KÜLTÜR SANAT
30 Aralık 2025 Salı - 18:32 Antalya’da 2025 kazı sezonu: Tapınaklardan heykellere, mozaiklerden insanlık tarihinin en eski izlerine uzanan keşifler Kültür ve Turizm Bakanlığının "Geleceğe Miras" projesi kapsamında Antalya genelinde 20’den fazla noktada yürütülen kazı ve araştırmalar, 2025 sezonunda kentin arkeoloji haritasını baştan yazdı. Phaselis’te kişisel korunma amaçlı tılsımlardan Aspendos’ta Hermes’e, Limyra’da kayıp Zeus Tapınağı’ndan Karain’de Türkiye’nin en eski insan dişlerine kadar uzanan buluntular, Antalya’nın katmanlı tarihini gözler önüne serdi. Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından paylaşılan bilgilere göre, Kültür ve Turizm Bakanlığının "Geleceğe Miras" projesi kapsamında 2025 yılında Antalya genelinde 20’den fazla merkezde sürdürülen kazı ve araştırmalar, kentin geçmişine dair önemli boşlukları dolduran nitelikli buluntular ortaya koydu. Kemer kıyılarından Finike vadisine, Serik platosundan Alanya yamaçlarına uzanan geniş coğrafyada tapınaklar, heykeller, mozaikler ve gündelik yaşama ait izler gün yüzüne çıkarıldı. Phaselis’te günlük yaşam ve inanç izleri Denizcilerin kenti Phaselis’te, Domitianus Agorası ve Arkaik Apollon sunağı çevresinde yürütülen çalışmalarda Roma Dönemi’ne ait dikkat çekici küçük buluntular ele geçirildi. Bronz muhafaza içinde rulo halinde saklanan lamella muska; üzerindeki işaretler, harfler, cam/obsidyen parçası ve organik kalıntılarıyla kişisel korunma amacıyla taşınan tılsımların neredeyse eksiksiz bir örneği olarak değerlendirildi. Aynı alanda bulunan silindirik asma kilit ve zincirler, bronz yazı kalemi, bezemeli bronz pergel ve küçük kaide üzerindeki bronz fare figürü, kentte güvenlikten yazışmaya, zanaatten sembolik inanç dünyasına uzanan zengin bir tabloyu ortaya koydu. Side’de kapsamlı dönüşüm Side Antik Kenti’nde yıl boyunca süren kazı ve restorasyonlar, kentin mekânsal bütünlüğünü yeniden görünür kıldı. Anıtsal çeşme çevresi, mozaik ve fresklerle bezeli mekânlar, su kemerleri ve kamusal alanlar ortaya çıkarılırken; Helenistik ve Roma dönemlerine uzanan şehircilik anlayışı daha net okunur hale geldi. Uzun süredir kapalı olan mahalleler ile piskoposluk bölgesinin ziyarete açılması, arkeopark düzenlemeleri ve gece müzeciliği kapsamında gerçekleştirilen aydınlatmalar, Side’nin kültürel mirasını günün her saatinde deneyimlenebilir kılmayı hedefledi. Aspendos’ta tiyatro caddesinin doğusundaki anıtsal çeşme yıkıntıları arasında mermer bir Hermes heykeli gün yüzüne çıkarıldı. Kitabeli kaidesiyle 1,65 metreye ulaşan ve MS 2-3. yüzyıla tarihlenen heykelde Hermes’in para kesesi, asa ve peleriniyle betimlenmesi; kentin giriş aksında ticaret, yollar ve haberleşmenin sembolik önemini vurguladı. Forum alanında ayrıca yaklaşık 2,5 metre boyunda olduğu anlaşılan bir imparator başı ile "esir figürü" olduğu düşünülen sakallı erkek başı ele geçirildi. Limyra’da kayıp Zeus Tapınağı Finike’deki Limyra Antik Kenti’nde, uzun süredir yazılı kaynaklardan bilinen ancak yeri kesinleşmeyen Zeus Tapınağı’na ait mimari kalıntılar tespit edildi. Tapınağın doğu cephesine ait