramızda husumet yoktur. N.B’yi da M.S.B’nin eşi olması nedeniyle tanırım. Kendisiyle hiçbir ilişkim yoktur. Olay günü M.S.B. yanıma gelip silahını çıkardı. Üzerine atıldım, kendimi korumaya çalışırken ateş etti, yaralandım. Aldatma olayı yalan ve iftiradır. Ailelerimiz araya girdi, barıştık. Şikayetçi değilim" dedi.



"Eşim yıllarca beni dövdü, çocuklarımın önünde ateş etti"


Mağdur N.B. ise 12 yıllık evliliğinde sürekli şiddet gördüğünü anlatarak, "Eşim çalışmaz, bana ve çocuklarıma bakmazdı. Ben temizlik işlerine giderdim, kazandığım parayı da harcardı. Defalarca dövdü, kezzapla yüzüme saldırmakla tehdit etti. Kadın sığınma evine gittim, uzaklaştırma kararı aldım. Daha sonra çocuklarım için eve döndüm ama şiddet hiç bitmedi. Bunun üzerine boşanma davası açtım. Eşim bu durumu hiçbir zaman kabullenmedi. Olayın meydana geldiği günden 20 gün öncesine kadar eşim evde kalmıyordu. Kurban Bayramı olması sebebiyle çocuklarımın babasını görmesi ve birlikte bayram yapmaları için eşimi bayramdan iki gün önce eve çağırdım ve eşim evde kalmaya başladı. Kahvaltı esnasında kızım bize, ’Boşanma davası açmışsınız ama aynı evdesiniz. Ne zaman boşanacaksınız?’ dedi. Bunun üzerine ben bir şey söylemedim. Eşim ise kızıma, ’Annene bir sürprizim var’ dedikten bir süre sonra tek başına evden çıktı. Bir süre sonra eve geldi ve beni bıçakladı ve silahla ateş etti. Eşim beni öldürmek üzere hedef gözeterek ateş etmiştir. Beni çocuklarımın önünde vücudumun çeşitli yerlerinden ateşli silah ile yaralayan eşimden davacı ve şikayetçiyim" şeklinde konuştu.



"A.K’y’i korkutursam eşimden uzaklaşır zannediyordum"


M.S.B. ifadesinde, "Eşim bana boşanma davası açtıktan sonra görüntüler ortaya çıktı. A.K’nin telefonunda eşimle müstehcen görüntüler olduğunu duydum. Akrabalar da biliyormuş. 2019’da aldığım silahı kömürlükte saklıyordum. Eşimi A.K’den uzaklaştırmak istedim, korkutmak için gittim. A.K’ye beni hastaneye bırakmasını söyledim. Arabaya bindikten sonra ‘Eşimle ilişkin varmış’ dedim. Kabul etti. Öfkelenip bıçakla saldırdım, sonra silah ateş aldı. Eve dönünce eşimle tartıştık, ‘Senin yüzünden A.K’yi vurdum’ dedim. O da bana kızdı. O anda eşimi bıçaklayıp, ardından silahla ateş ettim. Amacım öldürmek değildi, pişmanım. Eşimin telefonunda A.K’nin numarasını yakaladım, mesajlarını gördüm. Ben eşimle ayrılmak istemiyordum, yuvamı dağıtmak istemiyordum. Ben A.K’yi korkutursam eşimden uzaklaşır zannediyordum" dedi.


M.S.B. ayrıca, daha önce eşiyle ilişkisi olduğunu iddia ettiği V.B’nin evine de gittiğini ve korkutmak amacıyla ateş açtığını itiraf etti. M.S.B., "A.K’nin evine de gittim, cama doğru birkaç el ateş ettim. Sonra teslim olmaya karar verdim" ifadelerini kullandı.



"Korkutmak amacıyla yanıma silah ve bıçak aldım"


"Töre saiki ile tasarlayarak öldürmeye teşebbüs", "töre saiki ile tasarlayarak yakın akrabayı öldürmeye teşebbüs" ve "6136 sayılı Kanun’a muhalefet" suçundan hakkında dava açılan M.S.B., ilk duruşmada hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuklu sanığın yanı sıra müşteki N.B. ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin savunma yapan tutuklu sanık M.S.B., "Eşimin beni aldattığını öğrendim. Korkutmak amacıyla yanıma silah ve bıçak aldım. Savcılıkta verdiğim ifadelere katılıyorum" dedi.



"Eşim beni M.K’ye satmaya çalıştı"


N.B. ise, "Eşimle şiddetli geçimsizliğim vardı. Tehditlerine maruz kaldım ve uzaklaştırma aldım. Eşim beni M.K’ye satmaya çalıştı. Eşim çok paragöz bir insan. Beni bıçakladı ve silahla vurdu. Şikayetçiyim" diye konuştu.


Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.



