MAGAZİN - 14 Mayıs 2015 Perşembe 14:25

Halil Sezai Şarkılarıyla Öğrencileri Mest Etti

A
A
A
Halil Sezai Şarkılarıyla Öğrencileri Mest Etti

Selçuk Üniversitesi’nin 10. Kültür ve Sanat Festivali, Mustafa Ceceli ve Zara’nın ardından üçüncü günün akşamında Halil Sezai konseri ile sürdü.
Selçuk Üniversitesi Alaeddin Keykubat Kampüsü Çim Saha’da gün boyu devam eden etkinliklerle festivali dolu dolu yaşayan öğrenciler Halil Sezai konseriyle de doyasıya eğlendi. Konserin sonunda Halil Sezai’ye çiçek takdim eden ve öğrencilerin coşkusunu paylaşan Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Musa Özcan, “Selçuklu Devleti’ne yıllarca başkentlik yapan kültür şehri Konya’mızın kadim üniversitesinde siz güzel insanları görmekten çok mutluyuz. Festivalimize hoş geldiniz. Müziğiyle sesiyle bizlerle birlikte olup bu heyecanımızı yaşadığı için kendisine çok teşekkür ediyorum” dedi.
“SELÇUK ÜNİVERSİTESİ’NDE 2 YILIM GEÇTİ”
Konserinde ‘İsyan’, ‘Paramparça, ‘Olsun’, ‘Galata’, ‘Kafası Kendinden Bile Güzel’, ‘Sonbahar’ gibi parçalarını seslendiren Halil Sezai, “Selçuk Üniversitesi’nde 2 yılım geçti. Eski konservatuvar binasında 2 yıl okudum. Evimiz Nalçacı’daydı. Hatta magazinsel haberlere de buradan cevap vermiş olayım. Etek giymemin sebebi de Mevlevi kültürüne olan bağlılığımdandır” dedi.
Çeşitli etkinliklere ve yarışmalara festival boyunca ev sahipliği yapan Selçuk Üniversitesi 10. Kültür ve Sanat Festivali, son gününde parçalarıyla gönüllere taht kuran Ferhat Göçer’i ağırlayacak. Sanatçı sevilen parçalarıyla hayranlarıyla buluşacak.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Hasketbol SK’da 15 maçta 32 oyuncu forma giydi Kayseri Basketbol Büyük Erkekler Ligi’nde 15 maça çıkan Hasketbol Spor Kulübü’nde bu sezon tam 32 oyuncu süre aldı. Oynanan final maçları ile tamamlanan Kayseri Basketbol Büyük Erkekler Ligi’nde bu sezon 15 maça çıkan Hasketbol SporKulübü, sezon boyunca kadrosunda U18 Erkekler, Ümit Erkekler ve Büyük Erkekler kategorilerinden toplamda 32 farklı oyuncu forma şansı verdi.Bu 32 oyuncunun tamamı süre aldı ve istatistik yaptı. Kulüp Başkanı ve Antrenör Hasan Aksoyak, genç oyuncuların ağırlıkta olduğu bir kadro ile bu sezonu tamamladıklarını söyledi. Aksoyak; "Tüm alt yapı takımlarında sahaya çıkmamız bizim için önemli bir avantaj. Bu sezon Büyük Erkekler Ligi’nde oynanan 15 maçta 32 farklı oyuncumuz forma giydi. Takımımızda forma şansı bulan, süre alan, centilmence mücadele eden tüm sporcularımıza yürekten teşekkür ediyorum" dedi. HasketbolSporKulübü’nde bu sezon tüm maçlarda forma giyen iki isim ise Gökhan Başbuğu ve Hasan Aksoyak oldu. Sezon boyunca takımda forma şansı bulan 32 isim ise şöyle; Coşkun Arslan, Kadir Macit, Gökhan Başbuğu, Yiğithan Dizibüyük, Bekirhan Dizibüyük, Kemal Altıntop, Saruhan Bozkurt, Tuna Batır, Yahya Kanay, Enes Arık, Kayra Emir Ekiz, Ahmet Çağlı Büyükkeçeci, Osman Tokluman, Ömer Faruk Çetinkara, Burak Sertkaya, Mert Bozkurt, Berkay Tosun, Duran Şahin, Mahmut Yiğit, Siraç Bekler, Ertuğrul Güney, Samet Kalaycı, Y. Seyhan Çetiner, Ali Osman Erdoğan, Efekan Ablak, Berat Doğan, Kaan Serkan Arıkan, Salih Mersin Cengiz, Kerem Şenyüz, Efe Kural, Doruk Güleç, Hasan Aksoyak.