ana giriş düzenlemesi ve çevreleyen unsurların belirlenmesi, kentin dini topografyasının ilk kez somut arkeolojik verilerle değerlendirilmesine imkan sağladı. Syedra’da üretim ve yaşam Syedra’da ortaya çıkarılan onlarca zeytinyağı işliği, üretim, ticaret ve gündelik yaşamın aynı yapı adaları içinde iç içe örgütlendiğini gösterdi. Bronz mobilya ayağı, kapı aksamları, Hermes Kriophoros heykeli, kemik toka, bronz çan ve cımbız gibi küçük eserlerin yanı sıra gümüş karışımlı lanet tableti (defixio), kentin inanç ve ritüel dünyasına da ışık tuttu. Olympos’ta anıtsal gömüler ve mozaikler Olympos’ta denize açılan doğu girişte ortaya çıkarılan tonoz örtülü anıt mezar, seçkinlere ait gömülerin kentin bu aksında konumlandığını gösterdi. Kent içindeki kilisede ise zeminlerin tamamının mozaiklerle kaplı olduğu belirlendi; adak ve dua kitabeleri, Hristiyanlık dönemine ait ibadet yaşamını görünür kıldı. Patara’da kapı çevresinde ticaret Patara kent kapısı çevresindeki kazılar, alanın yalnızca anıtsal bir geçiş noktası değil, aynı zamanda dükkân ve depolarla kentin en hareketli gündelik yaşam merkezlerinden biri olduğunu ortaya koydu. Sikkelerden amphoralara uzanan buluntular, ticaretin yoğunluğunu gösterdi. Myra-Andriake hattında liman ve ekonomi Andriake’de liman yapıları çevresinde belirlenen atölye ve depolama alanları, yerleşimin Roma ve Bizans dönemlerinde çok işlevli bir merkez olduğunu gösterdi. Myra-Andriake arasında, doğal su kaynağıyla ilişkili ve şifalı su kullanımına işaret eden özgün bir yapı da gün yüzüne çıkarıldı. Perge’de Afrodit ve kentli kadın Perge’de MS 2-3. yüzyıla tarihlenen Aphrodite-Eros kompozisyonu ile MS 3-4. yüzyıla ait bir rahibe ya da soylu kentli kadını betimleyen heykel bulundu. Ayrıca MS 582-602 dönemine ait Konstantinopolis basımı altın sikke, kentin geç antik çağdaki ekonomik bağlarını belgeledi. Termessos’ta dağ kentinin kadını Termessos E1 Nekropolü’nde ele geçen, neredeyse gerçek boyutlardaki oturan kadın heykeli; duruşu ve giysi özellikleriyle toplumda "iffetli ve itibarlı kadın" idealinin anıtsal bir yansıması olarak değerlendirildi. Sillyon’da savaş ve yönetim izleri Sillyon’da Orta Çağ’a tarihlenen pişmiş toprak el bombası ile MS 223 tarihli Yunanca kitabeli blok, kentin askeri ve idari açıdan farklı dönemlerde taşıdığı stratejik önemi ortaya koydu. Kızılin’de MÖ 13.500’e tarihlenen tabakada belirlenen yapı izleri, Neolitik’e geçişin erken evrelerine işaret ederken; Karain Mağarası’nda 370-350 bin yıl öncesine tarihlenen iki insan dişi, Türkiye’de stratigrafik meyanda tespit edilen en eski örnekler olarak kayda geçti. Katmanlı bir tarihten geleceğe 2025 sezonu boyunca Antalya genelinde ortaya çıkarılan bu buluntular, kentin yüzeyde görünenin ötesinde katman katman açılan zengin bir arkeolojik mirasa sahip olduğunu bir kez daha ortaya koydu. "Geleceğe Miras" projesi kapsamında yürütülen kazı, koruma ve restorasyon çalışmalarıyla bu mirasın bilimsel yöntemlerle güvence altına alınarak gelecek kuşaklara aktarılması ve turizmle dengeli biçimde buluşturulmasına yönelik çalışmaların sürdüğü belirtildi.