"Annene sürprizim var" diyerek saldırmış

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Adana’da 37 yıl önce köylülerin diktiği fidanlar ormana dönüştü ADANA (İHA) – Adana’nın Feke ilçesinde 37 yıl önce bölgede oluşan heyelan sonrası ağaç dikim seferberliğine katılan köylüler, yıllar sonra diktiği ağaçları ve oluşan sonbahar manzarasını görünce duygu dolu anlar yaşadı. Feke ilçesinde yaklaşık 37 yıl önce meydana gelen büyük heyelan nedeniyle birçok ev tahliye edilmiş, afetzede ailelere afet konutları teslim edilmişti. Afetten birkaç yıl sonra köylülerin seferber olup devlet desteğiyle diktikleri sedir ve kızılçam fidanları, yıllar içinde büyüyerek ormana dönüştü. Köylüler, yıllar sonra yeniden gördükleri yeşil örtüye hayran kalırken duygu dolu anlar da yaşadı. "’Biz görür müyüz acaba’ derdik ama gördüm" Mansurlu, Musalar, Ormancık ve Gaffaruşağı mahalleleri çevresinde yükselen ormanın fidan dikiminde yer alan köylülerden Atike Solmuşgül, "Yıllar sonra buraya gezmek için geldim, sonbahar manzarası ve büyüyen orman beni çok mutlu etti. Buralar annemin vatanı. 1988-1989 yıllarında diktik bu fidanları. ’Biz görür müyüz acaba’ derdik ama gördüm, çocuklarım ve torunlarım da gördü. Ormanın mantarını bile yedik" dedi. "Görünce çok duygulandım" Solmuşgül, afet sonrası bölgenin bomboş dağ görünümünde olduğunu söyleyerek, "Mansurlu, Musalar, Ormancık, Gaffaruşağı köylüleri el birliğiyle diktik. Zarar vermesin diye hayvanlarımızı bile ormana bırakmazdık. Şimdi görünce çok duygulandım, ilkbaharda daha da güzel olur" diye konuştu. Köylüler, yıllar önce kendi elleriyle toprakla buluşturdukları fidanların oluşturduğu ormanı görünce doğaya emek vermenin gururunu yaşadıklarını ifade etti.
Konya Karatay’da oyuncak ve kitap paylaşım kumbaraları hizmette Konya’nın merkez Karatay ilçe Belediyesi Gençlik Meclisi, kullanılmayan oyuncak ve çocuk kitaplarının ihtiyaç sahibi miniklere ulaştırılması amacıyla "Oyuncak ve Kitap Paylaşım Kumbarası" projesini başlattı. Karatay Belediyesi Kent Konseyi Gençlik Meclisi, ihtiyaç sahibi çocuklara destek olmak ve toplumsal dayanışmayı artırmak amacıyla projeyi hayata geçirdi. Proje kapsamında; çocuk kitapları ve oyuncaklar, ilçenin belirlenen noktalarındaki kumbaralara bırakıldı. Adalet Parkı, Hoş Kubbe Kütüphanesi ve Trafik Eğitim Parkı’na yerleştirilen paylaşım kumbaralarına bırakılan oyuncak ve kitaplar, düzenli olarak kontrol edilerek temiz, güvenli ve kullanıma uygun şekilde Gençlik Meclisi gönüllüleri tarafından çocuklara ulaştırılacak. Başkan Kılca Karataylıları projeye destek vermeye davet etti Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, projenin toplumda paylaşma kültürünü yaygınlaştırmayı hedeflediğini belirterek tüm Karataylıları projeye destek olmaya davet etti. Karatay’ın dayanışma geleneğine dikkat çeken Başkan Kılca, paylaşım kumbaralarının şehirdeki sosyal yardımlaşma anlayışına yeni bir bakış kazandıracağını ifade etti. Kullanılmayan oyuncak ve kitapların, ihtiyaç sahibi çocuklara ulaştırılmasıyla hem israfın önüne geçildiğini hem de çocukların eğitim ve oyun ihtiyaçlarının karşılandığını söyleyen Kılca; ekonomik imkanları kısıtlı ailelerin yükünü hafifleten bu çalışmayı çok önemsediklerinin altını çizdi. "Her bir çocuğumuzun dünyasına tebessüm ekleyelim" Kısa vadede çocukların mutluluğunu artıran bu tür projelerin uzun vadede empati ve yardımlaşma farkındalığını güçlendirdiğini belirten Başkan Hasan Kılca, ’iyiliği çoğaltan’ bir belediyecilik anlayışıyla hizmetlerine devam ettiklerini dile getirdi. Çocukların hayal gücünün bir oyuncak ya da kitapla daha da zenginleşebileceğini belirten Kılca, "Küçük bir iyilik, bazen bir ömür unutulmayacak bir mutluluğun başlangıcı olabilir" ifadelerini kullandı. "Biz, paylaşmayı medeniyetimizin merkezine koymuş bir toplumun mensuplarıyız" diyen Kılca, projeye katkı sunan her vatandaşın bir çocuğun dünyasına mutlu bir tebessüm ekleyeceğini vurguladı.
