TEKNOLOJİ - 28 Kasım 2025 Cuma 10:16

Çiğ süt, gıdayla bulaşan idrar yolu enfeksiyonlarına kapı açıyor

A
A
A
Çiğ süt, gıdayla bulaşan idrar yolu enfeksiyonlarına kapı açıyor

İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoteknoloji Anabilim Dalı tarafından çiğ süt üzerine yapılan çalışma, görünmez bir bakteri ekosistemini ortaya koydu. Yapılan çalışma, süt aracılığıyla vücuda giren bu sistemdeki bakteriler sessizce üriner sisteme ulaşıp enfeksiyon oluşturuyor.


Malatya kırsalından alınan 122 çiğ süt örneğini inceleyen bilim insanları, bazı bakterilerin süt yoluyla vücuda girdiğini ve özellikle kadınlar, yaşlı bireyler ve bağışıklığı zayıf kişiler için risk taşıdığını ortaya koydu.


Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Birimi tarafından desteklenen ‘Çiğ Süt Örneklerinde Escherichia coli Prevalansının ve Üropatojenik E. coli (UPEC) Virülans Genlerinin Araştırılması’ çalışması Malatya bölgesinden toplanan sütlerde ‘E.coli’ bakterisinin yüksek oranda bulunduğunu gösterdi.


Araştırmanın yürütücüsü Doç. Dr. Seval Cing Yıldırım, bu durumun insan sağlığı açısından risk oluşturduğunu belirtti.


Doç. Dr. Seval Cing Yıldırım, "Bugün burada paylaşacağımız emareler, çiğ sütle ilgili bildiklerimizi önemli ölçüde değiştirecek nitelikte. Yıllardır çiğ süt genellikle sadece E. coli var mı yok mu? diye değerlendirildi. Oysa bizim yaptığımız çalışma, çok daha kritik bir noktayı gösteriyor. Bu bakterilerin hangi hastalık yapıcı genleri taşıdığını bilmekte çok önemli. Malatya bölgesinden topladığımız çiğ sütlerde E. coli oranları beklediğimizden yüksekti. Ancak asıl çarpıcı olan şu, bu izolatların önemli bir kısmı, idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabilen UPEC (Üropatojenik E. coli) adlı özel suşların genetik özelliklerini taşıyordu. Özellikle ‘fimA ve agn43’ genleri neredeyse tüm izolatlarda pozitifti. Bu genler bakteriye idrar yollarına tutunma, biyofilm oluşturma ve bağışıklıktan kaçma gibi güçlü yetenekler kazandırıyor" dedi.


Çiğ sütün, yalnızca dışkı bulaşıyla kirlenmiş bir ürün olmadığını belirten Doç. Dr. Yıldırım, "Çiğ süt, hastalık yapma potansiyeli yüksek bakteriler için bir taşıyıcı ortam olabilir. Yani çiğ süt, görünmez bir bakteri ekosistemi aslında ve bu ekosistemdeki bazı üyeler insan sağlığı açısından risk oluşturur. Bu durum literatürde giderek önem kazanan bir kavramı işaret ediyor. Yani gıdayla bulaşan idrar yolu enfeksiyonları. Süt aracılığıyla alınan bu bakteriler sessizce üriner sisteme ulaşıp enfeksiyon oluşturabilirler. Özellikle bu durum kadınlarda, yaşlı bireylerde ve bağışıklığı zayıf kişiler için de risk oluşturuyor" ifadesine yer verdi.


Bu çalışmanın, Türkiye’deki gıda güvenliği politikaları açısından önemli bir boşluğu da görünür kıldığını vurgulayan Doç. Dr. Yıldırım, "Mevcut denetim sistemleri hâlâ "bakteri var mı yok mu?" yaklaşımına dayalı olarak işliyor. Oysa emarelerimiz, moleküler patojenite analizlerinin ve antimikrobiyal direnç taramalarının rutin gıda kontrol süreçlerine entegre edilmesi gerektiğine işaret etmektedir. Bir diğer kritik emaremiz, tüm izolatların sefalotin antibiyotiğine dirençli olmasının yanı sıra çoklu antibiyotik direnci de mevcut. Bu tablo, antibiyotik direncinin hayvancılık ortamlarında seçilip gıda zinciri aracılığıyla topluma geri döndüğünü açıkça ortaya koyuyor. Başka bir ifadeyle, çiftlikten sofraya uzanan çok yönlü bir direnç zinciri ile karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.