30 Aralık 2025 Salı - 17:52 Başiskele, 2026’ya kültür ve sanatla "merhaba" diyecek Başiskele Belediyesi, tiyatrodan konsere, çocuk etkinliklerinden söyleşilere kadar birçok programın yer aldığı 2026 yılı ocak ayı kültür sanat takvimini açıkladı. Ocak ayı boyunca Türkiye Yüzyılı Gençlik Merkezi başta olmak üzere ilçenin farklı noktalarında gerçekleştirilecek etkinlikler, yetişkinlerden çocuklara kadar geniş bir kitleyi sanatla buluşturacak. Program kapsamında yetişkin tiyatroları, müzik konserleri, çocuklara özel etkinlikler, müzikaller, kültür söyleşileri ve film gösterimleri yer alıyor. Kültür sanat sezonu, 9 Ocak Cuma günü sahnelenecek "Sevgili Doktor" adlı yetişkin tiyatro oyunuyla başlayacak. Ay boyunca "Masanın Altında" adlı oyun tiyatroseverlerle buluşurken, Türk Halk ve Sanat Müziği Koro Konseri düzenlenecek. Birçoğunun ücretsiz olacağı etkinliklerde çocuklar için de birbirinden renkli gösteriler yer alacak. İllüzyon ve sahne şovlarının yer aldığı çocuk etkinliği ile "Kuzucuk Müzikali", minik izleyicilere eğlenceli anlar sunacak. Ayrıca ay sonunda düzenlenecek animasyon film gösterimiyle çocuklar ve aileler sinema keyfi yaşayacak. Ocak ayı etkinlikleri kapsamında "Evlilik Okulu" söyleşisi ile ailelere yönelik farkındalık çalışmaları da yer alırken, Kitaphane kültür söyleşileri ise edebiyat, tarih ve düşünce dünyasına ilgi duyan vatandaşları bir araya getirecek. Biletli tiyatro oyunlarını izlemek isteyen tiyatroseverler, Kocaeli Şehir Tiyatroları’nın resmi web sitesi üzerinden online bilet satın alabilecek.
30 Aralık 2025 Salı - 15:50 Seyyid Ahmet Arvasi Balıkesir’de anıldı Balıkesir’de 13 yıl görev yapan eğitimci, fikir adamı, yazar ve sosyolog Seyyid Ahmet Arvasi, görev yaptığı Necatibey Eğitim Fakültesi’nde (NEF) anıldı. Seyyid Ahmet Arvasi, Necatibey Eğitim Fakültesi kültür, sanat, eğitim etkinlikleri kapsamında Şehit Öğretmen Aybüke Yalçın Konferans Salonu’nda anıldı. Anma programı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Necatibey Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Yıldırım katılımcılara ve anma programına katılan misafirlere hoş geldiniz konuşması sonrası, Ahmet Arvasi’nin biyografisini okudu. Arvasi Hoca’yı tanıyan öğrencileri ve Balıkesir’de yaşarken tanıyanlar da Ahmet Arvasi’yi dinleyicilere anlattı. Oturum Başkanı Prof. Dr. Bilal Yıldırım, Arvasi Hoca’nın günümüz gençliğine misyonu ve insan sevgisini anlattı. Uzman Dr. Mehmet Çalışkan da Arvasi’nin Balıkesir günlerini, öğrencileri ile yaptığı konuşmaları, ilk kitabının Balıkesir’de basıldığını ve günlük hayatını anlattı. Necatibey Eğitim Fakültesi’nde yapılan anma programına Rektör Yücel Oğurlu, Vali Yardımcısı Mustafa Özsoy, Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, Memur Sen Balıkesir İl Başkanı Ercan Kurter, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Fatih Satıl, Prof. Dr. Murat Doğdubay, STK temsilcileri, Ahmet Arvasi’nin öğrencileri, öğretim üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Program sonrası katılımcılara Vali Yardımcısı Mustafa Özsoy ve Rektör Prof. Dr. Yücel Oğurlu, plaket ve çiçek takdim etti.