İzmir Nöroblastom 2025 Sempozyumu Çeşme’de gerçekleşti Türkiye’nin dört bir yanından çocuk onkolojisi uzmanlarını bir araya getiren "Nöroblastom 2025 Sempozyumu", İzmir Çeşme’de gerçekleştirildi. Prof. Dr. Hatice Nur Olgun, Nöroblastom protokollerinin uygulanmasından önce yüksek riskli grupta beş yıllık sağkalım oranlarının yüzde 6-8 seviyelerinde olduğunu, 2020 Protokolü ile bu oranın yüzde 65’e yükseldiğini söyledi. Acıbadem Kent Hastanesi ev sahipliğinde, Türk Pediatrik Onkoloji Grubu (TPOG) ve Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği İzmir Şubesi iş birliğiyle Çeşme Ilıca Otel’de gerçekleştirilen toplantının ana gündemi, çocukluk çağı Nöroblastom tedavisinde standartları güncellemeyi hedefleyen TPOG Nöroblastom 2026 Protokolü oldu. Sempozyum başkanlığını yürüten Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi Pediatrik Onkoloji Bölümü Sorumlusu Prof. Dr. Hatice Nur Olgun, yeni protokolün Türkiye genelindeki pediatrik onkoloji uzmanlarının katkılarıyla oluşturulduğunu belirterek, çalışmanın tedavi yanıtlarının daha hassas değerlendirilmesini ve özellikle yüksek riskli hastalarda sağkalım oranlarının artırılmasını amaçladığını söyledi. İstatistiki bilgi veren Prof. Dr. Olgun, Türkiye’de çocukluk çağı kanserlerinin tüm kanserlerin yüzde 2-3’ünü oluşturduğuna dikkat çekti. Her yıl yaklaşık 3.000-4.000 çocuğa yeni kanser tanısı konduğunu kaydeden Olgun, Nöroblastomun "çocuk onkolojisinin en kötü seyirli tümörlerinden biri" olduğunu, hastaların çoğunun sinsi ilerleyiş nedeniyle ileri evrede tanı aldığını aktardı. 2020 protokolüyle ile gelen tedavi başarısı Nöroblastom protokollerinin uygulanmasından önce yüksek riskli grupta beş yıllık sağkalım oranlarının yüzde 6-8 seviyelerinde olduğunu, 2020 Protokolü ile bu oranın yüzde 65’e yükseldiğini söyleyen Prof. Dr. Olgun, "Bu başarının, ülkemizde yürütülen çok merkezli iş birliği, standart tedavi yaklaşımlarının benimsenmesi ve ortak veri paylaşım kültürünün güçlenmesiyle elde ediliyor. Yeni protokolün her aşaması ortak akılla ve gönülden katkılarla şekilleniyor. Her paylaşım, her öneri, bir çocuğun yaşamına dokunuyor. Bu birliktelik, ülkemizde çocukluk çağı kanserlerinde elde ettiğimiz ilerlemenin en değerli göstergesidir." dedi. 33 yıllık birikimin sonuçları Türkiye’nin SIOPEN (Avrupa Pediatrik Onkoloji Nöroblastom Grubu) temsilcisi de olan Prof. Dr. Olgun, 33 yıl önce Ege Bölgesi’ndeki dört hastaneyle başlayan Nöroblastom protokolü çalışmalarının bugün ulusal düzeyde tedavi standardının temelini oluşturduğunu ifade etti. Olgun, Nöroblastom protokollerinin uygulanmasından önce yüksek riskli grupta beş yıllık sağkalım oranlarının yüzde 10’u bile bulmadığını, TPOG Nöroblastom 2020 Protokolü ile bu oranın 65’e ulaştığını kaydetti. Olgun, bu başarının, çok merkezli iş birliği, tedavi yaklaşımlarının standardizasyonu ve ortak veri paylaşımının güçlenmesiyle sağlandığını ifade ederken, "Yeni protokollerde moleküler genetik incelemeler, immünoterapi ve hedefe yönelik tedavilerin yer alması, sağkalım oranlarının uluslararası düzeylere ulaşmasında kritik rol oynayacak." ifadelerini kullandı. İki gün süren sempozyum boyunca klinik araştırmalardan cerrahi yaklaşımlara, radyolojik ve moleküler tanı yöntemlerinden relaps ve refrakter hastalık tedavilerine kadar geniş bir yelpazede sunumlar yapıldı. Akademisyenler, hekimler, hemşireler ve araştırmacılar, Nöroblastom’un tanı ve tedavi süreçlerini geliştirmek için bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Türkiye’de çocukluk çağı kanserlerinin tedavisinde ulusal iş birliği ve bilimsel dayanışmanın önemini bir kez daha ortaya koyan toplantının kapanışında değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Olgun, "Her katkı, bir çocuğun yaşamına umut katıyor. Yeni protokolün her aşaması ortak akılla şekilleniyor. Bu birliktelik, çocukluk çağı kanserlerinde elde ettiğimiz ilerlemenin en değerli göstergesi" diye ekledi.
