ÇEVRE - 20 Mart 2025 Perşembe 13:07

Malatya’da kayısı bahçeleri don tehlikesiyle karşı karşıya

A
A
A
Malatya’da kayısı bahçeleri don tehlikesiyle karşı karşıya

Malatya’da çiçeklenen kayısı bahçeleri etkili olan kar yağışıyla birlikte tam anlamıyla beyaza bürünerek kartpostallık görüntüler oluşturdu. Uzmanlar ise kar yağışının ağaçlar için koruyucu bir etkisi olduğunu belirterek, asıl riskin ilerleyen günlerde yaşanabilecek don olayları olduğunu vurguluyor.


Malatya’da kayısı ağaçlarının açan beyaz çiçekleri, kar taneleriyle bütünleşince ortaya büyüleyici bir manzara çıktı. Özellikle yüksek kesimlerde kayısı bahçeleri, karla kaplanan dallarıyla doğanın sunduğu eşsiz bir tabloyu andırıyor.


Ziraat mühendisleri, kar yağışının ağaçlar için koruyucu bir etkisi olduğunu belirterek, asıl riskin ilerleyen günlerde yaşanabilecek don olayları olduğunu vurguluyor. Ancak şu an için Malatya’daki kayısı bahçeleri, beyazın farklı tonlarıyla görsel bir şölen sunuyor.


Malatya Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Fevzi Çiçek, son günlerde etkili olan kar yağışı ve düşük sıcaklıkların kayısı ağaçları üzerindeki etkilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.


Çiçek, bölgelere göre çiçeklenme sürecinin farklı aşamalarda olduğunu belirterek, "Düşük rakımlı bölgelerde çiçeklenme başlamışken, yüksek kesimlerde ağaçlar hâlâ tomurcuk aşamasında. Son günlerde yaşanan kar yağışıyla birlikte bazı bölgelerde sıcaklık eksi 2 dereceye kadar düştü. Bu durum, çiçeklenme sürecindeki ağaçlar için şu an büyük bir risk oluşturmuyor. Ancak önümüzdeki iki gün boyunca daha düşük sıcaklıklar bekleniyor" dedi.


Kayısı ağaçlarının farklı sıcaklık seviyelerine dayanıklılığına dikkat çeken Çiçek, "Çiçeklenme dönemindeki kayısı ağaçları eksi 3 dereceye, tomurcuk aşamasındaki ağaçlar ise eksi 4 dereceye kadar dayanabiliyor. Ancak bu sıcaklıkların uzun süre devam etmesi durumunda risk artıyor" ifadelerini kullandı.


Önümüzdeki süreçte en büyük tehlikenin gündüz güneşli, gece ise aşırı soğuk hava şartlarıyla oluşabilecek ayaz olduğunu vurgulayan Çiçek, "Kar ve buzlanma, belli ölçüde koruyucu bir etki oluşturabilir. Ancak asıl risk, yağışlar kesildikten sonra ortaya çıkacak. Kayısı bahçelerinin zarar görüp görmediğini belirlemek için birkaç gün güneşli havanın geçmesini beklemek gerekiyor" diye konuştu.


Çiçek, çiftçilerin hava sıcaklıklarını yakından takip etmesi gerektiğini belirterek, önümüzdeki günlerin kayısı üretimi açısından kritik olduğunu vurguladı.