Malatya Kültür Yolu Festivali’nde hafta sonu coşkusu
06 Ekim 2025 Pazartesi - 12:18 Malatya Kültür Yolu Festivali’nde hafta sonu coşkusu Malatya Kültür Yolu Festivali’nin ikinci gününde her yaş grubuna hitap eden etkinlikler, sanatseverler tarafından yoğun ilgiyle takip edildi. Ahmet Çalışır ve Ufuk Yürüç solistliğinde gerçekleşen "Mana İkliminden Damlalar" konseri, Malatya Kongre ve Kültür Merkezi Fahri Kayahan Salonu’nda dinleyicileri maneviyat dolu bir yolculuğa çıkardı. Şehit İbrahim Tanrıverdi Sanat Sokağı Sanat Merkezi’nde düzenlenen Tespih Atölyesi’nde katılımcılar, tespih yapımının inceliklerini keşfetti. "FotoMaraton Malatya" ve "FotoMaraton Çocuk" etkinliklerinde festivalin en özel karelerini yakalayan fotoğraf tutkunları, Malatya Sanat Sokağı Sanat Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlenen törenle ödüllendirildi. Etkinlik kapsamında fotoğrafçı Tahsin Aydoğmuş katılımcılarla bir araya gelerek fotoğraf sanatı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Malatya 100.Yıl Kent Parkı’nda kurulan, birbirinden renkli aktivitelerin, atölye çalışmalarının, sahne gösterilerinin, tiyatroların, oyun alanlarının ve daha birçok etkinliğin yer aldığı "Çocuk Köyü" minik misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. Çocuklar festivalin ikinci gününde "pandomim", "balon katlama" ve "bubble" gösterileri ile doyasıya eğlendi. Ankara Devlet Tiyatrosu, sevilen çocuk oyunu "Sihirli Ayna" ile minik sanatseverlere keyifli anlar sundu. Antalya Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen "Rapunzel" adlı çocuk oyunu da Malatya Kongre ve Kültür Merkezi Kemal Sunal Salonu’nda minik izleyicilerle buluştu. Renkli dekorlar ve neşeli müzikler eşliğinde sahnelenen eser, çocuklara unutulmaz anlar yaşattı. Çocuklar, Malatya Park Yeşil Sinema’da gerçekleşen TÜRSAK ile 21. Çocuk Filmleri Festivali kapsamında gerçekleşen atölyeler ve film gösterimleri ile sinema sanatını keşfettikleri yeni deneyimler yaşadı. "Hayal Tuncer ile Hikâye Serüveni", Parlak Gelecekler Derneği iş birliğiyle Malatya 100. Yıl İl Halk Kütüphanesi’nde minikleri hayal gücüyle dolu bir yolculuğa çıkardı. Festival kapsamında Malatya Park AVM’ye yerleştirilen piyanolarda gençler, "Sen de Çal" projesi kapsamında yeteneklerini sergilerken "Sen de Söyle" kabininde ise Malatya’nın yeni yıldızı olabilmek için ilk adımlarını attı. Sanat Sokağı ve Kernek Meydanı’nda kurulan sokak sahnede genç müzisyenler performanslarını dinleyicilerle buluşturdu.