Kayseri Tarih ve sanat TAREM’de hayat buluyor Talas Belediyesi ve Kayseri Üniversitesi iş birliği ile hayata geçirilen Talas Restorasyon Eğitim Merkezi (TAREM) kursiyerlerinin ortaya koyduğu el emeği eserlerle adeta bir sanat atölyesine dönüştü. Taş ve ahşap oyma eğitimleri alan kursiyerler, tarihî ve kültürel değerleri modern tekniklerle buluşturan özgün çalışmalar ortaya çıkardı. Talas’ın Zincidere Mahallesi’ndeki tarihi Kız Yetimhanesi müştemilatında bulunan merkezde eğitim alan kursiyerlerin eserleri arasında Osmanlı Devlet Arması’nın taş işlemeli rölyefi, ahşaptan oyulmuş bozkurt figürü ve taştan yapılmış minyatür köprü maketi gibi hem teknik ustalık hem de kültürel derinlik taşıyan örnekler dikkat çekti. Kursiyerlerin taş üzerine işlediği Osmanlı Devlet Arması, ince işçiliği ve detaylarıyla öne çıkarken, motiflerdeki derinlik geleneksel bezeme sanatını başarıyla yansıtıyor. Ahşap oyma bölümünde hazırlanan bozkurt figürü, detaylı tüy dokusu ve dinamizmiyle profesyonel bir çalışmayı andırıyor. Doğal ahşap dokusunun korunması ve oyma tekniğinin ustalığı, eseri daha da etkileyici kılıyor. Taş işçiliği kursunda ortaya çıkan minyatür köprü modeli ise tarihî köprü mimarisinin küçük ölçekte gerçeğe yakın bir yorumunu sunuyor. Taşların işlenişi, kemer detayları ve korkuluk formu kursiyerlerin gelişen teknik hâkimiyetini gösteriyor. Talas Belediyesinin restorasyon ve geleneksel el sanatlarına verdiği önemle gelişen TAREM’de kursiyerler hem mesleki beceri kazanıyor hem de kültürel mirasın yaşatılmasına katkı sağlıyor. Belediye’nin bu alandaki vizyoner yaklaşımı, tarihi geleceğe taşıyan bir eğitim modeli oluşturuyor. Uluslararası iş imkanı Sanatın, emeğin ve kültürün buluştuğu TAREM’de ortaya çıkan eserler, hem kursiyerlerin başarısını hem de Talas Belediyesinin nitelikli eğitim yatırımlarını gözler önüne seriyor. Buradan mezun olan kursiyerler e-devletten sorgulanabilen sertifika sahibi olurken, aynı zamanda yurt içinde ve uluslararası restorasyon çalışmalarında iş imkânı bulabiliyor.
Manisa Valilik yaptı, belediye bozdu Sarıgöl’ün Karacaali Mahallesi’nde Valilik tarafından 2023 yılında yapılan parke mezarlık yolu, belediye tarafından söküldü. Aradan geçen bir yıla rağmen yolun yeniden yapılmaması mahalleliyi mağdur etti. Manisa’nın Sarıgöl ilçesine bağlı Karacaali Mahallesi’nde 2023 yılında Valilik Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) tarafından yaptırılan taş parke döşeme yol, belediye tarafından yaklaşık bir yıl önce söküldü. Aradan geçen zamana rağmen yolun yeniden yapılmaması mahalle sakinlerinin tepkisine neden oldu. Belediye ekiplerince mezarlık alanında tesviye çalışmaları gerçekleştirildiği, mahalle merkezi ile mezarlık arasındaki yolun taş parke döşemesinin sökülmesinin ardından yolun stabilize hale getirildiği belirtildi. Ancak yaklaşık bir yıldır yolun yeniden yapılmadığını ifade eden mahalle halkı, özellikle yağışlı havalarda ulaşımda ciddi sıkıntı yaşandığını dile getirdi. Karacaali Mahallesi Muhtarı Atilla Uygun, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, mahalle sakinlerinin mağdur olduğunu belirterek şunları söyledi: "Mahallemizde 2023 yılında Valiliğimiz tarafından yapılan mezarlık yolu parke döşemesi, belediye tarafından bir yıl önce söküldü. Mezarlık içerisinde düzenleme yapıldı ancak yol tekrar yapılmadı. Sökülen yolun bir an önce yeniden yapılmasını mahalleli olarak istiyoruz." Mahalle sakinleri de mezarlığa ulaşımın zorlaştığını belirterek, yetkililerden yolun yeniden parke taşla düzenlenmesini talep etti.