Isıl işlemin bakteri üzerindeki etkisini de anlatan Doç. Dr. Yıldırım, "Pastörizasyon ve kaynatma büyük oranda etkilidir; ancak sağımdan depolamaya, taşımadan işleme ve satışa kadar uzanan hijyen zinciri doğru işletilmezse risk maalesef sıfırlanmaz. Özellikle çiğ sütten yapılan peynirlerde uygulanan ısıl işlemler kısa süreli olduğu ve yeterli sıcaklığa ulaşmadığı için, dirençli bakterileri ve virülans genlerini tamamen elimine etmek her zaman mümkün değildir. Sonuç olarak, sütün doğal niteliği tek başına mikrobiyolojik güvenliği garanti etmez. Hedefimiz toplumda korku oluşturmak değil, bilimsel kanıtlarla desteklenen bir farkındalık oluşturmaktır. Uygun ısıl işlem, hijyen ve moleküler denetim süreçleri benimsendiğinde süt ve süt ürünlerinin güvenli tüketimi kolayca sağlanabilir" ifadesine yer verdi.


6 ayda 122 çiğ süt örneği incelendi


Araştırmada yer alan İnönü Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Aynur Akan ise, Malatya kırsalından alınan 122 adet çiğ süt örneğini 6 aylık bir periyotta toplandıklarını söyledi. Proje kapsamındaki çalışmaların bir kısmının Sinop Üniversitesi’nde yürütüldüğünü belirten Akan, "Çalışmaların bir kısmı İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Endüstriyel Biyoteknoloji araştırma Laboratuvarı’nda gerçekleştirilirken bir kısmı da Sinop Üniversitesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Zeynep Yeğin ve Dr. Öğr. Üyesi Cumhur Avşar ile yapıldı. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi’ne desteklerinden ötürü teşekkür ederim" diye konuştu.