Malatya’da kayısı bahçeleri don tehlikesiyle karşı karşıya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yaralı pelikanın yürek ısıtan dostluğu Adana’da yaralı halde bulunarak tedavi altına alınan pelikanın, kendisini tedavi eden görevliyle kurduğu bağ görenlerin içini ısıttı. Doğa Koruma ve Milli Parklar 7. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Adana Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekiplerince Yumurtalık ilçesindeki bir lagünde avcı kuşların saldırısıyla yaralanan pelikan bulundu. Koruma altında tutularak tedavisine başlanan pelikanın, bir hafta sonra doğaya salınmasının planlandığı belirtildi. Yaralı pelikanı hem tedavi eden hem de onunla gece gündüz ilgilenip yemeğini yediren görevli Kazım Baykurt, hayvanın avcı kuşların saldırısına uğradığını, göğüs kısmında yara bulunduğunu ifade etti. Baykurt, tedavi sürecinde pelikanla aralarında özel bir dostluk oluştuğunu söyleyerek, "Yemeğini vermem nedeniyle aramızda bir bağ oluştu. Balıkla besliyoruz, akşamları da ilaçlarını veriyorum. Bana karşı hiç saldırgan değil. Hatta sakin ve uyumlu davranıyor" dedi. Pelikanın, kendisine alıştığını belirten Baykurt, hayvanın zaman zaman başkalarına karşı temkinli davrandığını ancak kendine karşı güven duyduğunu, gün geçtikçe aralarındaki bağın daha da güçlendiği dile getirdi. Baykurt, "Bir hafta sonra doğal yaşam alanına bırakacağız. Gitmesine üzülüyorum çünkü aramızda güzel bir dostluk oluştu. Ama ne kadar alışsak da onların yeri doğa. İyileştikten sonra özgürce yaşaması için ait olduğu yere bırakacağız" diye konuştu.
Van Van’da soba başında 83 yıllık çay geleneği Van’ın İpekyolu ilçesindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda yer alan ve yaklaşık 83 yıllık geçmişiyle kentin hafızasında önemli bir yere sahip olan tarihi çay evi, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor. Van’da 1942 yılından bu yana hizmet veren çay evi, özellikle kış aylarında odun sobası etrafında oluşan sıcak atmosferiyle dikkat çekiyor. Sobanın üzerinde demlenen çay ve tarçının kokusu mekânı sararken, geçmişten bugüne taşınan masa, sandalye ve demlikler ise eski günleri hatırlatıyor. Sigara içilmesine izin verilmeyen ve siyasetin konuşulmadığı çay evi, huzurlu ortamıyla her kesimden ziyaretçiyi ağırlıyor. 12 bardak çayı tek seferde servis ediyor Çay evinin dikkat çeken bir diğer özelliği ise çay servisi. Tepside çay sunmayı tercih etmeyen çay evi sahibi Dolayı Usta, yaklaşık 12 bardağı aynı anda eline alarak masalara servis yapıyor. Yılların verdiği alışkanlıkla yapılan bu sunum, mekânın kendine has kültürünü ve ustalığını gözler önüne seriyor. "Bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil" İHA muhbirine konuşan 56 yaşındaki çay evi sahibi Dolayı Öztürk, mekânın Van kültürünü yaşatmak amacıyla korunduğunu belirtti. Kentin en eski çay evi olduğunu ifade eden Öztürk, "Tam 83 yıllık bir geçmişe sahiptir. Biz burada eskiyi canlandırmaya, yaşatmaya çalışıyoruz. Van’ın kültürünü yaşatmak istiyoruz. Büyüklerimizin geçmişte yaşadıklarını, örfünü ve adetlerini kaybetmek istemiyoruz; bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil. Bakıyorsunuz; sobamız eski, sandalyelerimiz eski, demliklerimiz eskidir. Hepsini geçmişe dayanarak kullanıyoruz. Çünkü diyoruz ki, büyüklerimizin örfü, adeti kaybolmasın. Bunları yaşatmaya çalışıyoruz" dedi. "Burada bir bilgi bankası oluşuyor" Bu tür kahvehanelerin dostluklarının çok farklı olduğunu dile getiren Öztürk, "Buraya gelen insanların bilgi ve birikimi çok kıymetlidir. Biz onlara adeta birer ‘kitap’ diyoruz. Çünkü aralarında büyük esnaflar, önemli bürokratlar ve iş insanları var. Hepsi bir araya geldiğinde adeta bir bilgi bankası oluşuyor. Gençler buraya geliyor ve bu insanlardan çok şey alıyor" diye konuştu. Her kesimden vatandaşı çay evinde ağırladıklarını söyleyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigara yasaklandığı gün biz de kahvemizde yasakladık. Bu çok güzel bir uygulama oldu. Ayrıca burası siyasetin olmadığı bir ortamdır. Herkese açık bir yerdir. Her kesimden insan gelir ve herkes buradan memnun ayrılır. İnsanlar geliyor, eskiyi yad ediyor; sandalyeye, masaya, çaya bakıyor. Zaten bir tezgâh yaklaşık 84 yıl ayakta durmuşsa, bilin ki onun verdiği bir tat, bir emek vardır. Çünkü bu memleketin değerlerine sahip çıkılması gerekiyor. Eğer biz bunları yaşatmaz, sahip çıkmaz ve korumazsak, ileride hepsi yok olur." "Emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım" 13 yıl önce emekli olduktan sonra hemen her gün bu çay evine geldiğini ifade eden Ferzende Olgun ise "Buraya genellikle esnaflar ve emekli olan insanlar gelir. İnsanlar burada dinlenir, sohbet eder. Biz de sürekli buradayız; gelip burada dinleniyoruz. Ben kendi adıma söyleyeyim; emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım. 2013 yılında emekli oldum ve o günden bu yana hep buraya geliyorum" dedi. "Çok güzel ve nostaljik bir mekândır" 1980’li yıllardan beri aynı çay evine geldiğini söyleyen Burhan Çap da, "Burası bana hep eskiyi hatırlatıyor. Buraya geldiğimde interneti, teknolojiyi, her şeyi unutuyorum. Eski zamanlar, eski hatıralar, arkadaşlar geliyor aklıma. Öğrencilik yıllarımızda da buraya gelir, hep çay içerdik. Çayı gerçekten çok güzeldir. Burası güzel bir yer, çok güzel ve nostaljik bir mekândır" şeklinde konuştu.