İzmir İzmir’in verimli tarım arazilerinde ‘Yeşil Altın’ hasadı Türkiye’nin kışlık sebze üretim merkezlerinden biri olan İzmir’in Menemen Ovası’nda brokoli hasadı başladı. İzmir genelinde 60 bin tonu aşan rekolte beklentisi üreticinin yüzünü güldürürken, tarlada 10 ile 15 lira arasında alıcı bulan "Yeşil Altın", pazar tezgahlarına ulaşana kadar fiyatını üçe katlıyor. Verimli toprakları ve uygun iklim şartlarıyla Türkiye’nin önemli tarım havzalarından biri olan Menemen Ovası’nda, kış sofralarının vazgeçilmezi brokolinin hasat yolculuğu başladı. Sabahın ilk ışıklarıyla tarlalara giren tarım işçileri, zorlu hava şartlarına rağmen ürünleri toplamak için yoğun mesai harcıyor. İzmir genelinde kışlık sebze üretiminde yaşanan artış dikkat çekerken, bu yılki brokoli rekoltesinin geçen yılların ortalamasını koruyarak 65 bin ton seviyelerinde gerçekleşmesi bekleniyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre, ülke genelindeki brokoli üretiminin yaklaşık yüzde 50’lik kısmı İzmir’den karşılanıyor. Özellikle Menemen, Torbalı ve Ödemiş havzaları üretimde başı çekerken, tarlalarda toplanan ürünler kamyonlarla İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanındaki hallere sevk ediliyor. Menemenli üreticiler, bu yıl hava şartlarının brokoli için uygun gitmesi nedeniyle verimden memnun olduklarını, ancak artan mazot, gübre ve işçilik maliyetlerinin kar marjlarını baskıladığını belirtiyor. Tarlada kilogramı kalitesine göre 10 ile 15 TL arasında tüccara satılan brokoli, aracı komisyonları ve nakliye eklendiğinde semt pazarlarında ve marketlerde 40 ile 50 TL arasında değişen fiyatlarla tüketiciye ulaşıyor. "Çiftçi düşük fiyatlar altında eziliyor" Yanıköy’de baba mesleği olan tarımla yaklaşık 20 yıldır uğraştığını aktaran üretici Turgay Yıldırım, "Türkiye’nin kışlık sebzesinin üretim merkezlerinden biri olan İzmir’in Menemen ilçesinde üretim yapmaktayız. Kış sebzesi olarak başta ıspanak olmak üzere brokoli, karnabahar, lahana, pancar, kereviz ve pırasa üretimi gerçekleştiriyor; bunları İstanbul, Ankara, Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin birçok noktasına gönderiyoruz. Bugün brokoli hasadına başladık ve ilk günümüz. Brokoli dikimi için önce toprağı fideye hazırlıyor, karık açıp suladıktan sonra fideleri özenle dikiyoruz; onlara adeta çocuğumuz gibi bakıyor, zamanında ilacını ve gübresini vererek kaliteli ve zahmetli bir ürün yetiştiriyoruz. Sanayiden uzak, temiz havalı bir bölgede üretim yaptığımız brokolide hasada Aralık ayında başlıyor, duruma göre Ocak, Şubat ve bazen Mart ayına kadar devam ediyoruz. Brokoliyi hale 10 liradan götürmemize rağmen halde pazarcı ve marketçiler üzerine ekleme yaparak fiyatları 40 ile 50 lira civarında satışa sunuyor; bu nedenle hem halk hem de çiftçi mağdur oluyor, biz düşük fiyata ezilirken tüketici yüksek fiyata almak zorunda kalıyor ve bu denge bir türlü sağlanamıyor." dedi. "Yeşil altın olarak bilinen brokoli, çok güzel bir ürün" Kadın işçiler tarafından sapından kesilip kasalara konulan brokolileri taşıyan kertelci Arif Budak, Ekim ayında brokoli fidelerini toprakla buluşturduklarını belirterek, "Çapalama, ilaçlama gibi işçilik süreçleri oluyor ve Aralık ayının ilk ya da ikinci haftasında kesime giriyoruz. Bu kesim mahsulün durumuna göre bazen 1 ay, bazen 3 ay sürüyor. Sabah saat 6’da kalkıp tarlaya geliyoruz ve 7.30 gibi kesime başlayarak toplayıp, kasalıyoruz. Gerçekten çok zor; çamurun içindeyiz ve bu üzerimizden de belli oluyor. Halk arasında ‘Yeşil Altın’ olarak bilinen brokoli çok güzel ve zahmetli bir ürün. Herkesin güvenle tüketebileceği, gayet sağlıklı bir sebze. Bağırsaklara ve genel olarak insan sağlığına çok iyi geliyor. Ben haftanın her günü haşlayıp limon sıkarak yiyorum ve gerçekten çok güzel oluyor. Herkesin de tavsiye ediyorum." ifadelerini kullandı.