Mersin 4. Uluslararası Tarsus Festivali renkli görüntülerle tamamlandı Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 4’üncüsü düzenlenen Uluslararası Tarsus Festivali, 3 gün süren dolu dolu etkinliklerin ardından renkli görüntülerle sona erdi. Tarihi ve kültürel dokusuyla öne çıkan Tarsus, festival süresince kültür, sanat, gastronomi ve eğlence dolu anlara ev sahipliği yaptı. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı koordinesinde gerçekleştirilen festival, her yaştan vatandaşın katılımıyla büyük bir coşku içinde tamamlandı. Tarsus’un farklı noktalarında kurulan sahneler ve etkinlik alanlarında dans gösterileri, konserler, tiyatrolar, atölyeler ve söyleşiler yoğun ilgi gördü. Tarsus bu yıl da festivale doydu Festival kapsamında gastronomiden dans gösterilerine, söyleşilerden konserlere, atölyelerden üretici stantlarına kadar birçok etkinlik gerçekleştirildi. Kent meydanlarında ve tarihi sokaklarda sahne alan yerli ve yabancı dans grupları, geleneksel müzikler eşliğinde izleyenlere görsel bir şölen sundu. Yüzlerce dansçının sergilediği gösteriler Tarsus’u adeta bir karnaval alanına dönüştürdü. Yaş gruplarına göre düzenlenen atölye çalışmaları çocuklar ve gençlerden büyük ilgi gördü. Gastronomi etkinliklerinde Tarsus’un kendine özgü lezzetleri tanıtılırken, kültür, sanat, sağlık ve edebiyat söyleşilerinde katılımcılar alanında uzman isimlerle bir araya geldi. Vatandaşlar ve üreticiler festivalden memnun kaldı Festivalin kentte büyük bir hareketlilik oluşturduğunu söyleyen vatandaşlardan Duran Eren, "Çocuklar için güzel olduğunu düşünüyorum. Bizim için de değişiklik oldu. Şehre renk kattı" dedi. Yürü Uçan ise "Festivalin uluslararası olması Tarsus’un tanıtımına büyük katkı sağladı. İlçede karnaval havası esti, çok mutluyuz" ifadelerini kullandı. Üretici Kadın Stantlarında yer alan Handan Sorgucu, "Festival çok dolu dolu geçti. Satışlarımız arttı. Vahap Seçer başkanımıza teşekkür ediyoruz" diye konuştu Çocuklar da festivalin tadını çıkardı Festivalin en mutlu katılımcılarından minikler de etkinliklerden keyif aldı. Neva Çimen, "Birçok atölyeye katıldım, çok eğlendim. Seneye yine olsun" derken, Deniz Taylan Ateş ise "Tarsusluyum, festivalimiz çok güzel geçti. Çocuklar için birçok aktivite vardı, çok mutluyuz" dedi.
Adana 37 yıl önce köylülerin diktiği fidanlar ormana dönüştü Adana’nın Feke ilçesinde 37 yıl önce bölgede oluşan heyelan sonrası ağaç dikim seferberliğine katılan köylüler, yıllar sonra diktiği ağaçları ve oluşan sonbahar manzarasını görünce duygu dolu anlar yaşadı. Adana’nın Feke ilçesinde yaklaşık 37 yıl önce meydana gelen büyük heyelan nedeniyle birçok ev tahliye edilmiş, afetzede ailelere afet konutları teslim edilmişti. Afetten birkaç yıl sonra köylülerin seferber olup devlet desteğiyle diktikleri sedir ve kızılçam fidanları, yıllar içinde büyüyerek ormana dönüştü. Köylüler, yıllar sonra yeniden gördükleri yeşil örtüye hayran kalırken duygu dolu anlar da yaşadı. "Biz görür müyüz acaba? derdik ama gördüm" Mansurlu, Musalar, Ormancık ve Gaffaruşağı mahalleleri çevresinde yükselen ormanın fidan dikiminde yer alan köylülerden Atike Solmuşgül, "Yıllar sonra buraya gezmek için geldim, sonbahar manzarası ve büyüyen orman beni çok mutlu etti. Buralar annemin vatanı. 1988-1989 yıllarında diktik bu fidanları. ‘Biz görür müyüz acaba?’ derdik ama gördüm, çocuklarım ve torunlarım da gördü. Ormanın mantarını bile yedik" dedi. "Görünce çok duygulandım" Solmuşgül, afet sonrası bölgenin bomboş dağ görünümünde olduğunu söyleyerek, "Mansurlu, Musalar, Ormancık, Gaffaruşağı köylüleri el birliğiyle diktik. Hayvanlarımızı bile ormana bırakmazdık, zarar vermesin diye. Şimdi görünce çok duygulandım, ilkbaharda daha da güzel olur" diye konuştu. Köylüler, yıllar önce kendi elleriyle toprakla buluşturdukları fidanların oluşturduğu ormanı görünce doğaya emek vermenin gururunu yaşadıklarını ifade etti.