Türkiye’nin 81 ilindeki mimari eserler minyatürleriyle sergileniyor
06 Ekim 2025 Pazartesi - 11:22 Türkiye’nin 81 ilindeki mimari eserler minyatürleriyle sergileniyor Kepez Belediyesi, Türkiye’nin 7 bölgesinden ve 81 ilinden seçilen Anadolu medeniyetlerinin eşsiz mimari eserlerini 10 bin metrekarelik alanda 1/25 ölçekli minyatür modelleriyle Dokumapark’taki Açık Hava Müzesi’nde sergiliyor. Antalya’nın Kepez ilçesinde yer alan Dokumapark Açık Hava Müzesi, ziyaretçilerine Türkiye’nin dört bir yanından tarihi ve kültürel eserleri tek bir alanda görme imkanı sunuyor. Kepez Belediyesi’nin Dokumapark alanındaki Açık Hava Müzesi, Türkiye’nin 7 bölgesine ve 81 iline ait mimari değerleri barındırıyor. Doğayla iç içe 10 bin metrekarelik alanda yer alan ve Anadolu medeniyetlerinin izlerini taşıyan eserler, 1/25 ölçeğinde küçültülerek sergileniyor. Müze, ziyaretçilerine adeta bir zaman tünelinde yolculuk yapma fırsatı sunarken, Türkiye’nin tarihi zenginliklerini tek bir noktada gözler önüne seriyor. Dolmabahçe Saat Kulesi’nden Malabadi Köprüsü’ne, Zeus Sunağı’na kadar uzanan geniş bir yelpazede sergilenen eserler, Türkiye’nin 7 bölgesine ve 81 iline uzanıyor. Çanakkale Şehitler Anıtı, Trabzon Atatürk Köşkü, Edirne Selimiye Cami, Alanya Selçuklu Tersanesi, İstanbul Haydarpaşa Garı, Amasya Yalıboyu Evleri, Ankara 1. TBMM, Bursa Ulucami, Karabük Safranbolu Evleri, İzmir Zeus Sunağı, Muğla Halikarnas Mozolesi, İzmir Meryem Kilisesi, Diyarbakır Malabadi Köprüsü, Van Akdamar Kilisesi ve Konya Mevlana Dergahı gibi birçok önemli yapının sergilendiği müze ziyaretçilerine Türkiye’nin 81 ilini Kepez’de gezme ve görme imkanı sunuyor.
Tahir Paşa Konağı’nda çalışmalar yüzde 85’e ulaştı
06 Ekim 2025 Pazartesi - 11:04 Tahir Paşa Konağı’nda çalışmalar yüzde 85’e ulaştı Van’ın kültürel miraslarından Tahir Paşa Konağı’nın restorasyon çalışmalarında sona gelindi. Van Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca yürütülen rekonstrüksiyon çalışmalarıyla konak, Van’ın geleneksel sivil mimarisine yeniden kazandırılıyor. Hazırlanan rekonstrüksiyon projesiyle konak, geleneksel yapım tekniklerine uygun olarak yeniden inşa ediliyor. Günümüzde Elmas Öztürk’ün mülkiyetinde olan yapının kaba inşaatının yüzde 85’i tamamlandı. Restorasyonun tamamlanmasının ardından konak, kültür ve sanat faaliyetlerinde kullanılacak. İHA muhabirine konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölüm Başkanı Doç. Dr. Şahabettin Öztürk, Tahir Paşa Konağı’nın inşasının nisan ayı itibarıyla başladığını hatırlattı. Doç. Dr. Öztürk, "Yaklaşık 7 aylık bir süre içerisinde yapının yüzde 85’lik kısmı tamamlandı. Bilindiği üzere bu yapı özel mülkiyete ait olmakla birlikte, Van Valiliği, Van Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) ile yapı sahibi arasında hazırlanan protokol kapsamında çalışmalar Van Valiliği tarafından yürütülmektedir. Konağın inşasında genel olarak geleneksel yöntemler tercih edilmiştir. Van sivil mimarlığının özgün örneklerinden biri olan Tahir Paşa Konağı’nda ana yapı malzemesi olarak kerpiç kullanılmış; buna ek olarak kısmen taş, ahşap ve tuğla da yapı elemanları arasında yer almıştır. Düz dam örtü sistemine sahip olan konak, yaklaşık 600 metrekarelik kapalı alana sahiptir ve iki katlı bir plan özelliği göstermektedir. Yapının arka kısmında ise çeşitli etkinliklerde kullanılmak üzere çok amaçlı bir salon düzenlemesi yapılmıştır" dedi. "Van’ın kültürel mirasında özel bir yere sahiptir" Yapının Van sivil mimarlığı açısından son derece önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Öztürk, "1880’li yıllardan 1990’lı yıllara kadar aktif olarak kullanılan Tahir Paşa Konağı, sadece mimari değeriyle değil, tarihî kişiliklere ev sahipliği yapmasıyla da büyük bir anlam taşımaktadır. 