Çiğ süt, gıdayla bulaşan idrar yolu enfeksiyonlarına kapı açıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Büyükşehir’den vatandaş başvuru süreçleri için değerlendirme toplantısı Kayseri Büyükşehir Belediyesi, vatandaşlardan gelen başvuruların hızlı, doğru ve mevzuata uygun şekilde sonuçlandırılması için tüm birimlerin katılımıyla kapsamlı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı, Alo 153, Beyaz Masa, Web Formu, WhatsApp ve CİMER üzerinden belediyeye ulaşan vatandaş başvurularının daha etkin yönetilmesi amacıyla kapsamlı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi. Büyükşehir Belediye Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantıya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Fatih Temeltaş, daire başkanları, müdürler ve personel katıldı. Genel Sekreter Yardımcısı Fatih Temeltaş, toplantının Büyükşehir Belediyesi’nin vatandaş odaklı hizmet anlayışını güçlendireceğini belirterek, tüm katılımcılara teşekkür etti. Temeltaş, "Kayseri Büyükşehir Belediyesi adı üzerinde ‘büyük şehir’, bir imajı, prestiji olan bir belediye, o yüzden bu konuya çok önem veriyoruz. Katılımlarınız için çok teşekkür ediyorum" dedi. Toplantıda, başvuru süreçlerinin hızlandırılması, veri girişlerinin standartlaştırılması ve birimler arası koordinasyonun güçlendirilmesine yönelik analizler ve sunumlar yapıldı. Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı, Akıllı Şehircilik ve Bilgi İşlem Daire Başkanlığı, Mali Hizmetler Daire Başkanlığı ve Hukuk Müşavirliği tarafından ayrı ayrı sunumlar gerçekleştirildi. Vatandaş başvurularında genel durum değerlendirmesi yapılırken, YBS’ye hatasız veri girişinin süreçteki gecikmeleri ciddi oranda azalttığı ifade edildi. Kamu hizmet standart süreleri üzerinden birim bazlı performans analizlerinin paylaşıldığı toplantıda, ayrıca başvuruların hukuki çerçevesi, belediyelerin mevzuat yükümlülükleri ve özellikle CİMER cevaplarında uyulması gereken standartlar konusunda bilgilendirme yapıldı. Toplantıda ayrıca, vatandaş başvurularını değerlendiren birim personelinin görev değişikliği, geçici görevlendirme veya ayrılış gibi durumlarında sorumlu kişi bilgilerinin ivedilikle Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı, Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü’ne bildirilmesinin zorunlu olduğu hatırlatıldı. Toplantının sonunda, süreçlerin hızlandırılması, birimler arası iletişimin güçlendirilmesi, veri giriş doğruluğunun arttırılması ve aylık performans raporlamasının başlatılması konularında ortak kararlar alındı. Program, günün anısına hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
Kayseri Talas’ta Sporcu Fabrikası’nın yükselen yıldızları Talas Belediyesinin adeta yetenek üretim merkezi hâline gelen Sporcu Fabrikası, Türk futboluna yeni oyuncular kazandırmaya devam ediyor. Adına yakışır şekilde genç yetenekleri keşfeden ve profesyonel sahnelere taşıyan tesis, iki sporcusunu daha profesyonel liglere göndermenin gururunu yaşadı. Bu yıl hem elde ettiği şampiyonluklarla hem de profesyonel takımlara kazandırdığı 13 oyuncuyla spor camiasında dikkatleri üzerine çeken Talas Belediyespor, başarı grafiğini yükseltmeyi sürdürüyor. Sarı-lacivertli ekip, iki genç oyuncusunun profesyonel liglere adım atmasıyla Talas’ın adını bir kez daha Türkiye’ye duyurdu. Erciyes 38’e çifte transfer Kayseri’yi gelişim liglerinde amatör olarak temsil eden tek takım olan Talas Belediyespor’un U-19 ekibinden orta saha oyuncusu Mehmet Haluk Alagöz ile forvet oyuncusu Mahir Işkın, şehrimizin 3. Lig temsilcilerinden Erciyes 38 Futbol Kulübü’ne transfer oldu. Bu gelişme, Talas’ın spora verdiği desteğin somut bir sonucu olarak değerlendirildi. "Sporcularımız göğsümüzü kabartmaya devam ediyor" Talas Belediye Başkanı ve Talas Belediyespor Onursal Başkanı Mustafa Yalçın, başarıların tesadüf olmadığını vurgulayarak şunları söyledi: "Sporcularımız elde ettikleri başarılarla göğsümüzü kabartmaya devam ediyor. Göreve geldiğimiz günden bu yana takımımızın ortaya koyduğu performansla Türkiye’de adımızdan övgüyle söz ettiriyoruz. Son 6 yılda yakaladığımız istikrar yalnızca şampiyonluklarla değil, profesyonel takımlara gönderdiğimiz sporcularla da taçlanıyor." Başkan Yalçın, bu sezon U-19, U-17 ve U-16 takımlarının ilk kez amatör olarak Kayseri’yi gelişim liginde temsil ettiğine dikkat çekerek bunun şehrin spor vizyonu açısından önemli bir adım olduğunu belirtti. Başkan Yalçın açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: "Gençlerimizin profesyonel liglere adım atması bizler için büyük gurur. Erciyes 38’e transfer olan Mehmet ve Mahir kardeşlerimizi yürekten kutluyor, Türk futbolunun kalıcı başarıya ancak bu pırıl pırıl gençlerle ulaşacağına inanıyorum. Onları yetiştiren antrenörlerimize ve bize güvenerek çocuklarını emanet eden ailelerimize teşekkür ediyorum."