1898-1906 yılları arasında Van Valiliği görevinde bulunan Tahir Paşa’nın bir dönem bu konakta ikamet etmesi, ayrıca Kâzım Karabekir Paşa’nın babası burada görevliyken çocukluk yıllarını bu yapıda geçirmesi, konağın tarihî önemini artıran unsurlar arasındadır. Yıllar boyunca pek çok tarihî olaya ve şahsiyete tanıklık eden konak, Van’ın kültürel mirasında özel bir yere sahiptir" diye konuştu. Tarihi kişiliklere ev sahipliği yaptı Yaklaşık 850 metrekarelik kapalı alana sahip yapı, 19. yüzyıl sonlarından itibaren Osmanlı yönetici sınıfı tarafından kullanıldı. Geçmişte Van Valisi Tahir Paşa’nın konutu olarak bilinen yapı, bir dönem Kazım Karabekir Paşa’nın çocukluğuna da ev sahipliği yaptı. 1979 yılında Ankara Yüksek Anıtlar Kurulu tarafından tescillenen konak, iki katlı ve düz toprak damlı yapısıyla geleneksel Van konut mimarisinin önde gelen örnekleri arasında yer alıyor. 1980’li yıllara kadar ayakta kalan yapı, 1990’lara kadar kısmen kullanıldı. İlgisizlik ve bakımsızlık sonucu üst örtüsü çöken, beden duvarları yıkılan yapı zamanla harabeye dönüşmüştü.
BTÜ İznik’in tarihi mirasını depreme karşı koruyacak
06 Ekim 2025 Pazartesi - 10:50 BTÜ İznik’in tarihi mirasını depreme karşı koruyacak Bursa Teknik Üniversitesi, İznik’in tarihî dokusunu depreme karşı koruyacak projeye imza attı. Avrupa destekli çalışma, dijital teknolojilerle afet risk yönetiminde yeni bir model sunacak. Depreme dirençli çalışma, Avrupa’nın köklü noktalarından İtalya ve Valensiya’yıda kapsayacak. Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), "Şehirle ve toplumla bütünleşen üniversite" vizyonu doğrultusunda, İznik’in tarihi kimliğini afetlere karşı koruyacak önemli bir projeye imza attı. KA220-Yetişkin Eğitimi Erasmus+ programından destek almaya hak kazanan "SCURE - Kentsel Dayanıklılık ve Katılım için Toplulukları Güçlendirme" projesiyle, İznik başta olmak üzere Avrupa’nın köklü kent merkezlerinde deprem ve doğal afet risklerine karşı dijital tabanlı bir model geliştirilecek. BTÜ akademisyenlerinin İznik Belediyesi ile birlikte yürüttüğü Proje Fikri Geliştirme Çalıştayı’nın ardından doğan proje, tarihî alanları deprem risklerine karşı güçlendirilmeyi hedefliyor. Dijital çözümler sunulacak SCURE kapsamında, GIS (Coğrafi Bilgi Sistemleri) tabanlı afet yönetim modeli, çok dilli dijital platform ve mobil uygulama, risk haritaları ve eğitim materyalleri hayata geçirilecek. Böylece yerel toplulukların afet hazırlık kapasitesi artırılırken, tarihi kentlerin sürdürülebilir korunması için yeni bir yöntem ortaya konacak. İtalya ve Valensiya’nın da direnci artırılacak BTÜ ile birlikte Berlin Teknik Üniversitesi, İznik Belediyesi, Valensiya Belediyeler Birliği ve İtalya’dan LARES Enstitüsü paydaş olarak yer alıdığı projenin yürütücülüğünü Sakarya Üniversitesi yapıyor. İznik başta olmak üzere İtalya ve Valensiya’nın tarihî kent merkezlerinin de afetlere karşı direncini artırmayı amaçlıyan proje çalışmaları 24 ay sürecek. Bursa Teknik Üniversitesi Proje Destek Ofisi’nin koordinasyonundaki çalışmada; yürütücü olarak Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü’nden Doç. Dr. İsmail Hakkı Demir, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden Doç. Dr. Ebru Kamacı Karahan, Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nden Doç. Dr. Merve Ersoy, Mimarlık Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Sinem Tapkı ve Proje Destek Ofisi’ndenKordinatör Dr. Öğretim Üyesi Oya Gülerve öğretim görevlisi Dr. Yasemin Sarıcaoğlu yer alıyor. Rektör Çağlar: Çalışma ortak akılla ortaya çıktı, Avrupa desteği kazandı BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, SCURE projesinin sadece bir araştırma değil, aynı zamanda Bursa Teknik Üniversitesinin vizyonunun bir yansıması olduğunu belirterek şunları söyledi: "BTÜ olarak kendimizi her zaman şehirle ve toplumla bütünleşen bir üniversite olarak konumlandırıyoruz. Bu anlayışla, Bursa’nın farklı ilçelerinde belediyelerle birlikte ‘Proje Fikri Geliştirme Çalıştayları’ düzenliyoruz. Bu çalıştaylarda akademisyenlerimiz, yerel yönetimlerin temsilcileriyle bir araya geliyor, ortak akıl üretiyor. İznik’te gerçekleştirdiğimiz buluşmada da benzer bir süreç yaşandı ve tarihî kent merkezlerinin depremselliğe karşı korunması fikri ortaya çıktı. Bu fikir, üniversitemizin bilimsel birikimi ve İznik Belediyesinin katkılarıyla olgunlaşarak Erasmus+ desteği almaya hak kazandı. Bu çalışma, İznik başa olmak üzere tarihî kent merkezlerinin depremlere karşı dijital teknolojilerle korunması hem bilimsel hem de toplumsal açıdan çok değerli bir adım. Proje ekibini tebrik ederim."
Muğla’da Uluslararası katılımlı gastronomi festivali büyük ilgi gördü
06 Ekim 2025 Pazartesi - 10:23 Muğla’da Uluslararası katılımlı gastronomi festivali büyük ilgi gördü Muğla’nın zengin mutfak kültürünü uluslararası alana taşımak amacıyla Muğla Tanıtım Platformu tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen Gastronomi Festivali, büyük bir coşkuyla tamamlandı. "Sofraya davetlisiniz" sloganıyla düzenlenen festivale, Muğla Valiliği, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Menteşe Belediyesi ve Menteşe Kaymakamlığı destek verdi. Festivale, Rusya, Azerbaycan ve Kafkasya’dan 25 yabancı şef katılarak Muğla’nın yöresel lezzetlerini deneyimleme fırsatı buldu. Kurşunlu Meydanı’nda başlayan etkinlik, yoğun bir programla devam etti. Programın açılışı, "Muğla İli Coğrafi İşaretli Ürünlerinin Önemi ve Tanıtımı" konulu bir panelle yapıldı. Ardından "Muğla Kültür Rotası-1" adlı kitap tanıtılırken, misafir şefler tarihi Arasta Çarşısı esnafını ziyaret ederek yerel kültürü yakından tanıdı. Festival boyunca yemek atölyeleri, Muğla’nın Kooperatifleri, Slow Food Muğla Yeryüzü Pazarı üreticileri ve yöresel ürün stantları büyük ilgi gördü. Özellikle yerel üreticilerin ürünlerinin yer aldığı stantlar ziyaretçilerin akınına uğradı. Festival, sadece fiziki katılımda değil, dijital alanda da dikkat çekti. Etkinlik, sosyal medya platformlarında 350 bin etkileşim alarak büyük bir görünürlük kazandı ve bölge halkından yoğun ziyaretçi akınına uğradı. Muğla Tanıtım Platformu kurucusu Gürkan Tetik, festivale katılımın beklentilerinin üzerinde olduğunu vurguladı. Tetik, etkinliğin temel amacının kentin tarihi, sanatsal ve özellikle gastronomi alanında tanınmasını sağlamak olduğunu belirtti. Platform üyesi Ceyda Demir Akman ise gelecek yıla dair hedeflerini açıklayarak, daha kapsamlı bir etkinlik ile Muğla’nın gastronomi alanındaki tanınırlığına katkı sunmaya devam edeceklerini dile getirdi.